Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Siyasal iktidarýn Cumhuriyet kutlamalarýnýn kendi istekleri doðrultusunda belirli yerlerde yapýlmasýný istemeleri ve sair yerlere izin vermemeleri, buna mukabil Cumhuriyetçi çevrelerin de alternatif kutlama adý altýnda iktidarýn gösterdiði alanlarda deðil de tarihi mekânlarda yapmak istemeleri yeni bir “krizin” doðmasýna zemin hazýrladý. Siyasal iktidarýn, siyaset yapma biçiminin müthiþ bir manipülasyon eseri olduðu kuþku götürmez bir gerçektir. Atýlan her adýmýn ne getireceði, ne götüreceði ve bundan siyaseten nasýl yararlanacaðý çok iyi hesap edilmektedir. Bunun yanýnda Cumhuriyetçi kesim de semboller üzerinden tepkilerini gösterecekleri bir mecra aradýklarý için sözü edilen kýsýr zýtlaþma her iki tarafýn da bir müddet çalacaklarý enstrüman haline gelmiþtir. Fakat bu zýtlaþmadan ya da suni gündemden zararlý çýkan her zaman Cumhuriyetçi kesim olmuþtur. Siyasal iktidar oyunu her daim artýrmayý bilmiþtir. Her iki kesimin de Cumhuriyeti kullanmalarý, yýldönümlerinde farklý gerekçelerle “kriz” çýkarmalarý ne anlama gelmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, siyasal iktidarýn Cumhuriyet kavramý ve sembolleriyle sorunu olduðu bir gerçektir. Bu baðlamda da, Cumhuriyet ile ilgili her þeyi minimuma indirmeyi, halkýn dimaðýndan bu simgeyi silemese bile unutturmaya çabaladýðý gün gibi aþikârdýr. Siyasal iktidarýn bu çabasý, Cumhuriyet’in kuruluþ yýllarýnda Osmanlý geçmiþinin yok sayýldýðý ve meþruiyetin yakýn geçmiþte deðil de uzak geçmiþte arandýðý Kemalist iktidarýn siyaset anlayýþýyla fazlasýyla paralellik göstermektedir. Siyasal iktidar, Cumhuriyet ile gerçek anlamda hatalarýyla, günahlarýyla yüzleþmeyi ve geleceði inþa ederken bu hatalara düþmemeye çalýþacaðý halde, unutturma, yok sayma ve belirli tarihsel þahsiyetler üzerinden güya Cumhuriyet eleþtirisi yapmayý yeðlemektedir. Bu çabalar, Siyasal iktidarýn siyaset anlayýþý ve topluma bakýþý baðlamýnda aslýnda Yeni-Kemalist olarak nitelenebilecek bir hareket olduðunu göstermektedir. Toplumu yukarýdan aþaðý biçimlendirme, kendi doðrularýný topluma gerekirse zor yoluyla dayatma, muhalefete tahammülsüzlük, basýn yayýn üzerindeki baský kurma gibi tipik Kemalist siyaset anlayýþýný bugünkü siyasal iktidar adeta miras yoluyla devralmýþtýr ve idame ettirmektedir. Cumhuriyet kutlamalarýnýn, iktidarýn gösterdiði alanlarda kutlanmasý yolundaki dayatmasý ve Cumhuriyetçi kesimin de bu dayatmaya karþý çýkarak alternatif kutlamalar yapacaðýný ilan etmesi ve bu baðlamdaki tartýþmalar nasýl yorumlanmalýdýr. Daha önceki yýllardaki Cumhuriyet mitingleri ve sonuçlarý hatýrlandýðýnda bu kýsýr döngü neye iþaret eder. Sorulmasý ve yanýtlanmasý gereken soru budur. Cumhuriyetçi kesimin toplumun gerçek sorunlarý üzerinden deðil de Cumhuriyet sembolleri üzerinden siyaset yapmasý ya da muhalefet etmesi hiçbir sonuca ulaþmadýðý gibi muhalefet ettikleri iktidarý güçlendirmekten baþka bir þeye yaramamaktadýr. Bu hareketin ya da siyasi kesimin pratik faaliyetlerinin sonucu budur. Bir de Cumhuriyetçi kesimin Cumhuriyetten ne anladýðý sorgulanmalýdýr. Cumhuriyet biçimsel olarak halkýn kendilerini temsilen seçtikleri milletvekilleri aracýlýðýyla temsil edilmesidir. Yaygýn tanýmýyla halkýn kendi kendini yönetmesidir. Bu taným demokratik bir toplumun oluþumunun koþullarýndan biridir. Özsel olarak ise aslolan demokrasidir. Halkýn yönetime katýlýmý, iktidarýn denetimi, baðýmsýz medya, üniversiter özerklik vb daha sayýlamayacak kadar birçok iþlev demokratik toplumun olmazsa olmazlarýndandýr. Cumhuriyet rejimiyle idare edilen her toplumun demokrat bir toplum olduðundan bahsedilemez. Ýran Ýslam Cumhuriyeti tipik bir örnektir. Bu itibarla Cumhuriyetin kuruluþ sürecini ve bu süreçteki politik pratiði, Türkiye toplumunun geleceðini ipotek altýna alacak biçimde kapsamasýný istemek demokrasiyle baðdaþmadýðý gibi, anakronizme düþmek olur. Cumhuriyetin kuruluþ sürecindeki politik pratik ve bunun anti-demokratik uygulamalarý günümüze rehber olamayacaðý ve savunulamayacaðý gibi eleþtiriye açýk olmak da geçmiþin saðlýklý bir deðerlendirmesinin yapýlmasý açýsýndan elzemdir. Yukarýda da ifade edildiði gibi, Cumhuriyetçi kesim ve siyasal iktidar Cumhuriyeti tarihsel-toplumsal baðlamýndan kopuk olarak, ya tamamen her þeyiyle yanlýþýyla doðrusuyla benimseme ya da tümüyle reddetme biçiminde tezahür eden sakat bir anlayýþla deðerlendirmekte daha doðru bir ifadeyle deðerlendirememektedirler. Cumhuriyet birçok deðiþik açýdan, tarihsel, sosyolojik ve felsefi açýdan yorumlanabilir. Bu gayet tabiidir. Fakat tabii olmayan, takým tutar gibi ve spor karþýlaþmalarýndaki rövanþý alma gayreti gibi konuya rövanþist bir tavýrda yaklaþmaktýr. Cumhuriyet ne abartýldýðý kadar devrim niteliðinde bir adýmdýr ne de üstünkörü genel geçer deðerlendirmeyle ortaya konulacak bir hamledir. Cumhuriyet demokrasi yolunda atýlan önemli bir adým olmakla beraber, kurucu kadronun ideolojik formasyonundan fazlasýyla etkilenmiþ ve asker-sivil bürokratlarýn bakýþ açýlarýný yansýtan devlet merkezli bir fikriyat ve oluþumdur. Batýdaki anlamýyla geniþ katýlýmlý bir halk hareketi olmadýðý için, toplum kesimlerinin taleplerinin karþýlýk bulduðu ve konsensüs saðlandýðý ve bu baðlamda da halka mal olmuþ bir hareket deðildir. Osmanlý’nýn küllerinden yeni bir devlet oluþturma hareketidir. Bu manada yeni kurulan devlete yeni bir biçimsellik atfedilse ve adýna da Cumhuriyet denilse bile, aslýnda öz itibariyle Osmanlý zihniyeti devam etmektedir. Devleti kurtarma ve devam ettirme asýl amaçtýr. Kurucu zihniyetin, söylem itibariyle halkçý ve fakat politik pratik açýsýndan devlet merkezli ideolojisinin geleceði þekillendiren ve bu anlamda anti-demokratik bir içeriðe sahip olan bakýþýnýn günümüzde bile hâkimiyetini devam ettirdiðini iddia etmek yanlýþ olmaz. Dolayýsýyla günümüzde bile, bireyin deðil de devletin ön planda olduðu bir yönetim anlayýþýnýn demokratik bir topluma ortam saðlamamasýna þaþýrmamak gerekir. Askeri müdahalelerin de Cumhuriyeti korumak ve kollamak” kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek amacýyla yapýldýðýný” düþündüðümüz zaman bugünkü temel problemlerin kaynaðýnýn Cumhuriyetin oluþum sürecinde gizli olduðunu anlarýz. Bu baðlamda Cumhuriyet kýsýr çekiþmelerle, zýtlaþmalarla atlanacak bir süreç deðil bilakis yýldönümü vesilesiyle tekrar tekrar deðerlendirerek tarihsel-toplumsal baðlamýna oturtulacak ve dersler çýkartýlacak yorumlanmaya muhtaç bir süreçtir. Demokratik bir siyasal zeminin hazýrlanmasýna imkân saðlayýp saðlamadýðý Cumhuriyet sürecine sorulacak en önemli sorudur.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Akakiy Akakiyeviç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |