Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
''ATV'de yayınlanan 'Nihat Hatipoğlu ile Sahur' programında bir genç, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'na "Uzaylılar Müslüman mıdır?" diye sordu.'' BASINDAN "Ama 'yer' ve 'göktekiler' kelimeleri var. O 'göktekiler' den maksat, bizim dünyamız dışındakiler, göktekiler. Göktekiler gezegenler, yıldızlar, vesaire. Orada bir hayat varsa mutlaka Allah, göndermiştir peygamber. 'Biz peygamber göndermedikçe sorumlu tutmayız' diyor çünkü. Mevcut olmuş olsaydı sevgili peygamberimizden haberdar olurlardı, ona göre iman ederlerdi. Ama bu konuda net bir bilgimiz yok." BASINDAN Sanırım Nihat Hatipoğlu Hoca'ya böyle soru sorma cesaretini gösteren arkadaşımız, ya dalga geçmek için bu soruyu soruyor ya da gerçekten saf delikanlılardan birisi... Sen şimdi tutup da ''Uzaylılar Müslüman mı?'' diye sorarsan, başka bir Hristiyan Genç de ''Uzaylılar Hristiyan mı Hristiyan ise Katolik mi Protestan mı, Gregoryan mı, Anglikan Kilisesine mi bağlı?'' diye de sorabilir... Hayır bir de şunu sormak lazım, Nihat Hoca'ya soru soran gence. Uzaylılar Müslüman olsa ne olmasa ne, seni niye alakadar ediyor? Yok daha neler, Müslümansalar hangi mezheptendir bunlar, Hanefi mi, Maliki mi, Şafi mi? Müslüman değilseler İslam'a mı davet edeceksin? Uzayca diye bir dil var mı? Varsa bile bu dili kimse bilmiyordur, şimdiye kadar uzaylıları gördüğünü söyleyen varsa da, tek tük, onlarla konuştuğunu ve anlaştığını söyleyen bir tane insan yok. Hadi yakaladın bir uzaylıyı da Müslüman yapmaya kalktın, kelime-i şahadeti nasıl söyleteceksin? Bir de bunların dişisi erkeği olduğunu düşün, dişisi için sorun yok da, erkeğini bir şekilde sünnet etmek gerekirse, ne yapacak bu uzaylı kardeşimiz ve bu durumu ona nasıl anlatacaksınız? Eskiden olsa Kemal Özkan şıp diye hallederdi, ama o da rahmetli oldu sanırım... Seneler önce Ramazan Ayı'nda eski bir televizyon sunucusunun bir şov programında, Profesör etiketli bir medyatik Hoca'ya yine böyle saçma sapan sorular sormuşlardı, merak eden araştırır bulur, isim vermeyelim şimdi. Yok efendim diş fırçalamak orucu bozar mı, sakız çiğnemek orucu bozar mı, iftardan önce sevişilir mi... Saf ve temiz, biraz da bilgisi az Müslümanların kafasını bulandırmayı başarmışlardı o zaman azıcık da olsa. Bırakın bu işleri ve bu saçma soruları, artık bir tık ile her türlü bilgiye ulaşıyor insanlar, yemiyorlar bu arpaları...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |