DÝVAN ÞÝÝRÝNDE EROTÝK - EÞCÝNSEL EDEBÝYATIN GELÝÞME NEDENLERÝ
Bu baðlamda sorulmasý gereken soru þudur: Nasýl olur da yenilik, bilimsellik ve özgürlüðe kapalý, muhafazakarlýk ve taassubun egemen olduðu teokratik Osmanlý Ýmparatorluðunda, þeriat ve dinin baskýsýna raðmen, böylesine bir erotik, pederastik-eþcinsel þiir geliþmiþtir?

Þark-Ýslam toplumlarýnda kadýnlarýn çalýþma hayatýndan dýþlanmýþ olmasý, göbek dansý dýþýnda sosyal ve eðlence hayatýnda yerinin olmayýþý, Müslüman milletleri adeta “kadýnsýz” bir topluma dönüþmüþtür. Flört etmek, çýkmak, buluþmak gibi sosyal aktiviteler de “bekaret ve namus elden gider” gerekçesiyle kýsýtlanýnca, bu durumda kadýn objesinin yerini, kaçýnýlmaz olarak baþka objeler almýþ, cinsel sapmalar oluþmuþ, cinsellik onlara yöneltilmiþtir. Her þeyden önce, eþcinsellik dýþýnda, hiçbir kutsal kitapta pederasti ve pedofiliyi yasaklayan, kýnayan ve mahkum eden bir buyruk yoktur. Tevrat’ta þöyle yazar:

“Kadýnla yatar gibi bir erkekle yatmayacaksýn. Bu iðrençtir. (…) Bir erkek baþka bir erkekle yatarsa, ikisi de iðrençlik etmiþ olur. Kesinlikle öldürüleceklerdir.” (Tevrat, Levililer 18: 22-23; 20: 13)

Musa þeriatýnda ölüm cezasý taþlanarak (recm) veya yakýlarak infaz edilir. Ýncil ise eþcinseller ile birlikte lezbiyenlerin de ölümü hak ettiðini yazar:
“Kadýnlar bile doðal iliþki yerine doðal olmayaný yeðlediler. Ayný þekilde erkekler de kadýnla doðal iliþkiyi býrakýp birbirleri için þehvetle yanýp tutuþtular. Erkekler erkeklerle utanç verici iliþkilere girdiler. (…) Böyle davrananlarýn ölümü hak ettiðine iliþkin Tanrý buyruðunu bildikleri halde, bunlarý yalnýz yapmakla kalmaz, yapanlarý da onaylarlar.” (Ýncil, Romalýlar 1:25-32)

Oysa, bu baðlamda, Kuran çok daha hoþgörülüdür. Örneðin, zina edenlere ceza olarak yüz deðnek vurulmasý açýkça yazar, fakat dört tanýk gerekmektedir; dört tanýk yoksa bu suçlamayý yapanlara seksen deðnek vurulur ! (Nur Suresi: 2-4). Neml ve Araf surelerinde ise erkek erkeðe cinsel iliþkiyi kýnayan uyarýlar vardýr. Ancak, sopayla dayak atýlmasý gibi eþcinselliði açýkça mahkum eden bir ceza yoktur:

“Çünkü siz kadýnlarý býrakýp da þehvetle erkeklere gidiyorsunuz. Belki de siz haddi aþan bir kavimsiniz. (…) Siz kadýnlarý býrakýp ille de þehvetle erkeklere yaklaþacak mýsýnýz? Doðrusu siz beyinsizlikte devam eden bir kavimsiniz!” (Araf: 81; Neml: 55)

Dikkat edersek, burada “belki de siz haddi aþan…. beyinsizlik” gibi söylemler alaycý söylemlerdir. Kuran’da eþcinsellere insanlar tarafýndan doðrudan bir ceza verilmesi öngörülmemiþtir. Eþcinselliðin iþlerlik kazandýðý Sodom ve Gomorra’da yaþayanlara (Lut kavmi) verilen ceza da insanlardan deðil doðrudan Allah’tan gelir. Lut kavmi gökten inen “balçýk taþlarla” cezalandýrýlýr. (Hud: 82-83).

CÝNSEL YÖNELÝM FARKLILIÐI VE PARAFÝLÝ
Ýmdi, biraz konu dýþýna çýkýyor gibi olsak da, cinsel yönelimlerle ilgili psikiyatrik kavramlarý bir kez daha açýklama gereðini duyuyorum. Genel olarak parafili sözcüðü, cinsel sapýklýk, sapkýnlýk, cinsel sapma aþýrý ve anormal cinsel davranýþ ve eðilimler için kullanýlan bir psikiyatri terimidir. Bu cinsel sapmalar heykel (agalmafili), hayvan (zoofili), ölü (nekrofili), çocuk (pedofili) gibi canlý cansýz objelere yönelebilir. Cinsel sado-mazo sapmalar da bu kapsama girer. Eþcinsellik, lezbiyenlik, biseksüellik, travestilik ise çaðdaþ psikiyatrinin öncülüðünü üstlenmiþ olan Amerikan Psikiyatri Derneði’nce parafili kapsamýndan çýkartýlmýþ olup çoðu psikiyatrist, psikolog ve psikoterapist tarafýndan artýk bir hastalýk, ya da, cinsel sapma olarak görülmüyor: Bu sadece doðal bir farklýlýk.

Eþcinsellikte hastalýk olarak görülen tek olgu çevrenin farklýlýða olan tepkisinden dolayý, yani, baþka bir deyiþle “damgalama” nýn getirdiði ikincil psikolojik dokuncalardan dolayý ortaya çýkan ruhsal bozukluklardýr. En sýk görüleni, “duygu durum bozukluðu” (mood disorder) ile “kiþilik bozukluðu” dur. Son yýllarda damgalamanýn azalmasýyla bu bozukluklarýn sýklýðý da oldukça azalmýþtýr.
Eþcinsel yönelim cinselliðin geliþiminde, yani genelde çocuðun üç yaþlarýnda ortaya çýkýyor, biseksüellik de o yaþlarda hissediliyor. Kiþilik geliþimi de o yaþlarda baþlýyor ve toplumca kabul görmeyen cinsel yönelimlerin gizliliði patolojik durumlara yol açabiliyor.

ÇOCUK, ERGEN, ERÝÞKÝN
Psikolog ve psikiyatristlere göre çocukluk dönemi 2-13, ergenlik ise 13-16 yaþlarý arasýný kapsar. Bazýlarý 10-13 yaþlarý dönemini ön ergenlik olarak niteler. Ergenliðin fizyolojik deðiþiklikleri kýzlarda ilk aybaþý kanamasý (adet görme), erkeklerde ise erlik gözelerinin (sperm) yapýmý ve sakal-býyýk çýkmasýyla baþlar. Ergenlikle baþlayan cinsel uyanýþ ve büyüme gençlik çaðýnýn sonuna dek bedensel, cinsel ve tinsel olgunluða ulaþmakla, eriþkin bir insan olmakla sona erer.

Bu baðlamda, kutsal kitaplarda eþcinsellikten söz eden ayetlerdeki “erkek” sözcüðü “eriþkin” erkeði kapsar. Ergen olmayan oðlan çocuklarý “henüz sakalý ve býyýðý çýkmamýþ” olduðundan “erkek” kategorisi içinde deðildir.

Ýþte bu nedenle, bilinçaltýnýn cinsel içtepileri pedofili ve pederasti ile ilgili açýk bir dinsel yasak olmayýþýný bir mazeret, bir bahane, bir fýrsat, bir gerekçe olarak kullanma yolunu seçmiþ, ergen olmayan çocuklarla cinsel iliþki ahlaki ve dinsel bir suç olarak algýlanmamýþtýr. Örneðin, eþcinsellik, lezbiyenlik, pederasti, pedofili skandallarýnýn Katolik Kilisesinde zirve yapmasýnýn temelinde papazlar ve rahibelerin bekar kalma zorunluðudur. Oysa bu insan doðasýna aykýrý bir durumdur. Cinsel skandallara karýþan rahibe ve papazlarýn hiç umursamadan görevlerini hala sürdürmeleri, maaþlarýný almalarý, ayinleri yönetmeleri, Vatikan’dan yapýlan konuyu geçiþtirme ve örtbas etme çabalarý, bu bilinçaltý özür ve gerekçe yaratmanýn dýþa vurumudur. Tarihsel olarak eþcinsel geçmiþleriyle ünlü Katolik papazlar özellikle pedofilinin adeta müptelasý ve tiryakisi olmuþlar ki tüm bu skandallar, yargý ve kamuoyu baskýsýna raðmen, uyuþturucu madde baðýmlýlarý gibi, bir türlü bu huy ve alýþkanlýklarýndan vazgeçemiyorlar !

Üstüne üstlük karþýlýklý rýza ve istek olduðu takdirde Vatikan pedofilinin hoþ görülmesini arzular bir tutum içinde. Pedofilinin, sapýklýk ya da çocuk istismarý deðil, karþýlýklý rýza olduðu takdirde, eþcinsellik, lezbiyenlik gibi cinsel bir tercih olduðunu savunan psikiyatrist ve psikoterapistler bile var. Toronto Üniversitesi Psikiyatri Bölümü Baþkaný Prof. James Cantor taciz ve zorlama olmadýðý takdirde pedofilinin cinsel sapkýnlýk olarak görülmemesi gerektiðini savunuyor! Demek ki, bu durumda çocuða oyuncak, çikolata ve para vererek cinsel iliþkiye girmekte bir sakýnca yok!

Ýslam teolojisinde ise ergen olmayan çocuklara duyulan bilinçaltý cinsel içtepilerin süblime edilerek, yüceltilerek dýþa vurmasý söz konusudur. Kuran’daki cennette sakilik ve hizmetçilik yapan “sedefleri içinde saklý inci” lere benzeyen, bilekleri gümüþ bilezikli gýlmanlarýn varlýðý da bu anlayýþ ve algýlamanýn bir ürünüdür. Bir çok Ýslam tarikatýnda oðlan çocuklarýn saflýk, masumiyet ve güzelliðinden esinlenerek tanrýsal aþka ulaþma yöntemi veya oðlan çocuklarla -cinsel iliþki kurmadan- eðleþme ve oynaþma gibi adetler vardýr. Bademleme denilen bu adet günümüzde hala sürmekte olup eðleþme ve oynaþmanýn mastürbasyon, cinsel iliþki veya tecavüzle sonuçlanýp sonuçlanmama olasýlýðý da tartýþmaya açýktýr

Psikiyatrist Prof. Dr. Doðan Þahin þeyh veya tarikata aþýrý baðlanmanýn sorgulamayý ortadan kaldýrdýðýna, aþýrý itaat ve inancýn etkisiyle sonunda kendini tamamen þeyhe býrakabilen müritler olabileceðine dikkat çekiyor. Ýlahiyatçý Prof. Dr. Saim Yeprem de bademlemenin kökeni hakkýnda þöyle diyor:

“ (Bademleme) ahlak dýþý, bazý cinsel duygularý istismar etmek ve bu arada dini motifleri kullanmak suretiyle yapýlan bir sapýklýk. Tamamen iðrenç, insaniyet dýþý, Ýslam diniyle hiç ilgisi olmayan ama bazý kültürlerden kalan her þeyi mubah sayan “Ýbadilik” akýmýnýn yeniden hortlamasý bu olay. Ýbadilik, Selçuklu Nizamülmülk zamanýnda Hasan Sabbah’ýn davranýþlarýdýr. Bunlar insanlarý etki altýna alýp her davranýþý serbest sayýyorlar. Bilerek katýlýyorsa psikiyatrik kontrolden geçirilmeleri gerekiyor.”

Buna ek olarak Yahudi, Hristiyan, Ýslam ve Osmanlý geleneðinde, aþiret düzleminde yaþayan feodal toplumlarda “henüz adet görmemiþ” veya “hiç adet görmemiþ” çocuk yaþta ergen olmayan kýz çocuklarýyla evlenmek de ahlak ve hukuk dýþý bir davranýþ olarak görülmediði gibi kýz çocuklarýyla evlenmek çok olaðandý ve kýz çocuklarýnýn yaþý konusunda hiçbir din kitabýnda herhangi bir kýsýtlama yoktur.
Örneðin, Kral Davut yaþlanýnca koynuna girip onu ýsýtmasý için bakire bir kýz, Þunemli Abiþag, aranýp bulunur ve krala sunulur. (Tevrat, I. Krallar, 1: 1-4) Ayþe de Muhammet ile niþanlandýðýnda 6 yaþýndaydý ve 9 yaþýnda onunla evlenip gerdeðe girmiþtir. Zaten bu gelenek günümüzde “çocuk gelinler” olgusuyla muhafazakar ve cahil kesimlerde hâlâ sürmektedir. Beþik kertmesi denilen gelenekle bugün bebekleri bile evlendirenler vardýr.

Küçük kýzlarla ilgili olarak Kuran’da sadece boþanma konusuna açýklýk getirilmiþtir. “Henüz adet görmemiþ” veya “hiç adet görmemiþ” kýzlarla evlenenler onlarý boþadýklarý andan itibaren 3 ay geçene kadar –hamile olup olmadýklarýnýn iyice belirlemesi amacýyla- beklemek zorundadýrlar. Bu süre boyunca kýzlar koca evinde kalýrlar:

“Talak Suresi 4. Kadýnlarýnýzdan âdetten kesilmiþ olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onlarýn bekleme süresi üç aydýr.” (Diyanet Ýþl. Bþk. )“Âdetten kesilen kadýnlarýnýzýn iddet bekleme sürelerinde kuþkuya düþerseniz, onlarýn iddetleri üç aydýr. Hiç âdet görmemiþ kadýnlarýn süreleri de böyledir.” (Yaþar Nuri Öztürk Çev.)

SONUÇ
O halde, psikiyatrinin pederasti ve pedofili olarak tanýmladýðý eylemler, dinsel yasaklarýn dýþýnda kaldýðýndan, ya da, bilinçaltýnda öyle algýlanmak istendiðinden, o devirde -gelenekler ve dinsel açýdan- bir suç veya ahlaki bir sapkýnlýk olarak görülmemiþtir. Ancak, yine de bir kamuoyu korkusu olmalý ki þiirlerdeki oðlanlar, ergen sevgililer ve pedofilik aþk için özel simgeler ve þifreler kullanýlmýþtýr.
Ýþte bu nedenlerden dolayý, eriþkin eþcinsellikten çok, pedofili ve pederasti Divan þiirinde yaygýnlaþmýþ, sonuçta sapkýn sevinin yüceltildiði, süblime edildiði bir edebiyat anlayýþý geliþmiþtir. Hemen belirteyim ki Divan þiirinde Romalý erotik þair Catullus ’un þiirlerinde görüldüðü gibi pornografik, çirkin ve kaba tasvirler çok enderdir. Eþcinsel, pederastik ve pedofilik aþk, divan þiirinde tanrýsal bir aþk gibi yüceltilmiþ, vezin, kafiye ve çok sofistike bir dil kullanýlmasýna özen gösterilmiþtir.
Ýmparatorluðun en güçlü olduðu dönemlerinde (XIV-XVIII. yüzyýl) geliþen Divan Edebiyatý, Lale Devri ile zirveye ulaþmýþ, daha sonra yenilgiler, duraklama devri, arkasýndan da gerileme devrinin baþlamasýyla yavaþ yavaþ ortadan kalkmýþtýr.

Bu kadar zengin, soylu bir estetiðe sahip eþcinsel-pederastik-pedofilik bir edebiyat Batýda yoktur. Bu Osmanlý kültürünün zenginliðidir. Bu nedenle, hiç kimse Ýslam ve Osmanlý kültürüne özgü bu edebiyat türünü Batý’dan aldýðýmýzý öne sürmeye kalkýþmasýn.

DÝVAN EDEBÝYATINDAN ÞÝÝR ÖRNEKLERÝ:
Divan Edebiyatýndan pederastik temalý bazý þiir örnekleri Türkçe çevirisiyle aþaðýda sunulmaktadýr:

“Ýzn alýp cuma namazýna deyu maderden
Bir gün uðurlayalým çerhi sitemperverden
Dolaþýp iskeleye doðru nihan yollardan
Gidelim servi revaným yürü Sadabâd’a.”
(Cuma namazýna diye izin alýp anneden
Bir gün uðurlayalým sitemkar yüzleri
Ýskeleye doðru dolaþýp ýssýz yollardan
Gidelim servi boylum yürü Sadabad’a)

“Ben olsam bir de mutrib, bir de tarfi cûybâr olsa
Hoþ bir de farza bir cüvâni þivekâr olsa.”
(Ben olsam bir de çalgýcýlar, bir ýrmak kenarýnda olsak
Bir de iþveli bir oðlan olsa yanýmýzda ne hoþ olur )
Nedim

“Hammâmýna bârid idim Göynük’ün amma
Hammâmcýsýný gördüm hammâmýna ýsýndým.”
(Göynük’ün hamamýna pek soðuktum ama
Hamamcýsýný görünce hamamýna ýsýndým.)
Hamdullah Hamdi

“Bâisi güftâr olur bana senin nutký lebin
Sanasýn Ýsa’yý Meryem’dir ki mevta söyletir.”
(Senin konuþan dudaklarýn benim güftem olur;
Sanýrsýn Meryem oðlu Ýsa’dýr ölüleri söyleten)
Nevi

“Hüsne maðrur oldun ey ruhlarý al
Seni bu güzellik çok nazlandýrdý
Fahreyleme zira çarhý köhne
Nice mahbuplarý sakallandýrdý.”
(Güzelliðinle gururlandýn ey al yanaklý
Seni bu güzellik çok nazlandýrdý
Pek övünme, çünkü köhne felek
Nice erkek sevgiliyi sakallandýrdý!)
Merzifonlu Eyüp Sabri

“Desti dellâki görüp ol zülfü anberfâmda
Baþuma kaynar sular koydu duþa hamamda.
Babanýn caný yürek yaðý çekerler kaný
Ana beþ beþ doðura senin gibi oðlaný.”
(Amber kokulu zülfünde tellaðýn elini gördüðümde
Hamamda baþýma kaynar sular döküldü
Babanýn caný yürek yaðý çekerler kanýný
Analar beþer beþer doðura senin gibi oðlaný.)
Behiþti

“Temaþa eyledim hamamý herkes âlem üstünde
O denlü girme çýkma var ki âdem âdem üstünde.”
(Hamamý seyrettim herkes âlem yapmakta
O denli girme çýkma var ki adam adam üstünde!)
Veysi