Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Çünkü savaþ nerede olursa olsun, savaþ ekonomisi, her zaman insanlarýn boðazýndan, refahýndan keser. Bunu yapmak için de iktidarlar, içerde hak arayýþlarýna göz açtýrmaz. Demokratik haklar iyice kýsýtlanýr, faþist yöntemler uygulanýr, giderek rejim, faþist yönetime dönüþür. Yönetim aygýtlarý daraltýlýr, yönetici yetkileri, anayasa ve diðer yasal düzenlemelerle geniþletilir, halk susturulur, sindirilir. Bugün kitle psikolojisini yönetim yöntemleri çok daha fazla geliþtirildiði için, geniþ kitlelerin rýzasýyla da bunlar olabilir, kitlelerin direnci iyice çözülür. Faþizmde, her türlü muhalif güç, çeþitli provakasyonlar ya da bahanelerle susturulmaya çalýþýlýr. Tutuklamalar artar, hapisaneler dolar taþar. Yýllardýr, düzmece davalarla yapýlan tutuklamalarýn birbirine karþýt güçlere yönelmesi, bu boyutun görülmesine engel oldu. Biri diðerinin yok edilmesinden sevinç duydu. Oysa amaç, nereden gelirse gelsin muhalefeti susturmak, iktidarý güçlendirmekti. Þimdi tamamen dikensiz gül bahçesi yaratýlmak istenecektir. Çünkü Ortadoðu’da, Türklere Osmanlý Ýmparatorluðunun gücü, Kürtlere de adeta Kürt Turan’ý vadedilmektedir. Bu da ancak savaþla mümkündür. Büyük olasýlýkla bu soluklanma döneminde, her iki tarafýn da silahlý güçleri komþularýmýza doðru kaydýrýlacak. SSCB’nin çöküþüyle deðiþen dünya dengelerinde, meydaný boþ bulan baþta ABD olmak üzere dünya emperyalist güçleri, yeni bir paylaþýma baþlamýþlardý. Aslýnda epeydir 3.Dünya Savaþý yaþýyoruz. Ancak savaþ, emperyalist ülkelerin topraklarýnda yaþanmadýðý için adý dünya savaþý olmuyor sanýrým. Afganistan, Pakistan, Balkanlar, Irak, Kuzey Afrika ve Ortadoðu bu süreçte kandan kurtulmadý, kiminde sýnýrlar deðiþti. Fazla ayrýntýya girmeden konuyu ele almaya çalýþalým. Bu paylaþým ve yeni düzenlemede, planlar bazen dünya patronlarýnýn umduklarý gibi yürüdü; bazen de zeminin kayganlýðý, Rusya ve Çin etmenleri, ülkelerin iç dinamiklerinin etnik, dinsel, mezhepsel çeþitliliði ve coðrafi konumun öznellikleri nedeniyle evdeki hesap çarþýya uymadý, deðiþiklikler yapýldý. Onlarca yýl ülkemizin çocuklarý da, birbirine kýrdýrýldý. Ateþ düþtüðü yeri yaktý hep, nice ocak söndü. Köyler bombalandý, boþaltýldý, insanlar yerinden yurdundan edildi. Þehirler göç edenlerle doldu, göçün yarattýðý sorunlar yaþandý, yaþanmakta. Ayrý devlet, demokratik özerklik, federatif yapý derken, þimdilik üniter devlette pazarlýk baðlandý. Bizim sýnýrlar, Misaký Milli’ye doðru teorik olarak geniþledi. Þimdiki dünya dengeleri, ülkelerin iç dinamikleri, emperyal güçler arasýndaki çeliþkiler, planýn tamamen uygulanmasýna elverecek mi? Bunu þimdiden kestirmek zor. Çünkü Plan, Arap Baharlarýndan(!) sonra, epeydir Suriye üzerinde oynanan oyunlara ve Türkiye’nin emperyalist güçlere verdiði desteðe raðmen istendiði sürede, istendiði gibi gerçekleþmedi. Þimdi, görebildiðimiz kadarýyla Misaký Milli sýnýrlarý vaadi ve Ýslam kardeþliði temelinde PKK lideri Abdullah Öcalan ve TC hükümeti arasýnda varýlan barýþ anlaþmasýnýn bizleri nerelere götüreceðini tahmin etmeye çalýþalým. Bunu yapmak zorundayýz çünkü, emperyalizmin ve iþbirlikçilerinin yaptýðý planlar, her ne kadar, demokrasi, insan haklarý gibi kavramlarla sunulsa da savaþlarýn bitmesini saðlamadý. Emeði ile yaþayanlarýn refahýnýn artmasýna, iþsizlikten kurtulmalarýna, özgürleþmelerine neden olmadý. Tüm zenginlikleri daha hýzlý talan edilmeye baþlandý. Aksine bu ülkelerdeki rejim deðiþikliklerinde, gelen gideni arattý. Bu nedenle, yeniden kandýrýlmamak, uyanýk olmak için önümüzü görmeye çalýþmak, sýradan yurtttaþlar olarak, bizim en doðal hakkýmýz. Planýn askersel, politik, ekonomik yanýna yönelik varsayýmlar ve sorular: Türk ve Kürt silahlý güçleri, bundan böyle içerde birbiriyle savaþmak yerine öncelikle, Suriye’deki rejimi devirmekle görevlendirilecekler. Suriye’de Esad güçleriyle çarpýþmayan ama ÖSO’yla savaþan Kürtler de bu ortak militer çatýda toplanacak; Esad devrilecek, iþbirlikçi bir yönetim getirilecek, Suriye’de Kürtlerin yaþadýðý bölge özerkleþecek. Ayný zamanda, serserilerden, toplama paralý askerlerden oluþan, maliyeti hayli yüksek ÖSO tasviye edilip disiplinli askersel güçler kullanýlmýþ olacak. Yýllardýr maaþla beslenen korucularýn da (Belki isteðe baðlý olarak) orduya kaydýrýlmasý söz konusu olabilir. BOP içinde, büyük Ýsrail özleminin varlýðýný unutmadýk. Ancak Arap halklarýndaki tepki ve dünya kamuoyunun karþýsýndaki þýmarýk çocuk imajý nedeniyle bu plan, ABD desteði olsa bile Ýsrail’in boyunu aþýyordu. Þimdi, Obama aracýlýðýyla yakýnlaþan, kendi topraklarýndaki savaþtan kurtulmuþ Türkiye ile Ýsrail öncülüðünde ve ABD denetiminde Ýran’ý da hedef alan bu projenin daha rahat gerçekleþeceðini öngördüklerini düþünmek abartý mý olur? Göstermelik özrün ardýndan, Ýsrail’in Suriye’yi yine vurmasý, rastlantý olabilir mi? Ýsrail, Suriye’nin düþmesiyle, orada gücü artan taþeron bir Türkiye’yi burnunun dibinde ister mi? Ýstemeyeceðini varsayarsak, esas planýn Suriye’nin düþürülmesinden sonra, Doðumuza, Irak ve Ýran’ý da kapsayan bölgeye yönelik olduðunu düþünemez miyiz? Devlet yönetiminde süregiden Fettullan Gülen-AKP ittifakkýnýn, Öcalan tarafýndan F.Gülen’e selam gönderilmek suretiyle kutsanmasý, BDP heyetinin F.Gülen’i ziyarete gitmeye hazýrlanmasý, Ýslam kardeþliðinin sünnilik temelinde saðlanmasý da, yeni mezhepsel hedeflerin ve çatýþmalarýn habercisi sayýlmaz mý? Bu hazýrlýk, Irak’taki Sünni-Þii ve sonra da Ýran’da aðýrlýklý olan Þiilere yönelik bir temeli iþaret etmiyor mu? Bunlara bakýnca, bölgedeki Türk-Kürt askersel güçlerin, Sünni Ýslam tutkalýyla bütünleþtirilerek ayný hedefe yöneltilmeleri ayný orduda olmasa da birlikte, bir üst koordinasyonla, ayný amaç için savaþa sürülmelerini hayalcilik sayabilir miyiz? Görevlerini yerine getirme karþýlýðýnda, Türkiye, Suriye, Irak, Ýran Kürtlerine büyük bir Kürt Turan’ý vadediliyor diyemez miyiz? Türk tarafýnda da uzun süredir Osmanlý Ýmparatorluðu özlemleri körüklenmiyor mu? (Tarih vaatlerle ve vaatlerin nasýl yok sayýldýðýnýn örnekleriyle doludur.) Bu maceralarda, tarihten de bildiðimiz gibi, liderlerin psikolojik yapýlarý etken olamaz mý? Sürekli “Ben” adýlýyla kendini ifade eden liderlerin megalomanik yapýlarý, geçmiþte hiç etken olmadý mý? Dünyanýn bugünkü koþullarýnda, her an iþine son verilebilecek taþeron firmalar gibi de olsa emperyal amaçlar, kimilerine göz kamaþtýrýcý gelemez mi? Rusya’nýn Kýbrýs’ta üsler satýn almasýyla Suriye’de Esad’dan desteðini çekmeye baþlamasý, þimdilik orada pazarlýðýn bir ucunun baðlandýðý anlamýna gelebilir mi? Güçlü ve köklü bir devlet olan Ýran’ýn kolay yutulur lokma olmamasý, Çin ve Rusya’nýn bu bölgede kolay razý edilmeyeceði varsayýldýðýnda, çok þiddetli ve uzun süreli savaþlarý öngörmek yanlýþ mý olur? Topraklarýmýzdaki üsler, bunlarýn kullanýmýnda ABD’nin aðýrlýklý hak ve yetkileri, yerleþtirilen patriotlar ve diðer silahlar… “3-5 çocuk yapýn” buyruklarýyla üremeyi teþvik, iþgücü ve sarp daðlýk bölgelerde asker gücü isteði olabilir mi? Daðlarýn altýn þirketlerine, akarsularýn, derelerin HES adý altýnda uluslararasý þirketlerle yerli ortaklarýna peþkeþ çekilmesi… Diðer satýlýp savýlanlarla birlikte, bu topraklarýn her metrekaresinin uluslararasý þirketlerle Türk-Kürt ortaklara sunulmasý… Çeþitli sektörlerde ortaklaþa yürütülen ticaret ve finansal örülmüþlük, iþtah kabartan ama halklarýn daha da yoksullaþmasýna neden olacak geliþmeler deðil mi? SONUÇ: Tarihten ve yaþadýklarýmýzdan öðrendiðimiz kadarýyla, kapitalizmi, emperyalizmi, onun iþbirlikçilerini, politikalarýný, amaçlarýný, þeytana külahý ters giydirecek uzun erimli planlarýný ve elindeki olanaklarý tanýmýþsak bu spekülasyonlarý yapmak da hakkýmýzdýr. Bu vahþi sömürgen sistem, insanlýða asla mutluluk ve özgürlük getirmedi çünkü. Barýþý kutsarken bunlarý hatýrlamalýyýz. Bu sistem var oldukça asla insanlýða rahat ve huzur yoktur. Ýnsanlýk tarihi boyunca, savaþlarda 5 milyara yakýn insanýn öldüðü saptanmýþ. Son 10 yýlda, askerler, kadýnlar, diðer yetiþkinler bir yana… Yalnýz 2 milyon çocuk savaþlarda öldü. 6 milyon çocuk sakat, 12 milyon çocuk evsiz kaldý bu dünyada. Savaþlarda en az 250 bin çocuk asker kullanýldý. Birinci Dünya Savaþý Savaþýnda ölen sivillerin oraný %14 iken, Ýkinci Dünya Savaþýnda %70, bugün ise %90 oldu. Kapitalizm, bunalýmlarýný aþmak, varlýðýný sürdürebilmek için en örgütlü þiddet biçimiyle, savaþla ve faþizmle politikalarýný yürütmek zorundadýr ve yürütüyor. Barýþ isteminin içeriði, bu gerçeklerle doldurulmazsa, toplum mühendislikleriyle sürüleþtirme ve güdümleme sürdürülürse, insanlar dinsel, mezhepsel, etnik kandýrmacalarýn tutsaðý olmaya devam edecektir. Emperyalist/kapitalist vaatler, ancak savaþ, kan, ölüm ve sömürü getirir. 26.03.2013 Vildan Sevil
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |