Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Ne kadar çok köpek resmi var? Bak bak bitmiyor! Biraz da baþka konularla ilgileneyim, mesela dinozorlar. Onlarla ilgili birkaç sayfa okudum, resimlerine baktým. Bakarken kendimden geçmiþim, çünkü Badi oldu bir dinozor. Tonlarca aðýrlýkta, metrelerce uzunlukta ve yükseklikte. Bu gücün karþýsýnda ne durabilir? Önüne çýkaný ezer geçer! Dinozor Badi, önce canýný acýtanlardan hesap soracak! Ýlk gittiði yer Doktor'un evi. Bir kafa darbesiyle bahçe duvarýný yýkýyor, evi zangýr zangýr sallýyor. Sallamanýn þiddetine dayanamayan ev yýkýlýyor, ama yýkýlmadan biraz önce Doktor, yarý çýplak bir vaziyette kendini dýþarý atýyor; panik halinde, her tarafý tirtir titriyor. Karþýsýnda Badi Dinozor'u görünce hemen tanýyor ve yalvarmaya baþlýyor. Bunun kâr etmediðini görünce, diz çöküp ayaklarýna kapanýyor. Badi Dinozor, ayaklarýnýn arasýndaki Doktor'a bir tekme atýyor, savruluyor birkaç metre öteye. Yüzükoyun yere düþüyor. Doktor tekrar ayaða kalkýyor, Badi Dinozor'un yanýna gelip yalvarmasýný sürdürüyor. O bu yalvarýþlarý hiç umursamýyor, Doktor'un yüzüne tükürüyor, o kadar çok ki bu tükürük Doktor neredeyse boðulma tehlikesi geçiriyor. Bu kadar eziyet yeter diye düþünüyor Badi Dinozor ve Doktor'a aþaðýýlayýcý bir bakýþ atarak oradan ayrýlýyor. Badi Dinozor, baþka bir yere daha gitme niyetindedir: Ona iþkence eden köpek dövüþtürücülerine. Gidecek, o çiftliði tarumar edecek, esir köpekleri kurtaracak, çiftlik sahiplerini kendine yalvartacak.... Ama gidemiyor, çünkü Kenan Baba'nýn otomobilinin sesi duyuldu. Zaman ne kadar da çabuk geçti! Yoksa Kenan Baba fazla durmadý da erkenden mi geldi? Neyse, þimdi bunun hesabýný yapmanýn sýrasý deðil. Hemen bilgisayarý kapattý ve televizyonun karþýsýna geçti. Seyrediyormuþ gibi yaptý. Televizyonda sanat müziði programý vardý. Kenan Baba içeri girip Badi'yi bu programý seyrederken görünce takýlmadan edemedi: -Bak hele, bizim Badi artýk sanat müziðinden bile anlar olmuþ, dedi. Kenan Baba, bir yandan da esnemeye baþlayýnca, gitmem gerektiðini anladým. Yatar yatmaz uyudum. Gazeteyi alýp getirdikten sonra da yattým. Silah sesiyle uyandýðýmda öðlen olmuþtu. Merakýmý gidermek için bahçeden dýþarý çýktým, etrafta silahlý kimse görünmüyordu. Bir patlama daha olunca sesin orman içinden geldiðini anladým, oraya yöneldim. Sýrtlarýnda çantalarý, ellerinde tüfekleri iki adam ormanýn içinde saða sola bakýnarak ilerliyorlardý. Üzerinde kuþlar olan bir aðacýn yanýnda silahlarýný yukarýya doðru niþanlayýp ayný anda ateþ ettiler. Aðacýn tepesinden dallara çarpa çarpa vurulmuþ büyük bir kuþ düþtü, onun az ötesine de ufacýk bir serçe... Avcýlardan biri, büyük olan kuþu eðilip aldý, çantasýna koydu. Serçeyi gördüðü halde hiç umursamadý, belki de küçük olduðu için tenezzül etmedi. Diðer adam, beni görünce: -Bu köpek de nereden peþimize takýldý? Avlarý kaçýrtýr, kovalayalým þunu, dedi. Öteki: -Býrak kalsýn, tanýmadýn mý onu? O, þu meþhur köpek Badi, deyince: -Ha, o mu? Ben daha önce görmemiþtim, ama adýný duydum. Ýlerlemeye baþladýlar, ben de peþlerindeyim. Ama aklým yerdeki serçede kaldý. Karným da tok, hem yersem belki avcýlar kýzar. Gerçi almayýp býraktýlar, ama gene de bunlarýn ne yapacaklarý belli olmaz. Orman giderek sýklaþtý, bir müddet sonra bir düzlüðe çýktýk. Avcýnýn biri: -Bak, ileride bir tavþan var, deyince gene ikisi birden ateþ etti. Tavþan vurulduysa da yaralý olarak gür otlarýn ve çalýlarýn bulunduðu yere doðru kaçmayý baþardý. Ayný adam: -Vurduk onu, fazla uzaða gidemez deyip aranmaya baþladý, arkadaþý da onu izledi. Bulamadýlar. Beni tanýmayan avcý: -Badi, haydi göster kendini bakalým! Git, o tavþaný bul, al ve getir, dedi. Adam galiba beni av köpeði zannetti. Bana ne senin avýndan! Bulursam neden sana vereyim, kendim yerim. Bende bir hareketlenme göremedi: -Bu mu methiyeler düzdüðünüz kahraman köpek Badiniz?Yaralý bir tavþaný bile yakalamaktan korkuyor, deyince ona hýrlayýp oradan kaçtým. Yoksa baþým belaya girecekti. (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |