her gidiş uzun ve
her bekleyiş
kısa şimdi
alnına damlayan
kan
kursağında kaldı önce
döllenmeden
öylece
iğne deliğinden
halat geçiverdi
bir çırpıda
beden yine suskun
boşluğuna denk geldi
sular seller geçti
üzerinden
yıllarca
kıpırdamadı bile
sular çekildi
bir yangın
bir duman ki
yer gök simsiyah
ve neden sonra
içindeki
bu yağmur bekleyişi
ve düşüş
gidişi teslîm alan
bekleyişi bitiren
bir yağmur tanesi
alna damlayan
her gidiş uzundu
her bekleyiş bitti şimdi