..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiðe, yalnýzca yaratýcý bir sanat olduðu sürece ilgi duyarým. -Godfrey Hardy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Engin Yavuz




3 Þubat 2003
Sardunyalara veda  
Engin Yavuz
Þu çiçeðin rengine bak, sen böyle karanfil gördün mü? Balkondaki sardunyalar neredeyse dört mevsim, pembe, bordo, kýrmýzý çiçekler açarlar. Gözüm gibi bakarým onlara.. En çok sardunyalarý severim, annem de-rahmetli- bayýlýrdý sardunyaya.. Pencere içlerine


:BDIB:
“Kýzým kapat.. Ben arayayým. Sana fazla telefon yazmasýn..”
“Anne zaten sen arýyorsun. Ben seni aramamýþtým ki..”
“Doðru, arayan sen deðilsin, benim.. Niye ben böyle oldum Zeynep. Bazen ne söylediðimi, ne yaptýðýmý unutuveriyorum. Aklým geliyor, gidiyor.. Sende de oluyor mu bazen? Ne diyordum? Hah, Emre nasýl oldu, ilaçlar iyi geldi mi?”
“Ýyileþti anacýðým, salça fabrikasýndaki iþine baþladý yeniden. Ben böyle grip görmedim. Bir bulaþtý gitmek bilmedi. Hiçbir ilaç fayda etmedi. Emre baþýndan gitsin diye çok uðraþtý baþaramadý, hastalýk sýkýldý da kendiliðinden gitti.. Anne Ceren’i de doktora götürdük. Onbeþ güne kadar doðum yapacak. Bebek çok saðlýklý, her þey yolunda gidiyor. Torununun çocuðunu göreceksin, bu mutluluk çok az kiþiye nasip olur. Dilerim torununun torununu da görürsün. Gelecek misin kasabaya? Gelsen iyi olur artýk. Yarýn hazýrlan istersen Emre de gelip seni alsýn.. Ne dersin?”
“Geleyim gelmesine de Erol çok sigara içiyor, rahat namaz kýlamýyorum, sabahlarý erken kalkmak istiyorum, gürültü olmasýn diye kalkamýyorum. Sizi rahatsýz etmek istemiyorum, kurulu düzeniniz var. Herkes evinde mutlu. Ceren doðumunu yapsýn, en iyisi öyle geleyim olur mu kýzým? Sakýn gönül koyma bana.. Hakan ile birlikte geliriz. Hem pek iyi hissetmiyorum kendimi. Hala dengem bozuk, yürümekte zorlanýyorum..”
“Peki anne, nasýl istersen.. Teklif var, ýsrar yok.. Bu kapý sana her zaman açýk, damadýnýn da seni ne kadar çok sevdiðini biliyorsun. Sen geldiðinde hiç rahatsýz olmuyoruz, aksine çok mutlu oluyoruz bilesin.. Ben seni hep yanýmda istiyorum ama gelmiyorsun..”
“Bilmez miyim kýzým? Baban bu dünyadan gideli altý yýl oldu. Önceleri korkuyordum ama bu evde zamanla yalnýz yaþamaya alýþtým, yalnýzlýðý sevdim. Çiçeklerim, televizyonum ve komþularýmla çok mutluyum.”
“Kapý açýldý anne, tüpçü geldi sanýrým. Haydi hoþça kal, sonra yine görüþürüz..
“Tamam kýzým, damadýma, Ceren’e, Emre’ye selam söyle.. Bir geliþme olursa beni haberdar edin olmaz mý? Kal saðlýcakla..”
Yanýk kokularý gelince mutfaktan, kýymalý patates yemeðini ateþte unuttuðunu anýmsadý Nebahat Haným.. Yaðlý kokular çýksýn diye balkon kapýsýný açtý, söylendi kendi kendine:
“Ben ocakta yemek unutacak insan mýyým? Ne oluyor bana böyle? Neden unutkan oldum.. Ya mutfaðýn iç kapýsý kapalý olsaydý, belki aklýma bile gelmeyecekti. Ya yangýn çýksaydý ne yapardým yalnýzbaþýma? Allahým sen benim aklýmý koru.. Aklým, en deðerli servetim.. Aklýmý yitirsem, yaþamanýn ne anlamý kalýr, oðullarýma, kýzýma yük mü olurum?. Asla, öyle yaþamaktansa ölürüm daha iyi..”
Birkaç hafta kadar önceydi..
Kendisini her öðlen arayýp hal-hatýr sormayý alýþkanlýk haline getiren küçük oðlu Hakan’a dert yanýyordu:
“Tuvalete gitmek için kalkmak istedim. Doðrulmaya çalýþýyordum yataðýmda.. Aniden sallandým.. Hýzla yere kapaklanacaðýmý sandým. Hayýr, tansiyon düþmesi gibi deðil.. Çok garipti.. Zaman zaman baþýmýn döndüðü olur ama böylesini hiç yaþamadým.. Ensemden gelen bir baþaðrýsý baþladý sonra.. Sabah erkenden kalktým ama sarhoþ gibiyim. Yan yan gidiyorum, dengem bozuk.. Kaç gündür nezleyim biliyorsun, bundan mý acaba ne dersin?”
Anne ben doktor muyum? Neden aðabeyimi aramadýn þimdiye kadar? Bir muayene olmanda fayda var.. Bence hemen ara, git seni tepeden týrnaða muayene etsin.. Orasý sigorta dispanseri. Tahlillerini de yaptýrýrsýn.. Ýstersen ben gelip seni götüreyim..”
“Ne gereði var oðlum. Binerim dolmuþa dispanserin kapýsýnýn önünde inerim. Kebire Haným’ýn kýzý Suna da gelir, bana arkadaþlýk eder.. Bir-iki saatte gider döneriz. Sen rahatsýz olma oðlum..”
“Dönünce beni ara, haberim olsun.. Dikkatli ol, aklým sende kalmasýn..”
Hakan fazla sabredemedi, bir saat sonra aðabeyi Erdal’ý aradý:
“Merhaba aðabey, merak ettim, annem ne durumda?”
“Beyninde bir sorun yaþadýðý belli. Tomografi çekilmesi gerekiyor. Nöroloji uzmaný bir arkadaþým var. Aradým, bekliyor. Ablan da gelecekmiþ kasabadan, birlikte gidecekler. Annem buradan ayrýlalý yarým saat oldu. Birazdan eve ulaþýr. Hakan, aramýzda kalsýn durumunu ben pek beðenmedim. Rahatsýzlýðýnýn ne olduðu yarýn ortaya çýkacak. Ama endiþeliyim, babamý daha yeni kaybettik, annemi de kaybetmek istemem..”

*     *     *     *

Hakan, salondaki masaya oturmuþ bir yandan internetteki saðlýk sitelerinden topladýðý bilgileri inceliyor, bir yandan okuduklarýný yüksek sesle karýsýna tekrarlýyordu.. Sesi kederliydi:
“Alzheimer Hastalýðý en sýk görülen bunama tipidir. Bunama, günlük yaþam aktivitelerinin sürdürülmesini engelleyen, kronik bir beyin hastalýðýdýr. Bunama, büyük çoðunlukla geri dönüþsüz ve ilerleyici bir durumdur. Alzheimer Hastalýðý eriþkinliklerde kalp hastalýklarý, kanser ve inmeden sonra gelen en sýk ölüm nedenidir. Alzheimer Hastalýðý’nýn seyri genellikle yavaþtýr. Taný konan hastalarýn büyük çoðunluðu altmýþbeþ yaþýn üzerinde olmakla beraber, kýrklý ve ellili yaþlarda da görülebilir.. Alzheimer bulaþýcý bir hastalýk deðildir. Alzheimer Hastalýðý’nýn nedeni tam olarak bilinmemektedir.. Hastalýðýn ortaya çýkmasýnda birden fazla etken rol oynuyor olabilir. Olasý nedenler arasýnda kalýtým,beyinde anormal proteinlerin birikimi ve çevresel faktörler(zehirli maddeler) sayýlabilir. Ailenizde Alzheimer hastasý varsa bu sizin de ileride hasta olacaðýnýz ya da hastalýðý çocuklarýnýza aktaracaðýnýz anlamýna gelmez..”
“Annenin bundan haberi var mý Hakan? Bilse herhalde yýkýlýr. Yetmiþbeþ yaþýnda kadýn ama hayatýnýn en mutlu dönemi yaþadýðý son yýllar.. Biraz daha sürdürebilse mutlu yaþamýný, özgürlüðünü doya doya yaþayabilse.. Babandan az çekmemiþ..”
“Ablam anlattý, doktor anneme ne demiþ biliyor musun? Bundan sonra artýk yerinden kalkmayacaksýn teyzeciðim. Soba yakmak, yemek piþirmek yok. Sen oturacaksýn, sana çocuklarýn sana hizmet edecek. Annem aðlamaya baþlamýþ.. Nasýl doktor bunlar, hayata böylesine baðlanmýþ bir insana sen öldün demekten ne farký var böyle konuþmanýn? Annem bir þeylerin kötü gittiðini hissetmiþ ama kendisine yakýþtýrmak istemiyor hala.Bu hastalýðýn Alzheimer olduðunu bilmiyor henüz. Akþama gidip bir elini öpeyim moral vereyim. Allahým nereden çýktý þimdi bu hastalýk?”

*     *     *     *
Þimþekli, gökgürültülü bir yaðmur akýyordu kentin üzerine. “Ne kasvetli hava” dedi Zeynep, “Anne, güneþli bir bahar günü olsaydý þimdi, sahile gidip bir çay içerdik seninle körfeze karþý. Ne iyi olurdu.. Yýllar var gitmedim Karþýyaka’ya.. Ýzmir’in burnunun dibindeyiz, körfezi sadece hayal edebiliyoruz artýk. Ne hayat!”
Nebahat Haným, gözleri televizyondaki Brezilya dizisinde ama aklý kimbilir nerelerde iyice yaslandý oturduðu koltuða, usulca sordu:
“Bana ne oldu Zeynep? Doktor ne dedi? Benim hastalýðým ne? Teþhis koymadýlar mý? Bak hala düzgün yürüyemiyorum, sendeliyorum adým atarken. Ayaklarým benim deðil sanki, yoksa yavaþ yavaþ ölüyor muyum?”
Engel olamadý gözyaþlarýna, birden hýçkýrýklara boðuldu, sarsýla sarsýla, ama karþýsýndaki insana rahatsýzlýk veriyor olmanýn ezikliði ile aðladý Nebahat Haným..
“Anneme Alzheimer olduðunu nasýl söylerim” dedi Zeynep kendi kendine..
“Hiç olur mu anneciðim, sen ne diyorsun? Geçici bir rahatsýzlýk bu.. Sana verilen ilaçlarý kullanmaya baþla, bak kýsa sürede nasýl iyileþeceksin.. Onbeþ gün geçmez yine akraba günlerine katýlýrsýn sen, hiç merak etme..”
Gerçeði nasýl anlatýrdý annesine ya da kim koyabilirdi hastalýðýn adýný? Bunu hiçbir zaman bilmeyecekti Nebahat Haným.. Annesini muayene eden doktor ile aðabeyi böylesinin daha iyi olacaðýný söylemiþlerdi.. Nebahat Haným dýþarýda iþlemlerin tamamlanmasýný beklerken aðabeyi ile bir köþede konuþmuþlardý:
Bak Zeynep, annemin durumu ciddi.. Bir hafta kadar önce beyin enfarktüsü geçirmiþ, beyninde bir çeþit kanama olmuþ. Valide hanýmýn bütün beyin damarlarý týkanmýþ Zeynep.. Nörolog arkadaþýmýn koyduðu teþhis Alzheimer. Bu tahribatýn geriye dönüþü yok. Verdiði ilaçlar ise birgün tanýk olacaðýmýz acý sonu mümkün olduðunca geciktirmeye yönelik. Bu süreç on yýl da olabilir bir yýl da olabilir dedi arkadaþým. Bekleyip göreceðiz. Ama þunu bilmeni istiyorum, iyileþme ihtimali bulunmuyor. Bu gerçeðe hepimiz alýþacaðýz..”
“Nasýl bir hastalýk bu aðabey, ne olur anlat bana! Þu anda ne kadar üzgün olduðumu sana tarif edemem..”
“Þimdi her þey normal görünüyor, bir tuhaflýk yok annemin davranýþlarýnda.. Ancak bir süre sonra isimleri, telefon numaralarýný unutup tekrar hatýrlamayacak. Alzheimer hastalarý yakýn geçmiþteki olaylarý, insan isimlerini ya da telefon numaralarýný daha sýk unuturlar ve daha sonra da hatýrlayamazlar.. Telaþlý insanlar bazen fýrýnda yemek piþirdiðini unutabilir ve yemek yandýktan sonra hatýrlar.. Alzheimer hastalarý ise yemeði fýrýnda unutmakla kalmaz, hazýrladýklarýný da hatýrlayamayabilirler.. Hepimiz bazen konuþurken doðru sözcükleri bulmakta güçlük çekebiliriz. Alzheimer Hastalarý ise kelimeleri unutabilir ve yerine hiç ilgisi olmayan sözcükleri kullanabilir. Normal bir insan için hangi yönde olduðumuzu ya da nereye gideceðimizi bir an için unutmak olaðandýr.. Alzheimer Hastalarý ise her gün geçtikleri sokaklarda kaybolabilir, nerede olduklarýný, oraya nasýl gittiklerini ve evlerine nasýl döneceklerini hatýrlayamayabilirler.. Alzheimer hastalarý asýl yaptýklarý iþi tamamen unutabilirler, uygun bir þekilde giyinemeyebilirler, birkaç elbiseyi ya da gömleði üst üste giyebilirler. Daha nasýl örnek vereyim? Çoðumuz cüzdan ya da anahtarlarýmýzý olaðandýþý yerlere koyar sonra da bir süre hatýrlayamayabiliriz. Alzheimer hastalarý ise eþyalarýný olmadýk yerlere býrakýrlar ve hatýrlamazlar. Örneðin gözlüðünü buzdolabýna, tuzluðu þeker kavanozunun içine koyabilirler.. Alzheimer Hastalarý herhangi bir neden olmadan aniden aðlayabilir ya da bir anda çok sinirli bir insan haline gelebilir. Þüpheci, telaþlý ya da korku içinde bir ruh hali sergileyebilirler..
Her þeyi unuturlar, açýklamaya çalýþýrlar, doðru kelimeleri bulamazlar. Sürekli davranýþ problemleri yaþarlar, gerginlik, öfke ve hýrçýnlýk göstererek kendilerine ya da çevrelerine zarar verebilirler.. Hastalýk beyni tahrip ettiði için gördüklerini ve iþittiklerini anlamayan hastalar korkar ve telaþlanýrlar. Bazý hastalar alýr baþýný gider, amaçsýz gezinir.. Kalabalýk sokaklarda yönlerini kaybedip korkarlar. Özellikle gece gezintileri sorun yaratýr. Ýstifleme ve saklama sýk rastlanan belirtilerdir. Çöp evler, yataðýn altýna biriktirmeler, çekmeceleri altüst etmeler.. Kýymetli eþyalarý çöp sepetlerine, çamaþýr sepetlerine atabilirler.. Annemin de yakýnda böyle bir insan haline gelebileceðini düþünmek bile istemiyorum. Ama ne yazýk ki bu hastalýk insaný yavaþ yavaþ tüketiyor Zeynep..”
“Tedavisi yok mu aðabey?”
“Hastalýðýn nedeni henüz tespit edilemedi. Hastalarda tam düzelme mümkün görünmüyor þimdilik. Bu hastalýkta erken teþhis çok önemli. Yeni çýkan bazý ilaçlar da iyi sonuçlar veriyormuþ. Geçenlerde bir seminerde anlatmýþlardý. Bizim uzmanýn verdiði Exelon da bu ilaçlardan biri.. Umarým annem bunun Alzheimer ilacý olduðunu anlamaz.. Zeynep yalnýzlýk bu hastalýðý aðýrlaþtýrýyormuþ. Annemin artýk yalnýz kalmamasý gerekiyor. Biliyorsun babamýn vefatýndan beri yalnýz yaþýyor. Þimdiye kadar ne benim evimde kaldý, ne de Hakan’ýn.. Kimseyi rahatsýz etmeyi sevmez.. Evinde, yalnýzlýðý, televizyonu, bulmacalarý, komþularý ve sardunyalarýyla çok mutlu.. Kasabaya davet etsen, seni, damadýný, torununu sever annem bilirsin.. Israr edersen kýrmaz, mutlaka gelir.. Hastalýðýn nasýl ilerleyeceðini bilmiyoruz, yalnýz yaþamak bir gün anneme zarar verebilir. Bir gün mutfakta yemeði ocaða koyup saatlerce ateþte býraktýðýný ya da tüplü sobayý açýp yakmayý unuttuðunu düþünmek bile istemiyorum. O zaman geç kalmýþ olacaðýz ve çok üzüleceðiz.. Anneme kesinlikle yeni bir yaþam ortamý hazýrlamamýz þart..”

*     *     *     *

“Hiç anlamadým sanýyorlar. Doktorun verdiði ilacýn içinde hepsi yazýlý.. Benim hastalýðým Alzheimer.. Yavaþ yavaþ unutmaya baþlayacaðým, bunayacaðým.. Ev iþi yapamayacaðým, boþ boþ televizyona bakacaðým, torunlarýma kazak öremeyeceðim, yýllardýr tadýna doyamadýðým günbatýmlarý benim için hiçbir anlam taþýmayacak. Komþularým gelip gidecek belki, onlarý tanýmayacaðým, bana acýyacaklar.. Halamýn bir tanýdýðý vardý. Alzheimer hastasýydý.. Halam son dönemlerini anlatmýþtý.. Kaçýp kaçýp gidiyormuþ evden, polisin yardýmýyla buluyorlarmýþ bir sokaðýn kuytusunda.. Benim sonum da öyle mi olacak? Demek birinin yardýmý olmadan sürdüremeyeceðim yaþamýmý.. Zeynep’in anne, gel bizde kal, baþýmýzýn üstünde yerin var diye ýsrar etmesinin nedenini þimdi anladým.. Ama yapamam kimsenin evinde, ben kendi evceðizimde rahatým. Komþularla konuþurum beni hiç yalnýz býrakmazlar.. Zaten ne zamandýr hep yanýbaþýmdalar.. Ýhtiyaçlarýmý karþýlýyorlar.. Kentin diðer ucunda yaþýyor olmasam Hakan ile Erdal sürekli gelir-gider ama ne yapsýnlar, ikisinin de iþi aðýr.. Kendilerine zaman ayýramýyorlar bana nasýl ayýrsýnlar.. Yine de þükür, haftada bir mutlaka gelirler, elimi öperler, alýþveriþimi yaparlar.. Bana yetiyor bu kadarý.. Ayrýlmam evimden! Kimseye yük olmam. Herkesin evi kendine.. Torunumun çocuðu olacak bugün yarýn.. Ýsterler birkaç hafta kalayým.. Gitmek lazým ama gidersem dönemeyeceðim, bu evi bir daha göremeyeceðim diye korkuyorum.. Çiçeklerim, televizyonum ve komþularýmla bir dünya kurdum kendime.. Gittiði yere kadar gider böyle.. Zeynep isterse gelir damat alýr götürür, kalýrým bir gece, ya da söylerim Hakan’a gideriz beraber takarýz altýnlarýmýzý.. Zaten yalnýz gidemem.. O geceden beri eski gücüm yok, zorlanýyorum yürümekte.. Ýnþallah ilaçlar faydalý olur da kendime gelirim. Belki de yanlýþ teþhis koymuþtur doktor.. Gelip geçici bir rahatsýzlýktýr, kimbilir.. Gazetelerde çok okudum böyle haberleri.. Ýyi bakarým kendime, gýdama dikkat ederim, temiz havaya çýkarým bol bol, bana bir þeycikler olmaz.. Yakýnda düzelirim.. Akraba günlerine bile giderim eskisi gibi..”
Telefonun sesiyle düþüncelerinden sýyrýldý Nebahat Haným.. Kýzý Zeynep’ti karþýsýndaki, sesi heyecanlýydý:
“Anne, biraz önce döndük doktordan. Daha çok geciktirilmesi sakýncalýymýþ. Torunumuz Ilgýn yarýn sezeryanla doðacak.. Sen de gelecek misin? Emre’ye söylerim bir ara gelir alýr seni..”
“Hayýr tatlý kýzým.. Hakan’a söylerim, beraber geliriz biz..”
“Peki anacýðým nasýl istersen” dedi Zeynep kýrgýn bir sesle, “Canýn ne zaman isterse o zaman gel..”

*     *     *     *

Torunu görmeye gitmiþlerdi kasabaya. Ev bayramyeri gibiydi. Her kafadan sevinçli bir ses çýkýyordu:
“Güzelim benim, dedesine ne kadar benziyor..”
“Farkýnda mýsýnýz, çok sakin bir bebek..”
“Babasý da çok sessizmiþ bebekken. Sütünü emer uyurmuþ.. Kimseyi rahatsýz etmezmiþ..”
“Ben Hakan’dan neler çekmiþtim.. Aylarca hiç susmadý.. Kaç doktora götürdük, bir þey bulamamýþlardý.. Aylar sonra sakinleþmiþti..”
“Hakan gel mutfakta birer sigara içelim” dedi Zeynep, “çay da demlendi..”
Mutfaða girdiler birlikte.. Buðulanmýþ camýn ardýndaki bahçeyi, yapraklarýný dökmüþ aðaçlarý, kulübesinde uyuklayan evin köpeði Yaðmur’u seyrettiler suskunlukla..
Çaylarýný yudumlarken Zeynep, “Hakan” dedi, “Biliyorsun Ceren sözleþmeli öðretmendi. Çok istiyordu kadrolu olmayý.. Sýnavý kazandý sonunda.. Ama tayini için devreye giren tanýdýklarý sonuç alamadý.. Ceren’in tayini Çorum’un Osmancýk Ýlçesi’ne baðlý Yaylabaþý Köyü’ne çýkýyormuþ.. Yazýsý yakýnda gelecek.. Emre askerlik görevine gidecek biliyorsun. Ceren de rapor süresi biter bitmez göreve baþlamak zorunda.. Kýzým yalnýz kalamaz dað baþýnda çocuðu ile birlikte.. Köyde bir ev tutacaðýz ister istemez.. Ben kýzýmýn yanýnda olacaðým karneler verilinceye kadar. Annemi de götürmek istiyorum. Çünkü aklým burada kalýr, huzursuz olurum.. Gözümün önünde olsun istiyorum, baksana hastalýk yerleþtikten sonra giyinmesi, banyo yapmasý, tuvalete gitmesi zorlaþýyormuþ, idrarýný tutamýyormuþ, kendisine güveni azalýyormuþ.. Kýsacasý bakýma ihtiyacý olacak.. Bir bakýcý da tutabiliriz ama ben istemiyorum, anneme bakabilirim.. Neler çekmiþ beni büyütürken.. Þimdi sýra bende.. Eðer ikna edebilirsek, iki ay içinde hazýrlanýr birlikte yola çýkarýz.. “

*     *     *     *

Yaðmur az önce dinmiþti. Karaburun Daðlarý üzerinde bulutlar daðýlmýþ, kavuþmak üzere olan güneþin soðuk kýzýllýðý bulutlara yansýmýþtý..
“Yýllardýr her akþamüzeri bu pencereden günbatýmýný seyrederim” dedi Nebahat Haným, üst kat komþusuna. Kardeþ gibiydiler ne zamandýr, ahretlik derlerdi birbirlerine, sýrdaþtýlar, yedikleri içtikleri ayrý gitmezdi..
“Haziran ayýna kadar köyde kalacakmýþýz.. Öyle söyledi kýzým.. Nasýl zor geliyor bu evi kapatmak biliyor musun Fatma Haným.. Ya bir daha dönemezsem diye endiþeleniyorum. Belki de geri döndüðümde hastalýðým ilerlediði için ben bu evi tanýmayacaðým bile. Niye buraya geldiðimi bile bilmeyeceðim. Þu güzel çiçekler benim için hiçbir anlam ifade etmeyecek.. Nasýl sabýrla büyüttüm, yetiþtirdim onlarý. Sen haftada bir gelir sularsýn artýk. Ben dönünceye kadar solsunlar istemem.. Þu çiçeðin rengine bak, sen böyle karanfil gördün mü? Balkondaki sardunyalar neredeyse dört mevsim, pembe, bordo, kýrmýzý çiçekler açarlar. Gözüm gibi bakarým onlara.. En çok sardunyalarý severim, annem de-rahmetli- bayýlýrdý sardunyaya.. Pencere içlerine sýra sýra saksýlar dizerdi.. Sardunyalarýma yine bakacaðým geriye döndüðümde. Yapraklarýný okþayacaðým, çiçeklerine dokunacaðým, uysalca eðilecekler ve ben onlarýn çiçek olduðunu hatýrlamayacaðým. Bulmacalarýmý çözebilecek miyim acaba? Sahi, Fatma Haným. Bakalým bilebilecek misin? Neydi, soldan saða üç.. Görünümü biraz da kediye benzeyen, daha irice, yýrtýcý yaban hayvaný.. Beþ harfli. Ýlk harfi V çýkýyor. Saatlerdir düþünüyorum, gelmiyor aklýma.. Eskiden baþladým mý bitirirdim.. Artýk bana bir bulmaca sözlüðü gerek.. Çözemedim mi üzülüyorum çünkü.. Vaþak mý, tamam oldu..Ýþte böyle kardeþ, yavaþ yavaþ, üstelik bunun farkýna bile varmadan ölüme gitmek… Ben hayatý seviyorum Fatma Haným, bu evi, bu sokaðý, karþýdaki daðlarý, sizleri seviyorum.. Ayrýlmayý hiç istemiyorum buradan, ayaklarým geri geri gidecek.. Hiç tadým yok günlerdir.. Bu hastalýða yakalanmýþ olduðumu bilmek benim için yarý yarýya ölmek gibi.. Ve her geçen gün de daha kötü olacakmýþým.. Hiç iyileþmeyecekmiþim senin anlayacaðýn.. Tanrý kimseye vermesin.. Yakýnlarýma aðýrlýk olmak istemiyorum ben. Dilerim kýsa sürsün, acýnacak bir zavallý haline gelmek istemiyorum. Ve þimdi ben o yolculuða çýkýyorum Fatma kardeþ.. Sana þöyle bir dünya gözüyle bakayým, geri döndüðümde bir bakarsýn seni de hatýrlayamam..”

*     *     *     *

“Zeynep, neredeymiþ bu Osmancýk? Nasýl bir köymüþ Yaylabaþý.. Bilirsin severim köyleri, belki köyde deðil ama köy gibi bir kasabada geçti çocukluðum..”
“Anne, Emre annesiyle birlikte gidip görmüþ. Osmancýk ilçesi Çorum’a ellialtý kilometre uzaklýkta Karadeniz’e yakýn bir yerleþim yeri. Yaylabaþý ise Osmancýk’a otuzbeþ kilometre uzaklýkta iki-üç yüz nüfuslu bir dað köyü imiþ.. Ama hiç ormanlýk alaný yokmuþ.. Buðday, arpa tarlalarý ile çevriliymiþ.. Okul köyün dýþýndaymýþ, taþýmalý eðitim için civar köylerden öðrenciler Yaylabaþý’na geliyormuþ.. Ýlçe uzak olduðuna göre- yolu da kötüymüþ- köyde ev tutmak zorunda kalacaðýz bulabilirsek. Köy hayatý, temiz hava, tabiat sana da iyi gelir anne ne dersin?”
“Madem siz ana-kýz kalamýyorsunuz, size arkadaþ olayým bari.. Ne zaman gelirsiniz beni almaya.. Yarýn gelmeyesiniz, ahbaplarla, komþularýmla vedalaþacaðým, giysilerimi, eþyalarýmý bavula yerleþtireceðim. Evin anahtarýný üst kat komþuma - Fatma Haným’ý hatýrlarsýn, hani son geliþinde senin için bir tepsi kýymalý börek yapmýþtý- emanet edeceðim.. Bütün kazaklarýmý yanýma alsam iyi olur deðil mi? Kýþýn kar hiç kalkmazmýþ öyle dedi dünürün.. Siz de alýn üþütmeyelim orada.. Aklým çiçeklerimde kalacak. Nasýl da özenle bakýyordum onlara.. Ýlk kez bu kadar uzun bir süre ayrýlacaðýz. Fatma Haným sulayacak ama ben dönünceye kadar mahsun kalacaklar..”
“Çiçeklerine bir þey olmaz anneciðim, merak etme.. Dört ay nedir ki, göz açýp kapayýncaya kadar gelir geçer.. Neyse biz Perþembe günü gelip seni alalým. Cumartesi sabahý kasabadan yola çýkarýz. Bir kamyonete de Ceren’in ev eþyalarýný yükleyip gideriz birlikte..”
“Hay Allah! Kýzým dur, banyodan su sesi geliyor.. Kovayý dolduruyordum, seninle konuþmaya daldýk, unutuverdim. Sorma, sabahleyin de ilaçlarýmý içmeyi unutmuþum.Yatak odasýnda sehpanýn üzerinde býraktýðým haplarý, çekmeceden havlu çýkarýrken farkettim. Haydi kapat telefonu da hazýrlanmaya baþlayayým ben. Yýkanacak çamaþýrlar var daha..”

*     *     *     *
“Ne güzel bir gün. Radyoyu dinledim, kuzeyden soðuk hava geliyormuþ. Belki biz gidene kadar o yöreler bembeyaz olur. Kar da güzel ama Ýzmir’i, beni burada mutlu eden ne varsa hepsini özleyeceðim. Ama sanki bir daha dönemeyecekmiþim gibi geliyor..”
“Aman anne, neler diyorsun sen.. Sanki hiç uzun yolculuða çýkmadýn daha önce.. Saðlýkla gidip saðlýkla döneceðiz merak etme.. Giysilerin, eþyalarýn tamam mý? Ýlaçlarýnýn hepsini aldýn mý yanýna.. Onüç-ondört saat yol.. Zamanýnda içmezsen faydasý olmaz.”
“Merak etme kýzým, önce bir kaðýda liste yaptým, defalarca kontrol ettim. Hepsini tek tek yerleþtirdim bavuluma. Ýhtiyacým olan her þey yanýmda, emekli maaþý kartým, nüfus cüzdaným, þiþler, týð, aylardýr biriktirdiði bulmacalar, uzak-yakýn gözlüklerim, el radyom, eyvah gördün mü sen, duvar takvimini alacaktým yanýma. Neyse, eve döndüðüm zaman aklým baþýmda olursa tek tek koparýrým eskiyen yapraklarýný. Ama ne olur ne olmaz biz Çorum’dan bir saatli maarif takvimi alalým.. Namaz vakitlerini kaçýrabilirim sonra…”
Otomobilin altýndan kayýp giden, kayýp giden yol çizgilerine baktý Nebahat Haným..
“Artýk demir almak günü gelmiþse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan” dedi içinden tevekkülle..
Ýzmir’i, evi, çiçekleri, sýrdaþý Fatma Haným giderek uzaklaþýyordu.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Pantolon
Karpuzkaldýran
Baðbozumu
Ünzile
yeni baþtan
Çaylarýnýz þirketin ücretsiz ikramýdýr
Yazlýk sinema
Kar zincirleri
Radyo
Düðün gecesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Çürük aþk [Þiir]
Yazlýk sinema [Þiir]
Alaçam'da bir sabah [Deneme]


Engin Yavuz kimdir?

Ýzmir\'de 23 yýl profesyonel gazetecilik yaptým. Þimdi basýn danýþmaný olarak çalýþýyorum. Gezi notlarýmdan derlediðim Bisikletle Yollar Yolculuklar ve yaðmurlarla ilgili þiir ve düzyazýlardan derlediðim Yaðmur Damlalarý isimli kitabým yayýnlandý. Yazdýklarýmý edebiyatý seven herkesle paylaþmak istiyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Rifat Ilgaz, Necati Cumali ve Yaþar Kemal'den çok etkilendim.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Engin Yavuz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.