..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




25 Kasým 2018
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 12  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Mirasçýlarý aralarýnda anlaþamadýklarý için kaderine terk edilmiþ olan bahçe içindeki eski ve birçok yeri yýkýk bir evin içinde, saðlam kalan bir odada üç genç yaþýyormuþ.


:FDI:
     Yangýndan kaç gün sonraydý? Beþ mi? Yok, üç. Belki de altý. Neyse... Baþýma bir olay geldi. “Yaþadýðým o olay þanslý olduðumun mu yoksa tam aksinin mi kanýtýydý? “ Diye uzun uzun düþündüm.
     O gün, otobüse binip deniz kenarýna gidecektim. Her zamanki çayhanemde her zamanki yerime oturacak ve hem denizi hem de vapurlarý seyredecektim. Vapur düdüðünün sesi ve martýlarýn çýðlýklarý hoþuma gidiyordu. Yanýma iki de simit alacaktým. Biri bana diðeri martýlara... Otobüs geldi, yarýsý boþtu. Bindim, oturacak yer bulmakta zorlanmadým. En arkadan ikinci sýra cam kenarýndayým. Önümde genç bir anne ve 3-4 yaþlarýnda çocuðu. Küçük ikide bir arkasýný dönüp bana bakýyor. Gözlerinde korku var. Periþan halim çocuðu etkilemiþ. Annesi arkasýna bakmamasý için uyarýyor, o dinlemiyor. Onlarýn ilerisinde iki yaþlý adam sohbet ediyor, sesleri bana kadar geliyor. Ýþitme problemli yaþlýlar. Boþ yer olmasýna raðmen iki genç kýz ve bir delikanlý orta kapýnýn yanýnda ayakta duruyorlar. Üçü de ellerindeki telefonla meþgül. Telefonla oynayan yalnýz onlar deðil, þoförün arkasýndaki koltukta oturan orta yaþlarda iyi giyimli bir adam da dakikalardýr kulaðýndan indirmedi telefonu. Konuþuyor mu bir þey mi dinliyor belli deðil. Þoför iri yarý, kalýn enseli bir adam. Koltuðunu fazlasýyla dolduruyor. Frene bazen öyle sert basýyor ki ayaktaki gençler savrulmaktan kendilerini kurtaramýyorlar.
     Etrafý seyrederek gidiyorum. Bu yolculuðum yaklaþýk bir saat sürecekti. Oraya varýþ saatim tam öðle arasýna rastlayacaktý. Ýnsanlar o saatte çayhaneyi doldururlardý, þansým varsa çayhanenin ortasýndaki cam kenarý yerime kapýlmadan oturabilirdim. Bu, çok zayýf bir ihtimal olmasýna raðmen gene de umutluydum.
     Ýlk yarým saat, otobüs her zamanki hýzýyla gitti. Ama sonra? Adým adým gitmeye ve birçok yerde dakikalarca durmaya baþladý. Önümüz vasýta doluydu, trafik týkanmýþtý. Yaðmur atýþtýrmaya baþladý, biraz sonra da hýzlandý. Otobüsün silecekleri camý silmeye yetiþemiyor. Pencereden dýþarý bakýyorum, camdan sular süzülüyor; ta ileride zayýf bir þimþek gördüm. Çok cýlýz olduðundan zor fark ediliyor. Birazdan yaðmur hýzýný daha da artýrdý, öyle ki silecekler gacýr gucur sesler çýkarmaya yani zorlanmaya baþladý. Bineli bir saatten fazla zaman geçmiþ olmasýna raðmen daha bir hayli yolumuz vardý. Birkaç kere inip geri dönmeyi düþündüm, sonra vazgeçtim. Bu kadar yolu gelmiþken biraz daha sabretmeliydim. Hem bu yaðmurlu havada otobüsten inersem, her tarafým su içinde kalýrdý.
     Duruyoruz, kaç dakika geçti? Ayaktaki gençler inme butonuna bastý, oysa duraða daha çok var. Üç-beþ dakika otobüsün yerinden kýpýrdamadýðýný görünce, þoförden kapýyý açmasýný istediler. O da hem söylendi hem de kafasýný salladý, ama kapýyý da açtý. Yaðmura aldýrmadan üçü de kendilerini dýþarý attý. Onlar indi, trafik açýlýr gibi oldu, duraða gelince gene týkandý. Ortalýk karardý, yaðmur ayný þiddette devam ediyor, gök gürüldemeye baþladý. Tam o sýrada bir cankurtaranýn siren sesi duyuldu. Bu sýkýþýk trafikte nasýl gidecekti? Tehlike þeridi bile araç doluydu. Beþ dakika sonra bir polis arabasý ve cankurtaran sað tarafýmýza yanaþtý, bir müddet durdu, biraz ilerledi. Polis arabasýndan durmadan anons yapýlýyordu. Büyük bir ihtimalle ileride bir kaza olmuþtu; polis ve cankurtaran olay mahalline ulaþmaya çalýþýyorlardý. Neden sonra tehlike þeridi boþalýr gibi oldu, polis aracý ve cankurtaran da gitti.
     Yaðmur dindi, güneþ çýktý, otobüs ilerlemeye baþladý. Üç aracýn karýþtýðý zincirleme trafik kazasýnýn olduðu yeri geçtikten sonra trafik rahatladý.
     Son duraða geldiðimizde geçen zaman iki saatten de fazlaydý. Olsun. Simidimi yerken, çayýmý yudumlarken, martýlara simit atarken bu çektiklerimi unuturdum. Ýskeleye doðru hýzlý adýmlarla yürüyordum. Ýskeleye yaklaþtýkça kalabalýk arttý, bir yerden sonra ise durmak zorunda kaldým. Oysa çayhaneye sadece elli metre kalmýþtý. Ama polis daha ileriye gitmeye kimseye izin vermiyordu. Etrafýmdaki insanlarýn konuþmalarýný dinledim. Yarým saat önce iskeledeki çayhanede teröristler tarafýndan konulan bir bomba patlamýþ ve çok sayýda insan ölmüþ. Yaralýlarýn ise haddi hesabý yokmuþ.
     Olay on gün sonra tam olarak aydýnlatýldý:
     Mirasçýlarý aralarýnda anlaþamadýklarý için kaderine terk edilmiþ olan bahçe içindeki eski ve birçok yeri yýkýk bir evin içinde, saðlam kalan bir odada üç genç yaþýyormuþ. Evin yýkýk olmayan yeri yalnýz bu odadan ibaret deðilmiþ, nasýl olduysa tuvaleti de sapasaðlammýþ. Gerçi evde su yokmuþ, ama evin sakinleri bu haliyle de tuvaleti kullanabildikleri için hallerinden memnunmuþ. Bu üç gençten biri uyuþturucu müptelasý, diðeri tinerci ve üçüncü de þarapçýymýþ. Gençler birbiriyle konuþmaz, hatta birbirlerini tanýmazlarmýþ. Hava kararýnca herkes odaya gelir, bir köþedeki yataðýnýn içine girer uyur, sabahleyin de kalkar gidermiþ. Üçünün de çalýþtýðý bir iþi olmadýðýndan uyuþturucu, tiner ve þarap paralarýný iskeleden gelip geçenlerden isteyerek ya da çalarak temin ederlermiþ.
     Ýskelede kanlý, ses getirecek bir eylem hazýrlýðý yapan terör örgütü, bu gençlerden birini kullanmaya karar vermiþ. Üçüyle de irtibat kurup bir müddet gençleri incelemiþler ve sonunda tinerciyi bu iþe uygun bulmuþlar. Birkaç gün ona para vermiþler, yakýnlýk kurmuþlar, onunla sohbet etmiþler. Ve sormuþlar:
     -Bir aylýk tiner ve yemek parasý kazanmak ister misin? Diye. Tinerci:
     -Bir aylýk parayý ben ne yapacam? Bir günlük olsun yeter. Bir aylýk olunca zaman nasýl geçecek para toplamadan? Caným sýkýlýr benim, ben para toplayarak ayný zamanda oyalanýrým, demiþ ve yapacaðý iþi sormuþ. Ýþin çok basit olduðunu söyleyip açýklamýþlar: Gece yarýsý el ayak çekildikten sonra, iskeledeki çayhaneye girip verecekleri paketi ortalardaki bir masanýn altýna koymak.
     O gece vapur son seferini yaptýktan sonra iskele tamamen boþalýnca, tinerci içinde saatli bomba ve bir bant olan bir poþet ile çayhaneye doðru gider. Diðer elinde de içi tiner dolu bir poþet daha vardýr. Çayhanenin kapýsýný biraz zorlar, kolayca açýlýr. Ýçeri girer iþini bitirir. Dýþarý çýkar, on beþ-yirmi metre gittikten sonra:
     -Orada dur! Diyen sert bir ses iþitir ve durur. Arkasýndan iki polis gelmektedir. Öndeki:
     -Ne yapýyorsun buralarda? Diye sorar.
     -Hiç, abi dolaþýyorum.
     Polis gencin elindeki poþeti görünce tinerci olduðunu anlar ve:
     -Buralarda fazla dolaþma. Nerede kalýyorsan hemen oraya git, der.
     -Tamam abi, giderim, der Tinerci ve oradan koþarak uzaklaþýr.
     Diðer polis, arkadaþýna sorar:
     -Neden býraktýn, kimmiþ, ne yapýyormuþ burada?
     -Hiç caným, tinercinin biri. Galiba kafasý iyi, dolaþýyor iþte.
     Ertesi gün, tam saat 12.30'da bomba patlar ve yedi kiþi ölür. Altýsý aðýr, on sekiz de yaralý vardýr.
     Ýþte, eðer bindiðim otobüs yolda rötar yapmasaydý, bu ölü ya da yaralýlardan biri de ben olacaktým. Þans mý þanssýzlýk mý?

● ● ●
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.