Bir kimse, neden oltasýný, içinde tek bir balýk olmadýðýný bildiði bir göle sarkýtýr? -Adalet Aðaoðlu |
|
||||||||||
|
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828 - 1910) Büyük Rus yazarý Lev Nikolayeviç Tolstoy (Leo Tolstoy), 9 Eylül 1828’de Tula’da bulunan ailesine ait Yasyana Polyana Malikanesinde doðdu. Ýki yaþýnda annesini ve dokuz yaþýnda babasýný kaybetti. Anne ve babasýnýn olmamasý sebebiyle eðitimini halalarý üstlendi ve 1943 yýlýnda Doðu dilleri okumak üzere Kazan Üniversitesi’ne gönderildi. Fakat uzun bir süre geçmeden buradaki eðitimini yarýda býraktý ve Hukuk Fakültesi’ne geçti. Bu fakültedeki eðitimini de yarýda býraktý ve 1847 yýlýnda, doðduðu yer olan Yasyana Polyana’daki çiftliðine geri döndü. Aradan üç yýl geçtikten sonra, 1851’de Rus ordusuna yazýldý ve 1854-55 arasý Kýrým Savaþýn’da topçu teðmeni olarak görev yaptý. Bu dönemde otobiografik eserler olan Çocukluk, Ýlk Gençlik ve Gençlik’i ve ayrýca Tipi, Ýki Süvari Subayý ve Toprak Aðasý’nýn Sabahý’ný yazdý. Bu ilk baþarýlarýndan sonra kendini edebiyata adamaya karar veren Tolstoy, savaþtan sonra St. Petersburg’a gitti, fakat burada birini radikal demokrat N. Çerniþevski, diðerini muhafazakar liberal I. Turgenyev’in temsil ettiði iki edebi kampla anlaþamayarak 1857’de Ýsviçre, Almanya ve Fransa’yý kapsayan bir seyahate çýktý. Bu dönemde eðitim kurumlarýyla ilgilenmeye baþladý ve Rusya’ya dönerek çiftliðindeki köylü çocuklarý için bir okul açtý. 1860’ta ikinci bir Avrupa seyahatine çýkarak buradaki eðitim kuramlarýný ayrýntýlý bir þekilde inceledi. Bu incelemelerin neticesinde, Batý’nýn yapay ve maddeci uygarlýðýný, insaný bozan bir etken olarak görmeye baþladý. Avrupa seyahatini bitirip Rusya’ya döndüðünde serflik kaldýrýlmýþtý. Tolstoy, kendi bölgesinde eski serflerle toprak sahipleri arasýndaki toprak ve borç anlaþmazlýklarýný çözmek üzere yargýçlýk görevini üstlendi. 1862 yýlýnda komþu çiftliðinin sahibinin kýzý olan Sofya Andeyevna Bers’le evlendi ve bu evliliðinden on üç çocuðu oldu. Bu dönemde yazar, “Kazaklar”, “Sivastopol Hikayeleri” ve belkide en büyük romaný olan “Savaþ ve Barýþ”ý yazdý. Napolyon Savaþlarý sýrasýnda, 1865'de yazdýðý "Savaþ ve Barýþ", yaþama sunulan bir destan olarak nitelendirilir. Bu romanda geniþ bir zaman sürecinden bahsedilmesi, somut özelliklerin canlandýrýlmasýnda kaydedilen yüksek baþarý düzeyi, sayýlarý beþ yüzü aþan sayýda kiþiyi içermesi, öykünün dallanýp budaklanarak ilerlemesi bu eseri baþyapýtlardan biri haline getirmiþtir. Eser geniþ ve detaylý olmasý nedeniyle tarihi bir belgesel niteliði dahi taþýr . Bu kadar çok sayýda karaktere raðmen, her bir karakter diðerlerinden çok farklý özellikler taþýr. Tolstoy, “Savaþ ve Barýþ” adlý eserinin yayýmlanmasýndan sonra, yýldan yýla artacak bir bunalýma girdi. Bu bunalýmýn izleri, 1877 yýlýnda yayýmlanan, ikinci büyük romaný sayýlabilecek “Anna Karenina” adlý romanýnda da görülür. Bu romanda yazar, aileleri mutsuzluða götürebilecek etmenleri araþtýrýp, kendimizi sorgulamaya sevketmiþtir. Tolstoy, 1880’den sonra Hristiyanlýktaki ölümsüzlük düþüncesini, Ortodoks Klisesi’ni ve her türlü siyasal iktidarý yadsýyan, kendine özgü bir tür hristiyanlýk anarþizmi geliþtirmeye baþladý. Düþüncelerini açýkladýðý ‘‘Dogmatik Teolojinin Eleþtirisi’’, ‘‘O Halde Ne Yapmalýyýz?’’ ve ‘‘Tanrý’nýn Hükümdarlýðý Kendi Ýçimizdedir’’ adlý makalelerin yayýmlanmasýndan sonra 1901’de Kilise tarafýndan afaroz edildi. Bu dönemde yazdýðý “Ývan Ýlyiç’in Ölümü”, “Kreutzer Sonat”, “Hacý Murat” ve son büyük romaný sayýlabilecek “Diriliþ” gibi eserleri, ayný manevi arayýþa, ahlâksýzlýkla suçladýðý sanatý ve dogmalar ve mucizeler üreten Kilise’yi yadsýyýþýna iþaret eder. 1900’lerden itibaren bir yandan mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle ailesiyle arasý açýlýrken, diðer yandan aydýn Rus gençleri arasýnda giderek daha çok tanýndý. Bu ikisi, derin bunalýmýný ve manevi yalnýzlýðýný arttýrdý. 7 Kasým 1910’da ailesini terk etmeye karar vererek yanýna en küçük kýzý ve doktoruyla yola çýktý. Ancak birkaç gün sonra Astapovo tren istasyonunda zatürreden ölmüþ olarak bulundu. ESERLERÝNDEN BAZILARI Kazaklar Büyük Rus yazarý Lev Tolstoy'un ilk yapýtý olan Kazaklar, iki karþýt dünyanýn çarpýcý bir üslupla karþýlaþtýrýlmasýdýr. Bu iki farklý dünyadan biri çeþitli kültürlerin etkisi altýnda yaþayan ve "kibarlar" tabakasýný oluþturan aristokratlarýn, diðeri ise, kendi geleneklerine sýký sýkýya baðlý ve baþka bir kültürle karþýlaþmamýþ olan halkýn dünyasýdýr. Tolstoy, daðlarda yaþayan Terek Kazaklarýný anlatýrken bu insanlarýn ülkeden kopuþlarýnýn nedenlerini; içinde bulunduklarý koþullarýn onlarý nasýl savaþçý kýldýðýný gerçekçi bir üslupla sergiler. Savaþ ve Barýþ Lev Tolstoy,1863-1868 yýllarý arasýnda sürekli ve yoðun bir çaba sonucunda ürettiði ünlü baþyapýtý "Savaþ ve Barýþ"ýn temel özelliðini þöyle belirtiyor."Bu yapýt bir roman deðildir, bir þiir de deðildir, bir tarih kroniði hiç deðildir. "Savaþ ve Barýþ", dile geldiði biçim içinde, yazarýn dile getirmek istediði ve getirebildiði þeydir.(Arka Kapak) Kroyçer Sonat Kroyçer Sonat, bir tren yolculuðu öyküsüyle baþlýyor, insanoðlunun ruhunun derinliklerinde uyuyan þiddete, kýskançlýða, zavallýlýða uzanýyor. Trende baþlayan bir söyleþi sýrasýnda yolcular arasýnda bulunan, kitabýn baþ kahramaný Pozdniþev, nasýl olup da böyle çöktüðünü, bezginleþtiðini anlatýr. Gençliðinde sefih bir hayat sürmüþ, sonradan kendinden iðrenmeye baþlamýþtýr. Terzilerin, güzellik uzmanlarýnýn yardýmýyla erkeklerin hayvansal içgüdülerini alevlendirdikleri için toplumun ve kadýnlarýn suçlu olduðu kanýsýna varmýþtýr. Ýçinde uyanan piþmanlýk Pozdniþev'i deðiþime itmiþ, o da bu doðrultuda evlenmiþ, çocuk sahibi olmuþtur. Ancak, kadýnlarla erkekler arasýndaki onulmaz farklar, bir yandan da Pozdniþev'in kýskançlýðý nedeniyle bir süre sonra karýsýyla birbirinden nefret etmeye baþlamýþlardýr. Karýsýnýn onu bir müzisyenle aldattýðýndan kuþkulanmasýyla birlikte Pozdniþev'in ruhunun derinlerinde yatan þiddet açýða çýkmýþ, geri dönüþsüz zararlara yol açmýþtýr. Pozdniþev'in öyküsü, Lev Tolstoy'un yaþadýðý dönemin ahlâk anlayýþýnýn ve bazý deðerlerin deðiþmesiyle yaþanan sancýlarýn bir panoramasý niteliðindedir. Kadýn-erkek iliþkilerinde erdemin gerekliliðine inanan Tolstoy, kendi görüþü doðrultusunda erdemsizliðin insanoðlunu ne gibi çýkmazlara sürüklediðine iþaret etmeye çalýþýyor. Tabii, Beethoven'ýn ünlü Kroyçer Sonat'ýný dinleyip dinlememek, size kalmýþ.(Arka Kapak) Hacý Murat 1896-1904 yýllarý arasýnda yazýlan Hacý Murat, büyük Rus yazarý Tolstoy' un olgunluk dönemi romanlarý arasýnda yer alýyor. Hacý Murat, on dokuzuncu yüzyýl Kafkas halklarý arasýnda efsaneleþen, Þeyh Þamil' le davalýdýr. Yurt edinme, hayata tutunma, baðýmsýzlýk, tutsaklýk, ihanet ve iktidar sarmalýnda biçimlenen bir davanýn kahramanýdýr. Zayýflýklarýnýn ve gücünün farkýnda bir kahraman. Acýmasýz bir coðrafyanýn geniþ yürekli insanlarý arasýndaki iktidar mücadelesinde taraf olmak zorunda kalmýþtýr; Ruslarý da sevmez, Þeyh Þamil' i de. Seçeneksiz kalmak, bütün duygulardan arýnmanýn baþlangýcý ve sonucu belki de. Savaþ bazý insanlarýn kaderidir. Týpký inanmasa da taraf olmak zorunda kalmak gibi. Aslolansa direnmek. Her koþulda direnmek ve ayakta kalmak. Tolstoy, ölümüne direnen bir kahramaný yazarak sonsuza taþýyor. (Arka Kapak) Anna Karenina Anna Karenina, Ruslarýn kendi ülkelerini ve dönemin aristokratlarýný en doñru yanlarýyla yansýtan bir romandýr. Lev Tolstoy'un 1876-77 yýllarý arasýnda kaleme aldýðý Anna Karenina'nýn ana temasý her þeyden önce Rus ailesidir. Bu romanda Tolstoy, dürüst bir evliliðin açýk mutluluðuyla evlilik dýþý bir aþkýn yol açtýðý düþ kýrýklýklarýný ve düþüþleri karþýlaþtýrmaktadýr. Anna Karenina, dönemin üst kademedeki bir memurunun karýsýdýr. Onu, hovarda Vronski ile kurduðu iliþkide hazin bir son beklemektedir. Bunun karþýsýnda Kiti ve Levin'in arasýndaki saðlam temellere dayalý aþk, Anna Karenina'nýn kendini beðenmiþliðini ve temsil ettiði aristokrasinin köksüzlüðünü ortaya koymaktadýr. Rus halkýnýn Napolyon ile yaptýðý harbin anlatýldýðý Savaþ ve Barýþ'ýn yazarý Tolstoy'un Anna Karenina'sý, yaratýcýsýnýn aile hayatýndaki huzur getirmeyen zevklerinden usandýðý ve inanç buhranýnýn kýskacýna düþtüðü zamanlarýn ürünüdür. Diriliþ Diriliþ, insanca þefkatin en güzel, belki de en doðru sözlü þiirlerinden biridir. Ben bu yapýtta Tolstoy'un ýþýklý gözlerini, içe iþleyen açýk mavi gözlerinin bakýþýný, öbür yapýtlarýnda olduðundan çok daha açýk olarak görüyorum. Bu bakýþ doðrudan doðruya ruha gider.- Romain Rolland-Diriliþ'i vakit buldukça, bölüm bölüm deðil, bir kerede, soluk almamacasýna okudum. Burada ilgi çekmeyen tek þey, Nehludov'la Katya arasýndaki iliþkilerdir. Ýlgi çekici yanlarsa prensler, generaller, köylüler, mahsuplar, gardiyanlardýr.- Çehov Çocukluk Tolstoy, yaþadýðý yüzyýla olduðu kadar günümüz dünya edebiyatýna da mührünü vurmuþ "dahi" yazarlardan biri.. O'nun, hala klasikler arasýnda duran eserlerine baktýðýmýzda, sürekli ayný karekteristik özellikleri taþýdýðýný görüyoruz; yani, kendi sosyal gerçeðinden dünya ölçeðine çýkan bir üslup ve konu bütünlüðü..."Çocukluk"da, böylesi bir eser. Geriye dönüþlerle baþlayan otobiyografik kitap, yazýldýðý dönemin trajik toplum hayatýna, anne-baba sevgisine, eðitim sistemine, aþklarýna dair duyuþlarý ele alýyor. Ýroniyle dramýn, sevgiyle kaosun ortasýnda yaþayan genç birinin gözüyle ve özel bir anlatýmla sunulan "Çocukluk", Tolstoy kitaplarý arasýnda ayrýcalýklý bir yere sahip. Eseri okuyanlar, yalýn ve yapmacýksýz bir çocukluðun gizemli dehlizlerine de yolculuk yapma imkaný bulacaklar... Sanat Nedir? Sanat Üzerine, Tolstoy'un kuramsal yapýtlarý arasýnda dikkati çekici bir yere sahiptir. Ýlk kez 1897'de yayýmlandý. Rusya'da hep sansüre uðradý. Sansürsüz ilk baskýsý 1898 yýlýnda Londra'da, Ýngilizce olarak yapýldý; Tolstoy da bu baskýya bir önsöz yazdý. On beþ yýllýk yoðun bir çalýþmanýn ürünü olan Sanat Üzerine yazarýn üzerinde en fazla uðraþtýðý yapýtýdýr. "En iyi sanat eserlerinin, kitleler tarafýndan anlaþýlmayan, ancak bu büyük eserleri anlamaya hazýr seçkinlere ulaþabilen eserler olduðu söylenir. Fakat insanlarýn çoðunluðu bu eserleri anlamýyorsa, onlarý anlamayý mümkün kýlan gerekli bilgi bu insanlara öðretilmeli ve açýklanmalýdýr. Ancak kolaylýkla anlaþýlabilir ki; böyle bir bilgi yoktur. Bu eserler açýklanamaz. 'Çoðunluk bu iyi sanat eserlerini anlamýyor,' diyenler de hala bu eserleri açýklayamamakta ve sadece bize onlarý anlamak için tekrar tekrar okumamýz, görmemiz ve duymamýz gerektiðini söylemektedirler. Oysa bu bir açýklama deðildir, sadece alýþtýrmaktýr. Ýnsanlar kendilerini herhangi bir þeye, hatta en kötü þeylere bile alýþtýrabilirler. Ýnsanlar nasýl kendilerini kötü yiyeceklere, sert içkiye, tütüne ve afyona alýþtýrýyorlarsa, ayný þekilde kötü sanata da alýþtýrabilirler. Yapýlan þey, kesinlikle budur
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |