"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Ergenekon Davası’nın içinde, 12 Eylül’de ve sonrasında vahşeti sürdürenlerin olduğunu biliyorum. Ama bu bilgime karşın özel mahkemelerin kararına güvenemiyorum. Bu davalarda, DGM’lere, 12 Eylül hukukuna bile taş çıkartan, evrensel hukuk ilkelerinden uzak bir yargılamanın yapıldığı konusunda kimi yandaşların bile kuşkusu kalmadı artık. Yaşın yanında kurunun yanması da değildir bu. Kaldı ki günümüzde evrensel hukuk ilkeleri, kazayla da olsa kurunun yanmasına izin vermez. Ergenekon davası ve diğer tüm siyasi davalar, özellikle kuruları yakıp tüketmeye yönelik bu devirde. Elbette yargılananların içinde, elinden nice masum insanın kanı damlayanlar da var.Ama bugünkü iktidara yolları açıp taşları döşeyen nice eli kanlı elebaşları, bugün biat eden ve hizmet sunan kimileri davaların kapsamı dışında. Bu tür davaların asıl amacı, tüm toplumsal muhalefeti, tüm renkleriyle susturmaya yönelik. Toplumu korku girdabına alıp sesini soluğunu kesmeye yönelik. “Bir zamanlar burnundan kıl aldırmayanların, bakın burnunu nasıl sürtüyoruz. Sizlere neler yaparız ha…” diyerek topluma gözdağı vermek. Evet, kaç darbeyle toplumun en dinamik kesimlerini yok etmiş, işkenceden geçirmiş bir yapının, ordunun, bunlarını hak etmediğini söylemek güç. Hatta benim gibilerin “Oh olsun!” demesi bile gerekebilir. Ama madalyonun diğer yüzü, konuya böyle bakmamı engelliyor. Bu nedenle, iyice deşifre olan eli kanlıların varlığı, bütün bu gerçeği örtmeye yönelik bir kandırmaca sadece, diyorum. Bunların yanısıra, emperyalizmin Ortadoğu’daki planlarının uygulanabilirliği için her türlü muhalefetten arınmış, tammen biat eden bir ordu istemini de göz ardı edemeyiz. Siyasi davalar, neoliberal ideoloji ve politikaların dışına düşen her örgütlenme ve bireyi yok etmeye yönelik bu ülkede. Üniformasız diktatörlük ve sivil darbe tüm gücüyle hüküm sürmekteyken, darbeciler ve darbecilikle mücadele, göstermelik bir safsata… Davanın içinde vahşete bulaşanların bulunması bu adaletsizliği ve tuzağı gizleyemiyor. Plan uluslarüstüdür. Taşeronluk, yaşamın her alanında işbaşında. Adaleti yalnızca kendimiz için isteyemeyiz. Adaleti iktidarların vicdanına emanet edemeyiz. Vahşete yalnızca kendimiz uğradığımızda karşı çıkamayız. Çifte standartlar, sonuçta egemenlerin işine yarar, yarıyor. Gün, kendi ideolojisini ve sembollerini dayatmadan, hiç değilse evrensel burjuva hukukunun uygulanması için muhalefetin tüm renkleriyle birlik örmesi günüdür. Gericiliğe, dinciliğe, emperyalist planlara, yaşamımıza saldırıya karşı durma günüdür. Bu önerim, tüm ideolojik yapılar için geçerlidir. Gün, ırkçı, şoven, faşist düşüncelerden uzak durarak, birleşerek, tuzakları boşa çıkarma günüdür. Bazı tarihsel dönemeçlerde, asgari müştereklerde en geniş birliktelikteliklerin oluşturulması gerekir. Çünkü tehlike büyüktür. Gezi direnişlerinde, tüm siyasi davalarda mağdur edilenler için, adalet ve özgürlük için direnme günüdür. Bugün onlara, yarın ötekilere, öbür gün her muhalife yönelecek bir salvodur bu. Sessiz ve çekimser kalamayız. Hiç kimse, kendisi gibi olmayanın uğradığı haksızlığa “Oh olsun!” demek hakkına sahip değildir, olmamalıdır. Her haksızlık, adaletsizlik ve vahşete HAYIR!... HAYIR!... HAYIR!... HAYIR!... Vildan Sevil 05.08.2013
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |