Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Bizim memleketin zamane asiklari yilandir. Oyle siradan gunlerde askini ilan etmez, fotograflarini paylasma yurekliligi de gostermez. Hemen gizler… Olmadi hikayeye atar, gerekli onemleri alir, gecer, gider. Hatira olsun diye fotograf ceker ama asla sosyal medyada paylasmaz. Bardaklari ve manzarayi ceker ama sevgilisiyle fotograflarini profiline eklemez. Biri sordugu zaman, digeri “canim, gerek yok gosterise” gibilerinden zirvalar ve konuyu aninda kapatir. Bu aslinda su demektir. Iyisin hossun ama kader bu bilinmez. Herhangi bir olasilik, ya da beklenmeyen bir sans her an ortaya cikabilir. Bu yuzden; sen de hic su ani bozma, akisina birak yasadiklarimizi fakat yine de bana da hak ver demektir. Ben, ciftlerin fotograflarina instagramdan bakarken, o yatak odasindan ansizin cikip kapiyi da carpip evden gidiveriyor. Bu ani gordukten sonra birami bir guzel dikiyorum… Simdi biraz daha kendimdeyim. Artik ben de kapidan cikip gidebilirim diyor ve cikiveriyorum. (Onun gibi carpmiyorum da… Cunku medeniyet bunu gerektirir.) Kucumsedigimiz, dalga gectigimiz ve guldugumuz insanlar gibi siradan bir sebepten dolayi kavga ediyor ve 14 Subat gibi tatli bir gunde birbirimizden kopmayi basariyoruz. Biraz alkollu, biraz da huzunlu arabanin basina geciyorum. Muzigi son ses aciyor ve basiyorum gaza… Her zaman gittigim bara variyor, ilik kis gunu disaridaki masalardan birinde birami yudumluyorum. Yalniz basima oturup etrafi gozlemlerken, cicek satan cocuklari goruyorum… Beni pas gecip, bir masa yanimdaki cifte tatli nagmeleriyle gul satmayi basariyorlar. Sonra diger masaya yoneliyorlar… Onlara da satiyorlar… Derken digeri ve de digerleri… Siradan gunlerde ciftler birbirlerine ozen, deger ve anlayis gostermezken 14 Subat’ta sanki Muslumanligin sartlarindan biriymis gibi birbirlerine anlayis gosteriyorlardi. Sanki birbirlerini gizli gizli aldatan onlar degildi… Sanki iliskilerinden bogulmus ama evlendikleri icin kacma sansi bulamadiklarindan sus pus olanlar da onlar degildi… Bu gunde kalpler, guller, hediyeler havada ucusuyor ve herkes hayali dunyanin bir geceligine de olsa tadini cikariyordu. Gercek Dunya’nin bir gunlugune de olsa tadini cikaranlar da vardi… Onlar da gorunen o ki cicekci cocuklardi. Genc yaslarinda egitim alamamis, cicek satarak hayatini idame etmek zorunda olan o cocuklar… Kafama o an dank etmisti… Ya Rab! Bir tarafta buyudugunu iddia eden cocuklarin; ask adi altinda ya birbirini yipratiyor, ya da birbirine sahte dunya sunuyor ve sevgililer gunu diye adlandirilan bu gunu igrenclestiriyordu… Bir tarafta ise kimsesiz cocuklarin, bugune ozel satis yaparak keske her gun “sevgililer gunu” olsun diye dua ediyordu… Gun sonunda; ne buyuyup asik oldugunu sanan cocuklarin, ne de sevgililer gunune ozel satis yapan kimsesiz cocuklarin gunun anlamini ifade edebiliyordu… Gorunen o ki hepimiz sevgisizdik.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |