Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Bilmezdim nereye dayanır soyum; Dedem bizler Türk’üz evladım derdi. Canlı köyü idi doğduğum köyüm; Rabbim rızkımızı bu köyde verdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Bacayı yalardı ocakta ateş; İki kardeş idik, sonra olduk beş; Yatak da enine yatar beş kardeş. Annem altımıza minder sererdi, Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Biz yemeyi hamurlarda öğrendik; Yürümeyi çamurlarda öğrendik; Yıkanmayı yağmurlarda öğrendik; Büyüdükçe aklım her şeye erdi, Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Çıplak ayak gezdik, hasta olmadık! Mikroplara karşı aciz kalmadık! Dengeli beslenme nedir bilmedik! Karlar başımıza yağar, erirdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Küçük yaşta tarla tapan görürdük, İmeceye içme suyu verirdik, Çift sürerken öküz önü yürürdük, Çalışırdı ailenin her ferdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Bazen yoktan yere ederdik kavga, Kavgayı babaya söylerdi karga; Her akşam, her evde eser kasırga; Dayağın korkusu bizi gererdi, Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Ne koltuğum vardı ne de bir masa, Mideye girense pancar, pırasa; Her suç bir cezaydı, her dert bir tasa; İnfaz yeri yakalandığın yerdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Oyuncaklar yaptık ıslak topraktan, At söğüt dalından, giysi yapraktan; Çocuk bu, anlamaz var ile yoktan; Bilmezdim, yaptığım hayırdı şerdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Ne robotum vardı, ne de bir laptop; Kimimiz top oynar, kimimiz istop; Islanınca ağırlaşır bezden top El ayak her zaman çamurdu, kirdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Sanal arkadaşlık yoktu o zaman! Gönül kardeşliği yamandır yaman! Ateşten yükseğe çıkardı duman, Dumanla uçardı, göğü gezerdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Sonra meşin topun peşinden koştuk, Attıkça golleri coştukça coştuk. Köye sığmaz olduk, şehire taştık; Alnımızdan akan emekti, terdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Sinemaya gittik, belki ilk defa; Filmlerde gördük kim sürer sefa; Tommiks’den Teksas’dan öğrendik vefa; Her kahraman muradına ererdi, Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Oyunlarda kıyasıya yarıştık, Yenilince hır çıkartıp dövüştük, Sonra kardeş olduk, hemen barıştık; Çocuksu gönüller çiçek dererdi, Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) Coşari’de hayat gayet basitti; Çocuksu hayaller yok oldu bitti; Büyüdüm, çocukluk sır oldu gitti; Hepimiz kardeştik, gayemiz birdi; Sanki çocukluğum bir şaheserdi(!) İbrahim COŞAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ibrahim coşar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |