..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Þenol Durmuþ




28 Ekim 2012
1453.  
Þenol Durmuþ
Ýsmet abi düþünceme göre sanýrým evrimin en büyük kötülüðü bir erkeðin çiftleþme arzusu ile bir kadýna ve ondan üretilen çocuklara bakma zorunluluðu olmuþtur. Bu yüzden yine sabahýn köründe yola koyulmuþtum. Bu yüzden yine o taksi duraðýna gitmiþtim. Ýþte bu yüzden o taksinin þoför koltuðuna oturmuþtum. Þehrin insanlarýný taþýmak zorundaydým. Onlarýn pis kokularýný çekecektim. Dertlerini dinleyecektim. Ýstanbul’un vahþi ormanýnda o canlýlarýn arasýnda sokak sokak dolaþacaktým.


:AIDH:
Ýçinde yaþadýðýmýz cehennem, þehirlerimizin cehennemine karþýlýk geliyor.Þehirlerimiz zihniyetlerimizin ölçüsü, ölüm istenci yaþama coþkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynaðý olduðunu ayýrt edemiyoruz. Tekrarlanýp duran iþlere koþturuyor ve doruklara yükselmekle övünüyoruz. Ölçüsüzlüðün elinde esiriz ve düþünüp taþýnmadan sürekli binalar inþa ediyoruz. Dünya bir süre sonra yalnýzca bir þantiye olacak.

Albert Caraco


"Ýsmet abi düþünceme göre sanýrým evrimin en büyük kötülüðü bir erkeðin çiftleþme arzusu ile bir kadýna ve ondan üretilen çocuklara bakma zorunluluðu olmuþtur. Bu yüzden yine sabahýn köründe yola koyulmuþtum. Bu yüzden yine o taksi duraðýna gitmiþtim. Ýþte bu yüzden o taksinin þoför koltuðuna oturmuþtum. Þehrin insanlarýný taþýmak zorundaydým. Onlarýn pis kokularýný çekecektim. Dertlerini dinleyecektim. Ýstanbul’un vahþi ormanýnda o canlýlarýn arasýnda sokak sokak dolaþacaktým. Sonra eve döndüðümde bana suçlu gözlerle bakan o acýmasýz kadýnýn ve ondan daha beter olan çocuklarýn sorgulayan gözleriyle hesaplaþacaktým. Sorulacaktý. “Baba bugün ne kadar kazandýn?” diye. Yorgunlukla periþan bir halde bir þiþe birayý dahi güçlükle adeta kusarcasýna içtikten sonra yastýðý baþýma koyduktan sonra da gözlerim yine kapanacaktý. Beynimdeki panayýr yine harekete geçecekti. Dönme dolaplar, salýncaklar, seyyar satýcýlar, kamyonlar, otobüsler, korna sesleri, küfürler, feryatlar kafamýn içinde dolaþacaktý.

Turistlerin taksimetreye þüpheli bakýþlarý yetmezmiþ gibi beni bir hýrsýz gibi suçlamalarý, sakallý, kýllý bazý türlerin sürekli ayný güzergaha gitmeleri. “Sür gardaþ Baðcýlar’a” "Sür hemþerim Esenler’e" demeleri benim kaderim olmalýydý. Galata köprüsü, Eminönü týmarhanesi, Kasýmpaþa, Dolapdere, Tarlabaþý dilenciler, travestiler, yankesiciler, “Hemþerim kerhane nerede?” diye soranlar sanki alnýma yazýlmýþtý. Arap turistlerin bir deveye biner gibi çoluk çocuk binmesi. “Haydi yallah” demesi. Etiler’den binen o sarýþýn köylü sosyetesinin “Þoför bey Allah aþkýna siz ne yapýyorsunuz? Siz kesinlikle araba kullanmasýný bilmiyorsunuz.” demesi benim suçum olmalýydý. Bu insanlarý taþýmak, Ýstanbul’un o korkunç trafiðini doya doya yaþamak zorundaydým. Ýstanbulda doðmak, yaþamak suçumuz mu Ýsmet abi?

“Kapa çeneni” diyene kadar sürekli konuþtum. Þarapçý Ýsmet beni dinlerken lafýmý birden kesti. Galata köprüsünün altýndaki bir meyhanede bir sorunu tartýþýyorduk. Son yýllarda Ýstanbul’da neler oluyordu? Konuþma sýrasý ona gelmiþti. Bu adam kendini ve neler olduðunu anlatmaya baþlamýþtý:

Þehrin en eski yerlilerinde biri olarak kabul edilen þarapçý Ýsmet bu þehir için ömrünü harcamýþ en eski, en sefil bir Ýstanbul beyefendisi sayýlýrdý. O þimdiki bitik hayatýný bir metrobüs yolculuðu gibi görmüþtü. Metrobüs’e Etiler duraðýndan bindiðinde Ýsmet bey olarak saygý görüyordu. Klasik bir türk filmi gibi zengin bir ailenin þýmarýk çocuðu olarak büyümüþ, Avrupalarý görmüþ, sonra yemiþ içmiþ, sonra da önüne geleni becermiþti. Yýllar boyu süren bu þuursuz yaþantýsý onu bedenen olmasa da maddi anlamda yýpratýyordu. Metrobüs Beþiktaþ duraðýna geldiðinde ise ona Ýsmet müsaade edersen yan koltuðuna oturabilir miyim diye seslenilmiþti. Az yemek az içmek zorunda kalýyordu. Çünkü burasý Beþiktaþtý. Becerme konusunda ise pek sýkýntý çekmedi. Ona göre her durakta mutlaka becerilecek biri olacaktý. Sorun sadece kalite meselesiydi. Fatih Karagümrük duraðýna geldiðinde ise bu zorlu yolculuðun farkýna anca varmýþtý. “Hey Ýsmet kenara çekil de oturalým lan” diye uyarýlmýþtý. Villadan apartman dairesi derken þimdi de müstakil kagir bir binanýn bodrum katýndaydý. O anda iyice farkýna vardý. Zaman hýzla geçiyordu. Metrobüs acýmasýz bir þekilde yoluna devam ederken Ýsmet gibileri ait olduklarý duraklara fýrlatýp atýyordu.

Eðitimli olmasý haliyle altyapýsýnýn saðlam olmasý nedeniyle bu yolculuklarý ve düþüþleri olgunlukla karþýlamýþtý. O bir aristokrat ruhuna sahipti. Son nefesinde bile ölümü olgunlukla, gülerek karþýlayacaktý. Unkapaný tabelasýný gördüðünde ise inmek zorunda olduðunu fark etti. Biliyordu ki bu onun için son duraktý. Köprü altý sakinleri onu hoþgörüyle karþýlýyordu. “Hey Ýsmet biz de seni bekliyorduk, hadi anlat bakalým, bu Allah’ýn belasý Ýstanbul’da yine neler oluyor?” diye soruluyordu. Ýsmet diðerleri gibi kaderci deðildi. Kahpe Bizans bizi bu hale getirdi diyemezdi. Robert Kolej’i mezunu için bu basit yaklaþýma sýðýnmasý olanaksýz bir durumdu. Eðer yolculuk onu bu son duraða getirmiþse mutlaka bir nedeni vardý. Tabiatta her þeyin bir baþlangýç noktasý ve sonu vardý. Evrim ve felsefe bir yol haritasý deðil miydi? Babasý zamanýnda Sirkeci’de bir esnaftý. Þimdiler de ise kendisi on dakikalýk bir mesafede oraya bakýyordu. Arada sadece Eminönü vardý. Acaba Ýstanbul’da büyük patlamanýn olduðu yer Eminönü semti miydi? Ýstanbul’da ticaret hayatý bu bölgede baþlamýþtý. Þirket merkezleri, bankalar, gazeteler, Ýstanbul adliyesi, sebze hali, genelevler Ýstanbul’un borsasýydý. Ona göre de esnaflar, iþadamlarý, iþçiler, hamallar, ayýlar, pezevenkler, hayat kadýnlarý ticaret hayatýnýn figüranlarý olmuþtu. Bu problemi çözmek için illaki köprü altýnda yirmi yýllýk bir zaman dilimi geçirmek zorunda mýydý? Babasý buradan Etiler’e sýçramýþtý. O Etiler’den buraya geri dönmüþtü. Bu sürece Platon acaba ne derdi?” Her doðum bir ölümün habercisi midir” derdi? Ýstanbul’un muhtelif köylerinden insanlar araçlarla bu köprü altýndan výzýr výzýr geçerken Ýsmet de þiþeleri peþ peþe deviriyordu. Bütün insanlarýn, araçlarýn tek hedef noktasýydý Eminönü. Fotelli þýk takým elbiseli, þehirli insanlarýn arasýnda, kasketli, poturlu köylüler de yer almýþtý. Kimi kamyonla kimi halk otobüsüyle kimi de taksiyle bir geçit seremonisinde boy gösteriyordu. Demek ki babasýnýn iþleri zamanýnda o yüzden týkýrýndaydý. Dýþarýdan gelen yabancýlarýn dahi acaba ilk sorduðu soru hangisiydi?

“Ayasofya mý Eminönü mü?”

Hýristiyanlar Ayasofya derken Türkler, Araplar Eminönü diyordu. Yoksa Ýstanbul’un iþgali 1453’ten bu yana hýzýný kesmemiþ miydi? Ýddia edildiði gibi silahlý saldýrýnýn yerini turizm, ticaret gibi þeyler mi almýþtý? Yoksa iþgal harekatý kýlýf mý deðiþtirmiþti? Ýsmet’i her gittiði duraktan baþka bir duraða öteleyen görülmeyen bir saldýrý mý vardý? Bu yýðýnlarý, kalabalýklarý, Sirkeci, Eminönü ne kadar kaldýrabilirdi? Pers ordusu Atina’yý yerle bir etmiþti. Ama Atina’lýlar ne Þam’ýn þekeri ne arabýn parasý diyerek onlarý kovmuþtu. Yunanistan’ýn günümüzde ki ekonomik krizin asýl nedeni Atina’nýn onurlu direniþiydi. Bizans’ýn kaderi miydi sürekli yaðmalanmak? Þimdiye kadar gelenler sadece öncü kuvvetlerdi. Asýl ana birlikler peþ peþe sýradaydý. Bizans’ta sanki yer mi kalmamýþtý. Surlarýn dýþý ne güne duruyordu ki? Merter, Bahçelievler, Baðcýlar, Taþlýtarla, Maslak, Eyüp, Kaðýthane, Seyrantepe, G.o.paþa gibi ovalarda, tepelerde yer vardý. Ýstanbul adliyesi için sanki yer mi yoktu? Çaðlayan oradaydý. Sebze hali, cezaevi için Bayrampaþa uygundu. Gazete binalarý için Ýkitelli yeterliydi. Týmarhane zaten Bakýrköy’de eski sayýlýrdý. Þimdilik idare ediyordu. Eminönü artýk bir müze ya da hatýralýk yer olarak kalabilirdi.

Yetmiþ yýllýk bir ömür, ona göre süren bir metrobüs yolculuðundan sonra bu köprü altý gözlemleri Ýsmet için neden sonuç iliþkisi için yine de kesin olarak yeterli olmuyordu. O sabaha kadar. Bir sabah kalktýðýnda karton kutularý düzeltirken o koku tanýdýk gelmiþti. Burnuna inanamýyordu. Þehrin birçok yerinde olduðu gibi logar kapaklarý patlamýþtý. Çýkan o pis kokuyu çok iyi hatýrlýyordu. Yýllar öncesine döndü. Robert kolejinin tuvaletindeki o koku deðil miydi? Bu kokunun burada ne iþi vardý? Sonradan öðrenecekti. Donald Trump gökdelenin baskýsý nedeniyle þehrin kanallarý patlamýþtý. Trump diðer gökdelenlerle beraber Ýstanbul’u eziyordu.

Sessiz bir þekilde onu dinlemiþtim. Saygýmdan dolayý artýk kendi derdimi unutmak zorundaydým. Sigarasýný söndürürken gülümsedi. “Bir noktada çok haklýsýn. Ýstanbul’da doðmak, yaþamak bizim ortak suçumuz gibi. Her neyse hesabý öde de kaçalým. Bu günlerde köprü altýnda da fazla yer kalmadý. Yerimi kapmasýnlar, ben gidiyorum." derken biraz öfkeliydi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Köpeklerin Aþký
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanýn Ýsyaný
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Gerzekler
Ýþsiz ve Öfkeli

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.