2020 Mart’ ýnda dünyayý etkisine alan CORONA virüs vak’ asýndan, en çok etkilenen ülkelerin baþýnda ABD geliyordu. Öyle ki, bu gün 1,9 milyon kiþiye ulaþan vak’ a ve yaklaþýk 107 bin kiþilik ölü sayýsýnýn ülkede belirli sarsýntýlara sebep olmasý da kaçýnýlmazdý.

Zaten önemli oranda yoksul ve iþsiz sayýsý ile fokur fokur kaynayan Amerikan sosyal yapýsý, bu salgýn ile beraber iþsizlik, yoksulluk ve sefâleti daha da artýrmasý kaçýnýlmaz bi durum olacaktý.
Baþta, New York, Washington, Chicago ve Manhattan gib önemli merkezlerinde birden on binlerce kiþi sokaða dökülerek protestolara baþladýlar.

Önceki hafta, ülkenin, Minnesota eyaletine baðlý Minneapolis kentinde polis, hükümeti hedef alan protesto olaylarý esnasýnda , George Floyd adlý siyahi bir Amerikalý’ nýn boðazýna diziyle basýp edip boðarak öldürmesinden sonra, ülkedeki gerilim âdeta had safhaya ulaþtý. Bu gün itibariyle de, polis ile göstericiler arasýndaki mücadele, kesintisiz olarak sürüyor.

Geçtiðimiz yýl Hak’ kýn rahmetine kavuþan Tarihçi Kadir Mýsýroðlu , 2002 senesinde yazdýðý FÝLÝSTÝN’ ÝN DRAMI VE DÜÞÜNDÜRDÜKLERÝ isimli kitapta; Amerika’ nýn yýkýlýþ sürecini anlatýyor ve konuyu aynen þu cümle ile noktalýyordu :
“Amerika' nýn 2020' de yýkýlma vetiresi baþlayacaktýr.”

You Tube kanalýna bu baþlýk ile girildiðinde; bizzat Üstâd’ ýn videolarýndan, kendi görüntü ve sesi ile bunun hikâye edildiðini görüyoruz.
Hatta kendisine o yýllarda, bu “kehaneti “ hangi belirtilere dayanarak yaptýðýný soranlara da ; “ Bu bir kehânet deðil, bu bir parlak akýl analizi” manasýna gelecek cümle ile cevap veriyordu.

Bilindiði gibi, Hz. Âdem’den bu yana, insanlýk tarihi içinde gerek þahsi ve gerekse kurum olarak zulüm üreten her obje’ nin bir zeval sürecine girmesi kaçýnýlmaz olmuþtur.

Nice Nemrutlar, Firavunlar, Führerler, Duçeler; Þefler, devletleri ile birlikte, adevirlerini dramatik bir son ile kapatarak, dünya hayatý ile vedalaþmýþlardýr.
Bu günkü Amerika’ ya baktýðýmýzda , tarihî bütünlük içinde, onun siyasî ve hegemonik yapýsý ve faaliyetleri olarak, kendisine en fazla benzerlik taþýdýðý devletin Roma Ýmparatorluðu olduðunu görüyoruz.

M.Ö. 27 yýlýnda kurulup, çeþitli idârî þekillerle, en çok bilinen ismiyle Bizans olacak olan Roma Ýmparatorluðu, M.S. 15. yüzyýl ortalarýnda, Fatih’ in Ýstanbul’ u fethi ile varlýðý sona erecek olan bu zâlim devlet, aynen, Birinci Dünya Savaþý sonrasýndan günümüze, bir asýrdan fazla bir zamandýr , Dünyanýn baþ belâsý olacak ABD gibi, o dönemlerde özellikle mazlum milletlere göz açtýrmayan bir emperyal güç idi.

ABD’ nin bu günkü devlet yapýsý, felsefesi ve uygulamalarýna baktýðýmýzda, sanki o devir Roma’ sýna, modernist makyaj yapýlarak hayata geçirilmiþ bir þekilde, günümüzdeki devamý olarak görebiliyoruz.
ABD’ de de, aynen Roma Devletinde olduðu gibi, hükümranlýðýnýn her safhasýnda, Dünyanýn hemen hemen her bölgesindeki insanlarýn korkulu rüyasý olacaktý.

Resmen kuruluþu, 1776 senesine dayanan ABD, daha devletleþme durumuna gelmeden, Avrupalý göçmen yerleþimcilerin, o topraklarýn yerlisi olan Kýzýlderililere karþý, yaptýklarý katliamlarýn ilki, 1539 yýlýnda Ýspanyollarca yapýlýr. Bu tarihten 1911 yýlýna kadar, 65 kadar toplu katliam yapýldýðý, sonuçta, toplamda 70 milyon kýzýlderilinin öldürüldüðünden söz edilmektedir.

Kendi sýnýrlarý içinde, bu temizliði yapan ABD, özellikle 1. Dünya Savaþý döneminde ülke olarak savaþ dýþýnda kalmasý, bu süre içerisinde de teknoloji ile sanayide önemli adýmlar atmasýný saðlayacak, 1920’ lere gelindiðinde ise, dünya liderliðini bir anlamda, o zamanki ünvaný ile Britanya Ýmparatorluðu olan, Ýngiltere’ den devralacak ve yine o zamanki emperyal bir güç olan SSCB ile birlikte 1990’ lara kadar rekabet içinde, dünyanýn hemen her bölgesine müdahalelerde bulunacaklar, bunun sonrasýnda da, o bölge insanlarýna karþý, sonu gelmez zulüm hareketlerini baþlatacaklardý.

ABD, çeþitli bahanelerle girdiði, baþta Vietnam, Japonya, Kuzey Kore, Afganistan, Irak ve Suriye olmak üzere, bir çok ülkede milyonlarca mazlum ve sivili öldürecek, özellikle 1947’ de Filistin topraklarýnda kurdurduðu, Ýsrail’ e, verdiði siyasî, nakdî ve silah desteðiyle, Arap topraklarýnda o günden bu yana rahat huzur býrakmayacaktý.

Özellikle 1989’ da, SSCB’ nin daðýlmasýyla birlikte, yeryüzünün en büyük egemen gücü olan ABD, son yýllarda Çin’ in ekonomide ve sanayideki geliþmesiyle birlikte, bayaðý bir düþüþ gösterse de, para birimi olan dolarýn sâyesinde bulunduðu siyâsi anlamdaki liderliðini korumakta idi.
Ancak, bu gün yaþadýðý sosyal ve iktisadi çalkantýlara bir çare bulamazsa, halefi egemen güçler gibi, dönemini kapatacak ve yerini bir baþka despot devletin inisiyatifine býrakarak, bu gün zaten 50 eyalet devletininin birliðinden meydana gelmiþ konfederatif bir birlik devlet görüntüsü veren kurum, o kadar, belki de daha parçalý, küçük devletçiklere bölünerek daðýlacaktýr.

“Zulm ile abâd olanýn, âhiri ber bad olur” ilâhî tecellisi elbet bir gün ABD için de iþleyecektir…


Salih Zeki Çavdaroðlu
01 Haziran 2020

https://ferahnak.wordpress.com/2020/06/01/2002-yilinda-abd-yikilacak-kehaneti-gerceklesiyor-mu/