Yaþam bize olumlu ve olumsuz bir çok deneyimi yaþama olanaðý tanýdý.
Samsun’daki köyümde, okuryazar sayýsý çok az olduðu halde, köyde okul olmadýðý halde, Ýstanbul’a gitme, orda okula baþlama, okuma yazma öðrenme, uygarlýkla tanýþma þansým oldu.
Orada aþýk oldum.
Atatürk ile orda tanýþtým. Sonra, Karacaoðlan’dan Orhan Veli’ye, bir çok kiþiyi tanýdým. Bilim, felsefe, hukuk…büyük denizlere açýldým. Çok ama çok dostum oldu. Bilim adamý, sanatçý, devlet adamý, hukukçu þair ve yazar, ….

Bir gün avukat olarak, Bayýndýr’da yaþamaya baþlayýnca, kendi kendime bir hesap yaptým.
Bu toplum bana ne verdi diye…
Ne vermedi ki..
Benim için deðeri biçilmez olan, dost ve arkadaþlarým var… Kendime ev yapabilecek kadar, inþaat bilgim ve deneyimim var. Evimi doðal yollardan ýsýtabileceðimi ve soðutabileceðimi biliyorum…Bu bir mutluluk kaynaðý..
Kurs ve dersaneye gitmeden, üniversite sýnavýný kazanacak düzeyde eðitim gördüm.
Tarýmsal üretimin ne kadar önemli olduðunu yaþayarak gördüm. 4 dönem, fýndýk toplamaya gittim. Kendi fýndýk bahçemizin bakýmýnda çalýþtým.
Meyve aþýsý yapmayý severim. Aslýnda her türlü bitki yetiþtirmeyi severim… Bunun doða ile bir iþbirliði olduðunu düþünürüm.
Güneþ enerjisinin pratik kullanýmý üzerine deneyler yaptým.
Hukuk eðitimi gördüm. Avukat, yargýç, savcý olarak çalýþabilecek donanýma sahibim.
Bu toplum bana, bunca olanaðý sundu.. ve ben borç ödemek olarak deðil, görev olarak, topluma karþý sorumluluklarýmý yerine getirmeliydim.

Öyle ya, cepheye gidip, savaþmak zorunda kalmadým. Daha uygun ortamlarda daha verimli olmam gerekirdi.
Þu anda yaþadýðým yer Bayýndýr…Ýzmir’in ilçesi.
Efes ile Sard antik kentleri arasýnda, sessiz kalmýþ bir ilçe…
Efes ve Sard’dan gelen ordularýn karþýlaþtýðý yer burada…
Sýcak suyumuz var.
Ulaþým yeni yeni düzelecek…hava alaný yarým saatlik yol…bir saatte Ýzmir…
Donanýmlý kardeþim… yaþadýðýn yere bir katkýn var mý… topluma karþý görevlerin var ya… peki ne yaptýn, ne yapýyorsun, ne yapacaksýn….
Bayýndýr’da bir park kuracak, bir koruluk kuracak kadar fidan yetiþtirdim. Tohumdan veya çelikten aðaç yetiþtirmek , bilgisayar oyunundan daha geniþ çalýþma olanaðý saðlýyor.
Bir adet incirin, yüzlerce tohum, yüzlerce fidan olduðunu biliyoruz.
Nar veya ayvadan alýnacak her bir çeliðin, bir aðaç olabileceðini biliyorum. Bir avuç dutu, topraða karýþtýrdýðýmda, ayný dönemde yüzlerce fidan yetiþeceðini biliyorum.
Sýcak su olan Ilýca bölgesinde, turizm yatýrýmlarý yapýlabileceðini, pansiyonculuk yapýlabileceðini, ekonomik olarak kalkýnma saðlanabileceðini biliyorum. Bu konuda yazýlarýmý 10 yýlý aþkýn süre önce, arkadaþlarla bölüþtüm. Valiliðe kadar gitti.
Sýcak su ve güneþ enerjisi destekli, elektrik üretme düþüncem hiç deðiþmedi… Bu potansiyel var ve biz de varýz…
Yaklaþýk 80 dekar arazide, bir antik kentin toprak altýnda olduðunu biliyorum. Ekonomik ve kültürel yararlarý olacaðý biliniyor.
Sard ile Efes arasýndaki antik Kral Yolu’nun, haritasýný çizebilirim. Burasý bir açýk hava müzesi…bir gezi ve kültür yolu… deðerlendirilmesi gerekir. Ýlgili valilik, kaymakamlýk ve belediyelere yazý yazmak dýþýnda bir þey yapmadým…
Örentepe antik kenti var ya, toprak altýnda…Salihli-Ödemiþ-Bayýndýr Daðlarý üzerinde gelen yolun, ova ile buluþtuðu noktada…. Torbalý’ya doðru yola devam ettiðinizde, Metropolis Antik Kenti…Efes’e doðru yola devam ettiðinizde, yol üstünde Keçi Kalesi… sonrasýnda Efes’e ulaþýyorsunuz.
Ödemiþ Daðlarýndan , Bayýndýr sýnýrlarýna girildiðinde, en uzak köyümüz olan Kýzýlkeçili Köyü… Ormanlýk araziden , Sarýyurt Kalesine (Bayýndýr Kalesi) ulaþýyoruz. Kale, hakim noktada, çevreyi kontrol ediyor. Orada içilecek bir çayýn deðeri ölçülemez… Merak edip, henüz çözemediðim bir konu….kaleden, keçi kalesinin görünüp görünmediði…iki kale arasýnda haberleþme olanaklarý…
Eðer bilgi ve deneyim ortak amaçlar için kullanýlabilse, Bayýndýr’da konut sorununu ekonomik olarak çözebiliriz…Pek çok iþ olanaðý yaratabilir, ekonomik kalkýnmaya, katkýda bulunabiliriz.
Öðrenci yurdu eksiði olacak iþ mi…Yaþlýlar ve veya engelliler için barýnma tesisi yapmak çok mu zor… Öðrencilere okul desteði çok mu zor….deðil…
Amerika veya Avrupa’dan ayva yada nar gelmesini beklemek, olsa olsa mizah öyküsü olur.
Madem ki biliyorsun, neden öðretmiyorsun (Ýlmiye Çýð-Sümer çivi yazýlarýndan)