Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Yaşama tutsak Kapalı kapıların dilencisiyim Yarım bir hayat Çalıntı vuslat Sevda zindanında Bukağısına aşık köleyim Açlık ve susuzluk Gözlerime çekilen miller Dudaklarımı dağlayan korlar değil Yar dediğimiz zalimin Zehirli tebessümüdür çaresizliğim Bir yanımda çiçeklendiğim yanlış bahar Diğer yanımda açmaya heveslendiğim zemheri Yürüdüm menzilsizliğimde Bildiğim tüm masalları Sabaha karşı vardığım yaşlı bir şehirde Gözleri kadere küs yetimlere bıraktım İçlerinde kıvırcık saçları Oltu taşı gözleri ile Küçücük bir kız ağlıyordu geceye Bir tek bendim duyan sanırım Yalnız benim babam ol demiştim ona Oysa o, yetimliği iken kardeşlerimin Babam olmazmış asla Usulca öptüm gözlerini Üç yıldız bıraktım avuçlarına Saçlarımdan kopardığım Sustu ve yok olurken haykırdı İnanma dedi inanma Aldatıyor hepimizi Uzakta berbat bir şarkının Kulak tırmalayan melodisi can çekişiyordu Yürüdüm menzilsizliğimde Işığın karardığı yere doğru Işığın karardığı yer, yaşlı şehir Çifte minarede iki linç edilmiş beden Ve çevresinde dans eden ceylanlar Dolup dolup başalıyor bardakları Linç edilmişlerin kanı ile Kadehleri dolduran Babam.... Elleri kara elleri pis Ellerinde isi yılların Elleri ihanet Elleri kör ediyor beni... Yürüdüm menzilsizliğimde İnsanlıklarının kaldıramayacağı Dingin bir tebessümle affettim onları Öldürdükleri, yaşatmaya çalıştıkları Sustukları, yok saydıkları Konuştukları, dilsiz oldukları Yalanları, En çokta yalanları için affettim Ve Gözleri iki küçük oltu taşı Küçük kız çocuğunun hatrına Şeytanla ittifak etti Muaviye Yendi Ali'yi Çölere düştü cellatlarımın naraları Utanç içinde gözlerini kaybetti kumlar Kerbelada susuz bırakılan bedendim Uhud'da bıçakladılar tepelerimi Her çağda affettim onları Adalet keskin kılıcını indirince göğe Önce kuşlar sonrada bulutlar Titreyerek döküldüler yerlerinden Onlar görmedi Haykırdım yüzlerine suskunluğumu Onlar duymadı Kördüler sağır vede dilsiz Yaşamıyordu yüreklerindeki küçük çocuk Yaşamalarına da izin vermiyorlardı Doğmamış çocukların Onların soyadları, adları vardı Onların rolleri, kostümleri Onların sahte takdirlerle gizledikleri Kanlı yüzleri Yitirmişlerdi insanlıklarını Analıklarını Babalıklarını Kardeşliklerini, sadece onlar vardı... Ölüme muhtaç Yaşama tutsak Kapalı kapıların dilencisiyim Yarım bir hayat Çalıntı vuslat Sevda zindanında Bukağısına aşık köleyim... Köle affetti efendilerini...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BURCU İNCESU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |