Yaþamým boyunca, ondan birþey öðrenemeyeceðim kadar cahil bir adamla karþýlaþmadým. -Galilei |
|
||||||||||
|
Babalar, analarýn isteyip razý olduðu ataerkil görünümlü sanal bir dünyanýn gardiyanlarý konumunda. Bu ataerkil görünümlü sanal dünya, analarýn iþine gelmeseydi, babalar ailenin reisiyim filan diye dolaþamazdý ortalarda. Yüzeyde Babalar öyle bilsin ama dipteki bu anaerkil dalga da akýp gitsin. Þimdilerde ise bütün rollerin birbirine karýþtýðý post modern bir kaos dönemini yaþýyoruz. Analar baba, babalar ana rolüne özeniyor, evlatlar ise ana babalarýna ebeveyn olmaya kalkýþýyor! Aslýnda bu durum analarýn gücünü arttýrmak bir yana daha da zayýflatýyor. Bu yönüyle feminist hareketlerin cinsleri eþitlemek bir yana analarý babalaþtýrmaktan baþka bir fonksiyon icra etmediðini itiraf etmek yerinde olur. Eðer bahsedeceksek iþte þimdi gerçekten ataerkil bir toplumdan bahsedebiliriz. Öyle bir ataerkillik ki, kýyafetlerden davranýþlara; analarý da olabildiðince atalaþtýran bir ataerkillik... Bu durumda ise, karþýt cinslerin derinliklerinde, binlerce yýl boyunca süren tecrübeler yoluyla düzene sokulmuþ o hakimiyet kavgasý, þimdilerde dýþarý taþýp aile yapýsýný ve toplumu düzensizleþtiriyor. Birbirlerine hükmetmeye çalýþan firavuncuklarla dolu bir toplumda boðulup kalýyoruz. Halbuki biz zaten anaerkil bir toplumduk. Geçmiþte sýnýrlarýna dahil olduðumuz o medeniyet dünyasý, analarýn öyle olmasýný istediði bir dünyaydý çünkü. Onlar öyle bir dini toplum, öyle bir medeniyet yapýsý, öyle bir sosyal manzume, öyle bir pederþâhi görünümlü dünya arzu ettikleri için geçmiþimiz öyleydi. Þimdi ise kýlýçlarýný birbirine doðrultmuþ kin ve öfke dolu savaþçýlar var karþýmýzda. Böylesine kaos içindeki bir dünyanýn, kadýn egemenliðinin arttýðý bir dünya olduðunu söyleyenler ise yanýlýyor. Çünkü modasýndan hukukuna, teröründen silah ticaretine deðin bu yeni dünyanýn kurucusu erkek aklýdýr. Elbette gerçekte kastettiðimiz nefs-i emmare aklýdýr. Yani seküler düzenin ürettiði o erkek zihniyetinden bahsediyoruz. Kadýnlar bu modern çaðda, erkek aklýnýn kendilerine biçtiði o þehvetli ya da o kavgacý rolü oynuyorlar farkýna varmadan. Erkek aklýnýn istediði gibi görünüp istediði gibi düþünüyorlar aslýnda. Ailedeki bu hakimiyet savaþýndan erkek aklýnýn nasýl bir kârý oluyor mu diyeceksiniz? Ben size kýsaca açýklayayým: Erkek aklý, ucuz iþ gücüne ihtiyaç duyduðu için kadýnlarýn çalýþmasýný ister. Bir de iþ yerlerinde rekabeti tetiklemek gibi bir isteði vardýr. Bunun için farklý cinsleri kullanýr. Çünkü rekabet, kapitalizm çarkýnýn dönmesini saðlar. Erkek aklý kadýnlarýn özgürlük alanýnýn geniþlemesini kendi özgürlük alanlarýnýn geniþlemesi olarak görür, yani kadýnýn cinsel vb. açýlardan bir adým özgürleþtiði yerde erkek fýtratý gereði þehvet ilahýna dönüþür. Ailedeki bu kavga, toplumdaki kavganýn da temel taþýdýr. Toplumun kavgasý ise toplumlarýn kavgasýdýr. Silahlarýný satmak isteyen erkek aklý için bu istenilen bir durumdur. Erkek aklý, kadýnsý görünümlere gizlenerek modayý da elinde tutar. Kadýnlarý kendi istediði kýyafetlere sokmanýn tanrýsal tatminini doyasýya yaþar. Kadýnlarýn güzelliklerini tesettürle gizlemenin, kadýna deðil erkeðe büyük bir haksýzlýk olduðunu düþünür ve buna itiraz eder. Üstelik bu kýyafetler erkek aklýnýn göz zevkine uygun tasarlanýrlar. Makyajlar da, parfümler de, süs eþyalarý da, kýyafetler de erkeklerin hoþuna gittiði için böyledir. Kadýnlarsa böyle bir dünyada kendi istedikleri ve olduklarý gibi yaþadýklarýný düþünürler safça. Hasýl-ý kelam, kadýnlarý erkekleþtiren, erkekleri ise kadýn cinayetleri iþleyecek derecede kabalaþtýran bu ultra ata erkil dünya bize çok fazla geldi. Bu yüzden evlerimizde huzur, toplumumuzda düzen kalmadý. Aslýnda bizler Anaerkil bir dünyanýn çocuklarýydýk ve bu dünyada yaþamaktan mutluyduk. Bunu anlamak için "Ümmi" ve "Ümmet" kelimelerindeki "ana" vurgusunu yeniden hatýrlamak gerekiyor. Hele de "Ümmül Kitap" (Kitabýn Annesi), "Ümmül Kura" (Þehirlerin Annesi) gibi Kur'âni ifadeleri düþündüðümüzde bu anlayýþýmýz daha da pekiþmez mi? Hatta, Kur'an-ý Kerim'deki surelerin baþlarýnda tekrarlanan "Rahman" ve "Rahim" ifadeleri de anne þefkatini hatýrlatmaz mý bize? Bizim dünyamýz, erkekler deðil analar öyle istediði için ataerkil görünümlü bir dünyaydý. Anne, kendisini ve yavrularýný böyle bir dünyada daha güvende hissediyordu çünkü. Eðer böyle düþünmezsek, yavrularý için hayatlarýný feda eden analarýn cesaretlerini hafife almýþ oluruz. Onlarýn binlerce yýl boyunca erkek aklýyla çatýþmasýný engelleyen korkaklýklarý deðil, toplumun düzeninin bir daha düzelmeyecek þekilde bozulmasýndan endiþe duymalarýydý. Çünkü toplum onun evlatlarýndan ve torunlarýndan oluþuyordu. Toplumun/yani çocuklarýnýn kaosuna onun þefkati nasýl rýza gösterebilirdi ki? Analýðýn yüksek dehasý da böyle bir duruþu gerektiriyordu ayrýca. Düþünsenize, en ata erkil dönemlerde bile babalara akýl verip onlarý yönlendirenler analar deðil miydi? Onlar çatýþmayý deðil, erkek aklýný yönetmeyi seçtiler. Çünkü zekiydiler, ferasetliydiler. Þimdilerde ise medya-eðitim yoluyla deha ve ferasetlerimiz söndürülüp adeta robotlaþtýrýldýðýmýz için bu incelikleri fark edemiyoruz. Medeniyet seline kapýlýp nereye gittiðimizi fark etmeden bir yerlerden bir yerlere yuvarlanýp duruyoruz. Artýk þöyle bir kendimize gelelim ve gerçek kimliklerimizi farkedip onlarý yeniden ihya edelim. Bireysel huzurumuzun da, aile ve toplum düzenimizin de teminatý için, o ataerkil görünümlü anaerkil dünyayý yeniden inþa etmemiz gerekiyor. Hýrçýn birer düelloya dönüþen kadýn-erkek iliþkilerinin bu deðersizleþme girdabýndan kurtuluþunun baþka yolu yok. Yoksa dünyadaki kaos ateþini "ocak"larýmýzdaki yangýnlarla körüklemeye daha çok devam ederiz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |