Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Yaþlý dilencinin dediðine göre bu göçerlerin davranýþlarýný iþte bu yüzden normal karþýlamak gerekiyordu. Onlarda açtý ve hala maðara dönemi felsefesiyle yaþýyorlardý. Ýlk dilenci oluþumunu kendi bakýþ açýsýyla anlatýyordu yaþlý dilenci. Ona göre, Tanrý o vahþet çaðýnda sessiz ve tarafsýz kalmayý tercih etmiþ olabilirdi. Ama Tanrý ortaya çýkana kadarda bu fani dünyada hiç dilenci olmamýþtý. Onlarý Tanrý yaratmýþtý. Tanrýnýn ana felsefesinin en önemli yapý taþýnda dilenci vardý. Felsefenin iki ana kuralý vardý. Bir “Haline þükür etmek” iki “Ýhtiyacý olana sadaka vermek” . Ya insanlar birbirine yardým edecekti ya da insanlar geçmiþte olduðu gibi birbirini yiyecekti. Biri dilenecek bir diðeri de verecekti. Köyün ilk dilencisinin cami hocasý olduðunu hala ýsrarla söylüyordu. Namazdan sonra dýþarý çýkan cemaati hocanýn yardýmcýsý karþýlýyordu. Bir sandýðýn üzerindeki kase insanlara bakýyordu. Verilen mesaj netti. Camiye yardým bir bakýma Tanrýya yardým sayýlýrdý. Sonralarý o sandýðýn kenarýnda bazý faniler belirdi. Sandýðýn hemen yaný baþýnda oturan çingene kadýn çocuðunu emzirirken aðlýyordu. O da “Allah rýzasý için” yardým istiyordu. Onun yanýnda oturan ihtiyar sakat, bastonlu bir adamda yardým diyordu. Yardýmýn büyük çoðunluðu elbette o kutsal kaseye akýyordu. Oradan sýçrayan bozukluklar arada bir de olsa çingene kadýnýn ve sakat ihtiyarýn kucaðýna düþmüþtü. Cami hocasýnýn dikkatini çekene kadarda düþmeye devam etti. Bir gün camiden öfkeye fýrlamýþtý hoca. Asýk sert suratý ve elindeki kalýn sopasý ile onlarý kovaladý. Hocanýn sopasý çok sertti ve ortak istemiyordu. Sopasýyla onlarý avlunun dýþýna kadar sürükledi. Kadýnýn memesini emen o bebeðin gözlerindeki dehþeti görene kadar kovaladý. Bir çift kanlý çocuk gözü tüm nefretiyle hocaya bakmýþtý. Köyün ilk dilencileri olarak bunlar kayýtlara geçiyordu. Sonra bir gün köye üniformalý adamlar geldi. Bir binaya girip oturdular. Sonra bir tanesi binanýn giriþine bir tabela astý. Tabelada “Karakol” yazýyordu. Ýlk okuyanda hoca oluyordu. Acý çekse de, gözleri yerinden fýrlasa da hocanýn bu gerçeði kabullenmekten baþka bir çaresi yoktu. Kaseye yeni bir ortak gelmiþti. Üstelik bunlar o çingene kadýn ve o ihtiyar gibi aciz, zavallý deðildi. Silahlarý vardý. Binanýn alt katýnda karanlýk bir hücre ve içerisinde de falaka sopalarý vardý. Onlarda yardýmdan pay bekliyordu. Ülke kaynaklarý yetersizdi ve bunlar maaþlarý etkilemiþti. Camiye iþi düþen bir insan o kaseye nasýl saygý gösteriyorsa buraya iþi düþtüðü zamanda ayný saygýyý gösterecekti. Üstelik bunlar insanoðluna o cezayý yaþarken bu dünyada veriyordu. Gece bekçileri bunu hatýrlatmak için düdükleriyle ortalýðý inletiyordu. Bu karakolu buraya yollayan reislerin de yardýma ihtiyacý vardý. Ýnsanlar bundan sonra daha çok çalýþacaktý. Bu durumun farkýna varan en akýllý insana bir mevki verdiler. O yeni temsilci muhtardý. Karakol, cami, ve ahali arasýnda bu akil adam arabulucu olmuþtu. Ama kaseye bir ortak daha katýlýyordu. Çingene kadýn ile bastonlu ihtiyar dilencinin bu rakipler karþýsýnda bir þansý kalmýyordu. Ýnsanlar daha çok çalýþacaktý. Daha çok vergi ödeyecekti. Çalýþtýlar, daha çok vergi ödediler. Daha çok kurbanlar kesildi. Ama yinede o kutsal kase dolmuyordu. Sanki dipsiz bir kuyuya taþ atýlýyordu. Uzun yýlar sürecekti bu durum. Kara bir delik sürekli yutuyordu. Üniformalý adamlarýn göbekleri de büyüyordu. Hoca, cemaat de büyüyordu. Göbekler büyüdükçe büyüdü. Enseler kat kat deri baðladý. Semiren kýrmýzý suratlar, al yanaklar çoðaldý. Sonra bir anda hiç olmadýk bazý þeyler hem ahaliyi hem üniformalý adamý hemde hocayý þaþýrttý. Bazý evler dükkanlar soyulmuþtu. Evlerin kapýlarý asýrlardýr açýktý. Ýlk defa hýrsýz denen bir þeyler duyuldu. Hýrsýzlar ortaya çýkmýþtý. Ahaliyi kara düþünceler sarýyordu. Ýlk hýrsýz yakalandýðýnda insanlar daha çok þaþýrdý. Bu hýrsýz çingene kadýnýn emzirdiði o çocuktu. Karakolun hücresinden duyulan çýðlýklar, feryatlar o gece insanlarý sabaha kadar uyutmadý. Üniformalý adamlar bu çocuðu kutsal kitapta olduðu gibi çarmýða germiþti. Amirleri çok öfkeliydi. Ortak istemiyordu. Hoca o cuma günü verdiði vaazda bas bas baðýrýyordu. “Kimse kimsenin malýný çalmasýn, hýrsýzlýk en büyük günah” diyordu. Sonraki günler baþka insanlarýn feryatlarý da o hücreden duyuldu. Hoca, amir, muhtar yine þok geçiriyordu. Yakalanan hýrsýzlarýn arasýnda ahali, eþraf çocuklarý da vardý. Zamanýnda az çok bir þeyleri olan bu insanlarýn çocuklarý da aç kalmýþtý. Aylar, yýllarý kovaladý. Bu köyden baþka köylere kaçanlar oldu. Diðer köylerden bu köye gelenler oldu. Ýnsanlar nereye kaçmýþsa, o yerde mutlaka bir hoca, bir muhtar, bir karakol onlarý karþýlýyordu. Köy mahalle oldu sonra bir ilçe. Sonrada þehir. En asil insanlar en sefil oldu. Valilik, kaymakamlýk binalarýnýn önünde insanlar kuyruða giriyordu. Hemen herkes bir þekilde yardým istiyordu. Üniformalý adamlar hoca, muhtar, vali paniðe kapýlýyordu. Bütün herkes o kutsal kaseye ait belgeyi istiyordu. Sonunda saðduyu galip gelecekti. Ýsteyen herkese daðýtýlýyordu. Bir dilencinin yetki belgesine sahip oldular. Az da olsa rahatladýlar. Onlarýn artýk birer "Yeþil Kartý " olmuþtu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Þenol Durmuþ, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |