Hangi vaktin halinden söz edeyim
Geçmişin izlerini nasıl dile getirip, aşikar eyleyim
Kabahat ve gariplikleri nasıl izah edeyim, kalbimle ne kadar kefildim
Heves adına, heyecan yaşamak arzusuyla, hangi çırpınışların içinde yoğrulan hederdim
Akıl her ne kadar sadıksa
Heva ve hevesler hali kuşatmışsa, vicdan susmuşsa
Gönül ne yapsın, irade hangi azmin dırayetiyle kapılarını hazza kapatsın
Hayat sanılan her türlü serkeşlikler, edep ve irfanı katleden densizlikler ruhumu sessizce ağlatsın
Sevgi ne kadar naif ve latif
Neden bu kadar hoyrat ve hakir bir biçimde nazar ediyoruz
Kalbi muhabbeti neden istismar etmek için gayrete giriyoruz, hala kimi avutuyoruz
Ey sevgili bu kadar hale ve fikre yabancıyken nasıl anlamak ve idrakiyle yaşamaktan söz edeyim
Hergün neden riya içinde salınırız
Niçin “nederler”i en önemli mazhariyet yaparak dikkate alırız
Hala başkaları için mi yarışırız, imtiyaz sahibi olmak adına neden kalbi kandırırız
Yar derken, aşktan söz ederken, kelamın kemaliyet ve edebini ruh ve kalp dirliğinde hissederek, ömrü muhabbete ram eylemeliyiz
Mustafa CİLASUN