..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




25 Temmuz 2014
Demokratik Deliler Devleti (3d) +18) - 3  
Ömer Faruk Hüsmüllü
“Ýki Yahudi bir araya gelse þirket, iki Türk bir araya gelse devlet kurar.” Sözü boþuna söylenmemiþtir. Yani biraz daha sabretmelisiniz; delilerin devletinin kurulmasýna az kaldý!


:AACJ:




-Bir deli baðýrýyor: “Cehennemden korkanlar bu otobüse binsin!”
-Oysa otobüsün önünde “Cehenneme Gider” Yazýyordu.
**
-Askerde düdük sesinden burada da zil sesinden býktým. Yeter be, duyduk iþte! Kýsa kesseniz þu meretin sesini olmaz mý?
Diye Ýmparator baðýrmaya baþladý. Birkaç da küfür ekledi, yere tükürdü, sað ayaðýný yere birkaç kere hýzla vurdu. Kýzgýnlýðý geçmemiþ olmalý ki ona bakan bir hastaya o meþhur sol tekmesini savurdu.
Ýmparator, kýrk üç yaþýnda uzun boylu (1.90’dan fazla), yüz kiloya yakýn aðýrlýðý, güçlü pazularý, kocaman kafasý, kalýn kaþlarýyla heybetli, ürkütücü bir görünümü olan iri yarý bir adam. Kocaman gözleri, bir þahinin gagasý gibi kývrýk burnu vardý. Kocaman ayaklarýna (56 numara) asker postalýna benzeyen ayakkabýlar giyerdi. Sýcak havalarda sýrtýna kolsuz bir tiþort geçiriyor, çünkü böylece adaleli pazularýný da gösterme imkanýna sahip olabiliyordu. Zaten sýk sýk her iki kolunu yana açýp pazularýný þiþirme davranýþý onda bir tik haline gelmiþti.
Onun sesini duyunca adýmlarýmý daha da hýzlandýrdým. Belaya bulaþmamak için kaçmak veya görmemezlikten gelmek en iyisiydi. Göz göze gelindiðinde karþýsýndaki kiþi bakýþlarýný ondan kaçýrmak zorundaydý; aksi halde tekmeyi yerdi.
Ýmparator, hastanenin kralýydý. O yüzden Ýmparator adýný almasý da boþuna deðildi. Ýlk önceleri bazý hastalar ona “Uzun!” ya da “Sýrýk!” diye seslenme hatasýný yaptýlar ve tabii bedelini çok aðýr ödediler. Ondan sonra da fýsýltýyla bile aðýzlarýndan “Uzun” ya da “Sýrýk” kelimesi çýktýðýnda bir duyan oldu mu diye etraflarýna bakar oldular.
Ýmparatorun yaþam öyküsü biraz karýþýk. Gerçekten hasta mý yoksa rol mü yapýyor? Karar vermek çok zor. Bu birkaç sene önce karýsýný sebepsiz yere öldürmüþ. Olaydan sonra polisler gelip tutuklamýþlar. Ne karakolda ne de savcýlýkta tek kelime konuþmuþ. Hep önüne bakýp duruyormuþ. Derken mahkemeye çýkarýlmýþ. Orada da hakimin sorduðu sorulara cevap vermiyormuþ. Hakim, “Oðlum, karýný öldürmenin mutlaka bir sebebi olmalý. Bunu açýklamazsan sana verilecek cezadan herhangi bir indirim yapmak da mümkün olmaz. Yoksa karýn sana ihanet etti de onun için mi öldürdün?” Diye sorunca:
-Hayýr, ihanet etmedi; ama edebilirdi.
-Þüphelendiðin bir olay mý oldu da “edebilirdi” diyorsun?
-Olmadý. Nasýlsa bir gün bana ihanet edebileceðini düþündüm, bunu engellemek için de öldürdüm.
Deyince hakim, Ýmparator’u akli dengesinin yerinde olup olmadýðýnýn incelenmesi isteðiyle akýl hastanesine sevk etmeye karar vermiþ.
Ýmparator, bu inceleme sýrasýnda da hiç konuþmamýþ, sorulanlara cevap vermemiþ. Aylarca süren müþahede sonunda “Ceza-i ehliyeti yoktur.” Kanaatine varýlmýþ ve rapor mahkemeye gönderilmiþ. Tabii mahkemede de onu iþlediði cinayetin cezasýný çekmesi için bir hapishaneye göndermemiþ, hastanede tedavi edilmesine karar vermiþ.
Ýmparator, birkaç ay içinde konuþmaya baþlamýþ, etrafýnda bir korku fýrtýnasý yaratmýþ. Herkesin çekindiði bir bela olmuþ.
Ýmparator bana yemekhanenin kapýsýna birkaç adým kala yetiþti. Adýmlarýnýn sesini duyuyordum. Geçmesi için kenara çekildim; sýkýysa çekilme! Ýçeri girer girmez kuyrukta sýra bekleyenler telaþa kapýldýlar ve hemen ona yolu açtýlar. Ýmparator öyle bizim gibi yemek kuyruðunda bekleyecek adam deðildi. En öne geçer, yemeðini alýr, gözüne kestirdiði en iyi masaya gider otururdu. Eðer o masada daha önceden oturanlar varsa onlar baþka bir masaya geçmek zorundaydý. Yemekhanedeki düzeni saðlamakla görevli olan güvenlik elemanlarý bile ondan çekiniyordu. Bir baþkasý sýrasýndan çýkýp öne geçmeye kalksa hemen tartaklayýp sýraya sokarlarken Ýmparator’a ses çýkaramazlardý.
Konuþma, gürültü filan da kesilmiþti. Sadece çatal kaþýk sesi duyuluyordu. Biri konuþmaya kalksa yanýndaki veya karþýsýndaki hemen onu kaþ göz hareketleriyle uyarýyordu. Bu sessizliðin sebebi tabii ki Ýmparator’du. O karnýný doyurup çýktýktan sonra yemekhanede her þey eski haline dönüyordu.
Ýleride Ýmparator’dan çok sýk bahsedeceðiz. Onun için ben kendimi biraz daha anlatmak istiyorum. Ancak bazý okurlarýn “masalýn adý Demokratik Deliler Devleti ama ortada devlet mevlet yok! Nerede bu devlet?” diye sorduklarýný duyar gibiyim. Acele etmeyin. Devlet dediðiniz nedir ki? Üç beþ dakikada kuruveririz, tabii üç beþ dakikada da yýkýveririz! Hele biz Türkler bu konuda çok becerikliyizdir. Ýnanmazsanýz tarihe bakýn, kurulmuþ ve yýkýlmýþ onlarca Türk devleti görürsünüz. O nedenle “Ýki Yahudi bir araya gelse þirket, iki Türk bir araya gelse devlet kurar.” Sözü boþuna söylenmemiþtir. Yani biraz daha sabretmelisiniz; delilerin devletinin kurulmasýna az kaldý!
Ailemin tek çocuðuydum. O nedenle anne ve babamýn bütün ilgisi, sevgisi benim üzerimdeydi. Ne annem ne de babam beni býrakýn dövmeyi azarlamadýlar bile. Ýsteklerimi anýnda karþýlarlar, ellerinden gelmeyen bir þey olursa da beni ikna etmeye çalýþýrlardý. Ben de öyle þýmarýk bir çocuk olmadýðým için onlarýn bu açýklamalarý ile yetinirdim. Babam ayakkabýcýydý. Küçücük dükkanýnda evinin nafakasýný çýkarmaya çalýþýyordu. Beni okutursa çok mutlu olacaðýný sýk sýk söylerdi. Bir memur olduðumu görmek en büyük arzusuydu. Maalesef göremedi. Çünkü ben ortaokulun son sýnýfýndayken babamý kaybettim. Baðkur’lu olduðu için babam ölünce anneme küçük bir maaþ baðlandý. Okula devam ettim, çünkü babamýn sözleri hiç aklýmdan çýkmýyordu. Liseyi bitirdim. Baþarýlý bir öðrenciydim, ama üniversiteye gidebilmem maddi imkansýzlýklardan dolayý mümkün olmadý.
Babamýn kaybý, tahsilime devam edemeyiþim, annemin çilesi ve aklýmdaki binlerce soru bir gün kendimi bir akýl hastanesinde bulmama neden oldu. Çok iyi bir hastaneydi, hastalara özenle bakýlýyordu. Ýyileþmek istiyordum ve bunun için gayret gösteriyordum. Hastanede önce ufak tefek iþlerde gönüllü olarak çalýþmaya baþladým. Bazen gelen yiyecekleri mutfaða taþýmada bazen bulaþýklarý yýkamada yardým ediyordum. Lise mezunu olduðumu öðrenince beni büro iþlerinde de kullanmaya baþladýlar. Daktilo ile yazýlar yazýyor, gelen-giden evrak defterine kayýt yapýyor, hatta muhasebeciye ay sonlarýnda yardým ediyordum.
Benim çalýþkanlýðým baþhekimin de dikkatini çekmiþ olmalý ki bir gün beni odasýna çaðýrýp kadro açýlýr açýlmaz iþe alýnacaðýmý söyledi. O gün sevinçten uçuyordum. Para kazanýrsam anneme de yardým edebileceðim düþüncesi rüyalarýmý süslüyordu. Tabii bunun için kadro açýlmasýný beklemek zorundaydým.
Kadro açýlmadý. Uzun bir süre geçmiþti oysa. Derken bir gün hastane personelinin bahçede toplandýðýný gördüm. Bazýlarý gözlerindeki yaþlarý silmeye çalýþýyordu. Kötü bir þey olduðu belliydi. Sordum. Baþhekim görevden alýnmýþ. Personel onu uðurlamak için dýþarý çýkmýþ.
Yeni gelen baþhekime ýsýnamadým. Öncekinin babacanlýðý, cana yakýnlýðý bunda yoktu. O da benden hoþlanmamýþtý. Nitekim bir gün beni çaðýrýp artýk taburcu olmam gerektiðini söyledi. Bir müddet daha kalmak için ricada bulunduysam da kabul etmedi. Meðerse yeni baþhekim, öncekinin adamý olduðunu düþündüðü hasta ve personel kim varsa hepsini tasfiye etmeye kararlýymýþ. Ertesi gün elimde bir poþetle hastanenin çýkýþ kapýsýna doðru yürüyordum.
Anacýðýmýn yanýna sýðýndým. Çok sevindi. Ýki göz odadan ibaret küçücük bir yer evinde kirada oturuyordu. Babamdan kalan azýcýk parayla yaþama mücadelesi veriyordu. Þimdi bu parayla bana da bakmasý gerekecekti. Evimizin duvarlarý kerpiç, damý da topraktý. Yaðmur yaðdýðýnda tavan akýyordu. Bazý geceler akan damlacýklarýn þýp þýplarýndan sabaha kadar uyuyamazdým. Aslýnda damýn akmasýný önlemenin çaresi varmýþ. Dam yuvaðý denilen yüz kiloya yakýn yuvarlak bir taþ ile damýn topraðýný sýkýþtýrmak gerekiyormuþ. Anacýðým bu iþi nasýl becersin? Ben gelince dam yuvaðý olan birkaç kiþiden istediysem de vermediler. Yaðmur yaðmasýn diye dua etmekten baþka çaremiz kalmamýþtý.
Anacýðýmýn benim için yaptýklarýný görünce üzülüyordum, kendimi kahrediyordum. Bir yumurta piþiriyor, tek bir lokma alýyor “Bu benim hoþuma gitmedi!” deyip sahaný benim önüme sürüyordu. Mutlaka bir iþ bulup çalýþmalýydým. Akýl hastanesinde yattýðýmdan herkes haberdardý ve o nedenle bana güvenip de iþ vermiyorlardý. Burasý küçük bir yer olduðu için herkes birbiri hakkýnda her þeyi biliyordu.
Günler sonra bir fýrýnda iþ buldum. Canla baþla üç gün çalýþtým. Hepsi bu… Sadece üç gün. Mahallenin çocuklarý benimle ilgili büyüklerinin anlattýklarýndan doðru-yanlýþ bir þeyler duymuþlar. Fýrýnýn camýnýn önünde durup bazen de içeri girip hareketleriyle ve sözleriyle beni rahatsýz etmeye baþlayýnca müþteri kaybetmekten korkan patron iþime son verdi.
Tekrar hastanede yatmanýn bir yolunu bulmaktan baþka çarem kalmamýþtý. Kaç ay ya da yýl sonra tekrar hastaneye dönecektim? Bilmiyorum. Ýnanýn bilmiyorum. Biz delilerde zaman mefhumu yoktur. Hastanede yatarken zil çalar kahvaltýya gideriz, zil çalar öðle yemeði, zil çalar akþam yemeði ve günün son zili “yat” emridir. Günler, aylar, yýllar böyle geçer. Kaç gün, kaç ay ya da kaç yýl geçti? Kimin umurunda!
(Devam edecek....)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.