Doðu Türkistan Orta Asya'nýn orta bölümünde yer alan büyük Türkistan'ýn doðu kesimidir. Aralýk 1949'da Katil Çin Ordusu tarafýndan iþgal edilmiþtir. Doðu Türkistan halký da o zamandan beri Katil Çin iþgaline karþý direnmektedir. Kavim ve Din kardeþimiz direnirken zorluklarýn, iþkencelerin, zorbalýklarýn, katliamlarýn pençesinde inlemektedir.

“Doðu Türkistan'da 1985 yýlýndan bu yana geçerli olan uygulamaya göre þehirde yaþayanlara bir çocuk, kýrsalda yaþayanlara iki çocuk sahibi olma kotasý konulmuþ durumda. 65 yýldýr fiili bir iþgal ve sistematik bir asimilasyonla mücadele veriyor kardeþlerimiz.1949 yýlýnda Doðu Türkistan nüfusunun % 3 ünü oluþturan Çinlilerin oraný þuanda % 53 ü aþmýþ bulunmakta. Müslüman annelerin %22’si tamamen kýsýrlaþtýrýldý. “Kaliteli Nüfus” adý altýnda yapýlan “resmi soykýrým” ile zorla kürtaj, kýsýrlaþtýrma gibi engelleri aþýp fazla çocuk yapanlarý ise büyük para cezasý, hatta ölüm cezasý bekliyor.”

“Doðu Türkistan'da, Komünist Parti üyeleri tarafýn 18 yaþýndan küçüklere, iþçi ve memurlara, kadýnlara ve öðrencilere camiye giriþ yasaðý getirilmiþ durumda, -oruç tutmak da yasaklar arasýnda-. Seyahat özgürlüðü olmadýðý için pasaport alamayan Müslümanlar hacca da gidemiyor.”

“Uygur öðretmenlere Çin Komünist parti bayraðý önünde “Dinden uzak duracaðýma, öðrencilerim ve çocuklarýmýn dini eðitim almasýný engelleyeceðime ant içiyorum” diye zorla ant içtiriliyor. Uygur Devlet memurlarý ve din adamlarý Çin bayraðý taþýyarak zorla dans ettiriliyor. Slogan olarak da “Size para vermeyen Allah'ýnýn deðil, Para veren Partinin yanýnda olun ve sevincinizi böyle ifade edin! demeye zorlanýyorlar.”

“Doðu Türkistanlý genç kýzlar, istihdam bahanesiyle zorunlu göçe tabi tutularak, ailelerinden adeta sökülüp alýnýyor. Çin’in iç bölgelerine götürülen 500 bin genç kýz, kölelere dahi reva görülmeyecek ortamlarda, karýn tokluðuna çalýþtýrýlýrken, pek çoðu da zorla ahlaksýz ortamlarda insanlarýn zevk ve sefalarýna sunuluyor. Karþý çýkanlar, en aðýr Çin iþkencelerine maruz býrakýlýrken, pek çoðu bu iþkencelerde hayatýný kaybediyor.”

“Katil Çin bölgede nükleer denemeler yapýyor. Bu durum sakat doðumlarý ve kanser gibi tehlikeli hastalýklarý tetikliyor. Bölgede tutuklamalar ve yargýsýz infazlarýn sayýsý belirsiz. Ýslami teröre destek vermek suçlamasýyla tutuklanan kiþiler idam ediliyor. Dünyanýn gözü önünde milyonlarca Müslüman Türk yok edilemeye çalýþýlýyor. Dünya bu masumlarýn feryatlarýný duymuyor. Bir halkýn, yaþama hakký, din ve özgürlükleri ellerinden alýnýyor ses yok. Doðu Türkistanlýlar, Türk olduklarý, Müslüman olduklarý, dillerinden, deðerlerinden vazgeçmedikleri ve ibadetlerini yerine getirmek istedikleri için öldürülmekte, zindanlarda çürütülmekte, aç býrakýlmakta ve sürgüne gönderilmektedir.”

Doðu Türkistan’da katledilen Türk kardeþlerimiz için susmayalým. Uygur Türklerinin yaþadýðý dramý, eziyeti tüm dünyaya anlatalým. Dilleri dilimiz, dinleri dinimiz ve soylarý soyumuz. 250 yýldýr sürekli zulüm gören “ümmetin üvey evladý” Doðu Türkistanlý kardeþlerimizin hakký üzerimizde. Hesap günü bunun hesabý bize sorulacaðýný unutmayalým.

Katil Çin devletinin Türk dünyasý ve Türkiye üzerindeki tarihi kini ve tehlikelerini dile getirilim. Yaptýklarýna göz yummayalým. Biz tüm dünyaya merhameti ve Ali Cenap’ lýðýyla nam salmýþ atalarýn torunlarý olarak öz kardeþlerimize de sahip çýkabiliriz. Biz de o ruh hala var. Sadece olaylarýn farkýnda deðiliz. Doðu Türkistan ile ilgili haberler o kadar kýsýtlý ki üzülmemek elde deðil. Milletimiz Doðu Türkistan konusunda bilgiye muhtaç durumda. Katil Çin ekonomi sayfalarý baþta olmak üzere, medyanýn her türlüsünde yer alýp sayfalarý süslerken, evlerimiz adi Çin mallarýyla doluyken, yaptýðý zulümlerden habersiziz. Her þer para deðildir. “Keser döner, sap döner; gün gelir hesap döner.” Biz de zor durumlara düþebiliriz. Çünkü etrafýmýza ve dünya gerçeklerine þöyle bir baktýðýmýzda bizim için durum hiç iç açýcý deðil. Her an zor duruma düþebiliriz. Zor duruma düþtüðümüz zaman kimden medet umacaðýz?
Bu ülkede Doðu Türkistan en az Filistin kadar, Suriye ya da Irak kadar haber olabilmeli. Filistin için ürettiðimiz fikirler Doðu Türkistan içinde üretilmeli, onun için de konferanslar, paneller düzenlenmeli, onun için de yardým kampanyalarý düzenlenmeli, milletimiz onlar için de kalben seferber olmalý. Çünkü onlar bizim hem din hem kan kardeþimiz. Urumçi’ nin Ankara’ dan farký yok. ‘Öz’ ünü þu ya da bu sebeple git gide yitiren bugünkü toplum uyandýrýlmalý, ‘öz’ üne döndürülmeli, bilinçlendirilmeli. Doðu Türkistanlý mümin kardeþlerimiz en az Filistinli, Suriyeli, Iraklý mümin kardeþlerimiz kadar zulüm görüyor. Bizim Filistinli kardeþlerimizle olan baðýmýzla Uygur kardeþlerimiz arasýndaki baðýmýzda en ufak bir farklýlýk yok. Ayný sorumluluklar geçerli. Sorumluluklarýmýzýn bilincine varalým. Tüm dünyaya, Müslüman Türk’ün Doðu Türkistan’da yaþadýðý zulmü anlatalým, anlamasalar da anlatalým.

Yazýmýn sonuna gelirken; Albayrak’tan Gökbayrak’a selam olsun, Allah (c.c) yar ve yardýmcýmýz olsun. “Turan’da bir öksüz Vatan / Dayan Doðu Türkistan / Uyan bütün Türk Dünyasý.” diyorum.
“Bitsin hayýrlýsýyla bu beyhude sonbahar.” (Yahya Kemal)