Kadýna Yönelik Þiddet ve Ayrýmcýlýkta Dehþet Verici Rakamlar!



“ Türkiye’de Kadýna Yönelik Þiddet” araþtýrmasýnýn da ortaya koyduðu üzere, her 3 kadýndan 1’i fiziksel þiddete maruz kalýyor. Mor Çatý Dayanýþma Merkezine Ocak ayýndan bu yana baþvuruda bulunan 1244 kadýnýn her 2 tanesinden birisi sýðýnak talep ediyor. Emniyet Genel Müdürlüðü Asayiþ Daire Baþkanlýðý’nýn hazýrladýðý “2006 Yýlý Faaliyet Raporu”na göre, Türkiye’de sadece kayýtlara geçmiþ 72 bin 643 kadýna yönelik þiddet içerikli saldýrý bilgisi var. Bu kadýnlardan 842'si saldýrýlar neticesinde öldürüldü, yaralanan kadýn sayýsý 9 bin 317 oldu. 2001-2006 yýllarý arasýnda namus adýna bin 806 cinayetin iþlendiðini, ayný dönemde 5 bin 375 kadýnýn da intihar ettiðini bizzat bakan Nimet Çubukçu’nun kendisi açýkladý. Gazetelerin 3. sayfalarýna hemen hemen her gün kocasý, sevgilisi, ailesi tarafýndan öldürülen kadýnlarýn yüzleri yansýyor. Türkiye, uluslar arasý raporlara göre kadýn erkek eþitliðinde 128 ülke arasýndan 121. sýrada yer alýyor. Kadýnlarýn tamamýna yakýný hayatlarýnda en az bir defa dahi olsa cinsiyet temelli ayrýmcýlýða uðruyor. Parlamento’da kadýn milletvekili oraný % 9, çalýþma yaþamýna katýlan kadýn oraný % 24, namus cinayetlerinin %100’ü kadýnlara yönelik!!!



Her ne kadar öldürülen, saldýrýya, ayrýmcýlýða maruz kalan kadýnlar birer rakamdan ibaret deðilse de þiddetin boyutlarýnýn “münferit” olmadýðýnýn göstergesi oluyor. Üstelik tüm bu rakamlara raðmen Türkiye’de kadýna yönelik þiddetin önlenmesine ve kadýn erkek eþitliðinin saðlanmasýna yönelik kâðýt üzerinde kalan yasalardan ve genelgelerden öte bir devlet politikasý söz konusu deðil. AB’nin ve Birleþmiþ Milletler Nüfus Fonunun desteklediði ve Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðünün yürüttüðü “Kadýna Yönelik Aile Ýçi Þiddetle Mücadele Projesi” dýþýnda mevcut sýðýnaklarýn desteklenmesini, dayanýþma merkezlerinin oluþturulmasýný, hayatýn her alanýnda bulunan cinsiyet ayrýmcýlýðýnýn sonlandýrýlmasýný hedefleyen bir program, politika ve bütçe yok. Oysaki kadýna yönelik þiddetin sonlandýrýlmasý, projeler destekleyici ve ön açýcý olsa da, dönemsel çalýþmalarla çözülemeyek kadar kapsamlý ve köklü bir sorundur.



Mevcut sýðýnaklar güçlendirilmeli, yeni sýðýnaklar açýlmalý!

Þiddetle mücadele programý çerçevesinde, mevcut sýðýnaklarýn hizmet kapasitelerinin artýrýlmasý, uluslar arasý feminist ilkeler doðrultusunda , yerel ihtiyaçlarý gözeten çalýþma standardizasyonunun getirilmesi saðlanmalýdýr. Son dönemde sýðýnak sayýsý 2 katýna çýkmýþ olsa da, varolan sýðýnak sayýsý ve kapasitesi ihtiyacý karþýlamaktan çok uzaktýr. Türkiye’deki mevcut sýðýnak sayýsý –kýz yurtlarý da dahil – 35’dir.Bu sýðýnaklarýn ise soyal devlet anlayýþýndan yoksun, erkek egemenliðine karþý, kadýndan yana bir tutumla yürütülmemesi, aile içinde þiddete maruz kalmýþ kadýnlarýn güçlendirilmesinin önünde engel olarak durmaktadýr. Türkiye’de kapsamlý bir araþtýrmanýn olmamasýna ve kurumlar arasýnda baþvuru bilgilerinin sistematikleþtirilmemesine raðmen ortaya çýkan rakamlar dahi sýðýnak sayýsýnýn artýrýlmasýnýn ve sosyal devlet politikalarý ile desteklenerek kadýn bakýþ açýsý ile yürütülmesinin ne kadar yakýcý bir ihtiyaç olduðunu ortaya koymaktadýr.



