Zamaný gelen bir düþüncenin gücüne hiçbir ordu karþý koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Halk arasýnda iktidarý ne zaman eleþtirmeye kalksak, seçmenin gösterdiði ilk tepki “Kime oy verelim?” oluyor. Ben de doðrusu adres göstermekte tereddüt ediyorum. Ülkede saðlýklý muhalefet yazýk ki yok. Arada sýrada, irili ufaklý çýkan muhalifleri de iktidar ortadan kaldýrmayý iyi biliyor. Bunu iki yolla yapýyor; muhalif karaktersizse satýn alýyor, karakterliyse hain ve münafýk damgasýyla uyurgezer seçmenin önüne koyup, onu bitiriyor. Ýktidar eleþtirilince de seçmen doðal olarak “Kime oy verelim?” sorusunu gündeme getiriyor. Muhalefet ne yapýyor? Muhalefet, iktidara gelmemek için ne gerekiyorsa, onu yapmaya, bu durum çok eleþtirilmesin diye de, çok nadir de olsa, doðru þeyler yapmaya devam ediyor. Ýktidar kendi yaptýklarýyla deðil, muhalefet iktidardaymýþ gibi, muhalefetin yapmadýklarýyla propaganda yaparak ayakta kalýyor. “Ey CHP!” diye baþlayan konuþmalar iktidarýn kendi yapmadýklarýnýn gerekçelerini muhalefete yýkarak kenara çekilip oy topluyor. Muhalefet ne kendini seçmen karþýsýnda saðlýklý bir þekilde savunabiliyor, ne de ortaya iktidarýn yapamadýklarýný nasýl yapacaðýna dair bir veri ortaya koyabiliyor. Yani elinde seçmeni inandýracak hiçbir veri yok. Ýktidar hiçbir þey yapmadan, birkaç yýlda bir çöken yollar, halkýn sýrtýndan sömürülerek yapýlan geçiþ garantili köprüler, hasta garantili hastaneler yapýp aracý firmalara para yedirebilmek için dünyanýn parasýný da farklý firmalara aktarmaktan imtina etmiyor. Ancak seçmene dönüp baktýðýnýzda söyledikleri iki þey var; biri “Adam namaz kýlýyor”, diðeri “Her þey var, kuyruk yok. Daha ne istiyorsunuz…” oluyor. Seçmenin gözünde namaz ahlaký kurtarýyor, kuyruk olmamasý ülke ekonomisini. Oysa hastaneler için aradýklarý randevunun bir ay sonraya verilmesi, kuyruk yerine evinde beklemesi her þeyi kurtarýyor. Eskiden derlerdi ki, “Bir gram et bin ayýbý örter”. Þimdi bakýyorum da bir namaz bin yolsuzluðu ve bin ahlaksýzlýðý rahat örtüyor. “Provokatörlük” kavramýnýn doðrultusunda gerçekleþen olaylara bir göz atalým. Benim gençlik yýllarýmdan hatýrladýðým ilk olay, Özal’a düzenlenen silahlý saldýrýydý. Saldýrýyý gerçekleþtiren kiþi yakalandý, ama kendisine küfür edilmedi ve aþaðýlanmadý. En azýndan alenen yapýlmadý. Sonra Süleyman Demirel’e darp saldýrýsý oldu. Ecevit’e, Mesut Yýlmaz’a, Kýlýçtaroðlu’na filan… Hiçbiri kendilerini doðrudan darp eden kiþilerin hiçbirine aþaðýlayýcý bir tutum ve davranýþta bulunmadýlar. Gelelim iktidara; Soma’da, yakýnlarýný ve arkadaþlarýný toprak altýnda býrakan bir maden iþçisi zýrhlý otomobile tekme attý bahanesiyle tekme tokat dövüldü. Derdini anlatmaya çabalayan bir adama provokatörlük yaptýðý gerekçesiyle “Ananý da al, git” denildi. Bir þehit kardeþi subay iktidar partisini eleþtirdi diye görevden alýndý. Bunun gibi örnekler çoðaltýlabilir. Bütün bunlarý yapan bir iktidar, kendi yaptýklarýný unutarak Lütfü Türkkan’ý kýnadý. Yýllardýr, muhalefetin uyuklamasýndan yararlanýp iktidarýný sürdüren AKP, perde arkasýnda neler döndüðünü bilmiyoruz, ama birbirleriyle kanlý býçaklý olup, birbirlerini sokak çatýþmalarýna davet eden MHP ile birdenbire “Can ciðer kuzu sarmasý” oldular. MHP kendisini koltuða mý sattý, ihalelere mi sattý, bilemiyoruz. CHP hâlâ cd ve kaset olayýnýn þokunu atlatamamýþ olmalý ki, kendisine bir çekidüzen veremedi. Yarým yamalak çýkýþlarla ve ispatlamak istemediði suçlarla iktidarýn kendiliðinden iktidardan düþmesini bekliyor ya da dua ediyor. ÝYÝ parti sivri bir çýkýþ yaptý ve muhalif düþünceyi bir anda umutlandýrdý. Her ne hikmetse Ümit Özdað, parti içinde FETÖ yaygarasý çýkararak, seçmenin bir anda aklýna kuþku düþürerek, partinin bu çýkýþýný sanki sabote etti. Bu durum MHP ve AKP’nin iþine yaradý. Bütün bu olanlardan sonra, CHP’nin HDP ile, HDP’nin de PKK ile yakýnlaþmasý gündemde tutularak (CHP kendi içinde bir kararlýlýk gösteremeyip, iddialarýn doðru olduðunu gösterir bir biçimde tutum sergilemesi), oy oranýnýn kaybýna neden oldu / oluyor. Hatta çocuklarýný HDP kapýsýnda bekleyen ve iktidarýn baþaramadýklarýný HDP’den uman anneler ve bu eylemlerin yanlýþlýðýnýn vurgulanmasý yerine bu senaryonun CHP tarafýndan desteklenmesi de cabasý. Gelelim Lütfü Türkkana… Ülkede en çok üzüldüðüm þeylerden birisidir. Kiþiler karakterlerine uygun isim almamalarý. Ýþte bunlarýn baþýnda da, Türk kavramý geliyor. Þimdiye kadar özellikle soyadýnda Türk kelimesi geçen ne kadar kiþi tanýdýysam yamuk çýktý. Türk kavramýný soyadýnda bulunduran, ama dürüst olan insanlardan özür diliyorum. Sanýrým bendeki bir þanssýzlýk. Lütfü Türkkan da bu yamuklardan biri. Ancak Lütfü Türkkan’a baktýðým zaman, geçmiþte de Kocaeli’nde bir arazide kaçak yapýlaþmaya neden olmuþ ve bu olayý ortaya çýkaran gazetecilere de bir saldýrý yaptýrmýþtý. Her ne hikmetse ÝYÝ Parti o dönemde de bu yaratýk hakkýnda herhangi bir iþlem yapmamýþtý. Lütfü Türkkan’ýn bu tutumu AKPlilerin geleneksel tutumlarýna çok benziyor. Acaba bu garip varlýk, bu tür tutumlarý sergileyerek, ÝYÝ Parti’nin toplum gözündeki itibarýný zedelemek için özel bir çaba mý sarf ediyor, diye aklýma tuhaf sorular da gelmiyor deðil hani. Benim asýl endiþelendiðim, CHP yýllardýr kalýcý muhalefet için çaba gösteriyor ya, ÝYÝ Parti de mi bu kalýcý muhalefetin kalýcý ortaðý olmaya aday? Bunu doðrusu anlayamýyorum. Lütfü Türkkan denen bu yaratýk ve bunun zihniyetindekiler bu partinin içinde olduðu sürece, ÝYÝ Partinin gelecekte adý ve simalarý deðiþmiþ yeni bir AKP olacaðý endiþesini doðuruyor bende ve ben temkinli bir tutum takýnýyorum. Bugün milletvekili kabadayýlýk yapan bir partinin iktidardayken yapacaklarýný düþünemiyorum, düþünmek de istemiyorum. Ben doðrusu bu ülkenin baþýnda bir kabadayý görmek istemiyorum. Bunu istesem, zaten AKP iktidarda ve onunla yetinirim. Umut ediyorum ki, bu saçma sapan tutum ve davranýþlardan muhalefet vazgeçer ve kendilerine bir çekidüzen verirler. Lütfü Türkkan gibileri de partilerinde bulundurmazlar. Madem ülkeyi güç ve baskýyla yönetmeyi istiyorlar, ülke içindeki mafya mensuplarýný partilerinden aday göstersinler ki, bizler de kimlerle birlikte, nereye yürüdüðümüzü bilelim. Lütfü Türkkan, sizin söylediklerinize gelince, bunlar sürç-i lisan deðildi, sizi affedecekler de adam deðildir. Sürç-i lisan eyledikse affola. 7 Kasým 21 Gölcük
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |