..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




20 Aðustos 2016
Göçe Göçe - 2  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Biz Karamanoðullarý ölümden korkmayýz. Savaþçý bir milletiz. Çünkü biz Çiçi Yabgu'nun, Tannrýkut Mete'nin, Atila'nýn, Kür Þad'ýn, Kül Tegin'in, Çaðrý Beð'in, Oruç Reis'in askerleriyiz, torunlarýyýz. Baþka bir milletin egemenliði altýnda yaþayamayýz. Böyle bir hayat, bizim aðrýmýza gider.


:AJID:



Buradaki gerçek hayat hikâyeleri tam beþ kuþakla ilgili. Ben, annem-babam, dedelerim-ninelerim, dedemin babasý ve dedemin dedesi. Bunlarý birbirine karýþtýrmamak için öncelikle dedemin adýný söylemeliyim: Osman. Osman Dedemin, dedesinin adýný bilmiyorum, sadece ona Yörük Dede denildiðini duymuþtum.
Yörük Dede bilgili, tahsilli biri. Hatta gençliðinde uzun yýllar Ýstanbul'da bulunmuþ. Orada bazý medreselerde hocalýk bile yapmýþ. Ýstanbul'un havasý saðlýðýný bozduðu için, Dobromirka'ya bir çuval kitapla geri dönmüþ. Gelir gelmez babasýnýn tarlalarýnda çalýþarak, hayvanlarýný otlatarak ailenin geçimine katkýda bulunmuþ. Bir müddet sonra da evlenmiþ. Bu evlilikten bir kýzý ve bir de oðlu olmuþ. Yörük Dede bilimle, bilgiyle olan iliþkisini hiç kesmemiþ. Ýstanbul'da iken yazmaya baþladýðý tarih kitabýyla ilgili çalýþmalarýna çiftçilikten arta kalan zamanlarda da devam etmiþ. Ne yazýk ki en az 5-6 cilt olabilecek bu kitabýný Dobromirka'dan (eskilerin deyimiyle) Türkiya'ya göç sýrasýnda meydana gelen bir kargaþada kaybetmiþ. Yörük Dede, bozuk bir Türkçe ile konuþan Balkan Türklerinin aksine Ýstanbul Türkçesiyle konuþurmuþ. Türkçeden baþka Bulgarca ve Yunanca da bilirmiþ.
Osman Dede, ona hayran. Düzgün konuþmayý ve okuma-yazmayý ondan öðrenmiþ.

● ● ●

Yörük Dede anlatýyor:
Bizim ilk anayurdumuz Orta Asya'dýr. Oðuz Türklerinin Avþar boyundanýz. Orta Asya'dan ayrýldýktan sonra Avþarlar, birçok farklý bölgelere göç etmiþlerdir. Bizim atalarýmýz, bu büyük göçte Azerbaycan'a yerleþmiþler. Burada Moðol istilasýna kadar kalmýþlar. Moðol baskýsý ve zulmü onlarýn Azerbaycan'dan Sivas-Kars civarýna gitmelerine neden olmuþ. 13.yy'da da Anadolu'ya geçmiþiz. Burada Karaman, Niðde, Kayseri, Nevþehir, Ankara ve Konya'ya kadar olan geniþ bir alana yerleþip Karamanoðullarý Beyliðini kurmuþuz. Bu, Anadolu'da kurulan en yaman beyliktir.
Biz Karamanoðullarý ölümden korkmayýz. Savaþçý bir milletiz. Çünkü biz Çiçi Yabgu'nun, Tannrýkut Mete'nin, Atila'nýn, Kür Þad'ýn, Kül Tegin'in, Çaðrý Beð'in, Oruç Reis'in askerleriyiz, torunlarýyýz. Baþka bir milletin egemenliði altýnda yaþayamayýz. Böyle bir hayat, bizim aðrýmýza gider. Nitekim beylik döneminde Anadolu Selçuklularý, Mýoðollar, Ermeniler ve hatta Osmanlý ile savaþmýþýz. Beyliðimiz hükümranlýðýný iki yüz seneden fazla sürdürmüþ ve sonunda Osmanlý tarafýndan yýkýlarak topraklarý imparatorluða katýlmýþ.
Karamanoðullarý, Osmanlý'yý en çok rahatsýz edenlerden biri olduðu için ve problem çýkaracaðýndan çekinildiðinden padiþah Birinci Murat zamanýnda, Balkanlar'a-Bulgaristan'a göç ettirilmiþler. Ýþin doðrusu zorla sürgün edilmiþler. Aylarca süren bu meþekkatli göç sýrasýnda, maalesef çok sayýda insanýmýz kýrýlmýþ. Karaman'dan yola çýkanlarýn yarýsý bile ulaþamamýþ Balkanlar'a. Biz bu yüzden Osmanlý'yý pek sevmeyiz, Osmanlý da bizi sevmez ya! Buna raðmen biz, her seferberlik ilan edildiðinde devlete hep asker vermiþiz, ayrýca birçok savaþa da gönüllü olarak gitmiþiz, vergilerimizi ödeme konusunda da devlete hiç zorluk çýkarmamýþýz.
Bizi Deliorman bölgesindeki Dobromirka köyüne yerleþtirmiþler. Biz daha önceden Bulgar Çarlýðýna ait olan, ama sonradan Osmanlý tarafýndan yýkýlan bu devletin topraklarýný kendimize yurt bellemiþiz. Köye geldiðimizde burada çok az miktarda Bulgar da varmýþ; bunlar bizimkilerin korkusuna burayý kýsa zamanda terketmiþler. Etrafý ormanlarla çevrili bu köyün nüfusu o tarihte bile binlere ulaþmýþ.
Biz buraya geldiðimizde, Balkanlar Osmanlý topraklarýna daha yeni katýlýyormuþ. Buralarýn Türkleþmesi için çok çaba harcamak gerekliymiþ. Nitekim atalarýmýz, Balkanlar'da sýk sýk akýnlar yapmýþlar ve çok da baþarýlý olmuþlar.
Zaman zaman Bulgarlarla ve diðer müslüman olmayan milletlerle savaþmýþýz. Savaþlarda verdiðimiz þehitler, balkanlarýn tapusu olmuþ. Çünkü defnedilen þehitlerimizin olduðu yerlere türbeler, zaviyeler, tekkeler yapmýþýz. Dergâhlar kurmuþuz. Dergâhlarda ayinlerin yaný sýra yoksullara, yolculara yatacak yer ve yemek vermiþiz. Buralara gelen insanlarýn dini, mezhebi, ýrký sorulmazmýþ; insan olmalarý onlara hizmet vermek için yeterli bir nedenmiþ.
Dobromirka'da ilk karþýmýza çýkan problem ev ve su olmuþ. Ýnþaat iþinden anlayan ustalarýmýz olduðu için, biraz da devletin yardýmýyla ormandan da yararlanarak ev sorununu çözmüþüz. Kuyu açmak bizi zorlamýþ, ama sonunda bunu da hallederek suya kavuþmuþuz.

***

Durmadan esnediði için Osman Dedemin son söylediði birkaç cümleyi anlamadým. O da fark etmiþ olacak ki gülümseyerek yüzüme baktý ve:
-Ben biraz uzanayým, dedi.
Üzerine örtmek için örtü getirmeyi teklif ettim, odanýn sýcak olduðunu söyleyip sobanýn arkasýndaki minderin üzerine yattý, hemen de uyudu. Horlamaya baþladý.
Pencereden dýþarý baktým. Dýþarýda yol kenarlarýnda bir-iki santim kar vardý, hava kapalýydý. Kar taneleri isteksiz isteksiz düþüyordu; bunlarý biraz seyrettim. Ýçerisi dedemin de söylediði gibi sýcacýktý. Kuzine(peçka) soba içeriyi çok iyi ýsýtmýþtý. Bu sobalar oldukça kullanýþlý. Üzerinde suyunu kaynat, çayýný kaynat, istersen yemeðini piþir taþýr. Üstelik fýrýný da var ve burada nefis ekmek ya da börek piþirebilirsin.
Uyuyan sadece dedem deðildi, sobanýn altlýðý üzerine kývrýlmýþ olan kedimiz Minik de uyuyordu. Hem de öyle bir uyumasý vardý ki insan özeniyordu. Ýyice yayýlmýþ, sol ön ve arka bacaklarý hafif kalkýk, kapalý gözlerinden bile uykudan zevk aldýðý belliydi. Minik dedim diye küçücük bir þey zannedilmesin. Artýk kocaman bir kedi oldu. Ýlk aldýðýmýzda yeni yürümeye baþlamýþ, el kadar küçücük bir þeydi. O yüzden ona “Minik” adýný vermiþtik.
Minik, kýþ günlerini soba yanýnda geçirir. Tuvalet ihtiyacý gelince kapýnýn yanýna gidip orayý týrmalamaya baþlar. Ne istediðini anlar ve kapýyý açarýz. Dýþarýda fazla oyalanmadan gene kapýyý týrmalayarak geldiðini bize haber verir. Kapýyý açýnca da hemen sobanýn altýndaki yerine gider, kývrýlýp yatar. Yani þekerlemeye devam... Bütün kýþý böyle geçirir. Havalar ýsýndýðýnda ise, Minik'i evin içinde tut tutabilirsen!
Sobanýn kapaðýný açýp içine baktým. Odunlar yanmýþ, bitmiþ, hepsi kor olmuþ. Kýpkýrmýzý içi. Sýcaklýk yüzümü acýtmadan yakýyor, tatlý bir sýcaklýk olduðundan hoþuma gidiyor. Yanýmdaki tenekenin içinden bir odun alýp sobaya atmak istiyorum, atamýyorum. Kalýn geldi, içine girmiyor. Daha incesini alýyorum ve korlarýn üzerine koyup kapaðý kapatýyorum. Bir de kapaðýn üzerinde saða doðru açýlan sola doðru kapanan küçük bir kapak var. Onu da kapatýyorum ki soba yavaþ yavaþ yansýn. Oradan hava girdiði için, açýlýrsa içindeki odunlarýn yanmasý daha hýzlý oluyor.
Ben bu iþleri yaparken biraz gürültü de çýkardým. Sobanýn kapaðýný týngýrtmadan kapatmak mümkün deðil. Ne kadar uðraþýrsan uðraþ, gene de ses çýkarýyor. Dedemde bir hareketlenme var. Uyandý sandým. Hayýr uyanmamýþ, bir tarafýndan diðer tarafýna dönüyormuþ. Rahatladým. Dedem uyanmamýþtý ama baþka biri uyanmýþtý: Minik. Þaþkýn, biraz da kýzgýn gözlerle bana bakýþlarýný gönderiyor. Sinirli sinirli sol arka ayaðý ile karnýný kaþýdý. Sol ön ayaðýný kafasýna sürttükten sonra boynunu hafifçe kaldýrýp kafasýný biraz dikleþtirdi; sonra da aðzýný açýp, soluk pembe diliyle patilerini yaladý. Biraz sonra yalamayý býraktý, bir kere daha bana baktý ve tekrar uzanýp gözlerini kapadý. Bir dakika bile geçmeden mýr mýr sesler çýkarmaya baþladý. Uyumuþtu.
Birazdan ben de uyuyabilirim. Dedem ve Minik'ten uyku bana da bulaþtý galiba! Esnemeye baþladým bile. Uykumu kaçýrmak için odanýn içinde daha önce defalarca gördüðüm eþyalara bakýyorum. Yerde tahta zeminin üzerine farklý motiflere sahip, el dokumasý dört kilim yanyana serilmiþ. Bunlarý ninem dokumuþ. Kilimlerde hakim olan renk koyu kýrmýzý ve koyu mavi. Duvar kenarlarýnda yastýklar var. Bunlarýn ön taraflarý kilim gibi dokuma. Ýçleri sap ile doldurulmuþ olduðundan oldukça sertler. Ama yýllardýr kullanýldýðý halde ne bir esneme ne de bir yýpranma var. Annemin çeyizi ile gelmiþ. Bir kenarda büyük bir minderin -ninemin deyiþiyle þiltenin- üzerinde benim bir kitap ve defterim duruyor. Odadaki minder sayýsý sekiz. Ýki tane de pösteki var.
Sobanýn ayaklarý, tenekeden yapýlmýþ bir altlýðýn üzerine oturtulmuþ. Teneke altlýk, ayný zamanda istenmeyen yangýn olaylarýný önlemede de önemli bir rol oynuyor. Çünkü bazen sobanýn küçük kapaðý açýkken, içine odun atarken ya da kürekle mangala ateþ alýrken dýþarý ateþ sýçrayabiliyor. Duvardaki bacanýn aðzýna kalýn bir kâðýt yapýþtýrýlmýþ. O nedenle boru, bacadan deðil de pencerenin üst kýsmýndan açýlmýþ bir delikten çýkýyor. Bunun nedeni, bacanýn iyi çekmiyor olmasýdýr. Sýcaklýktan azami ölçüde faydalanmak için, boru oldukça uzun tutulmuþ. Üç metreden fazla. Sobanýn hemen yanýnda bir teneke içinde odunlar var. Bunlar buraya getirildiklerinde yaþ olabiliyor, sýcak ortamda durunca zamanla kuruyorlar ve daha iyi yanýyorlar. Odun tenekesinin yanýnda ondan daha küçük bir tenekenin içinde kürek ve maþa var. Kürek ateþ ve kül almada, maþa ise ateþi karýþtýrmada kullanýlýyor. Diðer odalarda oturanlar olduðunda, içinde kül olan bakýr mangala kürekle korlaþmýþ ateþ konup, bir müddet açýk havada bekletilip, zehirli gazlarýn çýkmasý saðlanýyor ve ihtiyaç duyulan odaya götürülüyor.
Kapýnýn yanýndaki duvarda, çok sayýda asma yeri bulunan tahta bir askýlýk bulunuyor. Üzerinde bir hayli giysi var. Kapýdan giriþin sol tarafýndaki duvarda yerden yarým metre yüksekte, iki adet metal ayak üstündeki rafta da ahþap kaplý, çift hoparlörlü Philips marka bir radyo yer alýyor. Bu radyo evimize geleli sadece birkaç ay oldu. O günkü sevincimizi anlatamam. Hepimiz radyonun ilk açýlýþýnda nefeslerimizi tutup heyecanla beklemiþtik. Gözlerimizi bir an olsun radyodan ayýrmamýþtýk. Radyonun açma düðmesini çevirince önce bir cýzýrtý duyuluyordu; sesin gelmesi on-onbeþ saniye kadar sürüyordu. Meðerse radyonun içindeki lâmbalar ýsýnmalýymýþ ki ses gelebilsin. . Annem, daha o gün radyomuzun üzerine örtmek üzere týð iþi bir dantel örmeye baþlamýþtý bile.. Eþyalarýn hepsi bu kadar. Doðrusu daha da var, ama hepsini yazmak zor geliyor.
Esnemem arttý, bazen baþým düþüyor, sonra aniden fýrlayýp uyanýyorum, biraz sonra gene ayný... Baþýmýn düþmesi yetmedi, bir de belim bükülüp yere kapaklandým. Kalkýp yürüsem belki açýlýrým. Denedim. Fayda etmedi. Direnmek boþuna, kendimi býraktým. Uyumuþum.
Uyanýp gözümü açtýðýmda üzerimde bir örtünün olduðunu fark ettim. Oysa yatarken örtü filan örtmemiþtim üzerime. Demek ki dedem uyanýp da beni öylece uyurken görünce, üþümeyeyim diye bu örtüyü üzerime atmýþ. Gözlerimi ovuþturdum, dedem bana gülümsüyordu.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.