Dönemsel projeler dýþýnda politika üretmemenin olumsuz sonuçlarý, Beyoðlu Kaymakamlýðý SYDV’nin Mor Çatý ile yürüttüðü sýðýnak çalýþmasýnda da kendisini göstermiþtir. 2005 yýlýnda Dünya Bankasýnýn Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamýnda açýlan ve 2 yýl boyunca finansal kaynaðý proje bütçesinden karþýlanan sýðýnak çalýþmasý gelinen noktada devletin gerçekçi bir bütçe ayýrmamýþ olmasý nedeniyle sýkýntý içindedir. Sýðýnak için devlet tarafýndan ihtiyaçý karþýlayacak bir bütçe ayrýlmamýþ olmasýnýn yaný sýra bir baþka sorun iki kuruluþ arasýndaki iþbirliðinin kurumsallaþamamýþ olmasý. Sýðýnak faaliyeti ile ilgili olaran, yoneticilerin sýk sýk degismesi durumunda aksaklýklar kacinilmaz oluyor, her yeni gelen kaymakam bizler icin yeni bir anlatma, tartýþma ve ikna etme zorunlulugu doguruyor. Nitekim yeni dönemde karþýlýklý sorumluluklarý düzenleyecek olan protokol henüz imzalanamadý. 2 yýl boyunca 107 kadýna ve 69 çocuða barýnma imkaný ve sosyal destek saðlayan sýðýnak çalýþmasýnýn bundan sonra da kurumsallaþarak devam etmesi, kadýna yönelik þiddetle mücadelede sistematikleþmesinde önemli bir adým olacaktýr.



Sýðýnaklar Tek Baþýna Çözüm Deðil :

Da(ya)nýþma Merkezleri Oluþturulmalý / Sýðýnak Sonrasý Yaþam Desteklenmeli!



Kadýna yönelik her tür þiddetle mücadele için kapsamlý devlet programý oluþturulmalý. Bu noktada hem sýðýnak ihtiyacý olmayan kadýnlarýn yararlanabileceði, hem de kadýnlarýn sýðýnakda kaldýktan sonra sosyal destek alabilecekleri da(ya)nýþma merkezleri kurulmalý. Ayrýca Baþbakanlýk Temmuz Genelgesinde de yer alan, þiddete maruz kalan kadýnlara, yerel yönetimler tarafýndan uzun süreli ücretsiz ve/veya düþük ücretli konut desteði saðlanmalý. Kadýnlarýn mesleki becerilerini geliþtirmelerine ve meslek içi eðitimlerine yönelik birimler kurulmalý ve þiddete maðruz kalmýþ kadýnlarýn iþe alýmlarýna öncelik verilmelidir. Þiddete maruz kalmýþ kadýn ve çocuklarýyla birlikte desteklenmesinde pozitif ayrýmcýlýk uygulanmalý.



Kadýndan Yana Taraf Olmak Þart!



Kadýna yönelik þiddetle mücadeleyi öncelikli olarak kabul eden her devlet, kurum ve insan için kadýndan yana taraf olmak gerekir.Yüzyýllardýr süregelen eþitsizliðin ve þiddet zeminin yok edilmesi için parçalý kýsmi politikalarla, projelerle, kampanyalarla bir yere varýlmasý mümkün deðildir. Elbette ki yürütülen tek tek faaliyetler önemli ve gereklidir. Ancak gerçekçi çözüm için kadýndan yana somut adýmlar atýlmasý, politikalarýn oluþturulmasý ve bunun için bütçe ayrýlmasý gerekmektedir. Nufüsunun %51 kadýn olan bir ülkede, kadýnlarýn öncelikli sorunlarý için gerçekçi bütçelerin oluþturulmamasý kabul edilebilir deðildir. Ayrýmcýlýðýn ve þiddetin önlenmesi için hükümet acilen somut adýmlar atmalýdýr. Artýk kadýnlarýn göstermelik taahhütlere ve cilali sözlere tahammülü kalmamýþtýr. Sýðýnaklara ihtiyaç duymayacaðýmýz bir hayat için, bu gün sýðýnaklara ve kadýnlara gerekli bütçe ayrýlmalýdýr!!!