Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Ýnsanlarýn yaþadýklarý sürece yaptýklarý hatalarla, söyledikleri her yalanla bu panolarýndaki ýþýklý karelerden birisinin söndüðünü, renginin karardýðýný düþünürdüm. Sonra ölünce insanlarýn bu parlak panolarla yüzleþeceðini onu ancak ölünce göreceklerini düþünürdüm. Bazen sýrf panomdan bir ýþýðým daha eksilmesin diye arkadaþ kavgalarýnýn en çýlgýn yerinde ‘tamam öyle olsun’ der kavgadan çekilirdim. Annem okul çýkýþýnda yakýndaki bahçelerden bir iþ buyurduðunda yanmaya devam eden parlak bir ýþýk uðruna istemeye istemeye de olsa yola koyulurdum. Benim küçük kardeþim, ah o haylaz çocuk, hiç bilmedi onunla giriþtiðimiz bir sürü yaramazlýktan panomdaki ýþýklarým sönmesin diye vazgeçtiðimi. ‘Mýzýkçý’ dedi bana onlarca kez boncuk mavisi gözlerini pörtlete pörtlete. Yaþýmý hatýrlayamadýðým ama küçücük bir kýz olduðumdan emin olduðum bir zamanda yine kitaplarýmla baþ baþa idim. Bir kasabada otuz yýl kadar önce çocuk kitabýný nasýl edindiðimi elbette hatýrlamýyorum ama bir solukta okuyup bitirdiðim kitap Peygamber efendimizle ilgili bir kitaptý. Yataðýmýn üzerinde sýrt üstü yatýp kitabýmý baðrýma basýp ‘böyle bir peygamber gönderdiðin için teþekkür ederim Allah’ým’ dedim. Ancak kendi duyabileceðim bir sesle dudaklarýmdan dökülen bu cümleyle birlikte bütün vücudumu bir ürperti sardý. Bir taraftan bir korku belirirken küçücük yüreðimde bir taraftan da panomdaki ne zamandýr sönmüþ olan ýþýklarýmýn bile bir anda parladýðýný hissettim. Korktum, çünkü bir insana teþekkür eder gibi Allah’a teþekkür etmek bana çok garip geldi. Hata mý ettim? Ama yanlýþ ise niçin panomdaki bütün ýþýklarýmýn yandýðýný hissediyorum. Korkuyla doðruldum yattýðým yerden. Kitabýma o kadar sýký sarýlmýþým ki avuçlarýmýn terlediðini hissediyordum. O zaman ilk defa Allah’ý bu kadar yakýn, bu kadar gerçek, beni duyan olarak hissettim. Ama teþekkür ettiðim için bana kýzmadýðýný da hissettim. Çünkü o benden daha iyi biliyordu neden teþekkür ettiðimi, neler hissettiðimi. Yýllar sonra Teþekkür Ederim Allah’ým isimli çocuk kaseti piyasaya çýktýðýnda ben çoktan orta yaþlara gelmiþ bir kadýn olarak o günkü yürek pýrýltýlarýmla dinledim kaseti. Onlarla bir kere daha teþekkür ettim o günkü ürpertili heyecanýmdan uzak bir tebessümle. Þimdilerde ýþýklý panomu unutmuþ gibiyim belki ama onun yerine içimde bir yerlerde bir þükür aðacý büyütüyorum. Özellikle bahar aylarý geldiðinde bir görmelisiniz onu. Önce ve her zaman görme lütfünü bahþeden Rabbime karþý bin bir çiçekle bezenmiþ bir þükür aðacý. Gözüm Allah’ýn yarattýðý her bir güzelliðe deðdiðinde þükür aðacýmda yeni bir çiçek açar. Tomurcuða durmuþ her gül dalý þükür aðacýna eklenen bir teþekkür çiçeðidir benim için. Yol boyunca gördüðüm menekþeler, papatyalar, gelincikler, hele ki gelincikler sizce de birer þükür sebebi deðil midir? Yakup ile Yusuf’unun hikâyesini hepiniz bilirsiniz. Þimdiye kadar Yusuf’a yazýlmýþ onlarca hikâye okumuþ veya dinlemiþsinizdir. Bana öyle geliyor ki Yusuf kör kuyuya atýlýnca, yani ki karanlýk bir kuyuda bir baþýna kalýnca Yakub’un gözü de öyle bir karanlýk seçti kendine. Mademki sevgili bir kuyuda karanlýklar içindeydi, varsýn Yakup’un gözü de gayrý hiçbir ýþýðý görmesindi. Ondan bir iþaret gelmeyince bilemedi Yakup incisinin kuyudan kurtulduðunu. Yusuf, Mýsýr’a sultandý belki ama Yakup hala kör kuyularýn karanlýðýnda Yusuf’unun yasýndaydý. Ta ki Yusuf’un gömleði Yakup’a doðru yola çýkýncaya kadar. Rüzgâr vefalý bir dost gibi cisminden önce kokusunu getirdi gömleðin. Yakup kokusunu aldýðý incisinin artýk kuyularda olmadýðýna kani oldu. Gömlek Yusuf’un kokusuyla birlikte ýþýðý da getirdi Yakup’a. Yavrusunun hasretinden tükenen göðsüne Yusuf kokulu gömleði basýnca Yakup, gözünün aydýnlýðý yavrusu hakikaten göz aydýnlýðý oldu ona. Bahar aylarýnda yol kenarlarýnda saçýna sýrma teller takan gelinlere benzeyen akasya aðaçlarý seyrine doyum olmaz bir güzelliktir. Arabalarla yanlarýndan geçerken bakýþlarýmla dokunurum onlara. Ayrý ayrý hepsine sarýlmak gelir bazen içimden. Neden sonra fark ettim ki bu bana yetmiyor. Çünkü arabanýn içindeyken akasya kokularýný alamýyorum. Bunu fark ettiðimde Yakup’un acýsýna benzer bir sýzý hissettim yüreðimde. Biraz da küskün ‘beni hafta sonu akasya koklamaya götürür müsün?’. Bu soru eþime ne kadar anlamsýz geldi bilemiyorum. Ama ben gerçekten gidip onarlarý kokularýyla da hissedebileceðim bir yerlerde onlarla hemhal olmak istiyorum. Yusuf’un gömleði gelsin istiyorum. Bu bahar akasya kokularýnýn özlemi þükür aðacýmda da yeni yeni güzellikler peyda etti. Elbette önceden de biliyordum koklamanýn da bir nimet olduðunu ama bu þekilde hissetmek baþka bir þeydi benim için. Sonra kokladýðým her gül için, her akasya için, yanýndan geçerken görmesem bile buralarda bir iðde aðacý var mutlaka dediðim her an için þükür aðacýma yeni yeni yakutlar, elmaslar ekledim. Her biri için güzel kokulu çiçekler ekledim, adýný bilmediðim ama çok güzel kokan çiçekler. Bir hafta sonu þükür aðacýmda her biri için bir sürü çiçekler biriktirdiðim dostlarýmýzla birlikte küçük bir þehir dýþý gezintisine çýktýk. Bolu’ya gittik. Yeþilin kaç tonunu bilirsiniz? Kaçýna isim koyabilirsiniz? Bence uðraþmayýn. Yaratana teslim olup þöyle bir Bolu ormanlarýna bakýn. Yeþil, yeþil ve yine yeþil. Ama hepsi farklý yeþiller. Göz alabildiðine çam ormanlarý ve aralara serpiþtirilmiþ farklý farklý yeþil aðaçlar. Bir göl kýyýsýnda þükür aðacýmla ben diðer bütün seslerden azade geziyoruz. Göle doðru koþarak gelen bir küçük derecik sesleniyor ‘þükür aðacý yok mu benim için bir çiçek’ dereciðin yanýnda durup eðleþiyorum. Gözlerim ve burnum çam ormanlarýnca esir alýnmýþken þimdi kulaklarým tepelerden itibaren saçlarýný taþlara, çimenlere sere sere gelen þu nazlý dereciðe meftun. O þýrýl þýrýl kendini topraða sermeye devam ettikçe çam kokulu yemyeþil ormanýn içinde artýk þükür aðacýmýn çiçeklerini varýn siz düþünün. Biraz da mahcup, geç kalýnmýþ þükür çiçekleri ile beziyorum þükür aðacýmý. Þimdiye kadar sayýsýz seslerle dolup boþalmýþ þu kulaklarýmý bu gün daha baþka bir duyuþla hissediyorum. Onlarý bana baðýþlayana hamd ediyorum. Kýzýmýn anne diye sesleniþini düþünüyorum derenin baþýnda. Onun her anne demesinde aslýnda benim yüreðimde bir kapý aralanmýyor mu? Gözlerim eþimin gözlerine her deðdiðinde, yüreklerimiz de bir birine dönmüyor mu? Memleket ziyaretlerimde anacýðýma her sarýldýðýmda ana kokusu kuþatmýyor mu dört bir yanýmý? Hepsine yürekten evet. Fakat yine de doðduðumdan itibaren yaný baþýmda bulduðum gözümü, kulaðýmý, burnumu bu baharla yeniden buldum. Yusuf’un gömleðini buldum Bolu’da. Bahar yüreðime geldi.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Esma Uysal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |