Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Söz ile nice amaçlar maksuda erer. Hatta nice amaçlar için söz; bitmeyen, tükenmeyen imkanlar dünyasının bir diğer adıdır. İnsan, kültürünü, estetiğini söze borçludur, medeniyetler sözle kurulur ve yine sözle korunur. Başka kültür ve medeniyetleri de sözlerle değiştirir, sözlerle parçalar ve yok edilebilir. İnsan, tabiatı kendine katan bir varlıktır. Onu kendisine daha faydalı, kendisi için daha güzel hale getirerek, bütün sırlarını, güç ve kuvvet kaynaklarını didik didik etmektedir. Onun dilini kendi diline tercüme ederek, kanun ve prensiplere ulaşır. Bunları da hayatına tatbik eder. Bu tatbikat tekniği, bu kanun ve prensiplerde ilmi ifade etmektedirler. Çoğu zaman insan için bir uçak kuştan daha şaşırtıcı, daha güzel, madeni bir takım sesler kuş ve su seslerinden daha hoştur. Çünkü onları kendisi bulmuştur. İlim ve teknik, insanın, tabiatı tabiatla bulması ve anlamasıdır. Bunu da söz ve yazı ile başarabilmiştir. İnsan insanı kendine katan kendinde bulan bir varlıktır. Onu daha güzel hale getirmek için bütün sırlarını, güç ve kuvvet kaynaklarını, hatta zaaflarını araştırır. Onunla anlaşmak için ortak bir dil kullanır. Onu ortak bir hayata çağırır. Birlikte bu hayata yön ve biçim kazandırarak, devlet ve milletler halinde büyük varlıklara ulaşır. Yaşadığı bu hayatın muhtevasını oluşturan, onu canlı ve anlamlı tutan şey de kültür ve irfandır. İşte bu irfan hayatının dokuyucu mekiği söz ise, doku ve desenleri de edebiyattır. Edebiyatın özü de inançtır. Edebiyat, insanın, tabiat ve insanı insanla bulup anlaması ve anlatmasıdır. Bunu da söz ve yazıyla yapmıştır. Gönülleri yapan da yıkan da sözdür. Bir güzele düşmüş gönüle güç veren, o gönlü teselli eden yine sözdür. Gönüller koz asının ipek böceği sözdür. O kozada söz inançtır, sevdadır. Söz gönlün yüzüne tutulan aynadır. Her insan kendi içini ve kendi dışını sözlerle görür ve bulur. Hasretini çektiği güzeli onunla arar, onunla yakalar. Ancak insan süzme bencildir. Bu bencilliği onu bir eşekten değersiz kılar. İster kişi, ister aile, ister şahıs işte bunlardan her biri kendine göre ve kendini layık görerek, güzele tek başına sahip olmak ister. Her biri en güzeli tek başına kendisinin avladığını iddia eder. İşte bu lanet olası rekabet veya yarış kin doğurur, düşmanlık doğurur. Aranan göze insanlık destanı olan edebiyat bütün bunların temsil ettiği hikayeleriyle doludur. Halbuki güzel tektir. Bütün arayan yolcularına ufukları açıktır. Yolları ve kapıları, sevdalıların nefesleri sayısıncadır. Bütün yüzlerde ve gönüllerde onun şiirinin kafiyelerini okuyabilir gerçek âşıklar. Hakiki edebiyat, gerçek âşıkların gönül destanıdır. Söz, o kapının kuludur. Yol, o erlerin yoludur. O yol ki insanı güzelce ve güzelliklerle alıp mutlak güzele erdirir. Gönlüm edebiyat denince niyeyse artık bunu anlıyor. Siz ne anlıyorsunuz bilmiyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |