Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
‘’Kırk laf eden soluksuz Kırk gün yaşarmış’’ Kırk gün sürdü, tam Kırk gün…. Garip silüetli bir tesadüftü Okunmam; Ru be Ru.. Gizemli,karamsar,İroni Mavi Bir Merhaba… Söylenmemiş sözler vardı tende Yaprakları dökülürken Koca Çınarın Ve Issızdı dakikalar Hengamesizdi an be an…. Anlaşılmak korkutur Canım: İsteyen kim ki? Düşmüştü Cemre havaya Sevda kokusu,Saraylı Burnuna Yeni bulunmuş Bakir sanılan Gizem; Yüreğim ateşli,yüreğim bereketli Dökermiydi böyle,çiçek çiçek Sırlarını,Sultanına Fındık Kurduna,Sincabına Kırk lafın arasında kırk seher vakti Söylenmemiş kalmadı ki aramızda Mihrimah eyledim,Rah Rah… Kaşlarını, dudak kıvrımlarını Anadolunun uç boyunda,Garp’ta Her seherde Kamer tutulurken Gümüş Sinesinde,Utangaç boynunda Yanındaydım,Huzur güncelerinde Surlardan sabah ezanları okunduğunda… ‘’Ve hep Doğruyu söyle; Ama heryerde değil’’ Demişti üstad: Ne doğru ile giriş yapabildim Ne susmayı tercih ettim… Sükut zamanı…Yanma Zamanı… Melankolik,Avel Avel İner Mekana Yarı yolda koydum Zinhan Mapusunu,Karaköyü Galata köprüsü karşısında Gece yarısı,Zifir de Bir mahsende ben, birinde Refika… Karar verildi Hükümsüz, Dönüşsüz,Nihayet… Ezgi istemez bir Ah ile; ‘’Lal Olaydın, Elin- Kolun olmayaydı Yazmayaydın…’’ Zılgıt tutmuş yüreğim…. Kırk Gün sürdü,tam Kırk Gün Kırk soluksuz seherde Kırk satırda,Gönül mahzeninde Kırk nefesde,Kırk küfürde… Bitermi bu Destanın hüznü Kırk bin senede… Gönül sadakasında Yangın varken; Affeder mi Koca Çınarı,kurumuş yapraklarını Gördükten sonra… Heybetli,Kırık kalemi Atarmı Aşk ateşine; Erini,Yoldaşını Yazmasın diye… Sayfalara düşermi Zülüfleri Kumrular penceresine haber götürürken Tutar mı ellerinden….. Tutar mı yüreğimden….; Seninim der mi? Ezgi istemez bir Ah ile: ‘’Lal olaydın, Elin kolun olmayaydı Yazmayaydın… Zılgıt tutmuş yüreğim….. Annem derdi: ‘’Kırk laf eden soluksuz Kırk gün yaşarmış’’ Kırk gün sürdü tam Kırk gün… Kırk hayal,Kırk düğün,Kırk Ölüm….. Yağar mı Yağmur Evranın Surlarına,Kırk Dua,Kırk Damla ile Kırk Anda…Kırk daha…..?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Servet Alkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |