Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Köleci sisteme kadar mevcut üreten ilahi iliþkiler iyice oturmuþtu. Süreç içinde totem grup meslekleri, kiþi meslekleri haline de dönüþebilmiþti. Hatta kiþiler hem nalbantlýk yapmakta, hem de berberlik yapmakla birkaç totem iþi olan mesleði dahi öðrenmiþ oluyorlardý. Kiþiler az çok nitelikli emeklerle donatýlmýþlardý. Oysa El düþünceli mana iliþkisi, üreten iliþkilerle ilgili deðildir. Ne üreten emekler içinde, ne biriken emek ürünü mallara hiçbir katkýsý olmayan El, üreten emeklerin ürünü olan mallarla, üreten emeðin sahibi olan insanlarýn sahipliðini bir baþkalarýna vermekle uðraþtý. Mülk sahibi efendilere biati ortaya koydu. Ýlk baþlarda El’in iþ ve uðraþý buydu. Bu nedenle El, üreten iliþkilerin temsilcisi deðildi. El üreten iliþkileri düzenleme iþini de üslenmemiþti. Eðer üreten iliþkileri düzenleme ihtiyacý için ortaya konsaydý, ortada zaten ilahlar vardý. Bu bile açýk açýk gösteriyor ki EL üreten iliþkilerle uðraþan biri olmayýp aksine üretileni, birisine ihale etmenin özne oluþla olup biteni içlerine sindirmelerini buyuruyordu. Efendilere ait kiþisel sahipliðin iradesiydiler. Yani herkese mal mülk ihsan etmemekle yoksul ve mülksüz olanlarýn; kölelerin El’i olmamakla El; herkesin kabul ettiði imaný deðildi. El, zenginlikleri, emeði ve üretim nesnesi olan gayrý menkul mallarý seçilmiþ kiþilere meþru etmenin icadýydýlar. El üreten emekleri köleleþtiren; üretilmiþ mal ve iþlenmiþ mülkleri de, bir kýsým kiþilere vermeyi irade eden sanal fermandý. Bu nedenle El soyut ve sübjektifti. Ýlahlar totem dönemden beri saðlayýþla olan mana iliþkisinin saðlayýþ yapan emek, hüner gayretlerinin ortaklaþtýrýlmasýndan devamla; totem meslekli üreten iliþkilerin totem gruplar arasý üreten iliþkilerini üreten gruplar emeði üzerinde de ortaklaþtýrmasýný herkese göre yapmanýn iradesiydiler. Grup iradesi totem dönem sonlarýndan ön ittifaklarýn sonuna kadar, kiþiler gereksinimlerini baz alan iradeydi. Bu nedenle ilahlar kiþi iradesinin, mana anlayýþý olmakla herkese göreydi. Oysa El ne gruplar iradesinin bir ürünüydü; ne de tümel olan kiþiler iradesinin ürünüydü. El grup zenginliðine göz dikmiþ olan kimi uyanýklarýn grup zenginliðini uyanýk kiþilere intikal ettirmenin özel sahiplik anlayýþlý mana iradesiydi. Sadece zenginliðin iradesi olmakla, çoðunluk olan yoksulluðun iradesi deðildi. El’in iradesi özel mülkiyetli zenginliðin iradesiydi. Özel mülkiyeti olan zenginin iradesi de EL’di. Hiç kuþku yok ki özel mülkiyetçi bir özel yaþamý da destekleyen El kavramýnýn ortaya çýkmasýna da hayli bir gereksinme vardý. Ama bu özelce yaþama olan gereksinme, üreten emeði köleleþtirmek deðildi. Ve üretilen mallarla, üretim araçlarýný; üretim güçlerini seçilmiþlerin iyeliði yapmak deðildi. Seçilmiþ mutlu kiþiler oluþla söyleyip, insan emeðini ve tüm bu sayýlanlarý mülk sahibi yaptýðý kiþilerin, “mülke sahiplik hakký yapmak”, deðildi. Yanlýþ olan özel mülkün ortaya çýkmasý deðildi. Özel mülk verilmeyenleri, özel mülk verilenlere; emeðiyle, emek ürünleriyle, üretim araçlarý ve üretim güçleriyle birlikte mesnetsiz mülk sahibi yaptýðý kiþilere, kul veya köle yapmakla, insanlarýn alýnýp satýlmasýydý. Özel yaþama olan gereksinme; kimini zengin, kimini yoksul kýlmak deðildi. Denk oluþta hem bir eþitsiz oluþ salýnýmý vardýr. Hem de bir alandaki eþitsizlik, diðer alandaki denkleþme salýnýmýyla dengeye gelir. Denkleþme emek harcama temelli olan iradedir. Sanal El iradesi denklikleri kullanýr olmakla; açýkçasý kiþileri sömürmek ve sömürtmek deðildi. Ama El sömürü aracý oluþla ilaha karþý ortaya konmuþtu. Köleci sistemi oluþan mana anlayýþýyla Ortadoðu coðrafyasýnda El, Bel, Baal gibi özel mülkiyeti inþa eden tanrýlar ve tanrý adlarý boy vermeye baþladý. Bunlar sahibinin sesi olmakla özel mal mülk sahibi olan egemen efendilerin mal mülk sahibi olma isteði, sesi olmanýn iradesinden baþka bir þey deðildi. Ýlahlarýn somut emek eksenli sahiplik iradesi gitmiþ; yerine sanal bir iradenin; bazý seçilmiþ kiþileri mülk sahibi kýlmasýyla; mülk sahibi kýlýnanlarýn, mülk sahibi olmalarýndan kaynaklý; niçinken olma iradesini ortaya koymuþtu. Eþnunna gibi Ur Namu gibi Hamurabi gibi krallýklarýn yazýlý yasalarý; süreç içinde oluþan El, Bel, Baal, Baala gibi özel mülkiyete tapu meþruiyet ligi olan tanrýlarýn mana anlayýþlarýndan tabirle yaptýklarý bu tür söylemleri, yazýlý kanuna döken apilulardýr. Bizatihi kendileri yasalarý tanrýlarý El’den (Þamaþ’tan) aldýklarýný, yasalarýn tanrýlar tarafýndan yazdýrýldýklarýný söylerler. Ýlah herkesin ilahý olmuþtu. Ýlahýn ilah olma sýkýntýsý yoktu. El’in sýkýntýsý vardý. El Zenginin El’i oluyordu ama baský, zulüm, olmadan apilular gelmeden bir türlü yoksullarýn El’i olmuyordu. El, tap ve istenin mucidiydi. Günün 15-18 saati boyunca çalýþtýðý halde hiç malý mülkü olmayan kölelere “nazar etme ne olur çalýþ senin de olur” diyorlardý! Ýlahtý mana anlayýþýnda tap ve iste ritüeli yoktu. Çünkü ortaklaþa olan ilahi yapý da baþkasýnda olup ta sizde olmayan bir þeyi isteyeceðiniz hiçbir ortam yoktu. Yani özel mülk sahipliðinden kaynaklý kýtlýk yoktu. Herkese maal olamayan El, bir türlü ilah düþüncesini silemiyordu. Bu nedenle her seslenmesi içinde El; “ben Ýlahýnýz olaným. Ben ilahýnýz El’im” diyordu. Ben kaderleri irade eden, El olan ilahýnýzým”, diyordu. Ýlah genel yararý gözeten, bu nedenle ortaklaþtýran ilkeydi. El ise; özel seçilmiþ olmakla varlýklý, zengin ve sömürücü egemenlerin tanrýsýydý. Egemenlerin istediði üzerine malý mülkü ortaklaþtýrmýyor üstelik emeði efendiye kul yapýyordu. Efendi malýna (kiþinin kendi emeðine sahipliðini) ortaklýðý, ortak irade birliðini küfür sayan ilkeydi. Sizler ortak kararlar alacaksanýz, El’in ne hükmü vardý? Deðil mi? Ýlerleyen süreç özel mülk sahibi olmanýn verdiði olumsuz yansýmalarýyla toplumsal çalkantý olan tedirginlikleri akýl almaz denli artýrmýþtý. El (Al) malýndan, mülkünden vermemekle sýnadýðý kiþilere de; acýmaya baþlamakta çare buldu. Merhamet, etmeye, ihsanda bulunup sadaka tasadduk etmeye; onlara vaatlerde bulunup; onlara da bu yolla umut olmaya baþlamakla yoksulluða bir lahsa nefes gelmekle El, köleci sýnýf tarafýndan da tap ve iste oluþla kabul gördü. Artýk El kendisine iman konusunda (ahdi sözleþme konusunda) köleleri de iman ahdi içine kattý. Hatta yoksulu zengine mirasçý (ortaklaþmacý) yapmakla eski ilahi dönemli ortakçý defterleri unutmadýðýný gösteriyordu. Her bir köleci inþa içinde El söyleyiþleri Al, Ýl; bal, bel, Ba’al biçiminde söyleniyordu. Bu nedenle artýk El, El-ilah ya da Ýl-ilah veya Al-ilah olmuþtu. Yani giderek bu söyleyiþler Ellah Ýllah, olmuþtu. Köleci süreç El aðýrlýklýydý. Ön ittifaký süreç, ilah temsilcilikti. Ýlahi etkileri unutamayan ve ilahýn devinme zemini içine inþa olan El; köleci süreçle Ellah, diyen söyleyiþse sentezle, tarihsel bilinci hýfzeden bir isim olma sentezi de olmuþtu. Süren sistem El düþünceli egemenlik içinde olmakla sözlerin baþýna çok yerde El’in sahipliði anlamýna El takýsý ve El ön takýsý sözcük baþlarýna geliyordu. Cahil hafýzalarýn unuttuðu Ýlah düþüncesini; El unutmuyordu. Nedendi acaba? Zýtlarýn varlýðý ve birliði yasasý gereði bir düþünce de; mana da tek kutuplu olamazdý da ondan. El özel mülkiyeti kutsamakla ortaklýða karþýydý. Bu nedenle tek kutupluydu. Ama tek kutuplu süreç birikmiþ olan ilk enerjiyi tükettikten sonra, yeterli sinerji yaratamýyordu. Bu nedenle kendi anlayýþý içinde “yoksulluðu zengine mirasçý yapmakla”, “inanýrýn malý inanýra ortaktýr” demekle; Ýlah iradesine baþ vurarak kendi zýddýný, kendi mana anlayýþý içinde muhafaza ediyordu. Hava alma, Güneþten yararlanma. Sindirme, açlýk, tokluk vs. hepsi zorunlu olurla bir þeye karþýlýk geliyordu. Hava kullanýmýnda, Güneþ’ten yararlanmada, yediklerini sindirmede, düþünce üretmede nasýl denklikler ele geçirilmez oluþlarýyla kiþilerin kendi uhdesi içinde varlarsa yaþam alanlarý içinde de zorunlu olurla kimi ortak kullanýmlarýn denkleþen eþitliði vardý. Sadaka hakký ortaklaþtýrma hakkýydý. Yani El kendi ortak tanýmazlýðýna karþý ortak tanýr olan sürecin ikisini bir arada irade etmekle zýtlýðýn ikisi beraber gidiyordu. Bazen biri önde, bazen diðeri önde olmakla süreç alýyorlardý. El, tek kutuplu olmak yerine, süreç çeliþkileri içinde egemen sýnýf yararýna zýtlýklarý kontrol etmeyi öðrendi. Zýtlýk, irade de ortak tanýmazlýðýný keyfi mal vermeyi takdir etmek oluþla söylüyorsa; “fakir de zenginin mirasçýsýdýr” derken mal vermediklerini de; mal sahiplerine ortak koþmasýný da bu yolla acýma, ihsan etme ve merhamet türünden ifade ediyordu. Sümer’in Baal’leri ‘sadaka malý artýrýr’ diyordu. Ortaklýðý çevreden dolaþarak ya da ortaklýðý bir olumsuzluða önlem oluþla söylemekle güya baðýmsýz iradeydi.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |