..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçý, toplumda uzun çalýþma ve çabalardan sonra alnýnda ýþýðý ilk duyan insandýr. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




31 Aðustos 2016
Göçe Göçe - Balkanlardan Bir Aþk Hikayesi - 14  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Bu iki yaþlý insanýn, ayný gün ölmelerinden daha enterasan olan, onlarýn yaþadýklarý gerçek aþk hikâyesiydi. O kadar aþk hikâyesi duydum, dinledim, okudum ama böylesine hiç rastlamadým. Hatta bazen düþününce abartýlý bulduðum da olurdu bu hikâyeyi.


:AAJB:



13 Haziran 1878 (12 Cemaziyelahir 1295) Göçün Yetmiþ Ýkinci Günü;

Geçen yedi günde, on üç kiþi daha kaybettik. Ýçlerinde küçük bebek de genç kýz da, çok yaþlý kiþiler de vardý. En enteresaný birer saat ara ile ölen yetmiþin üzerinde yaþta karý kocaydý. Bunlarýn evi bizim iki ev ötemizdeydi. Hemen her gün karþýlaþýrdýk Kür Þad Amca ve Burcu Teyze ile.
Önce Kür Þad Amca'nýn ölüm haberi geldi. Ona üzülüp ah vah ederken, bir saat sonra gelen haber acýmýzý daha da artýrdý: Burcu Teyze de son nefesini vermiþti Balkan Daðlarý'nýn zirvelerinde.
Bu iki yaþlý insanýn, ayný gün ölmelerinden daha enterasan olan, onlarýn yaþadýklarý gerçek aþk hikâyesiydi. O kadar aþk hikâyesi duydum, dinledim, okudum ama böylesine hiç rastlamadým. Hatta bazen düþününce abartýlý bulduðum da olurdu bu hikâyeyi. Sonra geçmiþ yýllara gider, onlarýn birbirlerine karþý olan davranýþlarýný gözümün önüne getirir ve tekrar gerçek olduðuna inanmaya baþlardým. Bu aþk hikâyesi þöyle:
Kür Þad, dul anasý Þaver ile beraber yaþayan yirmili yaþlarda bir gençmiþ. Babasý vefat edeli birkaç sene olmuþ. Anasý Þaver çakýr gözlü, etkili bakýþlarý olan, hatta çok dikkatli baktýðýnda o eþyaya ya da kiþiye zarar bile verebildiðine inanýlan gözlere sahipmiþ. Kür Þad bu yaþlarda uzun boylu, esmer, gür saçlý yakýþýklý bir delikanlýymýþ. Köyün kýzlarýnýn çoðu vurgunmuþ ona. Kür Þad'ýn kendilerini alabileceðini düþünen kýzlar olduðu gibi, bu konuda hiç umudu olmayanlar da varmýþ. Burcu umudu olmayanlardanmýþ. Halbuki köyde en güzel kýz seçilmeye kalkýlsa, Burcu ilk üç içinde mutlaka yer alabilecek kadar güzelmiþ.
Burcu, hiç kimseye belli etmeden Kür Þad'ý takip edermiþ; bazen de tesadüfen oradan geçiyormuþ gibi yapýp, evlerinin önünde Kür Þad'ýn karþýsýna çýkýverirmiþ. Kür Þad, her gördüðünde Burcu'ya bakarmýþ; bakýlmayacak bir kýz deðil ki nasýl bakmasýn. Bakarmýþ da öyle âþýk filan deðilmiþ ama... Oysa Burcu, Kür Þad'a abayý yakmýþ. Tam bir karasevda.
Burcu sarý uzun saçlý, beyaz tenli, ince dudaklý, kömür karasý gözlü, güldükçe gamzeleri çiçek gibi açan, ortadan biraz uzunca boylu, gösteriþli bir kýzmýþ. Köyde onu beðenen birçok erkek olmasýna raðmen, dönüp de hiç birine bakmazmýþ bile. Hatta birkaç kere, çok iyi yerlerden dünür gelmesine raðmen, anasýna istemediðini söyleyip hepsini geri çevirtmiþ. Onun bu davranýþýna, anasý da babasý da bir mana verememiþler, ama dünür konusunda üzerine gidip de ýsrar etmemiþler.
Bir ara Kür Þad, birkaç gün hiç görünmez. Burcu merak içindedir, ama sevdasý anlaþýlacak korkusuyla kimseye bir þey de soramamaktadýr. Oysa o sene çok yaðmur yaðmýþ ve mahsulün bir kýsmý çürümüþ, bir kýsmýný sel götürmüþ. Hatta ekim zamaný geldiði halde, bazý ürünler bile aþýrý yaðýþ yüzünden ekilememiþ. O yüzden Kür Þad da, üç beþ kuruþ kazanýrým umuduyla þehre bir iþ aramaya gitmiþ.
Burcu, bir bahane uydurup, Kür Þadlarýn evine gider. O sýrada Þaver, ahýrda hayvanlarýn altýný atmakla meþguldür. Burcu yardým etmeyi teklif edince hemen kabul eder. Yorulmuþtur, kanter içindedir. Burcu:
-Þaver Abu, sen þuracýkta otur dinlen, ben ne gerekse yaparým, der.
Hýzlý hýzlý iþe koyulur ve Þaver'in þaþkýn bakýþlarý arasýnda hayvanlarýn altýný atma iþini çabucak bitirir. Þaver bunu görünce:
-Allahým bana böyle bir gelin nasip etsin. Güzellikse var, çalýþkanlýksa o da var.
Diye içinden geçirir. Ýþ bitince bir tas ayran hazýrlar. Burcu ile oturup ayranlarýný içerken, bir ara oðlunun çalýþmak için þehre gittiðinden de söz eder. Burcu istediðini öðrenmiþtir. Gönül rahatlýðý ile izin isteyip evine döner. Ama bundan sonraki günlerde de fýrsatýný buldukça avlu kapýsýndan:
-Þaver Abu, nasýlsýn? Diye sorar, içeri çaðýrýlýrsa girer ve yapýlacak iþ varsa yardým edermiþ.
Birkaç ay geçtiði halde Kür Þad eve dönmemiþtir. Ne zaman döneceði sorusu Burcu'nun aklýndan bir türlü çýkmaz. Þaver'e “Oðlun ne zaman dönecek Þaver Abu?” diye de soramaz. Artýk dayanacak hali kalmamýþtýr. Kür Þadlarýn evine gidiþleri de sýklaþmýþ, nerdeyse her gün olmuþtur. Onun gelip gitmelerine Þaver de alýþtýðýndan, bir-iki gün gelmeyince:
-Kömür gözlüm, nerede kaldýn? Diye sorarmýþ.
Þaver, Burcu'yu sevmiþ; onu adeta kýzý yerine koymuþtur.
-Ah þu benim kýzan, kömür gözlümü beðense de gelinim olarak alsam, dileðini sýk sýk aklýndan geçirmeye baþlamýþ.
Bir gün Burcu, Kür Þad'ýn yaþadýðý yerde sürekli yaþamaya karar verir. Belki çýlgýnca bir düþüncedir, sonucunun ne olacaðý meçhul bir düþüncedir, ama o kararýný vermiþtir. O gün Þaver'in evine gidecek ve bir daha kendi evlerine dönmeyecektir. Þaver isterse onu kovsun, gene de orada kalmanýn bir yolunu arayacaktýr.
Evlerinin avlu kapýsýndan sokaða çýktýðýnda, yüreði güp güp atmaya baþlar. Karþýlaþtýðý insanlar, yüzünden niyetini okuyacakmýþ zanneder, kimseye bakmadan, baþý önünde Þaver'in evinin yolunu tutar. Tam avlu kapýsýna gelince “Ya Þaver Abunun aklýnda gelini olarak, ben deðil de bir baþka kýz varsa!” diye düþünüp geri dönmek ister; ama yapamaz. Ayaklarý iradesinin dýþýndadýr artýk. Bu ayaklar onu, eliyle açtýðý avlu kapýsýndan fýrýnýn yanýnda hamur yoðurmakta olan Þaver'in yanýna sürükler.
-Kolay gelsin Þaver Abu, der. O da:
-Safa getirdin kömür gözlüm. Gel, otur yanýbaþýma. Þu sýranayý da ver de teknenin kenarýndaki (h)amurlarý kazýyým. Diye karþýlýk verir.
