Bana arkadaþýný söyle, sana kim olduðunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
5 Aðustos 1878 (6 Þaban 1295) Göçün Yüz Yirmi Beþinci Günü; Beþ gündür Tayakadýndayýz. Daha kim bilir kaç gün bekleyeceðiz? Bizden çok önce gelip de beklemekten sýkýlan bazý ailelerden geri dönenler oldu. Onlarý görünce, bundan, önceki düþüncemin aksine, kabul edilme ihtimalinin bulunmadýðý sonucunu çýkardým. Öyle ya, bu insanlar küçük bir umut görselerdi, geri dönmezlerdi. Öldürüleceklerini bile bile, neden gavurun içine gitsinlerdi ki! Burada her gün yüzlerce insan ölüyor. Bulaþýcý bir hastalýk varmýþ: Tifüs. Bitler vasýtasýyla bulaþýyormuþ; tehlikeli, öldürücü bir hastalýkmýþ. Bizim kafileden de beþ gün içinde bu hastalýktan on üç kiþi öldü. Karýmýn da bu hastalýða yakalanmýþ olmasýndan endiþe ediyorum. Durumu giderek aðýrlaþýyor; en ufak bir iyileþme belirtisi yok. Birkaç sýhhiye eri, konaklama yerindeki hastalara yardýmcý olmaya çalýþýyor. Bazen bir hekimi de, bu erlere direktifler verirken gördüðüm oldu. Karýmýn çok hasta olduðunu bunlara anlattým, gelip baktýlar; birkaç tane ilaç verip gittiler. Hastalýðýnýn ne olduðunu ve durumunu sýhhiyecilere sorduysam da cevap alamadým. Israrla “Tifüs mü, tifüs mü? Durumu kötü mü, kötü mü?” Dedim, sadece baþlarýný salladýlar. Ben de bundan, karýmýn iyi olmadýðýný anladým ve o meþum hastalýða yakalandýðýndan emin oldum. Çocuklarýma da bu hastalýðýn bulaþabileceði endiþesi içindeyim. O yüzden onlarý, annelerinin yanýnda fazla tutmamaya uðraþýyorum. Aslýnda bu boþ bir çaba. Zira, ister istemez onlarýn zamanýnýn çoðu da arabanýn içinde, yani annelerinin yanýnda geçiyor. Günde bir kere muhacirlere ekmek daðýtýlýyor. Daðýtým sýrasýnda herkes birbirini eziyor. Kim ne kaparsa elinde o kalýyor. Tam bir kargaþa hali yaþanýyor. Ekmeði kapanlar, sevinçle ailelerinin tarafýna doðru koþuyor; ekmeði baþkalarý elinden almasýn diye göðsüne sýmsýký bastýrarak... Bunca çabaya, çileye raðmen ekmek alamayanlar ise suratlarý asýk, üzgün; hatta içlerinde aðlayanlar bile var. Alamayanlar, alanlara öfke ile bakýyor hatta küfür ediyorlar. Askerler halký düzene sokmaya çalýþsa da baþarýlý olamýyorlar. Dün ortalýk öylesine karýþtý ki, asker ateþ ederek duruma hakim olmaya çalýþtý. Tabii bunun sonucunda yaralanan ve hatta ölenler de oldu. Nasýlsa nihayet akýl ettiler ve bugün ekmek, asker tarafýndan dolaþýlarak daðýtýlmaya baþlandý. Her arabaya bir ekmek veriliyor. Böylesi daha iyi oldu. Ayrýca Edirne halkýnýn da yiyecek yardýmý yaptýðý ve bunlarýn da yakýnda daðýtýlacaðý haberleri geliyor. Eðer doðruysa, bundan sonra yiyecek sýkýntýmýz daha az olacak demektir. Ekmek dolu arabalarýn, Edirne tarafýndan askeri bölgeye girdiðini görenler varmýþ. Burada gündüz karasineklerlerle, gece de sivrisineklerle mücadele etmek zorundayýz. Hele o sivrisinekler yok mu? Bazen uykumuzdan uyandýrýyorlar bizi. Sabahleyin kalktýðýmýzda ellerimizin ve yüzümüzün birçok yerini ýsýrdýklarýný anlýyoruz. Isýrýlan yerler kaþýnýyor; kaþýdýkça da daha kötü oluyor. Bitler ise tabii ki her zamanki gibi en büyük dert... (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |