..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doðar." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Osman Altýnbaþ




20 Nisan 2015
Cypraqual Kolye: 12. Bölüm 2. Kýsým  
Osman Altýnbaþ
Kendilerini tekrardan tamamlayan achianlarýn öldüðü zaman dönüþtükleri yaratýklar birbiri ardýna beþerli sýra oldular.Bir tanesi yerden bir baþka ölüyü aldý ve sýra baþýndan biraz geriye çekildi.Ýlk baþtaki cesedin ayaklarýný ikinci sýradaki ise kafasýný tutuyordu.Ýkisi onu çevirmeye baþlarken yerden çýkan oldukça ateþli yaratýk yeniden dirilen ejderhalarý gelen atlýlarýn üzerine gönderdi.Arada hýzlýca dönmeye devam eden hangi ýrka mensup olduðu önemli olmayan ölünün ayaklarý birleþmeye kafasý sivrilmeye baþladý.Sanki bir mýzraða dönüþen cesedin ayaklarýný yaratýðýn kafasýný da diðeri kendine batýrdý.Mýzrak üçüncüye,dördüncüye ve beþincisine de ayný þekilde girdikten sonra hepsi onun sayesinde birbirine yapýþtý.


:AHGD:
BÖLÜM 12 KISIM 2

Koþuyordu…

Hýzlý hýzlý nefes ala ala koþuyordu. Ara ara arkasýna dönüp korku ve heyecan karýþýmý gözleriyle geriye göz atýp ilerlemeye devam ediyor ve adýmlarýndan adeta fýþkýran telaþla tepeyi týrmanmaya gayret ediyordu.Zirveye çýkýnca geriye doðru kafasýný çevirip bir kez daha baktý ama kendisini neyin kovaladýðýný bir türlü göremedi.Niye kaçtýðýný, neden kaçtýðýný tam olarak anlayamazken ardýný býrakýp ayaðý takýlarak toz topraðý da giysilerine desen niyetine ekleyip üstünden ter boþanýrcasýna sanki isimlendiremediði bir canavardan kaçarcasýna koþmaya devam etti.

Tepeden aþaðýya indiðinde etrafýna bakarken gözlerinin aralýðýna uçsuz bucaksýz bir alan giriryordu.Ýlerledikçe yoðun bir yanýk kokusu burnuna sürünürken biraz soluklanýp koþarken barýndýrdýðý kesif duygularý üstünden attý ve bulunduðu yere daha dikkatli bakmaya baþlayýnca tozlu yüzünde engel olamadýðý gözyaþlarýnýn aniden ýslak dokunuþlarýný hissetti.Sanki sonu yokmuþ gibi görünen alanýn her karesinde bir ölümlünün cesedi vardý.Gözyaþlarý durmak bilmezken çatlak topraklarýn üzerini yüzlerce canlýnýn daha bir çok ýrka ait ölümlünün boydan boya geniþ yer kaplayan ejderhalarýn ölüleri mesken tutmuþtu adeta.Kimileri vahþice parçalanmýþ, kollarý, bacaklarý, kafalarý ayrý ayrý oraya buraya savrulmuþ,kiminin bedenleri kavrulmuþ,bir çoðunun dumaný hala üstünde tüterken korkunun en derin dehlizlerine sürüklense de gözleri ölülerin arasýnda dolaþmaya devam ediyordu.

Bu, baktýkça ölçülemez büyüklükteki arazinin üstünde yatan bütün ýrklarýn mensuplarý aynýydý hepsi ölüydü.Kafasý yerinde olmayanlardan bir tanesinin kandan kurumuþ ellerindeki yarý parçalanmýþ parmaklarýndan biri aniden onun sol ayaðýnýn bileðine yapýþtý.Ne olduðunu anlamadan bu beklenmedik dokunuþla ürpermesi geriye çekilmesine ve bunu gerçekleþtirirken de baþka bir ölüye takýlýp düþmesine sebep oldu. Hemen kendini yerden kaldýrýp toplayarak kýlýcýný çýkarýp tam olmayan o parmaklarý kesti.Ne olduðunu anlamadan cesetlerin bir çoðu canlanýyor gibi bazýlarýnýn kemiði çýkmýþ kanlý parmaklarý yapýþmaya baþladý ayak bileklerine. Bir bir ateþ saçan kýlýcýyla deneyimli bir savaþçýnýn çevik,duygusuz ve soðukkanlý bir þekilde haliyle hepsini hýzlýca kesip biçti.Teker teker ayaða kalkýp dirilen ölüleri doðramaya devam ederken dikkatini farklý hareketler sergileyenler çekti.

Bazý elflere,insanlara,cücelere,orklara… ait cesetler infilak etti. Parçalar havada dönmeye baþlayýp içlerinden çýkan uzantýlarla yerde yatan ölülerden aldýklarý derileri toplayarak beþerli gruplar halinde kendilerini yeniden tamamlaya çalýþýrken uzaklardan üç tane kapkara ata binmiþ üç karanlýk þekil tozu dumana katarak ilerliyor ve namevtleri havaya atýp onlarý bir hortuma çevirerek hýzla yol alýyordu. Onun içinde ölüler öyle hýzlý dönüyordu ki artýk seçilemez oldular.Atlýlarýn üzerindekilerden bir tanesi kýlýcýný çýkartýp hortumu kabzasýna çekti ve içerisindekilerin tamamýný kesici silahýna aldý.Bir anda yer yarýldý ve altýndan oldukça iri cüsseli dev ebatýnda her tarafý ateþ yüklü bir yaratýk ayaklarýný cesetlerin üzerine basýp onlarý yakarak sahnede yerini aldý.Yerdeki ejderhalarýn ölülerine doðru buket buket alev gönderdi.Teker teker onlarý yiyen hayvanlarýn cesetleri tamamen ateþli bir þekilde dirilmeye baþladý…

Kendilerini tekrardan tamamlayan achianlarýn öldüðü zaman dönüþtükleri yaratýklar birbiri ardýna beþerli sýra oldular.Bir tanesi yerden bir baþka ölüyü aldý ve sýra baþýndan biraz geriye çekildi.Ýlk baþtaki cesedin ayaklarýný ikinci sýradaki ise kafasýný tutuyordu.Ýkisi onu çevirmeye baþlarken yerden çýkan oldukça ateþli yaratýk yeniden dirilen ejderhalarý gelen atlýlarýn üzerine gönderdi.Arada hýzlýca dönmeye devam eden hangi ýrka mensup olduðu önemli olmayan ölünün ayaklarý birleþmeye kafasý sivrilemeye baþladý.Sanki bir mýzraða dönüþen cesedin ayaklarýný yaratýðýn kafasýný da diðeri kendine batýrdý.Mýzrak üçüncüye,dördüncüye ve beþincisine de ayný þekilde girdikten sonra hepsi onun sayesinde birbirine yapýþtý.O beþli, tek bir vücut olmaya çabalarken savaþçýnýn geldiði tepeden beþ tane kara pelerinli yaratýk sahnede rol almak için olanca hýzýyla ilerlerken…

Marjuarane kan ter içinde uyandý daha doðrusu uyandýrýldý.

Savaþçý, yatarken vücudunda hissettiði sert temasla gözlerini aniden açýp yerinde doðrulmaya çalýþtý.Gördüðü rüyanýn daha doðrusu kabusun haleti ruhiyesi üstünde sabahýn ilk ýþýklarý odanýn içinde gezintiye çýkmýþken etrafýna baktý.Karþýsýnda yüzünün yarýsý aydýnlýkla yýkanan yarýsý gölgede kalan birisi vardý.Gözleri uykunun verdiði uyuþukluk halini üstünden atmýþ ve bakýþlarýnda onu uyandýranýn neye benzediðine dair yüzünün yarý aydýnlýk kýsmýndaki görünen sivri kulaklar ve pürüzsüz ten cevabýný bulmuþtu.Kýlýcýný arama dürtüsü aniden aðýr bastý ama silahýnýn alýndýðýný gelenin yanýndaki ayný ýrka mensup ikisinin birinde görünce hareket etmeyi býraktý.Sessizce eve giren elflerin ikisi onun arkadaþlarýný kýlýçlarýyla dürterek uyandýrýyordu.Bir tanesi prensesi uyandýrýrken gördüðü yüz karþýsýnda saygýyla eðilip geri çekildi.Swaclon ve Laphlan da diðeri tarafýndan dürtüldü.

“Prenses Desurun,” dedi saygýyla eðilen. Diðer iki elf ise onun bu hareketi karþýsýnda daha dikkatli bakýþlar eþliðinde evin içindekilere gözlerini yönlendirdiler.Sabahýn armaðaný aydýnlýk odayý yavaþ yavaþ kaplarken uyandýrmadan önce dörtlünün silahlarýný toplayan elf, prenses hariç diðerlerine hitaben;

“Siz kimsiniz, burada ne arýyorsunuz ve bu evi nerden buldunuz?Prenses,onun korumasý olarak düþündüðüm bir baþka elf ve iki insan.”

Dörtlü birbirine bakýþ attý ve sözcü olarak seçilen prenses kelimeleri narin dudaklarýndan dökmeye baþladý.

“Beni tanýdýnýz en azýndan biriniz.Ben Diameld’ in doðu kanadýnýn kralý Wairacas’ ýn kýzýyým.Ýfade ettiðin gibi korumam deðil.Beni tanýyan elfler bilir ben dünyayý dolaþmayý diðer ýrkdaþlarýmýn ormanlarýna gezinti yapmayý severim.O yüzden iki insanda yolculuk esnasýnda tanýþtýðým dostlarým.Üzerinizdeki turkuaz yeþil karþýmý elbiselerden anladýðým kadarýyla siz üçünüz kuzeydeki Lavierenna ormanýndansýnýz.(Savaþçýyý uyanýdýrana hitaben) senin giysinin üzerinde birbirine geçmiþ kýlýç ve ok simgesi olduðuna göre kraliyet muhafýzýsýn.”

“Haklýsýnýz ben muhafýzým diðerleri de yardýmcým.Bu ev kaçakçýlarýn kanunsuz þehre girmek için kullandýklarý bahçedeki kuyunun olduðu yerde.Prensesten dolayý kaçakçýya benzemiyorsunuz.Nasýl buldunuz burayý?”

“Biz bir þekilde bulduk da sizin bu kadar uzakta ne iþiniz var?” dedi Swaclon kaþlarýný çatarak

“Hangi pozisyonda olduðunuza bakarsanýz zira silahsýzsýnýz cevap vermesi gereken sizlersiniz.Prenses Desurun hariç diðerleriniz umrumda deðil.Konuþacak mýsýnýz yoksa adamlarýma emir vereyim mi dilinizi daha dikkatli kullanmanýzý anlamanýz için.” Dedi ses tonunu tehditkar olduðu sözlerinin yanýnda yardakçý yaparak.

“Yeterince vakit kaybediyorum zaten, daha da olmasýna tahammülüm yok.Benim adým Marjuarane, bir yolculuða çýktým ve bu esnada iki arkadaþýmý kaybettim.Benim amacým Kýrmýzý Ejderha Dacassyre’ nin inini bulmak.Prenses ve (casusu eliyle göstererek) Swaclonu yolda bir þekilde tanýdým.Diðer insaný da ayný þekilde.Onlar benim ini bulmama yardýmcý olan maceracý dostlarým.Ve bu þehre bize Lasmendia þehrindeki adýný sormayý unuttuðumuz çömlekçi bir insan bu yolla girmemesi söyledi.Bir demirci arýyoruz siz gelmeseydiniz onu bulmak için yola çýkacaktýk.Ne siz bizimle ne de biz sizinle ilgiliyiz.Bakýn sizi uyarýyorum daha fazla vaktimi almayýn silahýmý da gasp etmiþ olsanýz da bu evden canlý çýkamazsýnýz!” Dedi Marjuarane ses tonu bunu yapabilecek karakterde tehlikeliydi.

Gelenlerden biri alayla gülecekken bu sözler karþýsýnda diðeri ise Prensese bakýþ attýðýnda savaþçýnýn ne kadar ciddi konuþtuðunu onun yüzünde gördü.Yine de;

“Peh! Silahsýz bir insan bizi tehdit ediyor.Prenses hariç diðerlerini baðla—“

“Bence onu dinlemelisiniz.Ayrýca Onlara yapýlan bana yapýlmýþ demektir ki bütün elfler bilir bir prensese kötü davranmak hiç de hoþ karþýlanmaz ailesinde.Bana zarar vermiþ sayarým ve yolculuðum bitip de evime gittiðimde bunu da kral ve kraliçeyle paylaþtýðýmda, sizin efendiniz Armarenin kulaðýna yaptýðýnýz terbiyesizlik babam tarafýndan ulaþtýrýldýðýnda gerisini tahmin edebilirsiniz.Gerginliðin lüzumu yok siz yolunuza gidin biz yolumuza gidelim.”

“Hah! Elimizden kurtulursan eðer. Bunu da baðlayýn,” dedi muhafýz olan.Diðeri söyleneni yapacakken Desurun’ u tanýyan ona engel oldu.

“Sen ne yaptýðýný sanýyorsun.Emrime karþý mý geliyorsun Saraneit” dedi hýrçýnlýkla muhafýz olan.

“O bir prenses. Saygýsýzlýk etmeyelim. Býrakalým gitsinler. Hem bu insan silahsýz olmasýna raðmen pek kolay ellerini baðlamak için vereceðe benzemiyor.Biz de vakit kaybediyoruz. Þeyet ‘bir þekilde’ bu durumu duyarsa Kral Wairacas barbarlarla,orklarla ve melezlerle, cücelerle savaþýrken bir de kendi ýrkýmýzla uðraþmayalým.”

“Nasýl yani kuzeyde savaþ mý var?” dedi Swaclon heyecan kat sayýsý yüksek bir ses tonuyla

Muhafýz niye burada olduðu konusunu yoðun bir þekilde hatýrlayarak adamlarýna onlarý býrakmasýný söyledi.Marjuarane nin yüzüne baktýkça içinde garip bir korku oluþmasý da ve Prensesin ola ki burdan kurtulup olanlarý anlatmasý düþüncesi de bu kararýný almasýnda etkili olmuþtu.

“Evet savaþ çýkmak üzere.Elfler,Cüceler,Barbarlar ve Orklar,diðerleri arasýnda.Biz de demirciyi arýyoruz ki o bir silah ustasý elf.Muhtemelen ayný kiþiyi arýyoruz buraya gelen ve buradan bizi þehre sokan dostlarýmýzdan öðrendiðimize göre kentte tek bir demirci varmýþ.Adý Milendia olan bu elf demirci silah ustasýndan malzemeler almaya geldik.” Dedi muhafýz ve dörtlüye tekrar silahlarýnýn verilmesini söyledi adamlarýna.

Bu ani dönüþümden ve silahýnýn geri verilmesinden sonra Marjuarane görünmez elbisedeki hayvanlardan birinin ismini telaffuz etmeyi düþünmeyi býraktý.Diðer arkadaþlarýna bakarak evden çýkmalarýný iþaret etti.Swaclon onu durdurarak;

“Ayný kiþiyi aramýyor muyuz? Belki de onlar yerini bilerek buraya gelmiþtir.Dün gece o ne idüðü belirsiz uzuvlarý parçalandýkça yerine gelen yaratýklar yine karþýmýza çýkabilir.Yanýmýzda üç savaþçý daha olsa kötü mü.” Dedi sadece savaþçýnýn duyacaðý bir sesle.

“Haklýsýn fazla nefer göz çýkarmaz. Bu arada Swaclon, prensese ne oldu, çok garip görünüyor.”

“Milendia adýndaki demirci onun silah ustasý eðitmeniydi. Ta ki benim gibi topraklardan Wairacas tarafýndan atýlana kadar.”
Tam Savaþçý ikisi arsýndaki konuþmaya devam edecekken prenses;

“Ne konuþuyorsunuz sessiz sessiz. Savaþýn neden olduðunu öðrenmek istiyorum.Sakinleþtiðimize göre konuþabiliriz o yüzden ikiniz de oturur musunuz. Öte yandan Laphlan hiç konuþmamýþ etrafýna bakýyordu.Elfler ya da savaþ onun umurunda deðildi.Kardeþini kurtarmak için Demirciyi bulmalarý gerekiyordu.Onun için önemli olan tek þey buydu.

Marjuarane kapýdan geriye döndü.Casusun söyledikleri aklýna yatmýþtý ve tek baþýna da gitmek istemiyordu zira Swaclon da savaþýn neden çýktýðý konusunda meraklýydý ve birlikte gitmekten yanaydý.

“Siz ve biz ayný kiþiyi aradýðýmýza, iki taraflý tehditkar olmayý ve konuþmayý býraktýðýmýza göre konuþabiliriz.Günlerden bir gün beþ tane cüce bizim ormanýmýza girmiþ.Aðaçlarýmýza zarar verip sýnýr boyundaki okçularýn bazýlarýný öldürmüþ.Bizim cücelerle aramýzda barýþ vardý ama bu durum her þeyi alt üst etmiþti.Olanlarý gören sýnýr boyundaki olaya dahil olmayýp uzaktan fark eden ki müdahale þansýný bulamadan cüceler bir anda anlattýðýna göre ortadan kaybolmuþ.Garip þeylerde söyledi onlara keskin okçularýmýzýn saldýrýlarý zarar vermesi gerekirken yerden bitme yaratýklara isabet eden oklar hiç etki etmemiþ.Kalkanlarý da yokmuþ ve oklar saplanmasýna raðmen yere düþmemiþler.Onlardan hiç beklenmeyen bir þekilde çok hýzla iþlerini görüp talan edip kaybolmuþlar.Efendimiz Armare bunu duyunca çok sinirlendi ve aradaki barýþý unutup cücelerin daðlarýna saldýrý düzenlemek için karar aldý ancak eþi buna izin vermedi.Sebebini öðrenmek adýna bir elçi gönderilmesini dile getirdi.Þayet sonuç alýnmazsa o zaman saldýrýyý düzenlemesini istedi ondan.”dedi uzun konuþmasýnýn ardýndan boðazý kurumuþtu muhafýzýn.

Sözü diðeri aldý;

“Cüce Kral elçiye bu durumdan haberdar olmadýðýný dolayýsýyla da o beþ cücenin hem yukarýda ne aradýklarýný bilmediðini akabinde onlarý teslim etmek gibi bir halin ortaya çýkmadýðýný belirtti.Aralarýndaki barýþa göre ne cüce ne de elf karþý tarafýn ve kendi kralýndan izinsiz topraklara adým atamayacaktý.Elçi eli boþ döndü.Armare hemen saldýrý emrini verdi.Ve—“

“Barbarlar ya da orklar nasýl dahil oldu peki,” dedi prensesi tanýyanýn daha da uzatmasýna fýrsat vermeden casus.

“Bizden beþ tane elf barbarlarýn çadýrlarýna girmiþ ve kadýnlarý, çocuklarý öldürmüþ.Armare bir yandan cücelere saldýrý düzenlemeyi düþünürken bu haber ulaþýnca kendisine ve cüceden talep ettiðini barbar insanlar ondan etmeyip direk topraklarýmýza girince iþler iyice karýþtý.Kesinlikle savaþ çýkacaðýný haber alan civardaki orklar ve birkaç tane trol de dahil oldu bu karmaþaya.Ne o beþ cüceyi ne de beþ elfi gören var.Ortada bir oyun döndü ama ne olduðunu hiçbirimiz anlayamadan ya da aramýzdaki nefretin bu þekilde tekrardan önünün açýlmasýna fýrsat vererek saldýrdýk.”

“ Belli ki sizin de aceleniz var.Bir an önce demirciyi bulalým da siz yolunuza biz kendi yolumuza gideriz.” Dedikten sonra Marjuarane yerinden kalktý,ardýndan Laphlan da ona uydu ancak elfler ise beklemede kaldý.Savaþ, prensesin de casusun da canýný sýkmýþtý.Marjuaranenin bir süre sonra elfler de kalkýp peþinden gelirken savaþçý, sanki gönülsüzce hareket edermiþ gibi Prenses Desurun’ un ayrýlabileceðini düþündü.’Swaclon þayet sözüne sadýk bir elf ise gerçekten benimle kalacaktýr.’
Dörtlü ve Üçlü, ayrý gruplar halinde ayný yolda yürümeye baþladýlar.Gelenler net olarak aradýklarýnýn yerini bulabileceklerini söylediler.Üç elf ve Desurun kendi aralarýnda konuþurlarken Swaclon, Marjuarane’ nin yanýna geldi.Ona ve Laphlan’ a hitaben prensesin yanlarýndan gidebilme ihtimali olduðunu ama kendisinin kalacaðýný söyledi.

“Sen rüyanda ne gördün ki kan ter için uyandýn!”dedi aniden elf konuyu deðiþtirme manevrasýyla

“Tam bir kabustu dostum.Yerde yatan yüzlerce ceset vardý…” diye devam etti sözlerine batýdan gelen savaþçý.Laphlan ise prensesin ayrýlacaðýna hiç üzülmedi.Deneyimli ve üstünde büyülü malzemeler taþýyan bir savaþçý, kýlýcýný ve yayýný iyi kullanan bir elfle hedefine daha da yakýnlaþacaktý.Tekrar yüzüne sinsi olmasýna çaba gösterdiði bir gülümseme yerleþti.

Valbritma’ nýn sorumlusu Lord Thalmane’ nin artýk insan olmaktan çýkmýþ insanüstü özelliklere sahip olan yeni tür achianlarýn lideri Gillantirre, evinde parti veriyordu.Akþam karanlýðý sanki elbiseyi kuþanan çýplak beden misali þehrin havasýný giyinmeden önce gün içinde yöneticisi olduðu üç kiþiye bölüþtürdüðü yerin bölge sahiplerini evindeki partiye icabet etmeleri için üç achianý -kendilerine sahip olmalarý konusunda uyarmayý ihmal etmeyerek- göndermiþti.Yavaþ yavaþ davet edilenler evine gelmeye baþlarken kendi türünden olan elf görünümlü achian sabýrsýzca ‘ne zaman baþlayacak bu þölen’ diye bakýþlarla evin sahibini tahrik ediyor ve gelenleri aç gözlerle izlemekten geri durmuyordu.Cevap olarak ta liderinden ‘biraz daha sabret’ cümlesiyle yetinmek zorunda kalýyordu.Sözde, þehrin üç bölgesinin sorumlularýný aralarýndaki gerginliðin son bulup uyum içinde çalýþmalarý konusunda düzenlenen bu gecede yavaþ yavaþ zaman adýmlaya dursun Marjuarane ve arkadaþlarý,diðer üç elf demirci dükkanýndalardý.Swaclon ve Desurun,üç elf, silah ustasý olan Milendia’ nýn yanýndalardý.Prenses silah ustasý eski eðitmenini görünce biraz þaþýrmýþtý ama ikisi arasýndaki samimiyet yoðun ve içten olduðu için sanki birbirlerini görmeleri üzerinden uzun zaman geçmemiþ gibi kýsa bir süre önce görüþmüþcesine birbirlerine karþý olan davranýþlarý sýcak bir sarýlmaya dönüþmüþtü.Daha sonra demirci dükkanýnýn sahibi elf casusla ve yanlarýnda gelen beklediði diðer üç ýrkdaþý ile tanýþtý.Ýki insanla pek ilgilenmedi açýkçasý. Onlar burada çalýþan diðeriyle muhattaplardý.

“Hep arzu etmiþimdir prensesimi eðiten ünlü silah ustasýný görmeyi. Uzun zaman önce baban tarafýndan benim gibi sürgün edilmiþti sýrf batý ile doðu arasýnda savaþ çýkmasýna engel oldu diye.” dedi Swaclon hüzünle

“Prensesim?” silah ustasý sadece bu kelimeyi umursamýþtý ve Desurun’ a soran gözlerle baktý.Sonuçta elfler prensesim derdi krallarýnýn kýzýna ama bu ‘prensesim’ sözünün tonlama þekli onun kafasýnda oluþan düþüncelerini gözlerine yansýtmýþ o da bu bakýþlarýný eðittiði güzel kýza yönlendirmiþti.Prenses’ te silah eðitmenini tanýdýðýndan yüzündeki gözlerinden yansýyan þüphe içindeki görünüþün ne ifade ettiðini anlamýþtý.

“Milendia bakýþlarýný anlýyorum. (‘ne demek istiyor’ dercesine) O, topraklarýmýzdaki (silah ustasý bu aitlik ifade eden kelimeden sonra ‘artýk benim evim deðil’ þeklinde bakýþ atarken) en tecrübeli casus.Yüzünden anladýðým kadarýyla bunca zaman sonra hala görünüþümden hissettiklerimi okuyabiliyorsun.Düþündüðün gibi ben onu seviyorum.”

“Evet sevdiðinin yüzünde de bunu görebiliyorum.Onun da seni sevdiði belli.Önemli olan her zaman istediðin gibi( –ben de senin yarý baban sayýlýrým- þeklindeki sýcak ve sevecen temasýyla kýzýn omzuna dokunarak) mutlu olman.”

Casus bir süre ikisinin konuþmasýnýn arasýna girmedi.Bu arada üç elfte demircinin verdiði iþaretle silahlarý almak için arka tarafa gitmiþlerdi.Swaclon araya girip konuþmaya yeltenirken Marjuarane ve Laphlan hýzlý hareketlerle onlarýn yanýna geldi.Yüzleri biraz asýktý.Prenses’ e ve casusa hitaben;

“Aranýzdaki gördüðüm kadarýyla –kusura bakmazsanýz bize lazým olanla konuþurken sizin tarafa ara ara bakýþ atmýþtým- sýcak sohbeti bölmek zorundayým.Bir önce bu geceyi geçirebileceðimiz bir yer bulmalýyýz.Burdan çýkalým yolda anlatýrým.” Dedi itiraz beklemeden.

Swaclon ikisinin asýlmýþ suratlarýna bakarak bekledikleri bilgiyi alamadýklarýný anladý.Prenses’ e iþaret etti gitmek konusunda.Desurun ise silah ustasý ile konuþurken onlarla maceraya devam edip etmemek ve üç elfle beraber gidip kuzeyde savaþýp onlara yardým etmek konusunda ikilemdeydi.Swaclonun sözüne oldukça baðlý olduðunu kendisini çok sevse de insanlarla beraber gideceðini biliyordu.Hem onu býrakmak istemiyor hem de üç elfle gitmek istiyordu.Casus, yanlarýna gelmekte olan iki insana baktýðýnda silah ustasýna bu durumu açmýþ ve ondan aldýðý cevapla ini bulmak konusundaki maceraya devam etme kararý almýþtý.’Bir kiþi ne kadar deðiþtirebilirdi ki savaþý’

Dörtlü, dükkanýn kapýsýndan çýkarken þehirdeki baþka bir evde kapýlar ve pencereler kilitlenmiþti.Gillantirre Achian, bütün davetliler geldiðinde bahsedilen þölenin baþlamasý adýna kendi türündeki adamlarýna emir vermiþ ve bu, sessiz olduðu kadar diðerlerine fark ettirmeden yapýlmýþtý.Üç bölgenin emrindeki yöneticileriyle aralarýndaki gerginliðin bitmesi konusunda konuþurken onlarýn adamlarý evin odalarýnda partiyi yaþýyordu.Ýþaret etmesiyle þölen baþladý.Achianlar kana olan açlýklarýnýn doruklarýnda aniden misafirlere çullandý.Bir çoðu kaçmak için hareket edip yollar ararken bazýlarý kýskývrak boyunlarýndaki ölüm noktasýndan ýsýrýlmýþ ve kan festivaline dahil olmuþtu. Gecenin sonunda bütün gelenler tamamen insan olduðu için -daha önceden her hangi bir insan türü achian tarafýndan ýsýrýlýp kendisine dönüþtürülmüþ elf ve cücelerin beslendikleri hariç- kalanlar bu ucubelerin ailesine katýlmak zorunda býrakýlmýþlardý.

Gillantirre bütün türdeþlerine hitaben þölenin sonunda bir çok yeri kan tablosu þeklindeki evinde konuþmaya baþlarken savaþçý ve arkadaþlarý geceyi geçirebilmek için bir yer arayýþýndaydý.

“Ne oldu da hemen apar topar çýktýk?” diye sordu Swaclon, prenses ile beraber ilerlerken.O, Desurunun elflerle gideceðini düþünmüþtü ama sevdiði yanýnda kalmýþtý.

“Demircideki insan bizi ine kesin götürecek olan ya da orayý bulmamýzý saðlayacak olan þu yol bulma konusundaki yetenekli kiþi deðilmiþ.Bizi buraya yönlendiren yanlýþ olana göndermiþ. Öyle deðil mi Laphlan?”

Ýki elf müdahale etmeden Laphlan;

“Haklýsýn dostum.Bu adam o deðilmiþ ama ine götürülen üç kiþiden diðeriymiþ.Bize kesin bilgi verecek olan yetenekli þahsiyet bu þehrin anlattýðýna göre üçüncü bölgesinde bulunan bir kürcüymüþ?”

“Sen neden bahsediyorsun.Þimdi biz ine deðil de baþka bir yere mi daha gideceðiz bulmak için bilgiyi almak adýna.” Dedi prenses sýkkýnlýkla.

“Bu þehir üç bölgeye mi ayrýlmýþ? Bundan önceki iki bölgeydi. Doðudaki yerler hep böyle mi ki?”

“Evet elf söylediðin gibi.Þu an biz ikinci bölgedeymiþiz.Üçüncü bölge burasýnýn daha doðusundaymýþ.Anlattýðýna göre bu kanunsuz þehrin yönetimi Gillantirre adýnda üç ana kýsma ayrýlmýþ kýrmýzý ejderhanýn hakimiyeti altýndaki doðunun bir bölgesinin sorumlusu Lord Thalmane’ nin oðlundaymýþ.O da emri altýndaki üç kiþiye bölüþtürmüþ burayý.”

“Yani bu gideceðimiz yerdeki kiþi þu yetenekli olan öyle mi?”

“Aynen öyle elf.”

“Peki neden bizi çömlekçi direk kürcüye göndermedi de buraya geldik?”

“Adam yanýlmýþ iþte.’Kürcüdeki ve benim çalýþtýðýmýz yeri karýþtýrmýþ,’ þeklinde net olmayan bir cevap verdi senin söylediðini sordumuzda.”

“Bu kürcünün gideceðimiz son yer olacaðý, ini bulmak konusunda kesin mi?”

Swaclon iki insanýn yüzüne baktýðýnda net bir cevap alamadý.Konuþmalarý Desurun’ un bir han iþaret etmesiyle son buldu.

Yol arkadaþlarý demirciden çýkýp giderken üç elf silahlarý almýþ ve Milendia’ ya antlaþma dahilinde veda etmiþti.Onlarý bekleyen þehrin dýþýndaki geniþ kanatlý kuþlara ulaþmak için kaçýþ noktasý eve ilerlerken silah ustasý dükkaný kapatmak konusunda kýsa zaman önce gelen yanýndaki insana bakýþ attý.O, insanlarla çalýþmayý pek istemezdi ama yanýndakinde adlandýramadýðý dýþarýya verdiði bir korkunun duygusunu hissediyordu.Kýsacasý ondan ürkmüþtü.Kendisine buraya gelecek ve onunla görüþecek beklediði iki insanýn ve iki elfin olduðunu söylemiþ ve bu yapýldýðý zaman gideceðini ifade etmiþti.Silah ustasýný gelenlere karýþmamasýný ve görüþmenin geçekleþmesine engel olmamak adýna bir çaba içerisine girmemesine dair uyarmýþtý.Gelenler kaç kiþiyse o sayýda görüþmeden sonra dükkandan çýkýp gidecekti.Milendia’ nýn prensese ‘kal’ yönündeki öðütünün ana sebebiydi bu.

Elf gittikten sonra dükkanýn arka tarafýndan biri geldi adamýn bulunduðu ön tarafa.

“Görüþme nasýldý? Sence kürcüye gidecekler mi?” dedi çömlekçi

“Kesinlikle bundan emin olabiliriz.Biraz neden yanlýþ kiþiye geldiklerine dair þüphe içinde kalsalar da, ben onlarý ikna ettiðimi düþünüyorum.Eminim bizim kürcüye gidecekler.” Dedi kahkaha atarak

“Yani boynunda kolye olan ve üzerinde görünmeyen zýrh taþýyan insan þüphelenmedi deðil mi?”

“Niye þüphelensin ki? Ýni bulmaya o kadar konsantre olmuþ ki. Bir bilse yurdu Chrubergine þehrinin sessizliðe gömüldüðünü ve kimsenin anlamadýðý, üçümüzün de çözemediði þekilde neden bir anda hayalet þehir olduðunu, kesinlikle aramaktan vaz geçerdi.”

“Ona bunu söyleyecek kimse yok bu þehirde.Ýnsan þüphelenmesin de yanýndakiler önemli deðil.”

“Artýk planýn ilk aþamasýnýn sonu için gidebiliriz.”

“Bu arada kuzeydeki savaþ için ne diyorsun.Sence elfler mi bu savaþýn çýkmasýna sebep yoksa cüceler mi ya da barbarlar mý?”

“Hangisine sorsan öðrendiðim kadarýyla birbirini suçluyor.Yok cüceler durup dururken elflerin sýnýr boylarýna saldýrmýþ, yok onlar barbarlara saldýrmýþ… Bu savaþý duyan orklar,iþe yaramaz troller ve de melez yaratýklar kiandorlar… onlar da dahil tabi yaðmalamaya.”

“Üç büyük, kuzeyi tarafsýz bölge ilan etmeseydi bu savaþ olmazdý sanýrým.Öte yandan kaos her zaman tercihimizdir öyle deðil mi?Bu arada bu þehirde de bir dedikodu dönüyor.Neymiþ uzuvlarý kopsa yerine hemen yenisi çýkan yaratýklar varmýþ.Hatta biri diyor ki cüceler duvarda yürüyormuþ.Peh!”

“Þunu söyleyim sana. Dünya da son zamanlarda çok garip þeyler oluyor.Durup dururken bir þehir sessizliðe gömülüp hiçbir saldýrý izi olmamasýna raðmen bir anda yaþayanlar ortadan kayboluyor.Siyah’ýn þehri kuþatan adamlarýnýn tamamý vahþice katledilmiþ bir þekilde ovada ölü bulunuyor.Þehri teslim almak için gelen ejderhalardan hiçbir haber alýnamamýþ ve siyah bu duruma karþý suskun.Yakýn zamanda gemicilerden duyanlardan duyduðum kadarýyla deniz ejderhasý ne zamandýr ortada yokmuþ.Ve nasýl çýktýðý açýklýða kavuþmayan kuzeydeki savaþ.Sence tanýmlayamadýðýmýz birileri kaos ortamý mý yaratmak istiyor?”

“Þayet bizim planýmýz baþarýlý olursa sen o zaman gör kaosu.”


“Önümüzde rahat rahat yiyebileceðimiz bir dünya var.Bu boyut tam bize göre.Beþimiz bu dünyayý tüketebiliriz.Burada 'bizim gibi yabancýlar' yok.”

“Ýyi ki bu güçsüz ölümlülerin bulunduðu bu dünyaya boyut kapýsý açýldý da kendi boyutumuzda bizi yok etmek isteyen ateþli yaratýklardan kurtulduk.”

“Haklýsýn neredeyse ‘alev atýp ateþle tekrar diriltenler’ beni siz kurtarmasaydýnýz kafeste yok edip kendilerine benzeteceklerdi.”

Beþ kara pelerinli kuzeyden ayrýlarak doðuya doðru ilerlemeye baþlamýþlardý.Nitekim Elf krallýðýna girmeden ordan geçerken sýnýr boylarýndaki bazýlarý tarafýndan görülmüþlerdi.

Marjuarane aslýnda kolyenin ne olduðunu bir bilseydi maðaranýn önünde kýrmýzý ejderhadan kurtulup ölmemek için onu kesinlikle kullanmaz ve keskin pençesini kucaklardý.

NÝSAN 2015



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cypraqual Kolye: 14. Bölüm 2. Kýsým
Cypraqual Kolye: 14. Bölüm 1. Kýsým
Cypraqual Kolye: 13. Bölüm 2. Kýsým
Cypraqual Kolye: 13. Bölüm 1. Kýsým
Cypraqual Kolye: 11. Bölüm
Cypraqual Kolye: 12. Bölüm 1. Kýsým
Cypraqual: Kolye 10. Bölüm
Cypraqual: Kolye 6. Bölüm
Cypraqual: Kolye 9. Bölüm
Cypraqual: Kolye 3. Bölüm

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sökük: 3 [Þiir]
Bütün Dillerime Aykýrýsýn Sen [Þiir]
Üç Yamalý Bohça [Þiir]
Bana Bir Sen Ismarlarsýn [Þiir]
Sensin Yar [Þiir]
Aðlasýn Güz [Þiir]
Kaygan Yol [Þiir]
Perde [Þiir]
Gözyaþý Kýrýklarý [Þiir]
Bað Bozumu [Þiir]


Osman Altýnbaþ kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2023 | © Osman Altýnbaþ, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.