Sýranayý Þaver'e uzatýr. O bir yandan teknenin kenarlarýný kazýrken, bir yandan da konuþmaktadýr. Burcu ise sadece dinlemekte, arada bir de baþýný sallamaktadýr. Burcu'nun suskunluðu Þaver'in dikkatini çeker:
-Senin bir sýkýntýn var. N'oldu söyle.
-Yok valla bi þey abu!
-Öyleyse geç bakalým teknenin baþýna! Ben anladým, sana boþ durmak yaraþmýyor.
O sýrada zaten Þaver tekne kenarlarýný kazýyýp hamurun içine katmýþtýr. Bu teklif Burcu'yu sevindirir. Hemen iþi devr alýr. Hamuru bir yandan yoðururken bir yandan da bülbül gibi þakýmakta, Þaver'e aklýna gelenleri anlatmaktadýr. Þaver de onun durumundan etkilenir, o da neþelenir.
-Ha þöyle iþte. (H)ep gül (h)ep gül be kömür gözlüm, der.
Hamur yoðurma iþi bitince, üzerini temiz bir çuvalla örterler; biraz dinlensin diye.
Hamur dinlenirken bahçeye çýkarlar. Yapacak iþ yoktur bahçede. Burcu aþaðýya dallarý sarkmýþ dut aðacýndan, avuç avuç dut toplayýp yer. Birkaç avuç dut da Þaver'e verir.
Dinlenmiþ hamurun baþýna Burcu geçer, bir ekmek büyüklüðünde parçalarý hamurdan sýrana ile kesip, eliyle yuvarlar ve sofranýn üzerine onlarý dizer. O bunlarý yaparken Þaver de yanmakta olan fýrýna iyice kýzsýn diye biraz daha odun atar.
Piþen ekmekler fýrýndan çýkarýldýðýnda hava kararmak üzere olmasýna raðmen, Burcu gitmek için hiç niyetlenmez. Þaver, anasýnýn babasýnýn merak edeceðinden endiþelenir, ama “Neden gitmiyorsun?” ya da “Git artýk!” diyemez. Zaten geldiðinden beri bu kýzda bir tuhaflýk vardý, bekleyip ne olduðunu anlamalýydý.
Hava iyice karardýðýnda Burcu niyetini açýklar:
-Þaver Abu, beni kovmayacan mý?
-Seni neden kovayým kömür gözlüm? Býrak seni, Tanrý misafiri olarak gelen hiç kimseyi kovmam.
-Ama ben devamlý burada kalacam.
-Kal! Dedi Þaver ama aðzý da açýk kaldý. Maksadýný öðrenmek için biraz daha beklemeliydi. Baþka bir cevap vermedi onun için.
-Ben evime hiç gitmek istemeyem. Burasý benim evim olsun. Evvelce Abumdun, artýk Þaver Anam ol! Ben seni çok sevdim, senden ayrýlmam.
-Ben de seni sevdim be kömür gözlüm, ama anan baban, elalem ne der?
-Ýsteyen istediðini desin, bana ne!
-Sen yanýmda kalýrsan bana can yoldaþý olursun, benim kýzým olursun. Ya elalem, ya elalem...
-Ana bak, istemezsen açýkça söyle! Elalem bahane olmasýn. Sen istemezsen saniye durmam, kalkar giderim.
-Seni istemeyenin aklýndan kusuru olmalý kýzým; ama...
-Amasýný boþ ver ana. Her þey sana ve bana baðlý.
O sýrada dýþarýdan bir ses gelir. Burcu'nun anasýnýn sesidir. Burada olduðunu tahmin edip gelmiþ. Burcu:
-Þaver Anam, sen çýkma; ben konuþurum.
Deyip bahçeye çýkar. Anasý:
-Kýzým nerede kaldýn? Bu saate kadar elalemin evinde durulur mu? Merak içinde býraktýn bizi.
-Burasý elalemin evi deðil artýk ana; benim evim.
-Ne demek o?
-Ben artýk yanýnýza dönmem. Hep buradayým.
-Kýzým sen þaþýrdýn mý? Ele güne karþý kendini de bizi de rezil etme!
-Rezillikse rezillik olsun ana. Ben o evde boðuldum. Burada nefes aldým ancak.
-Kýzým buranýn bekar, genç bir erkeði var. Elalem bizi tefe koyar çalar valla.
-Umrumda bile deðil ana; kendini boþa yorma.
Konuþulanlarýn hepsini duyan Þaver, meseleyi iyice anlamýþtýr. Bu kýz, Kür Þad'a vurgundu ve o yüzden gözü hiçbir þey görmüyordu.
O gece, geç saate kadar bu konudan hiç söz açmadan konuþtular. Sanki böyle bir olay hiç olmamýþtý ve bu ana-kýz yýllardýr birlikte yaþýyorlardý. Burcu esnemeye baþlayýnca yataklarý yüklükten alýp yanyana serdiler, lambayý kýsýp yattýlar. Burcu hemen uyumuþtu. Þaver'in de çok uykusu olmasýna raðmen bir türlü aklýndaki düþünceler yüzünden uyuyamýyordu. Ya Kür Þad bu kýzý beðenmezse, istemezse, o zaman ne olacaktý? Bu kýz valla canýna kýyardý reddedildiði için. Kür Þad belki anasýna da kýzacaktý, Burcu'nun burada kalmasýna izin verdi diye. Aklýndan geçenler hep olumsuz, kötü ihtimallerdi. Sabah ezaný okunana kadar bunlarý düþündü. Sonunda “Adam sen de... Gün ola (h)arman ola... O gün bir gelsin bakalým. O zaman düþünürüm.” deyip kendine biraz cesaret verdi ve derin bir uykuya daldý.
Sabah çoktan olmuþ, ama Þaver hâlâ uyuyor. Burcu ocaðý yakmýþ, sacayaðýnýn üzerine tencereyi koymuþ, tarhana çorbasýný piþirmiþ, sofrayý kurmuþ, kaþýðý, ekmeði ve taslarý sofraya getirmiþ Þaver'in uyanmasýný bekliyor.
Þaver nihayet uyanmýþ. Gözlerini açýp karþýsýnda Burcu'yu görünce, kafasý biraz karýþsa da sonra kendini toparlamýþ. Sofraya oturup, dumaný tüten çorbayý istahla kaþýklamýþlar.
Burcu sofrayý kaldýrýken:
-Bak kýzým, sana bu soruyu sadece bir kere soracam, bir da(h)a da bu konuyu hiç açmayacam. Sen benim bu oðlaný sevdin mi? Diye sormuþ.
O sýrada Burcu ayaktadýr ve ellerinde de taslar vardýr. Neredeyse bunlarý yere düþürecekmiþ heyecandan. Elleri titriyormuþ, yüzü kulaklarýna kadar kýzarmýþ. Baþýný öne eðip:
-Sevdim ana, demiþ.
-Tamam öyleyse kýzým. Madem böyle, bundan sonrasý bana ait. Sen hiç karýþma ve merak da etme.
Bu sözleri duyunca Burcu ellerindeki taslarý sofranýn üzerine býrakýp, Þaver'in boynuna sarýlmýþ.
-Anam, güzel anam n'olur beni býrakma! Ýstersen aþaðýdaki dereye at, öldür ama býrakma! Demiþ.
O sýrada avludan gelen sesler duymuþlar ve ikisi birden dýþarý çýkmýþ. Karþýlarýnda Burcu'nun babasý ve karakol komutaný duruyormuþ. Burcu:
-Sen dur, gene karýþma ana! Demiþ ama komutan;
-Evin sahibiyle önce konuþalým, diye emretmiþ.
-Buyur paþam, diye cevaplamýþ Þaver.
-Þaver bacý, baþkasýnýn kýzýný evinde zorla tutmaya utanmýyor musun? Bu senin yaptýðýn çok aðýr bir suçtur.
-Komutan efendi, ben kimseyi zorla tutmam. Kýzýn kendi orada, sor iþte!
Komutan bu sefer Burcu'ya yönelmiþ:
-Doðru mu Þaver bacýnýn dediði?
-Doðru. Kendi rýzamla buradayým. Baba evine dönmem, deyince komutan Burcu'nun babasýna
-Yapacak bir þey yok. Kendi gözünle gördün ve kendi kulaðýnla iþittin. Zorlama filan yok bu iþte, demiþ ve ikisi birden arkalarýný dönüp gitmiþ.
On beþ gün sonra Kür Þad çýkmýþ gelmiþ. Ýçine doðmuþ gibi, Burcu o gün içerde camýn yanýna oturmuþ, avlu kapýsýný gözetleyip duruyormuþ. Kapý açýlýp içeri eli kolu dolu giren Kür Þad'ý görünce, birden yerinden fýrlamýþ. Onun bu hareketi Þaver'i korkutmuþ.
-N'oldu kýz? Demiþ.
-N'olacak ana, geldi valla o geldi.
Cevabýný vermiþ. Hemen yan odaya kaçmýþ. Aslýnda ne olacaðýný tahmin edemediði gibi ne yapacaðýný da bilemiyormuþ. O sýrada aklýna gelen sadece saklanmakmýþ.
Kapý önünde Kür Þad anasýna sarýlmýþ. Ana oðul birkaç dakika öyle kalmýþlar. Yolculuðundan ve çalýþtýðý þehirden bahsettikten sonra Þaver, hemen asýl konuya girmiþ. Uzun uzadýya anlatmýþ, kendi düþüncelerini de söylemiþ. Sözüne:
-Eðer üzerinde birazcýk analýk (h)akkým varsa, benim kömür gözlümü kabul edersin, diyerek son noktayý koymuþ.
Kür Þad'ý almýþ bir düþünce. Ne yapmalýydý, nasýl yapmalýydý. Kýzý biliyordu, çok güzeldi. Ondan daha güzelini mi bulacaktý “hayýr” derse? Bu onun için büyük bir þanstý, kýsmet ayaðýna kadar gelmiþti. Anasý da istediðine göre neden olmasýndý? Yalnýz kýz burada kaldýðý sürece dedikodularýn önüne geçemezdi. Kýzý gönderebilecekleri bir yer de yoktu. Önce kýzla bir konuþayým, sonra ne yapacaðýmýza karar veririz, diye düþünmüþ ve anasýna:;
-Þu senin kömür gözlüyle bir de ben konuþayým, deyip öteki odaya doðru yürümüþ. Anasý bu deyiþten kendince bir umut çýkarmýþ, ama gene de belli olmaz, deyip beklemeye baþlamýþ.
Bir saat geçmiþ çýkan yok, iki saat geçmiþ gene yok, üç saat olmasýna az bir zaman kala oda kapýsý açýlmýþ. Ýkisi birden dýþarý çýkýp, Þaver'in elini öpüp boynuna sarýlmýþlar. Bu sarýlmayý Þaver, anlaþtýlar diye yorumlamýþ ve sevinçten aðlamaya baþlamýþ.
-Ana, ben þu andan itibaren amcamlarýn evine gidiyorum. Düðün oluncaya kadar orada kalýrým. Dedikodularla canýmýzý sýkacaðýmýza, biraz daha ayrý kalýrýz olur biter. Yarýndan tezi yok, amcamlarla Burcu'nun babasýnýn evine dünür gidersiniz. Deyip evden çýkmýþ Kür Þad. O giderken Burcu, sanki kendinden bir parça kopuyor gibi hissetmiþ, acý çekmiþ.
Dünürler boþa gitmiþ. Çünkü baba,
-Bize boþuna dünür geldiniz. Zira benim öyle bir kýzým yok, ben onu evlatlýktan reddettim, deyip kestirip atmýþ.
Yapacak bir þey yokmuþ. Onun için Þaver de birkaç gün içinde niþan yapýp hemen düðün hazýrlýklarýna giriþmiþ. Niþandan sonra düðün günü tespit edilip, köyde þeker daðýtýlarak duyurulmuþ, saðdýçlara mendiller gönderilmiþ.
Ve düðün günü de gelmiþ çatmýþ. Ýlk gün kýna gecesi yapýlmýþ. Kýna gecesinde Burcu'ya süslü kadife bir elbise giydirip ellerine ve ayaklarýna kýna yakýlmýþ. Bu elbiseyi, Burcu'nun anasý gizlice hazýrlamýþ ve gene babasýndan gizlice kýzýna ulaþtýrmýþ. Kýzýna gönderdikleri sadece bu kadarla kalmamýþ, evde ne kadar çeyizi varsa bir yolunu bulup ona iletmiþ. Bunlarý yaparken, hep kocasýnýn kahveye, tarlaya gittiði ya da uyuduðu saatleri kollamýþ.
Þaver'in avlusuna ocaklar kurulmuþ. Çorba, keþkek, etli patates yemeði piþirilmiþ. Tatlý olarak da baklava açýlmýþ. Hem gelinin hem de damadýn saðdýçlarý adeta tek ayak üzerine dönmüþler, hizmette hiçbir kusur etmemiþler. Yemekler yenmiþ, davullar vurmuþ, zurnalar çalmýþ ve yeni çiftlerin hoca nikahý kýyýlmýþ.
Damadýn babasý öldüðü için düðünde yok, gelinin ikisi de sað ama anasý da babasý da düðünde yok, ancak buna raðmen günlerce anlatýlmýþ bu düðün. Burcu'ya gelinlik öyle bir yakýþmýþ ki, Kür Þad da birçoklarýna göre Dobromirka'da gelmiþ geçmiþ en yakýþýklý damat olmuþ...
Düðünden on beþ gün sonra Kür Þad, tekrar gurbete gitmiþ çalýþmaya. Þaver ile Burcu da buradaki tarla iþleriyle uðraþacaklar ve hayvanlara bakacaklarmýþ. Ödenmesi gereken düðün borçlarý bu ayrýlýðý zorunlu kýlmýþ. Kür Þad, ayda bir çalýþtýðý yerden izin alarak anasýný ve karýsýný görmeye gelmiþ. Böyle tam iki sene geçmiþ. Ancak o zaman borçlar bitmiþ.
Geçen iki senede Burcu ile Kür Þad'ýn çocuklarý olmamýþ. Olsaymýþ þüphesiz daha iyi olurmuþ fakat bu aþklarýndan, sevgilerinden hiçbir þey eksiltmemiþ. Þaver de diðer kaynanalar gibi “Oðlum bu kýsýrý býrak, baþkasýný al. Neslimizi sürdürsün.” demediði gibi, Burcu'nun yanýnda üzülmesin diye baþkalarýnýn çocuklarýný bile sevmemiþ.
Evlendikten bir sene sonra, bir bayramda Burcu ve Kür Þad ellerini öpmek için Burcu'nun babaevine gitmiþler. Nasýl karþýlanacaklarýný bilmiyorlarmýþ. Büyük bir ihtimalle “Kovuluruz!” diye düþünüyorlarmýþ, ama hiç ummadýklarý bir þey olmuþ ve baba kýzýna elini verdiði gibi, dakikalarca onu öpüp koklamýþ. Geçen zaman onun kýzgýnlýðýný ve inadýný yok etmiþ.
Ýþte þimdi bu âþýklar Balkanlarýn tepesinde bir yerde, koca bir meþe aðacýnýn altýnda gene birlikteler. Þundan eminim ki, her rüzgâr estiðinde bu koca çýnar onlara yeni bir aþk þarkýsý söyleyecek.
Hikâye böyle. Hepsi gerçek mi yoksa abartý da var mý? Ben duyduðumu anlattým. Yani ben de bana anlatanýn yalancýsýyým.
Bu hikâyeyi dinledikten sonra anladým ki, Burcu ve Kür Þad birbirlerini gerçekten sevmiþler. Çünkü her þeyin sahtesi yapýlabilir ama sevginin asla… Birbirlerini olduklarý gibi sevmiþler; nasýlsalar öyle... Zaten bir kiþi sevgilisini olduðu gibi sevemiyorsa, onu deðiþtirmeye çalýþýyorsa, ona karþý hissettiði duygunun sevgi olduðu da þüphelidir. Ve Burcu'nun babaevini terk etmesi de bana þunu öðretti: Âþýk, saraylarda deðil; sevgilinin yanýnda ve gönlünde konaklamak ister.
Bu kimsesiz ihtiyarlarýn arabasý ve hayvanlarý ortak mallara dahil edilip, eþya ve yiyecekler ihtiyacý olanlara daðýtýdýktan sonra, kafile yola devam etti. Kim bilir daha ne kadar týrmanacak dað vardý önümüzde!
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.