..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




27 Mayýs 2015
Demokratik Deliler Devleti - 18  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Bir türlü uyku tutmuyordu. Uyumak için öyle acayip þeyler düþünüyordum ki... Çocukken nasýl uyuduðumu hayal ettim. En tatlý çocukluk uykum hangisiydi? Annemin dizine baþýmý koyduðumda hemen uykuya dalýyordum. Gene bu yolu deneyecektim: Ýþte, annemin dizinde yatýyordum. Olmadý. Annemin dizi de fayda etmedi.


:ABIF:






-Herkesin deli olduðu bir dünyada, akýllý kalmak en büyük aptallýktýr.
-Yani aklýnýn çivisi eksik olsa da zararý yok ama yeter ki aptal olma.
**
Bugün devrimin sekizinci günü…
Tecrit bölümündeki kölelerden üç kiþi öldü. Ölenlerin biri eski güvenlik görevlisi, biri hasta bakýcý ve içlerinde bir de doktor var. Bitti mi? Hayýr. Maalesef bugün iki yaþlý hastamýzý da kaybettik. Ölenlerin cesetleri bir arabaya konup hastane -pardon devlet- sýnýrlarý dýþýna götürüldü. Bu araç da kýsa sürede dönünce artýk iyice emin oldum ki ölenlerin cesetleri gömülmüyor, ormanýn içinde bir yere atýlýp geliniyor; tabii böylece vahþi hayvanlara da gün doðmuþ oluyor.
Bir aðacýn gövdesine sýrtýmý yaslayýp oturdum. Dinleniyorum. Tek baþýna serseri mayýn gibi dolaþan hastalar var. Bunlarýn sayýsý çok fazla. Böylelerine katiyen dokunmayacaksýn. Ne yapacaklarý belli olmaz. Bir de ayrýca bahçenin muhtelif yerlerinde düðüm düðüm insan görüntüleri dikkat çekiyor. Bazý düðümler arada bir çözülüyor, daðýlýyor; serseri mayýnlara dönüþüyor. Sonra bir baþka yerde birden yeni bir düðüm oluþabiliyor.
Birazdan büroma dönmek zorundayým. Çünkü hasýlatlar gelmeye baþlar. Kasanýn parayla dolmasýna az kaldý. Dolunca ne yapacaðýma karar vermeliyim. Bundan da çok emin deðilim. Kararý ben verirsem tüm sorumluluk da bana ait olur. O nedenle büroya geçmeden önce Maliye Bakaný’ný görüp durumu anlatmalýyým.
Bakan beni çok iyi karþýladý. Oturmama izin verdi. Kasanýn son durumunu söyleyince sevindi. Bana bir çay bile ýsmarladý. Kasa dolduktan sonra gelecek paralarý masa çekmecelerinin içine koyabileceðimi, orasý da dolarsa kutularda muhafaza edebileceðimi söyledi. Açýkta para olacaðý için kölenin yani muhasebecinin orada bulunmasýný da sakýncalý görerek emir verip onu baþka bir yere naklettirdi ve bundan sonra odamýn kapýsýnda yirmi dört saat nöbet tutulmasýna karar verdi. Ayrýca devlet personeline silah alýmýnda kullanýlmak üzere bir miktar para getirmemi de emretti.
Hemen büroya koþup istenen parayý ayarladým ve bakana imza karþýlýðýnda teslim ettim. Sonra tekrar koþarak çalýþma yerime döndüm. Acele etmeliydim, bankalardan çekilen paralar her an gelebilirdi.
Umduðum gibi oldu ve o gün kasa doldu. Hatta bir miktar parayý da masamdaki çekmece gözlerine yerleþtirdim. Ýþim bittiðinde akþam yemeðine az bir zaman kalmýþtý. Artýk odamda tek baþýmaydým, bunun keyfini çýkarmak istiyordum. Ayaklarýmý masanýn üzerine koyup biraz dinlendim. Camdan dýþarýya baktým, ortalýk kararýyordu. O nedenle görüntü net deðildi. Bu yüzden dýþarý bakmaktan vazgeçip gözlerimi kapatýp biraz dinlendim.
Ertesi gün öðleden sonra bir kamyonet dolusu silah geldi. Bunlar sarayýn bodrumuna yerleþtirildi. Tabancalar, uzun namlulu silahlar, bunlara ait mermiler vardý. Ayrýca el bombalarýnýn ve dinamit lokumlarýnýn bulunduðu sandýklarýn da araçtan indirildiðini gördüm.
Bu silahlarýn ne yapýlacaðý sorusu aklýma gelmedi deðil. Ýç güvenliði saðlamak amacýyla mý kullanýlacaktý, yoksa dýþ düþmanlara karþý mý? Neyse, bunu dert etmem gereksizdi. Nasýl olsa bu konuda kararý yetkililer verecekti.
Bir türlü uyku tutmuyordu. Uyumak için öyle acayip þeyler düþünüyordum ki... Çocukken nasýl uyuduðumu hayal ettim. En tatlý çocukluk uykum hangisiydi? Annemin dizine baþýmý koyduðumda hemen uykuya dalýyordum. Gene bu yolu deneyecektim: Ýþte, annemin dizinde yatýyordum. Olmadý. Annemin dizi de fayda etmedi.
Bütün gün sokakta oynadýktan ve iyice yorulduktan sonra yataða kendimi atýp derin bir uykuya daldýðým o günleri hatýrladým. Tabii bu da çocukluk döneminde yaþanmýþtý.
Çocukluk döneminin dýþýnda beni mutlu eden bir uyku hali hatýrlamýyordum. Zaten hatýrlasam da bir þey deðiþmeyecekti. Bu gece uyumamak için direnen bir baþka ben vardý içimde. Öyle ki sayý saymayý bile denedim. Olmadý, olmadý.
Kalktým. Odanýn içinde biraz dolaþtým. Dýþarý çýkýp, yüzümü yýkadýktan sonra tekrar odaya döndüm. Camýn yanýna bir sandalye çekip oturdum. Kapalý camýn ardýndan rüzgârýn sesini az da olsa duyabiliyordum. Bu ses beni biraz rahatlatmýþtý. Camý açýp dinleyecektim. Camý açmamla birlikte serin bir hava doldurdu odayý. Yataklardaki çarþaflar rüzgârýn etkisiyle yere düþtü. Oda arkadaþlarým uyandý.
Baðýrmaya, hatta küfretmeye baþladýlar. Ne deseler haklýlar. Gecenin bu saatinde tatlý uykularýndan bu þekilde uyandýrýlan insanlar herhalde bana teþekkür edecek deðillerdi.
Hiç sesimi çýkarmadan camý örtüp ve ofisime gitmeye karar verdim. Bunu neden daha önce düþünemedim ki... Bu yüzden kendime kýzýyorum.
Ofisimdeyim. Iþýðý yakmadým, camý açtým. Sanki buradaki hava yatakhanedekine göre daha sýcaktý. Rüzgârýn uðultusunu dinledim. Rahatlatýcýydý. Hýzý da azalmýþtý. Hastanenin bahçesinin bir kýsmýný ve karþýdaki iki binayý görebiliyordum. Bahçedeki aydýnlatma lambalarýnýn bazýlarý daha doðrusu çoðu sönüktü. Yanýk olan üç lamba saydým.
Iþýk gözümü alýnca, bahçenin karanlýk olan noktalarýna doðru bakmaya baþladým. Yapraklarýn hýþýrtýsýný dinledim. Gizemli bir ses gibi geldi bana.
Ýleride karanlýðýn içinde bir hareketlilik fark ettim. Gözlerimi iyice açtým, dikkatimi artýrarak o noktada topladým. Evet orada onlarca, belki de yüzlerce insan vardý. Bu insanlarýn hepsi birbirinin kopyasýydý. Kýsacýk boylu cüceler... Cücelerin üstleri çýplak, altlarýnda ise bir peþtamal sarýlý. Þimdi daha net görüyordum. Evet, bunlar bu cüceler telaþlý telaþlý bir þeyler yapmaya çalýþýyorlardý. Acaba ne? Anlamam mümkün deðil. Onlarca, yüzlerce insan var orada ama sesleri hiç duyulmuyor. Tuhaf deðil mi?
Cücelerin kargaþasý sona erdi. Hepsi sýraya girdi ve düzgün bir þekilde yürümeye baþladýlar. Bana doðru geliyorlar. Ne yapmalýyým? Camý kapatýp saklanayým mý, yoksa bakmaya devam mý edeyim? Bana bir zarar verebilirler mi? Beni boðmaya kalkmasýnlar?Ya da linç etmeye... Ben kararýmý verinceye kadar onlar gelmiþlerdi bile. Hiç biri beni görmedi. Halbuki çok yakýnýmdan geçiyorlardý. Buna raðmen ben kenara çekilip perdenin arkasýna saklandým.
Saklanmam uzun sürmedi. Bakmak istiyordum. Baktým. Baþlarý yukarýda, atletik vücutlu cüceler adeta bir resmi geçit töreni yaptýlar ve ilerideki ýþýðýn altýnda kaybolup gittiler.
Bittiðini zannediyordum, bitmemiþ. Devamý var ama bunlar cüce deðil: Her türden binlerce hayvan. Kuþlar çeþit çeþit, atlar, inekler, eþekler, filler, sýrtlanlar, aslanlarla yan yana yürüyen ceylanlar, sürünüyorlar mý uçuyorlar mý belli olmayan yýlanlar, hýzlý hýzlý giden kamlumbaðalar, daha birçok hayvan ve en sonda birbirine sarmaþ dolaþ olmuþ kedilerle köpekler... Geçip gittiler.
Olanlara mantýklý bir açýklama bulamadým. Yaþadýklarýmý bir doktora anlatsam hemencecik koyardý meþhur teþhisini: “Hallüsinasyon görmüþsün. Uykusuzluðun bir sonucu olmalý. Kullandýðýn bazý ilâçlarýn yan etkileri de olabilir.” Nasýl da bildi amma! O kadarýný ben de söylerdim, bunun için doktor olmaya gerek yok.
Rüzgâr açýk pencereden içeri giriyor, hafif hafif perdeyi oynatýyordu. Ayak sesleri duydum. Gelen vardý. Sonra kýsa bir öksürük. Bir kere daha öksürük. Cama yanaþýp baktým. Bir güvenlik görevlisi. Elindeki çakmaktan çýkan alevi gördüm. Sigarasýný yakýyor olmalý. Ona doðru yaklaþan biri daha var. Çakmak gene yandý, sonra söndü. Bir sigara da o yakmýþtý. Dumaný deðil ama her nefes çekiþte sigaralarýn parlayan ateþini görüyordum. Bazen iki ateþ bazen biri, sonra diðeri parlýyordu.
Rüzgârýn þiddetini artýrdýðý havalanan perdeden de anlaþýlýyordu. Oda soðudu. Cami kapattým, perdeyi iyice çektim, ayaða kalkýp ýþýðý açtým. Odanýn içinde bir tur attým. Bir tane daha. Sonra bir tane daha... Toplam kaç tur oldu hatýrlamýyorum.
Ensem tatlý tatlý kaþýndý. Kaþýdým. Biraz sert kaþýmýþ olmalýyým ki caným acýdý. Bir ses duydum, küçücük bir þey yanaðýmý sýyýrýp geçti. Kaþýntý nedeni belli olmuþtu: Sivrisinek. Önümde uçuyordu. Ensemi ýsýrmasýna kýzmýþtým. Ýki elimin arasýna kýstýrýp öldürmek istedim. Þaaak. Avuç içlerime baktým, bir þey yok. Kaçýrmýþým.
Sivrisineði aramaya baþladým. Bulmalýydým. Geceyi rahat geçirmek istiyorsam mutlaka bulmalýydým. Gözlerimi tavana diktim, arýyorum. Yok. Eþyalarýn üzerine bakýyorum; zaten orada olsa da görmem imkansýz. O kadar çok eþya var ki...
Ýþte cam tarafýndan geliyor, ama ne geliþ. Dans ederek geliyor. Pike yaparak kafama saldýrýnca ellerimle yakalamaya çalýþýyorum. Gene baþarýsýzým. Sinek karþý duvara ulaþmýþ bile. Orada iki kere dönüyor, sonra duvara konuyor. Bu sefer kaçamayacak! Masanýn üzerindeki gazeteyi alýp birkaç kere katlýyorum. Öldürücü bir silah yaptýðýmdan emin olunca da sessizce duvara yaklaþýyorum. Benim boyumdan yukarýda, ama kolumu havaya kaldýrýnca yetiþebilirim. Katlý gazete sað elimde. Elimi arkaya doðru çekip kuvvet kazanýyorum ve sineðe vuruyorum. Küüütt...
Sivrisinek duvara yapýþtý. Duvarda biraz kan da var.
Biri kapýyý çalýyor. Bu saatte kim gelmiþ olabilir? Açýyorum. Nöbetçi karþýmda. Az önceki gürültüyü duyduðu için merak etmiþ. Herhangi bir açýklama yapmadan, duvardaki sivrinek ölüsünü iþaret ediyorum. Bakýyor, görüyor, gülüyor ve rahatsýz ettiði için özür dileyerek dýþarý çýkýyor.
Sineði öldürdüðüm aklýma geliyor, moralim bozuluyor. Yaptýðýmdan piþmaným. Üstelik telafisi de yok. Bir caný almýþtým, bir caný yok etmiþtim, bir caný öldürmüþtüm. Bu durumda benim bir caniden farkým var mýydý? Olanlarý unutmak istiyordum, aksi oluyordu. Defalarca odanýn içini arþýnladým durdum.
Odanýn içindeki gidip gelmelerim beni yordu. Esnemeye baþlayýnca yataknaneye gitmemeye, burada koltuk üzerinde uyumaya karar verdim. Gözlerimi kapattým. Uyumuþum.
Uyandýðýmda sað kolumun uyuþtuðunu, boynumun tutulduðunu fark ettim. Önce boynumu hafif hafif oynatarak düzelttim. Sonra sol elimle sað elimin üzerini ovaladým. Neyse ki çabuk düzeldi. Üþümüþtüm. Üstüme örtecek bir örtü almamak hataydý.
Ýçimde sebebini açýklayamadýðým bir sýkýntý vardý. Caným sýkýlýyordu, hem de çok. Neden? Dedim ya nedenini bilmiyorum. Sýkýntý iþte! Lanet bir rahatsýzlýk.
Gün kötü bitmiþti, baþlayan gün de ayný... Çünkü ortalýk önemli bir haberle çalkalanýyordu:
Ýmparator'un en yakýn adamlarýndan biri kayýptý. Kaçtý mý, kaçýrýldý mý, baþýna kötü bir þey mi geldi? Bilinmiyor. Önce “söylentidir” deyip aldýrmadým, ama güvenlik elemanlarýnýn köþe bucak her tarafý aradýklarýný görünce haberin doðruluðýna inandým. Hastanede, pardon devlette aranmadýk yer býrakmadýlar. Benim ofisi bile aradýklarýný söyleyeyim, gerisini siz tahmin edin.
Aramalar bir sonuç vermedi. Adam adeta sýrra kadem basmýþtý. Aramalar sonlandýrýlýp olayý çözmek için kamera kayýtlarý incelenmeye baþlandý. Kayýtlar defalarca gözden geçirildiði halde konu ile ilgili en ufak bir görüntüye rastlanmadý.
Ýmparator bu olanlara çok kýzmýþ olmalýydý. O nedenle saraydan çýkan herkesin suratýndan düþen bin parçaydý. Öyle ya her tarafý yirmi dört saat kamera ile gözetlenen, metrelerce yükseklikte duvarlarý olan, çok sayýda güvenlik elemaný tarafýndan korunan böyle bir yerden nasýl kaçýlýrdý. Kanatlarý mý vardý bu adamýn da uçtu gitti?
Dýþarýda yani ormanlýk alanda da arama yapmasý için bir ekip görevlendirildi. Dýþardaysa fazla uzaða gitmiþ olamazdý. Ancak saatler sonra bu ekip de eli boþ döndü.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.