GERÇEKTEN DE DUYULMUYORMUÞ!
Kilisenin birinde zangoç çanlarýn altýnda dikiliyormuþ. Papaz sinirle zangocun 2 m ötesine gelmiþ ve
– “Yine kutsal þarabý içtin deðil mi?” diye baðýrarak sormuþ. Zangoç
– “Ya dediðin hiçbir þey duyulmuyor. Baðýr baðýr!” demiþ yandan yandan bakarak. Papaz iyice sinirlenmiþ
– “2 metreden nasýl duyulmuyor?” demiþ. Zangoç hala
– “Dediðin duyulmuyor. Ýstersen sonra konuþalým.” diyormuþ. Papaz artýk o kadar çok sinirlenmiþ ki neredeyse zangocun üzerine üzerine yürüyecekmiþ.
– “Nasýl duymuyorsun be adam?” diye kükremiþ. Sonunda zangoç
– “Ýstersen yer deðiþtirelim. O zaman belki duyulur.” demiþ ve yer deðiþtirmiþler. Zangoç
– “Þimdi sen söyle bakalým. Geçen ay toplanan hayýr parasýna ne oldu?” diyerek papaza bakmýþ. Papaz
– “Zangoççum valla sen çok haklýsýn. Gerçekten de 2 metreden duyulmuyormuþ.”

**

KABAÐIN SAHÝBÝ GÜCENMÝÞ OLMALI
“Vaktiyle Kalenderîyye yoluna mensup bir derviþ, nefsle mücahede makamýnýn sonuna gelir. Meþrebin usulünce bundan sonraki makam Kalenderîlik makamýdýr. Yani her türlü süsten, gösteriþten arýnacak, varlýktan vazgeçecektir. Fakat iþ yamalý bir hýrka giymekten ibaret deðildir. Her türlü görünür süslerden arýnmasý gereklidir… Saç, sakal, býyýk, kaþ ne varsa hepsinden. Derviþ, usule uygun hareket eder, soluðu berberde alýr.
– Vur usturayý berber efendi, der.
Berber derviþin saçlarýný kazýmaya baþlar. Derviþ aynada kendini takip etmektedir. Baþýnýn sað kýsmý tamamen kazýnmýþtýr. Berber tam diðer tarafa usturayý vuracakken, yaðýz mý yaðýz, býçkýn mý býçkýn bir kabadayý girer içeri. Doðruca derviþin yanýna gider, baþýnýn kazýnmýþ kýsmýna okkalý bir tokat atarak:
– Kalk bakalým kabak, kalk da týraþýmýzý olalým, diye kükrer.
Derviþlik bu… Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi bozmaz derviþ. Ses çýkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat korkmuþtur. Ses çýkaramaz. Kabadayý koltuða oturur, berber traþa baþlar. Fakat küstah kabadayý týraþ esnasýnda da sürekli aþaðýlar derviþi, alay eder:
“Kabak aþaðý, kabak yukarý.”
Nihayet traþ biter, kabadayý dükkandan çýkar. Henüz birkaç metre gitmiþtir ki, gemden boþanmýþ bir at arabasý yokuþtan aþaðý hýzla üzerine gelir. Kabadayý þaþkýnlýkla yol ortasýnda kalakalýr. Derken, iki atýn ortasýna denge için yerleþtirilmiþ uzun sivri demir karnýna dalýverir. Kabadayý oracýða yýðýlýr, kalýr. Ölmüþtür. Görenler çýðlýðý basar. Berber ise þaþkýn, bir manzaraya, bir derviþe bakar, gayri ihtiyarî sorar:
– Biraz aðýr olmadý mý derviþ efendi?
Derviþ mahzun, düþünceli cevap verir:
– Vallahi gücenmedim ona. Hakkýmý da helal etmiþtim. Gel gör ki kabaðýn bir sahibi var. O gücenmiþ olmalý!..

**

O ARABA KULLANIRKEN HERKES DUA EDÝYORDU
Peder ve Bahadýr ölmüþler.Cennetin kapýsýnda onlarý bir melek beklemekteymiþ. Melek sormuþ:
– “Yaþadýðýnýz sürece ne günah iþlediniz?”
Peder hemen atlamýþ:
– “Ben sürekli Tanrý için dua ettim. Hayatým boyunca onun yolundan hiç çýkmadým” demiþ.Bahadýr ise:
– “Valla benim tek kötü huyum vardý oda çok hýzlý araba kullanýrdým” demiþ. Peki demiþ melek:
– “Peder sana cennetin gümüþ anahtarýný, Bahadýr sana da cennetin altýn anahtarýný veriyorum”.
Peder bu duruma çok sinirlenmiþ ve meleðe sormuþ:
– “Ben hayatýmý Tanrý ya adadým, sürekli onun için dua ettim, þimdi bu çocuk niye benden üstün tutuluyor?”
Melek cevap vermiþ:
– “Peder sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Bahadýr araba kullanýrken herkes dua ediyordu”

**

SENÝN DUAN PARA ETSEYDÝ!
Bektaþi bir dilenciye on para vermiþ,
-“Duaný istemem!” demiþ…
Dilenci þaþýrmýþ:
-“Niye duamý istemiyorsun?”
-“Ulan senin duan beþ para etseydi, kendini kurtarýr, dilenmezdin!”

**

DELÝ BALIK TUTARSA!
Delinin biri sokak duvarýnda oturmuþ ve elindeki oltayý sokaða doðru sarkýtmýþ. Yoldan gelip geçenler þaþkýn bir þekilde sorular soruyormuþ:
– Orada ne yapýyorsun sen? Yoksa balýk mý tutuyorsun?
– Evet, demiþ deli.
– Tutabildin mi bari hiç?
– Tutuyorum tabi, senle beraber 23 tane oldu, demiþ.

**

PENCEREDEN KAÇARIZ
Ýki akýl hastasý kafadar, týmarhaneden kaçmanýn bir yolunu arýyorlarmýþ. Nasýl olduysa kapýnýn anahtarýný bir þekilde uydurup her gece dýþarý çýkmaya baþlamýþlar. 3-5 gün bu böyle devam etmiþ.
Bir gece yine kaçmak için hazýrlýk yapmýþlar. Tam kapýnýn önüne gelmiþler, bir de bakmýþlar ki görevli kapýyý açýk unutmuþ. Bunu gören akýl hastalarýndan birisi þöyle demiþ :
– Eyvah kapý açýk kalmýþ. Nasýl kaçacaðýz bu gece? Diðeri gayet sakin þekilde cevaplamýþ:
– Hemen panik yapma, biz de pencereden kaçarýz.

**

BOÞ ÞÝÞELERÝ GETÝRDÝM
Ruh ve sinir hastalýklarý hastanesinde yatan bir hasta hastanede çalýþan görevliye yanýma gel diye çaðýrýr. "Hemen git marketten bana 6 tane gazoz al gel" der.
Görevli hastaya kýzarak 6 defa tokat atar ve " Al marketten gazozlarýný aldým" der.
Bu olayýn üzerinden biraz zaman geçer, hasta yine hastane görevlisini yanýna çaðýrýr ve hastane görevlisine 6 tokat atar, ne olduðunu anlamayan görevli sorar.
-Ne oldu?
Hasta yanýtlar:
-“Boþ þiþeleri getirdim aðabey”.

**

BÝR ZAMANLAR BEN DE BAÞBAKANDIM
Bir ülkenin baþbakaný iþ gezisi için Türkiye’dedir. Bazý kurumlara ziyaretlerde bulunurken yolu Bakýrköy ruh ve sinir hastalýklarý hastahanesine düþer. Orada incelemelerde bulunurken akýl hastalarýndan birisiyle diyalog kurmaya çalýþýr ama bir türlü baþaramaz. Hasta baþbakaný sürekli terslemektedir. Baþbakan dayanamaz ve :
– Sen benim kim olduðumu biliyor musun? Ben baþbakaným. Benimle böyle konuþamazsýn, der.
Akýl hastasýnýn cevabý çok basittir :
– Ýlk zamanlar ben de kendimi senin gibi baþbakan zannediyordum, der

**

BURALARDA AKILLI EÞEK NE GEZER?
Milletvekilinin biri bir köyü gezerken, baðlý olduðu deðirmeni döndüren bir eþek görmüþ.
Yanýndaki köylüye sormuþ:
-Bu eþeðin boynundaki zil ne iþe yarýyor ?
-Efendim, demiþ köylü. O zil sustuðunda eþeðin durduðunu anlýyorum. Müdahale edince tekrar harekete baþlýyor.
-Akýllýca ,demiþ vekil. Peki eþek olduðu yerde durupta baþýný saða sola sallarsa nereden anlayacaksýn durduðunu?
-Anlayamam ama, ne gezer efendim sizin gibi akýllý eþek buralarda…

**

DOMUZ ÖLDÜ
Bir gün Bush ve þoförü bir kýr gezisine çýkmýþlar. Bir çiftlikten geçerken hýzlý olduklarý için tavuða arkasýndan ördeðe ve onun arkasýndan da ineðe çarpmýþlar.
Bush bütün ihtiþamýyla :
-’Dur ben gidip þimdi çiftlik sahibiyle konuþur onu bilgilendirip geliyorum’ der. Neyse, bizim Bush gider ve hemen arkasýndan aðýz burun takas olmuþ þekilde gelir. Ve þoförüne :
-’Kaç, kaçalým, …’ gibi sözler söylemeye baþlar.
Neyse, bizim ikili hýzla giderken öbür çiftliðin domuzuna çarpýp dururlar. Bush:
-’Bu sefer sýra sende.’ der.
Bunun üzerine bizim þoför gider çiftliðin kapýsýný çalar. Bush arabanýn içine saklanmýþ þoförü beklemektedir otuz dakika geçer ne gelen var ne giden, bir saat geçer gene bizim þoförden haber yok.Neyse, iki saat sonra bizim þoför ellerinde meyve sepetleriyle gelmektedir. Bush bu olay karþýsýnda þaþýrýp þoföre sorar:
-’Ne oldu dayak yememiþsin?’
Þoför cevap verir:
‘Vallahi baþkaným dediðim cümle þu ‘BEN BUSH’UN ÞÖFÖRÜYÜM; DOMUZ ÖLDÜ’ adam bana yemek yemeden gidemezsin dedi, ben de yemek yeyip de geldim’

**

NE FARK VAR?
Bakan olan görgüsüz birisi þöförüne sorar.
‘Þöför söyle bakalým eþekle þöför arasýnda ne fark vardýr? ‘
Þoför bir süre düþündükten sonra mahcup bir sekilde; ‘Bilemedim bakaným’ der.
Bakan cevap olarak: ‘Eþeðe çüþ deyince, þoföre ise dur deyince durur’ demiþ. Bunun üzerine þöför çok sinirlenmiþ ama karþýdaki bakan olduðu için bir þey söyleyememiþ. Belirli bir süre sonra bu defa þöför bakana:
‘Bir soru sorabilir miyim bakaným?’ der. Bakan da:
‘Sor bakalým’ der.
Þoför sorar:
‘Eþekle bakan arasýnda ne fark vardýr?’
Bakan bir süre sonra:
‘Bulamadým þöför söyle bakalým’ diyor.
Bunun üzerine þöför de:
‘Vallahi bakaným ben de bulamadim… ‘ cevabýný veriyor.

**

SÜTUNA DÝKKAT EDÝÝÝN!
Amerika’da ölen bir kadýn için kilisede cenaze töreni düzenlenmiþti. Tören sonunda cenaze görevlileri tabutu taþýrken, tabutun ön bölümünü yanlýþlýkla kilisedeki sütunlardan birine çarptýlar. Bu sýrada tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut açýldý ve öldüðü sanýlan kadýnýn yaþadýðý anlaþýldý.
Bir süre hastanede tedavi edilen kadýn iyileþti ve 10 yýl daha yaþadý. 10 yýl sonra öldüðünde ise cenaze töreni yine ayný kilisede yapýldý. Tören sonrasý görevliler tabutu taþýrken, kilisedeki ayný sütunun önüne geldiklerinde, ölen kadýnýn kocasýnýn, arkalardan telaþlý sesi duyuldu;
-Sütuna dikkat ediiiiin...

**

POLÝTÝKACILAR YALAN SÖYLERLER
Bir otobüs dolusu politikacý seçim kampanyasý için Teksas’ ta dolaþýyorlarmýþ. Otobüs büyük bir çiftliðin yanýndan geçerken, otobüs þoförün dalgýnlýðý yüzünden derin bir þarampole uçmuþ. Çiftçi koþarak gelmiþ, gece kurda kusa yem olmasýnlar diye cesetleri gömmeye baþlamýþ.
Ertesi sabah, Þerif soruþturma için çiftliðe gelmiþ. Çiftçiye sormuþ:
-‘Otobüsteki bütün politikacýlarý gömdün demek… Hepsi de ölüydü, eminsin deðil mi?’
Çiftçi cevap vermiþ:
-‘Bazýlarý yaþadýklarýný iddia ettiler ama politikacýlarý bilirsiniz. Nasýl yalan söylerler! ‘.

**

BEN DÝYEREM HE!
Erzurum'a bilgisayarýn daha yeni yeni gelmeye baþladýðý zamanlarda
Bir iþyerine bilgisayar ve stok programý satýlýr. Teknik servis elemaný
bilgisayarý iþyerine kurduktan sonra stok programýnýn kullanýmý ile
ilgili bilgi verir ve ayrýlýr. Aradan bir iki saat geçer, iþyerinden telefon:
-Kardeþim sizin anlattýðýnýz gibi yapirem fakat program düzgün çalýþmiir.
Teknik servis elemaný sorar: '
-Nasýl yapýyorsunuz?'
-Senin anlattýðýn gibi.'Hata ne?'
-'Yazdýðým bilgiler kaydetmeme raðmen saklanmir.'
-'Ýþlem basamaklarýný tek tek anlatýn.'
-'Tamam' diyor ve baþlýyor anlatmaya..
-'Programý açirem. Malýn adý bölümüne adýný,adedi bölümüne adedini, birim fiyatýný vs. yazirem. Hepsini yazdýktan sonra senin anlattýðýn gibi kayýt bölümüne basirem. Ekrana bir yazý geliir:
"Kaydetmek ister misiniz?" diyer. Sonra E / H yazýsý çýkir.
-Ben de diyirem He.

**

KAMYONDAKÝ MAL
Polis, yurtdýþýna kaçak insan taþýyan kamyon þoförüne sorar:
-Ne var kamyonda?
Þoför:
-Mal var amirim.
Bunun üzerine kaçaklardan biri oradan kafasýný çýkararak:
-Sen kime mal diyorsun lan? der.
Polis:
-Hani mal vardý, sen kimi kandýrýyorsun?
Þoför:
-Ee mal olmasa kafasýný çýkarýr mý?

**

AYRILDIÐIM EÞÝM VE ANNESÝ ÝÇÝN
Sevgililer gününde, bir radyo canlý yayýnda istekleri yerine getirmektedir:
-"Ayrýldýðým eþim ve annesi için bir þarký istiyorum " der bir erkek dinleyici.
Kadýn spiker,
-"Ne kadar güzel, ne kadar medeni bir davranýþ. Ayrýldýðýnýz eþiniz ve annesi için bir istek yapýyorsunuz. Sizin davranýþ ve tavrýnýz herkese örnek olmalý" der ve her türlü övgüyü yaptýktan sonra :
-"istediðiniz þarký nedir? " diye sorar.
Adam, boðuk ve soðuk bir sesle isteðini söyler:
-"Elalarýný,elalarýný,Allah versin belalarýný"

**

KARINDAN KORKUYOR MUSUN?
Adama sormuþlar:
-"Karýndan korkuyor musun"?
-"Niye korkacakmýþým yahu; bulaþýklarý, çamaþýrlarý yýkadým, ütüleri yaptým, yemeði piþirdim, camlarý sildim, toz aldým ve çocuðun bezini deðiþtirdim.... Ýþini yapmayan korksun"

**

SANA NE ARKADAÞIM DEÐÝL MÝ?
Adamýn biri yolda gidiyormuþ ensesine þöyle okkalý cinsinden bir tokat yemiþ, arkasýna dönüp bakmýþ iri yarý bir adam.
-Ne oldu ya? Neden bana vurdunuz? demiþ.
Adam da:
-Seni bir arkadaþýma benzettim pardon kardeþim, demiþ.
-Ama bu kadarda sert vurulmaz ki caným, demiþ.
Adam da:
-Sana ne be adam arkadaþým deðil mi? Ýstediðim gibi vururum, demiþ.

**

YÜZ ALTIN MI MADALYA MI?
Bir gün Bismark, harpte yararlýlýk gösteren bir askere madalya takarken:
- Asker, yüz altýn mý istersin, yoksa bu madalyayý mý? Diye sorar.
Asker:
- Madalyanýn kýymeti nedir? der. Bismark:
- Maddi kýymeti aþaðý yukarý üç altýn, diye cevap verir.
Asker :
- Öyleyse 97 altýnla madalyayý isterim! der.

**

HANGÝ ZAMANDIR?
Öðretmen sýnýfta sordu:
- Eðer çalýþmak eðlencelidir dersek bu hangi zamandýr?
Bir öðrenci, hemen cevabý verdi:
- Nadir rastlanan bir zaman hocam!..