..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




19 Mart 2015
Demokratik Deliler Devleti - 13  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Daha sonra hastanenin kapýsýnýn dýþýna dev bir pankart asýldý. Pankarttaki yazý þöyleydi: “HASTANEMÝZDE KARANTÝNA UYGULANDIÐINDAN HASTA VE ZÝYARETÇÝ KABUL EDÝLMEMEKTEDÝR. MÜDÜRÝYET”


:AABG:



-Deli, zýr deli, zýr zýr deli…

-Bir de yeni çýktý: Ivýr zývýr deli.

-Yani iþe yaramaz, sahte, numaradan deli…

Odamýn camýndan dýþarý bakýyorum. Sis var. Aðaçlarý hayal meyal seçebiliyorum. Dýþarýda olup bitenleri çok merak etmiþ olmama raðmen çýkýp da bakamýyorum. Çünkü odalarýmýzdan dýþarý çýkmanýn geçici bir süre yasaklanmýþ olduðuna dair sýk sýk anons yapýlýyor.

Bu da gösteriyor ki darbe henüz tamamlanmamýþ. Kahvaltý zili çalalý çok olmasýna raðmen gidemedik. Zaten gitsek de kahvaltý edecek bir þey bulamazdýk. Çünkü darbeciler yemekhane personelini de tutuklamýþ olabilirlerdi.

Olayýn ayrýntýlarýný daha sonra Dedikoducu’dan öðrenecektim. Dedikoducu’nun anlattýklarýna göre, gece saat 02.00’de darbeciler harekete geçmiþler. Önce nöbet kulesindeki güvenlikçileri, daha sonra görev yerlerinde olmalarý gerektiði halde lokalde uyuyan ya da okey oynayan güvenlikçileri tutuklamýþlar. Hepsinin cop, kelepçe ve silahlarýna el koymuþlar. Daha sonra nöbetçi doktorlara, hasta bakýcýlara ve hemþirelere gelmiþ sýra. Sabaha karþý mutfak görevlilerini ve nöbetçi temizlik elemanlarýný da tutuklayýp bütün kritik noktalara kendi adamlarýný yerleþtirmiþler. Mesai saatinde de görevlerine baþlamak amacýyla hastaneye gelenleri tek tek bahçede yakalamýþlar.

Hazýrladýklarý mükemmel darbe planýný hiçbir aksaklýðý meydan vermeden uygulamýþlar. Tutuklanan her kiþinin üstünü arayýp telefon, saat, banka maaþ kartý, kredi kartý, para, taký gibi ne buldularsa el koymuþlar. Tabii o kiþilerden telefonunun, maaþ kartýnýn ve kredi kartýnýn þifresini almayý da unutmamýþlar.

Tutuklanan kiþiler þimdilik tecrit bölümüne hapsedilmiþ. Pekiyi oradaki hastalar ne olmuþ diye sorabilirsiniz. Hastalarý bir minibüse doldurup hastane dýþýna çýkarmýþlar. Ancak hastalarý bir baþka hastaneye nakletmedikleri belli; çünkü minibüs çok kýsa bir süre sonra boþ olarak geri dönmüþ. Galiba bu zavallýlarý ya bir uçurumdan aþaðýya attýlar ya da kurda kuþa yem olsun diye ormanýn içine býraktýlar. Bir daha bu hastalardan hiçbir haber çýkmadý. Zaten ne olduklarýný merak edip de bir araþtýran da olmadý.

Kablolu telefon ve internet baðlantýlarýný da kesmiþler. Kamera kayýtlarýnýn kaydedilip izlendiði odaya bu iþten anlayan ve güvenilir bir eleman yerleþtirip dikkat çekici en ufak bir görüntü saptadýðýnda hemen haber vermesi konusunda uyarmýþlar.

Hem korkuyordum hem de dýþarýda neler olup bittiði konusunda merak içindeydim. Sonunda merakým korkuma baskýn çýktý ve giyinmeye baþladým. Dýþarý çýkacaktým. Koridorda kimse yoktu. Aðýr aðýr ilerlemeye devam ettim. Bina çýkýþ kapýsýna yaklaþmýþtým. Orada nöbet tutan bir adam vardý. Geriye dönüp odama gitsem galiba daha iyi olacaktý! Ancak görevli beni görmüþtü ve çaresiz sonuna kadar bu oyunu oynayacaktým. Omuzlarýmý dikleþtirdim, kendine güveni olan bir insan görüntüsü vermeye çalýþýyordum. Kapýdaki adamý tanýmýþtým, beni Ýmparator’un yanýna götürenlerden biriydi. O da beni tanýdý, yanýna yaklaþtýðýmda kendine çeki düzen verdi ve selamýmý aldý. Sonra da saygýlý bir þekilde kapýyý açtý. Dýþarý çýktým.

Ýþte bahçedeydim. Sis biraz daðýlmýþtý. Feri azalmýþ olan güneþi soluk da olsa görebiliyordum. Bahçede beþ-altý tane görevli vardý. Onlarý dikkatlice inceledim. Þansa bak ki bunlardan biri beni Ýmparator’a götüren diðer adamdý. Onun yanýna gittim, selamlaþtýk. Elini uzattý. Tokalaþtýk. Biraz ilerisindeki görevlilere seslendi:

-Arkadaþlar, Kargacý da bizim ekiptendir. Haberiniz olsun!

Adamlar anladýklarýný belli etmek için kafalarýný sallamakla yetindiler. Bu olanlardan sonra bana cesaret gelmiþti. Sordum:

-Ýþler nasýl gidiyor? Darbe henüz sonuçlanmadý mý?

-Hemen hemen hepsini ele geçirip içeri attýk. Bir tek kiþi kaldý.

-Kimmiþ o?

-Baþhekim… Saat 10’a geliyor ama adam hâlâ ortalýkta yok!

-Hayret! Baþhekim her gün herkesten çok önce iþe gelirdi.

-Aksilik olacak ya; bugün gelmedi iþte!

Biz konuþurken kuledeki nöbetçinin sesi duyuldu:

-Geliyor! Aþaðýdakiler, hazýr olun!

Hemen bahçe kapýsýný açtýlar. Bir araba hastaneye doðru ilerliyordu. Bu Baþhekim’in arabasýydý. Nefesimi tutup heyecanla beklemeye baþladým. Diðerlerinin de benden bir farký yoktu. Buna raðmen soðukkanlý görünmeye uðraþýyorlardý. Yanlýþ bir hareket her þeyi mahvedebilirdi.

Kapýya birkaç metre kala araba ani bir frenle durdu. Oysa ne güzel geliyordu, mutlaka içeri gireceðini sanýyordum. Baþhekim bir þeylerden þüphelenmiþ olmalýydý. Geri dönüp gidebilirdi. O zaman ne olurdu? Bunu düþünmek istemiyorum.

Arabanýn yeniden çalýþýp bize doðru ilerlediðini görünce hepimizin yüzünde bir tebessüm belirdi. Baþhekim girince kapý hemen kapatýldý. Bundan sonrasý artýk çok kolaydý.

Araba otoparktaki yerine gidip durdu. Dört kiþi arabadan inen Baþhekim’in etrafýný kuþattý. Aralarýnda konuþmalar oldu fakat tam olarak ne konuþtuklarýný duyamadým. Ýki kiþi kollarýna girdi, bir kiþi önde bir kiþi de arkada Baþhekim’i tecrit bölümüne doðru götürdüler.

Daha sonra hastanenin kapýsýnýn dýþýna dev bir pankart asýldý. Pankarttaki yazý þöyleydi:

“HASTANEMÝZDE KARANTÝNA UYGULANDIÐINDAN HASTA VE ZÝYARETÇÝ KABUL EDÝLMEMEKTEDÝR. MÜDÜRÝYET”

Pankartý okuyan geri döneceðinden sürpriz ziyaretçiler de böylece engellenmiþ olacaktý.

Son durum Ýmparator’a rapor edildi ve onun verdiði direktifle anons yapýlmaya baþlandý:

“Dikkat, dikkat! Baskýcý, iþkenceci hastane yönetimine karþý baþarýlý bir darbe gerçekleþtirilmiþtir. Yeni yönetimin yapacaðý açýklamalarý dinlemek için çok aðýr hastalarýn haricinde herkes bahçede toplanacaktýr. Bu emre uymayanlar þiddetle cezalandýrýlacaktýr.”

Herkes bahçeye çýkýncaya kadar bu anons sürekli tekrarlandý.

Bahçede toplananlar merak içindeydi. Ne olmuþtu, nasýl olmuþtu? Bundan da önemlisi neler olacaktý? Darbe buradaki insanlarýn yaþantýsýný nasýl etkileyecekti? Kimi hastalar darbenin sonuçlarýnýn ne olabileceðini düþünmeden sevinç çýðlýklarý atarak kutlama yapýyorlardý. Kulaktan kulaða yeni bir devlet kurulacaðý haberi bazýlarýný oldukça heyecanlandýrmýþtý.

Marþlar çalýnmaya baþladýðýnda bahçede toplanan hastalardaki heyecan daha da artmýþtý. Marþlara eþlik edenler; elleriyle, ayaklarýyla tempo tutanlar vardý. Birçok hastanýn yürüyüþü bile deðiþmiþti. Bunlarýn ayaklarý þimdi yere daha kuvvetli basýyordu.

Konuþma kürsüsünün hazýrlanmasý bittikten sonra Ýmparator on kiþilik bir koruma ekibi ile göründü. Yüzü gülüyordu. Kürsüye çýktý. Sað tarafýna Toprak Baba’yý aldý. Arkasýnda yeni devletin üst kademelerinde görev alacaklar ve koruma görevlileri sýralandýlar. Ayrýca kalabalýk Ýmparator’dan 5-6 metre uzaða çekilip buraya çok sayýda güvenlik elemaný yerleþtirildi. Kalabalýða el salladý. Tezahürattan ortalýk yýkýlýyordu. Bir süre seslerin kesilmesini bekledi. Ama kesilmiyordu. O meþhur pazularýný gösterme hareketini yapmak zorunda kaldý. Ortalýk bu hareketten sonra birden sessizliðe büründü.

Mikrofondan “Yurttaþlarým, sevgili yurttaþlarým!” diye konuþmaya baþlayýnca “Yaþa, Varol! Baðýrýþlarýyla birlikte bir alkýþ koptu. Gene beklemek zorunda kaldý. Bu sefer sessizlik kendiliðinden saðlandý.

Ýmparator, daha önceki yönetimi kötüleyerek konuþmasýný sürdürdü ve gerçekleþtirilen bu devrimle bütün haksýzlýklara son verileceðini söyledi. Toprak Baba’nýn bana yazdýrdýklarýný okudu. Uzunca bir metindi. Dinleyenlerin çoðu okunan bu metinden bir þey anlamamýþ olmasýna raðmen sýk sýk alkýþlamaktan da geri kalmadý.

Daha önce de söylediðim gibi yeni bir devlet kuruluyordu: Demokratik Deliler Devleti. Yeni devletin adýný aklýnda tutamayanlar dilerlerse kýsaca 3D de diyebilirlerdi. Bu devlette doðrudan demokrasi uygulanacak, her karar yurttaþlarýn oyuna sunulacak; hak, hukuk, adalet, eþitlik ve özgürlük ilke olarak benimsenecekti. 3D sýnýrlarý içinde para kullanýlmayacaktý, çünkü her türlü hizmet ve mal yurttaþlara ücretsiz olarak verilecekti.

Seçimlere geçildi.

Ýlk önce devlet baþkaný seçilecekti. O nedenle Ýmparator aday olarak gösterilip baþka aday olup olmadýðý soruldu. Tabii usulen… Ýmparator aday olduktan sonra onun karþýsýna çýkacak olan kiþinin aklýndan zoru var demekti. Evet bunlar deliydi ama o kadar da deli deðillerdi doðrusu! Ýmparator oy birliði ile Demokratik Deliler Devletinin baþkaný olarak seçildi.

Sýrada bakanlarýn seçimi vardý. Önceden kararlaþtýrýlmýþ olan kiþiler yurttaþlarýn oyuna sunuldu ve seçildiler. Buna göre Maliye Bakaný eski bir bankacý, Savunma Bakaný emekli bir paþa, Saðlýk Bakaný bizim Psikiyatrist ve Gýda Bakaný da bir bakkal oldu.

Yargý organý olarak sadece Yüksek Mahkeme vardý. Devlet içinde meydana gelebilecek her türlü haksýzlýk ve suçlara burasý bakacaktý. Üyeleri emekli bir mahkeme baþkatibi, eskiden adliyede çaycýlýk yapmýþ biri ve emekli bir mübaþirdi.

Bu devletin ciltler dolusu binlerce kanun maddesi yoktu. Tek bir kanun maddesi vardý. O da þöyleydi:

Madde:1 Demokratik Deliler Devleti’nde vatana ihanet suçu idam ile cezalandýrýlýr.

Yani 3D’de tek bir suç vardý ve bunun cezasý da idamdý: Vatana ihanet. Buna göre bir suç iþledi iddiasý ile mahkeme huzuruna getirilen kiþi ya beraat edecekti ya da idam edilecekti. Öyle ki hýrsýzlýk nedeniyle yargýlanan bir kiþi bile vatana ihanet ettiði gerekçesiyle ölümle cezalandýrýlabilecekti. Kýsacasý her þey mahkeme heyetinin vereceði karara baðlýydý.

Seçimler bittikten sonra teþekkür konuþmasý yapmak üzere Ýmparator tekrar kürsüye geldi.

-Demokratik Deliler Devleti’nin deðerli yurttaþlarý! Bugün burada hep birlikte dünya tarihinde bir ilk’e imza atmýþ olduk. Delilerin neler baþarabileceklerini herkese kanýtladýk. Gerçekleþtirdiðimiz devrim, dünyanýn diðer tutsak delilerine baðýmsýzlýklarýný kazanýp kendi devletlerini kurmalarý için bir örnek teþkil edecektir. Evet biz þimdi büyük bir iþ baþardýk, ama bu iþimizin bittiði anlamýna gelmez. Daha önümüzde aþýlmasý gereken birçok engel, birçok zorluk var. Ben inanýyorum ki bunlarýn hepsinin üstesinden geleceðiz. Yurttaþlarýma bu konuda güvenim tamdýr.”

Ýmparator’un konuþmasýný öðlen yemeðini haber veren zilin sesi böldü. Zil otomatik olarak çalýyordu ama herhangi bir hazýrlýk yapýlmadýðý için yemekhanede yiyecek hiçbir þey yoktu. En küçük ayrýntýyý bile dikkate alan Ýmparator ve adamlarý nedense bu konuyu atlamýþlardý. Zilin çalmasý hastalara açlýðýný hatýrlatmýþ olmalý ki “Açýz, aç!” diye bir ses duyuldu, buna diðerleri eklendi. “Ýlaçlarýmýz da verilmedi…” diye baðýranlar da oldu.

Ýmparator hemen yanýndaki adamlarýna yemekhane görevlilerinin iþlerinin baþýna getirilmesi ve hastalara ilaç vermek için de birkaç doktorun serbest býrakýlmasý emrini verdi. Konuþmasýný sürdürdü:

-En geç bir saat içinde yemeðiniz hazýr olacak ve yemekten sonra ilaçlarýnýz daðýtýlacak. Bundan sonra da yemek ve ilaç konusunda en ufak bir aksaklýða meydan verilmeyecek.

Alkýþ ve sözlü tezahürat baþladý. Ýmparator bu alkýþ ve tezahüratý durdurmaya çalýþmadý. Böylece yemek hazýrlanmasý için zamandan kazanmayý düþünüyordu. Alkýþ ve tezahürat kendiliðinden bitince devam etti:

-Sizler bu devletin özgür yurttaþlarýsýnýz. Size her türlü hizmet verilecektir. Demokratik hak ve özgürlüklerinizi sonuna kadar kullanabileceksiniz. Sizin oylarýnýzla alýnan her karar bu devlette mutlaka uygulanacaktýr. Yani siz ne isterseniz o olacaktýr, ne isterseniz o olacaktýr…

Ýmparator son sözlerini birkaç kez tekrarlayýnca kalabalýktan biri elini kaldýrdý. Söz istiyordu. Ýmparator konuþmasýný iþaret etti. Adam:

-Bodur Onbaþý’yý asalým! Dedi.

Birkaç kiþi daha bu öneriyi destekledi. Önce birçok kiþi ne dendiðini iyi duyamamýþtý, ama çok sayýda kiþi tempo halinde “Bodur Onbaþý’yý asalým. Bodur’u asalým!” diye baðýrmaya baþlayýnca oradakilerin çoðu buna katýldý. Ýmparator:

-Bu devlette yurttaþlarýn her istediði yerine getirilir. Bu öneriyi oylayalým, bakalým sonuç ne çýkacak? Bodur Onbaþý’nýn asýlmasýný isteyenler el kaldýrsýn! Dedi.

Kalkan ellerin sayýsý yurttaþlarýn yarýsýndan çok fazlaydý.

Ýmparator yanýndaki adamlarýna iþaret verdi. Ýki kiþi tecrit bölümüne doðru giderken iki kiþi de yatakhaneye doðru yöneldi.

Az sonra yatakhane binasýndan çýkan adamlarýn birinin elinde idam düðümü atýlmýþ urgan, diðerinin elinde ise bir tabure vardý. Bunlar Ýmparator’un yanýndaki büyük bir aðacýn dalýna urganý atýp birkaç dakika içinde idam için gerekenleri hazýrladýlar. Bu kadar hazýrlýklý ve hýzlý olmalarý bu infazýn önceden planlandýðýný gösteriyordu.

Ýki görevlinin Bodur Onbaþý’yý elleri arkadan baðlanmýþ olarak getirdiklerini gören kalabalýk yuh çekmeye ve küfür etmeye baþladý. Hatta bazýlarý saldýrmak için hamle bile yaptýysa da bu hareket oradaki güvenlik elemanlarý tarafýndan engellendi.

Bodur Onbaþý ne yalvardý ne aðladý ne direndi. Bir robot gibi yürüyordu. Baþýna gelecekleri tahmin etmiþ olmalýydý. O nedenle çok korkmuþ ve þok geçiriyor olabilirdi. Yüzü kireç gibi bembeyazdý, gözleri iri iri açýktý.

Aðaçtan aþaðýya sarkmýþ olan urganý ve altýndaki tabureyi görünce durdu. Gözlerini kapattý ve yürümeye devam etti. Þimdi zaten kýsa olan boyu bana, daha da küçülmüþ gibi göründü.

Bodur Onbaþý’nýn son hali içimi burktu, ona acýdým. Evet zalimdi, vicdansýzdý, kötüydü, belki de katildi ama gene de bir insanýn hayatýna son vermek acaba doðru muydu?

Bodur Onbaþý’yý idamdan kurtaracak bir mucizenin olmasýný öyle istiyordum ki….

(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.