Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
Kapitalizm, Afrika’nýn doðal kaynaklarýný nasýl ele geçirdi? Bu sorunun cevabýný Kenya baðýmsýzlýk mücadelesi önderi ve Kenya'nýn ilk Cumhurbaþkaný olan Jomo Kenyatta’dan (1894-1978) dinleyelim: "Batýlýlar geldiklerinde onlarýn elinde Ýncil, bizim elimizde ise topraklarýmýz vardý. Bize gözlerimizi kapatýp dua etmeyi öðrettiler. Gözlerimizi açtýðýmýzda baktýk ki Ýncil bizim elimizdeydi, topraklarýmýz ise beyazlarýn olmuþtu.'' Ayný yöntemi bize de uygulamaya kalktýlar: Hiç Hýristiyan bulunmayan mahallelere kilise açtýlar. Ýþlek caddelerde gelene geçene Ýncil daðýttýlar. Adreslere yüzbinlerce Ýncil postaladýlar. Kandýrýp kiliseye gitmeye ikna ettikleri çocuklarýn ceplerine dolar sýkýþtýrdýlar. Ancak, bu yöntem Ýslamî deðerleri özümsemiþ olan Türk toplumuna sökmedi. Kýsacasý ne yaptýlarsa olmadý! Öyleyse yöntem deðiþtirmeleri gerekiyordu. Öyle de yaptýlar: Önce cebimize kredi kartý koyup kazanmadýðýmýz paralarý aylar hatta yýllar öncesinden harcatýp borç bataðýna saplanmamýzý saðladýlar. Borçtan korkmamamýz gerektiðini telkin etmek amacýyla “Borç yiðidin kamçýsýdýr.” Sözünü kulaðýmýza fýsýldadýlar. Sonra, elimize bir cep telefonu verdiler. Cep telefonuna kulaklýk taktýlar, konuþurken veya müzik dinlerken kullanmamýz için. Yetmedi, kamera eklediler fotoðraf çekmemiz için… Konuþmaktan, müzik dinlemekten, olur olmaz her þeyin fotoðrafýný çekmekten etrafýmýzda olanýn bitenin farkýna varamadýk. Ve en sonunda, önümüze bir de bilgisayar koydular. Bir týkla dünyanýn her tarafýna ulaþacaðýmýzý, istediðimiz bilgileri bu alet sayesinde elde edebileceðimizi söylediler. Ellerimiz bilgisayarýn klavyesinde, gözlerimiz de ekranýnda saatlerimizi, günlerimizi tüketir olduk. Afrikalýlar gibi kazanýmlarýmýz talan edilmeden önce biz gözlerimizi kapatmadýk. Ama gözlerimiz açýkken uyutulduk, ya da uyuyormuþ gibi yapmayý öðrendik! Kendimize geldiðimizde cebimizde kredi kartýmýzýn, kulaðýmýzda telefonumuzun, ellerimizin altýnda klavyemizin, gözlerimizin önünde de ekranýmýzýn olduðunu, ama tarlalarýmýzýn, madenlerimizin, fabrikalarýmýzýn, bankalarýmýzýn, þirketlerimizin kitapsýz yeni bir din olarak dünyayý kuþatan kapitalizmin eline geçtiðini göreceðiz. Son söz olarak, Türk Milletine Oruç Baba diyor ki: “Neyi hak ediyorsan, onu bulacaksýn. Ben bunu hak etmemiþtim, diye sýzlanmayý býrak! Daha iyisini hak etmek için bir þeyler yap!” Ömer Faruk Hüsmüllü
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |