Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Azim bir lütuf, hırs bir işkencedir. Azmin zaferi vardır; hırsın yenilgisi vardır. Bir sanat eseri azimle şekillenir, güzelleşir. Hırs ise taklit doğurur, çalkantı doğurur. Bu nedenle Ortadoğu ülkelerinde savaş vardır, çalkantı vardır. Oysa Avrupa ülkelerinde azim barış getirmiştir, düzen getirmiştir, irade getirmiştir. Hırslarla kurulan yuvalar yıkılır, medeniyetler çöker. Azimle girişilen her işte ise sabırla yükselen, iradeyle çoğalan eserler gökyüzünü deler. Azim bir birikimdir aynı zamanda. Azim bilgi gerektirir, donanım gerektirir. Hırsta ise kaba kuvvet, parasal güç söz konusudur. azimli toplumlarda örgütlenmeler, paylaşmalar, dayanışmalar el eledir. Hırslı toplumlarda ise mafyalar, çeteler, teröristler tetik tetiğedir. Kan gölüne dönen topraklarda mezarlık çiçekleri hırsla büyür. Azimli topraklarda ise adalet, eşitlik çiçeklere dönüşür. Hayatla baş edebilmenin yolu hayat için gerekli taktiğe ve tekniğe sahip olabilmektir. Herkes topu yukarı atar; ama bir basketçi o topu potadan geçirir. Demek ki hırslı olmak, hırsla topu atmak başarı getirmez. Başarıyı azimle çalışmak, azimle öğrenmek getirir. Günümüz ilişkilerinde hırs, ihtiras ön plandadır. Sevgilisini çek gibi gören zihniyet, hırsının altına imza atmaktadır. Eskiden köleler vardı, cariyeler vardı. Şimdi köleleştirilmiş ruhlar, kalpler; cariyeleştirilmiş kadınlar var. Sevgilisini Türk şakası gibi yanı üzerine arabasını sürerek ve onu bir köşeye sıkıştırarak sevmektedir. Gerçi sevilmek isteyen arabayla sıkıştırılmak, sevmek isteyen de arabayla sıkıştırarak sevmek istemektedir. Maddi gücü elinde bulunduranlar sevgilisinin de elini elinde tutmaktadır. Ve en önemlisi değerli olmak, değer vermekten önde gitmektedir. Herkes Türkiye beni hak etmiyor diyen bir kişi gibi kendini değere bindirmektedir. Peki insanlar neye değer vermektedir? Tabi ki hırslarına.... Azim zaman ister. Oysa kimsenin kimseye ayıracak bolca vakti yoktur. Herkes bir an önce ne yaşamak istiyorsa onu yaşamanın peşindedir. Hem mektup devri de kapanmıştır. Kim bekler günlerce mektup ki? Bir mesajla veya bir aloyla hemen görüşülmektedir. Hem kim uğraşır nazla, cilveyle... Nasıl olsa yedekte bekleyenler çoktur. Hızlı giden atın dışkısı seyrek olurmuş. Artık hırsla yaşıyoruz hayatı. Bekleyecek, tahammül edecek halimiz yoktur. Artık insanlık alt dallara yığılmıştır. Öyle yüksek dallarda da kimse kalmamıştır. Haliyle azmedip yükseklere uzanmanın da anlamı yoktur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |