..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > mehmet taþtan




14 Aralýk 2015
Þiirin Neresindesiniz?  
mehmet taþtan
Mücevherle dolu sanat maðarasýna giden o tünelde, bu gün itibariyle, Ferhat gibi gürz sallayan kaç þair var acaba? Yoksa bedeli ödenmemiþ hayatlarda derinlik mi arýyoruz?


:AGII:
Þiirle ilgilenipte, modern Türk þiirinin kurucusu sayýlan Yahya Kemal'in, hiç evlenmediðini, çoluk-çocuða karýþmadýðýný bilmeyen yoktur sanýrým. Hayatý boyunca ev-bark sahibi olamayan ve hasta yataðýnda, bunun acýsýný, çok dramatik bir þekilde dillendiren þair, ömrünün 16 yýlýný, Ýstanbul'da bir otel odasýnda geçirmiþtir. Bunda, Paris'te yaþadýðý yýllarda gördüðü sanatçýlarýn, yaþam tarzýnýn etkisi var mýdýr, bilmiyorum. Ama o dönemde Parisli sanatçýlar da böyleydi. Butik otellerde yaþayýp, cafelerde yazýyorlardý.

     Örneðin, Aragon'un þairliðiyle özdeþleþen Elsa, Moskova'da aþýk olduðu bir subayýn elinden tutup Paris'e geldiði zaman böyle yapmýþtý. Kentin büyüsü kocasýndan daha çok etkilemiþti O’nu. Ýki yýl içinde eþinden boþanan Elsa,dönemin entelektüellerinin yaptýðý gibi, butik otellerde yaþamaya, cafelerde yazmaya baþlamýþtý. Bu yaþam tarzýyla, sanat ve edebiyat çevrelerinde saygýn dostlar edinmiþ, Mayakovski'yi, Çehov'u Fransa’ya o tanýtmýþ, “Beyaz At” isimli eseriyle Goncourt Ödülü'nü alan ilk kadýn yazar oluvermiþti.

     Mayakovski tanýþtýrdý, Elsa'yla Aragon'u.. Ve zaman, Elsa’nýn gözlerinin güzelliði önünde diz çöktü,.. Bir daha da hiç ayrýlmadýlar… Aragon, altý hektarlýk bir ormanýn içindeki, eski bir su deðirmenini satýn aldý, eþi için. Deðirmeni, iç mimar Elsa’nýn zevki döþedi ve bir sanat evine dönüþtürdü. Sonra, kimler geçmedi ki o evden.. Picasso’dan Nazým Hikmet’e kadar.. Ýki sevgili, o evde yaþayýp, orada öldüler. Þimdi o deðirmenin bahçesinde yanyana uyuyorlar.

     Þairliði gibi, yaþam tarzý da dönemin Fransýz üslubuna benzeyen Yahya Kemal'in kaldýðý Park Otel'e, otel deyipte geçmemek lazým. Týpký aðýr konuðu gibi, Park Otel'in de okurken insaný etkileyen bir trajedyasý vardýr. Ýtalyan Büyükelçilik konutu olarak inþa edilen bina, birçok maceradan sonra otele dönüþtürülmüþ, Atatürk'ten, Ýngiltere Kralý VIII. Edward'a; güzelliðiyle bir kralý tahtýndan eden Wallis Simpson'dan, Adnan Menderes'e kadar bir çok ünlü simayý aðýrlamýþ bir mekan... Yaþlandýktan sonra gözden düþen, salonlarýn þuh kadýnlarý gibi, Park Otel de, 1960 yýllarda yeni yetme hem cinsleri karþýsýnda ilgi odaðý olmaktan çýkmýþtýr. 1979'da kapanan otelin binasý sonraki yýllarda yýkýlmýþ, arsasý üzerine inþa edilen gökdelen, yýllarca süren imar kaynaklý bir hukuk sorununa konu olmuþtur.

     Þair, Celile'yle yaþadýðý o fýrtýnalý aþkýn hatýrlarýný hep bu otelde yad etmiþtir. 19 Aðustos 1930’da Sirkeci garýnda gece saat 10’da vedalaþtýðý Celile'nin, göðsündeki çiçekten koparýp verdiði, iki yapraðý bir zarfýn içinde ölene dek hep bu otelde saklamýþtýr. Celile için yazýlmýþ olmasýna raðmen, ölüm temasýyla anýlan, “Sessiz Gemi” þiirini, kim bilir ne kadar çok terennüm etmiþtir, O'nu hayal ederek:
     Dünyada sevilmiþ ve seven nafile bekler...
     Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler...
     Çaðýnýn iki büyük þairinden Yahya Kemal'in sevgilisi, Nazým Hikmet'in annesi olma ayrýcalýðýný yaþayan Celile hanýmýn, yýllar önce söylediði sözler, acaba ne sýklýkla kalbinde acýya, genzinde sýzýya dönüþüyordu: “Ellerim ve kalbim hep sizinle kalýyor; yokluðunuzda kanadý kýrýlmýþ bir kumruya dönüþüyorum. Geliþinizle kanatlarý kýrýk kumrunuza can verdiniz efendim”

     165 numaralý otel odasýnda yalnýz kaldýðýnda hep Celile mi geliyordu þairin aklýna? Onunla yaþadýklarý, ona söyledikleri.. “Ben meydanda saklýyým, sen tenhada aþikar... Gözleriniz bereketli bir kestane ormanýna benziyor, elanýn bu kadar yoðun ve korkusuz çeþidini hiç düþünmemiþtim... Sen ve þiir muhteþem bir lezzet terkibi oluþturuyorsunuz... Kim bilir bir uykuya seninle dalmak ne güzeldir.. Hangi mevsimde bakarsam bakayým, senin gözlerinde mevsim hep yaz...”
     Þiirleri gibi, sevgilisine söylediði sözler de edebiyat tarihine geçen, hatta romanlara konu olan Yahya Kemal'in, baþka konularda yazdýðý þiirlerde bile Celile'yi bulmak mümkün. Mesela, Üsküp için yazdýðý “Kaybolan Þehir” adlý þiir, buram buram Celile kokmaktadýr:
     Çok sürse ayrýlýk, aradan geçse çok sene,
     Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.

Elbetteki, usta þairin hayatýnda yalnýzca geçmiþin hatýralarý yoktur. Orada düþünür, orada yazar, dostlarýyla ve þiir severlerle orada buluþur. O'nu her zaman, otelde görmeye alýþýk olanlardan biri, ortalarda görünmediði bir günün akþamýnda sorar:
     – Üstad bugün ne ile meþguldünüz, görünmediniz?
     – Bir þiir üzerinde çalýþýyordum.
     – Bitirdiniz mi?
     – Hayýr! Sabahleyin bir virgül koymuþtum. Akþama kadar düþündüm, onu da      beðenmedim, sildim.

     Ýlk bakýþta latifeymiþ gibi görünen bu cevap, aslýnda onun þiire bakýþýnýn hulasasýdýr. Öyle ki, devrinin bütün liderleri tarafýndan itibar gören bir þair olmasýna raðmen, hayatý boyunca hiç þiir kitabý yayýnlamamýþtýr. Çünkü yazdýðý þiirler üzerine sürekli düþünmekte, beðenmediði bir mýsra senelerce aklýnda kalmakta, kusursuz hale geleceði günü beklemektedir.

     Üstelik bu mükemmeliyetçilik yalnýzca Yahya Kemal'e özgü bir durum da deðildir. Cumhurbaþkanlarý ve baþbakanlar yetiþtiren þair olarak tarihe geçen Necip Fazýl da, þiir iþçiliði konusunda oldukça titizdir. “Þairlik yalnýzca kabiliyet meselesi deðil, yapýlan iþin idrakinde olmaktýr” der ve sanatý üzerine düþünmeyen þairi, kuyruðuna basýlýnca inleyen canlýya benzetir. Yayýnlanmýþ olsalar bile, eksik bulduðu þiirler üzerinde düzeltme yapmaktan çekinmez. Hatta çoðu zaman daha ileri gider ve beðenmediklerini imha eder. Kendisiyle olan baðýný koparabilmek için tanýmadýðý, bilmediði bir çöplüðe attýðý bu þiirlerin, kitabýna aldýklarýndan çok olduðunu söyler.

     “Ben sana mecburum” þiiriyle dillere pelesenk olan Attila Ýlhan'da da, yazdýklarý üzerinde düþünmek, beðenmedikleri üzerinde deðiþiklikler yapmak vardýr. “Tarz-ý Kadim” þiiri, bunun bariz örneklerinden biridir.

     Sadi'den Lamartin'e uzanan zengin bir üstatlar kadrosuyla þiirin kapýsýný aralayan Mehmet Akif ise, yalnýz kendi þiirlerindeki hatalarý düzeltmekle kalmaz. Baþka þairlerin þiirlerini de hatadan arýndýrarak okur. Mesela, “Çanakkale Þehitlerine” adlý þiirin sonraki baskýlarýnda üç farklý mýsrada tashih yapmýþtýr. Yine Hamid'in, “sahrayý þebih edip mesile” mýsraýný, okuma kolaylýðý saðlamak için, “sahralarý döndürüp mesile” þeklinde düzelterek okur. 
     Kuþkusuz, bu ustalardan hiçbiri laaletayin yazmýyordu. Yaþadýklarý çaðýn en ileri seviyesinde entelektüel donanýma sahiplerdi. Ýyi birer gözlemciydiler. Türkçenin bütün inceliklerine vâkýf olarak çýktýklarý þairlik yolculuðunda, þiir yazarken, sahip olduklarý bütün müktesebatý kullanýyorlardý. En iyiyi, en güzeli, mükemmeli yakalamak için adeta çýrpýnýyorlardý. Bir taþ ustasý sabrýyla ve bir kuyumcu titizliðiyle varýyorlardý bir þiire. Buna raðmen ortaya çýkan eser içlerine sinmemiþse safra kesesinde taþ olan hasta gibi sancý çekiyorlardý. Ta ki o bozukluðu giderinceye, o taþý düþürünceye kadar...

     Bir þairin hayatýndan esintilerle baþlayýp, usta þairlerin varoluþ sürecine evrilen bu yazý, sonunda bizi þu soruya götürüyor:
     Mücevherle dolu sanat maðarasýna giden o tünelde, bu gün itibariyle, Ferhat gibi gürz sallayan kaç þair kaldý acaba? Yoksa bedeli ödenmemiþ hayatlarda derinlik mi arýyoruz? 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiirin Gördüðü Manzara

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiir ve Þair
Postmodernizm Ya da Þiirin Ýflasý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýradan Acýlar [Þiir]
Hüzünlü Perde [Þiir]
Gözlerinde Çað Yanar [Þiir]
Lila [Þiir]
Gideceðim [Þiir]
Bir Ömür [Þiir]
Suçlu Benim [Þiir]


mehmet taþtan kimdir?

Yirmi yaþýndayken, Ýnsan Boþluðu (1987) adlý ilk þiir kitabý yayýnlandý. Yaðmur Islýyor Beni (2009) adlý ikinci kitabý, akademik çevreler ve okurlar tarafýndan takdir ve ilgiyle karþýlandý. "Bu Kapýdan" adlý yeni þiir kitabý Nisan 2016'da Berikan Yayýnevi tarafýndan yayýnlandý


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © mehmet taþtan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.