Yaþamdan korkmayýn çocuklar. Ýyi, doðru bir þey yaptýnýz mý yaþam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Evet, evet bu vatana hizmet etmek lazým, milliyetçi olmak lazým her konuda. Arkadaþlarým da benim nasýl bir milliyetçi olduðumu, vatanýmý nasýl yere göðe koyamadýðýmý, nasýl sevdiðimi bilirler... Hatta durup durup ’’Ýsmail aðabey senin kadar milliyetçi zor bulunur bu memlekette.’’ diye de beni onore ederler çoðu kere... Paralý askerlik çýkýnca biz de hemen müracaat ettik tabi ki... Kýrküç yaþýna kadar niye gitmediðime gelince, inanýn o da vatan sevgisinden, aþýrý milliyetçiliðim dendir... Biliyordum az çok paralý askerliðin çýkacaðýný, benim de maddi olarak katkým olur devletime diye kaçt... pardon, ne kaçmasý gitmedim iþte. Paralarý toparlayýp hemen bankaya vardým. Öyle yürüyerek filan da deðil koþarak koþarak. Vatanýma hizmet var ucunda bunun maddi olarak. Sonra yatýrdým otuzbirbinikiyüzdoksan lirayý... Yatýrdým derken otuz bir bin üç yüz lira verdim, on lirayý da billahi geri almadým, ne demek, feda olsun vatanýma on lira... Yirmi bir gün çok aðýr eðitimler yaptýk. Her ne kadar her gün karavanadan yemesek de yine de yirmi bir günde üç beþ defa yemekhane de yemek yemiþizdir. Maksat öbür arkadaþlarýmýn karný daha iyi doysun, yoksa baþka bir amacýmýz yoktur... Neyse alnýmýzýn aký ile bitirdik o günleri... Geldik tekrar iþimizin baþýna. Baktým geçen gün arkadaþýmýn bakkalýnda bir sürü yabancý marka meyve suyu, kola. Hemen parasýný verdim aldým yirmi tane... Kameralarý da çaðýrdým. Baþladým kolalarý sokaða boþaltmaya... Protesto ediyorum böyle böyle o emperyalist ülkelerin þirketlerini... Daha neler neler yapacaðým ileri de inanamayacaksýnýz... Kolalarý boþalttýktan sonra, þimdide gideyim, parasýný vereyim, yabancý marka üç beþ kutu deterjan alayým, onlarý da daða bayýra, topraða boþaltayým. Bakýn bakalým yabancý þirketler nasýl protesto ediliyormuþ öðrenin... Daha neler neler yapacaðým sizlere, aklýnýza hayalinize bile gelmeyecek eylemler gerçekleþtireceðim... Geçenlerde iki üç bekar arkadaþ, arabaya atladýk Antalya’ya gittik. Deniz kenarýnda bir yerde çadýrlarýmýzý kurduk. Yanýmýzda da her milletten turistler filan var. ’’Gelin þunlar ile bir kontak kuralým.’’ dedim arkadaþlara... Yarý almanca yarý Türkçe, kafa gözü yara yara, devrik ve düþük cümleler ile de olsa sohbet muhabbet ediyorken, erkek arkadaþlarý gelmesin mi, biraz tartýþtýk, sonrada kafa göz, Allah ne verdiyse artýk daldýk birbirimize... Topraklarýmýzý iyi savunduk velhasýlý... Bir tanesi döndü bize Almanca ’’Bir daha gelmeyeceðiz buraya.’’ dedi... Ben de yarý almanca yarý Türkçe ’’Amaaaan çok da þeyimizdeydi gelmezseniz gelmeyin Türkiye Türklerindir zaten.’’ dedim. O sýrada bizim orada ki yerli vatandaþlar bizi Jandarmaya þikayet etmiþler, adlýlar götürdüler, bir gece nezarette kaldýk... O Fransýz Malý arabadan alsam bir tane, parasýný bastýrýp, sonrada Fransayý protesto etmek için o arabayý bir güzel benzin döküp yaksam. Herhalde mahvolurlar, benim bu ses getiren eylemim ile ’’Bir daha sakýn böyle bir þey yapma diye ayaklarýma bile kapanýrlar gibi geliyor.’’ Çikita Muz ithal ediyorlarmýþ. Olur mu öyle þey bizim yerli muzlarýmýz dururken. Hemen eyleme geçtim tabi bunu duyunca. Gittim on kilo muz aldým mahallede ki manavdan. Kabuklarýný soydum soydum denize attým. Sonra komþu mahalleye gidip oradan da aldým bir on beþ kilo kadar çikita muz onunda kabuklarýný soyup soyup denize attým. Ben yemem ama balýklarýn milliyeti yok, onlar yesin, halkýma yedirmem... Yaþasýn Anamur Muzlarý ile Antalya Muzlarýnýn kardeþliði, kahrolsun Çikita Muzlarý... Ýyi de paramda kalmadý yahu yerli muz üreticilerini destekleyeceðiz diye... Gitsem bir seraya, muz üreticisine, zararlarý mý karþýlarlar mý ki? ’’Yerli malý yurdun malý, herkes onu kullanmalý’’, diye de bir sloganýmýz vardý biz çocukken. Ben de þimdi o slogana ekleme yaptým ki o da þöyle ’’Yerli malý yurdun malý herkes onu kullanmalý, yerli malý kullanmayanlara iyice kýllanmalý.’’ Nasýl ama benden ki akýllar?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |