Yeri geldi mi bir reyhan oluyorsun
Ama henüz yeri gelmedi,
Þimdi küsme bana, çekirdeðimden kovuluyorum.
Bensiz uyuma, uykumdan yoruluyorum,
Üstümde deðiþen vardiyadan,
Kapatmaya üþendiðim lambadan…
Yaðmur yaðmýyor bir türlü.
Kaç gündür gökyüzü suretime benzemiþ,
Çok büyük bir tongaya düþmüþ gibiyim
Üstelik ev boþ olunca daha kirli gözüküyor,
Yataðým orta yerde,
Serçe parmaðým ve sehpanýn hikâyesi hazin,
Sen aldýrma, küsme bana ve hazýr ol.
Kýzým uyanýr uyanmaz aðzýndan ovalara koþacak,
Aðzýnda incir baðlarý, ticari bir amaç yok.
Toprak, yiyin ulan demiþ
Biz de koþmuþuz, yetiþmiþiz helaline.
Göz hakký dediðin budur, göz sütü…
Ah incir kokusuna sarhoþ olmak!
De ki; senin gözlerin daha kederli,
Sen daha çok yemelisin.
Özümden damlayan bir kupa bardaða dolmalý yanlýþlarýn,
Ve ben seni öperken sarhoþ olmalýyým,
Kýzýmýz aðaçtayken…
Kara bir incir aðacý, sorun yok
Nasýl olsa kýzýmýz da esmer.
Eriþtim, kaldým, öpüyorum dalýndan,
Aðzýndaki incir kokusuna sarhoþ oluyorum.
Yazýn incir yemek, bekçileri öldürmek,
Bir bekçinin bu þiiri okuma ihtimalini görmezden gelmek,
Ovalarý sulamak bir pazar günü
(malum o gün boþuz)
Traktörle komþumuz geçiyor,
Kýzýmýz incirde,
Arýkuþu kim bilir nerede?
Makaslarýn önünde seviþtiðimiz görülmüþ
Fakat ovada hýz yapmak;
Çalýkuþuna aðustosböceðini kuma getirmek gibi bir þey
Hem de hiç alakasý yokken, bir de kaþýnmak…
Taa dört kuþaktan dededen beri,
Sütü hep gözkapaklarýma yapýþýr.
Ýþten gelince aðaca çýkarým,
Aðzýn incir koksun diye.
Çünkü aðzýndaki incirden yalpalýyorum.