..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > YILDIZ AKA




6 Ocak 2022
Bir Robotun Güncesi  
YILDIZ AKA
Bulutlar hýzla yer deðiþtiriyor, þu gri olan küçük bir kýza benziyor, gülümseyen, lüle saçlý, elbiseli, kurdelalý ayakkabýlý... Aðaç gibi yakýndaki bulutlar, bahçeye girdi þimdi kýz, kollarýný kaldýrdý, aðacýn dalýný tuttu, týrmandý, oturdu dala. Dut yiyor. Büyüdü kýz, ders çalýþýrken aðlýyor, aþýk, o bilmiyor. Kara bulutlar arttý, þimþekler sýklaþtý, rüzgar kuru yapraklarý yüzüme yapýþtýrýyor, güzel kokuyorlar. Karýncalar üstümden geçiyor, acele yetiþmeleri lazým, yaðmur geliyor. Ýþte yine çýktý, küçük kýz. Güzelleþmiþ, þýk giyinmiþ, dik duruyor, gülümsüyor, çalýþýyor, mutlu. MÜzik sesi geliyor uzaktan. Tanýyorum ben bunu, bir belgesel vardý onun müziðiydi bu. Evlenmiþ, yemek yapýyor, kýyafetleri ucuz, saçlarý daðýnýk, rengi solmuþ, yýrtýk terlikler var ayaðýnda. Bebeði kucaðýnda, elinde biberon var, kilo almýþ. Üstü baþý periþan. Þimþekler çakýyor. Birileri geliyor, sesler yaklaþýyor, bedenimi buldular. Baþka da hiç bir þey bulmazlar. Yýldýrýmlar, sahibim geldi, gidiyorum


:GEI:
Kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyorum, yine üþüme nöbetleri baþladý, sanýrým ateþim var. XY içeride, arada bir sandalyesinden týkýrtýlar geliyor. Offf çok üþüyorum, seslenip bir battaniye mi istesem?. Boþver, kendin kalkýp battaniyeyi al. Hem tuvalet iþini de hallet, pijamalarýný da giyip gir yataða, biraz erken ama hastasýn, iyi gelir. Donuyorum, Allahým çok üþüyorum. Pijamalar da ne soðukmuþ, battaniyeyi yataðýn üstüne yerleþtirsem iyi olacak. Ohhhh! Nihayet yataktayým ama donuyorum, resmen donuyorum, titremekten kendimi alý koyamýyorum, yorgan battaniye kar etmedi. En son ne zaman böyle hastalanmýþtým ben. Üç dört yýl oluyor galiba. Bir kaç yýldýr antibiyotik kullanmýyordum, iþe bak bu yýl ilaç olayýna böyle gireceðiz anlaþýlan. Titremem geçmiþ, ama hala üþüyorum, hem nasýl üþümek.

Gece yarýsý olmuþ, ne uzun bir gece, erken yatýp bir de uyuyamazsan geceler böyle uzar gider. Karabasanlar ve hallüsinasyonlar da eþlik eder bu gece bana. Vücudum bir metal yýðýný gibi aðýr, kütleli, ayaklarým daha bir aðýr sanki, þiþti falan mý acaba, çok iyi hissetmiyorum da sanki ayaklarýmý. Üç kiþiyiz evde, kýzým XX, kocam XY ve ben X. Ama benim için kýzým ve ben, XY için de XX ve o. Umarým kýzým için üç kiþiyizdir. Sevgi iç güdü mü? Programýn yazýmýna göre zamaný geldiðinde, bir yol üzerinden akým geçmesi mi? Bir amaçla devreye giren, iþini yapýnca kapanan bir devre elemaný mý? Hasta olduðumu farketti mi? Sanmýyorum, erkenden yatmýþ olmam onu þaþýrtmýþ gibi bir bakýþ atýp, sonra olaðan karþýlayýp odadan bir þey alýp çýktý.

Off baþým aðrýyor, zonkluyor, düþüncelerim bulanýk, darmadaðýn, gözümü kapattýðýmda tuhaf görüntüler geçiyor gözümün önünden. Kitabý bitirmeliyim. Ne? Neden bunu düþündüm þimdi, az önce ne düþünüyordum ben? Aklýmdan ne geçiyordu? Gayet mantýklý bir þeyler düþünüyordum. Neydi? Uyumak üzereydim kimbilir belki uyudum bile. Ayaklarým, ayaklarým yokmuþ gibi. Bacaklarým dizlerim hepsi kilolarca þiþti sanki. Zaten kilo aldým, nereden çýktý bu aðýrlýk anlamýyorum? Uyumayý denemeliyim, bu iþ de iyice zorlaþtý artýk, uyumak için çaba harcanýr mý? Uyumamak için çaba harcanýr ama dayanamaz uyursun. Þu halime bak uyumak için gözlerimi kapýyorum, dudaklarým kapalý, aðzýmý aralamadan diþlerimi aralýyor çenemi aþaðý doðru indiriyorum bu uyumama yardým ediyor, sonra da gevþemeye çalýþýyorum. Ama vücudumun yarýsýný artýk hissetmiyorum bile. Belki de bu iyidir, belimden aþaðýsý uyumuþtur, bana düþen üst kýsmý da uyutmaktýr. Uyudum ve rüyada mýyým acaba? Öyleyse iyi. Ýyi. Uyuyor muyum acaba? Öyleyse bu müzik sesi rüya mý? Ne? Þurada oturan adam kim? Yataðýn ucunda oturmuþ bana bakýyor? Sýrýtarak emekleyerek bana geliyor. Karabasan bu, uyanmalýyým, uyanmalýyým, yüzü, bu yüz, çok aðýr çok aðýr, uyandýrýn beni, lütfen uyandýrýn! Allahým ne olur yardým et, uyanmalýyým. Uyandým mý acaba? Evet galiba, yataktayým, XY yok. Henüz yatmamýþ. Pencereyi açmýþ, neyse ki, artýk üþümüyorum, ateþim düþmüþ olmalý. Pencerede biri mi var? Kimsiniz? Ne istiyorsunuz? Siyah simsiyah bir gölge, bitmemiþ karabasan, Allah kahretsin bitmemiþ, uyanamamýþým. Ne olur uzamasýn, lütfen uyanayým ne olur, içeri giriyor, git diyorum, git buradan yoksun sen, aptal karanlýk, rüyadayým ve sen de yoksun, ömrün ben uyanýncaya kadar, az sonra uyanacaðým ve sen de öleceksin, ne acýklý bir durumdasýn, görüyorsun, saniyeler içinde uyanacaðým ve sen de yok olacaksýn, ama yine de kortkutmaya yetiyor, olmayan varlýðýn. Yaklaþýyor, rüya olmayabilir mi? Hayýr tabi ki rüya, tabi ki aptal bir hasta kabusu. Ayaklarýmdan tuttu, çekiyor. Býrak beni. Pencereden fýrlatýldým, düþüyorum, az sonra uyanýrým, ayaklarýmý yere basar basmaz uyanýrým. Bitti iþte yere ayak bastým.

Sabah olmuþ, üþümüyorum. Yorgan üstümde deðil, gece terlemiþim, yorganý da üstündeki battaniyeyi de atmýþým demek. Peki bu vücut! Etin, derinin altýnda bir demir yýðýný gibi. Belimi üç beþ adýmda doðrultmayý baþardým. Þimdi de bacaklarýmý aþaðýya indirmeliyim. Uyanmamýþ olmalýyým. Bacaklarýmý yataðýn içinden kenarýna doðru kaydýrmak neden bu kadar zor olsun ki? Oldu iþte. Aynaya bakmak istiyorum. Baþým dönüyor. Adýmlarým çok dengesiz, düþmemek için duvarlara tutunuyorum. Ýþte oldu aynanýn karþýsýndayým.

Bu ben miyim? Baktýðým aynadaki bu yüz bana tanýdýk gelmiyor ama ben olmalýyým. Bakýþlarýmý bir yandan bir yana çeviremiyorum. Kesik kesik onlarca adýmda 90° yanýma bakabildim. Küvet olmasý gerektiði yerde, klozet de öyle, pencere aralýk, gün ýþýðý içerde. Saçým daðýnýk deðil, dün nasýl at kuyruðu yapýlmýþsa öylece duruyor. Dudaklarým ne kadar anlamsýz, nasýl kýrmýzý. Makyaj mý vardý bende dün? Anýmsamýyorum. Liseli bir genç kýzken, dudaklarým çatlardý, böyle kýpkýrmýzý olurdu. Dudaklarýmýn kýrmýzýlýðý gideli yüzyýllar geçmiþ gibi. Nasýl da yaþlandým. 35 yarýsýydý deðil mi? Halbuki ben 45 miydim? Yýllar, kimseye görünmeden geçip gidiyor, ama her yere dokunuyor, her þeyi deðiþtiriyor. Bana þu yaptýðýna bak. Anlamý da alýp götürmüþ bakýþlarýmdan. Oysa ben böyle miydim? Bakýþýmla konuþurdum. Kýzdýðýmda öyle bir bakardým ki, karþýmdaki, bakamazdý içine. Derinliðinde düþüp kaybolmaktan korkardý. Düþerse karþýlaþacaðý þeyin iyi bir þey olmayacaðý belliydi. Þu halime bak, bakýþlarým, donuk, anlamsýz. Hale! Aman tanrým halesi de yok olmuþ gözlerimin. Oysa onu sýradanlýktan uzaklaþtýran tek þeydi. O sýradan kahverengiyi çevreler, bir kuyunun etrafýna dizilmiþ taþlar gibi içine düþmeyesiniz diye güvenli kýlardý. Ama yok! Yok olmuþ! Zaten içine düþülecek bir derinlik de kalmamýþ, sýradan donuk bir kahverengi.

Boynum da tutulmuþ benim. Baþýmý öne eðemiyorum. Ne oluyor böyle neden hareketlerim bu kadar mekanik? Yataða dönsem mi acaba? Uykum da yok ki! Kýzým hala uyuyor. Saat kaç acaba? Ooo 8 olmuþ, neredeyse gecikmiþim. XY de uyuya kalmýþ olmalý. Salonda uyuyor, seslendim uyandý, banyoya gidiyor. Bana baktý galiba, ama ben ona bakmadým. Kýzýmý uyandýrmalýyým. Onu öpmek ne kadar da zormuþ. Tüm vücudum tutulmuþ gibi. Kesik kesik hareketlerle onlarca adýmda, yere kýzýmýn yataðýnýn kenarýna çömeldim, saçlarýný okþamak için elimi uzatýyorum, ona dokundum, neredeyse zarar vermekten korkarak. Neden bu kadar sert ve aðýrlar?
-Anne bana sen mi dokundun, demirdenmiþ gibi ellerin.
-Öyle mi?
Öyle miydi?
-Dün akþam erkenden uyumuþsun hastasýn galiba, bugün evde kalsan iyi olur,” dedi XY. Buz gibi bir ses tonuyla. Hasta olduðumu fark edecek kadar ilgili ama neyim olduðunu merak etmeyecek kadar umursamaz. Ne kadar da buyurgan bir sesti bu böyle. Neden olduðunu bilmiyorum ama itaat etmeliyim.
-Tamam öyle yaparým.
-Anne dokunma! Caným yanýyor, ellerine bir þey olmuþ senin, dedi kýzým, giyinmesine yardým ederken. Ellerim mi yalnýzca ellerim mi, sen bir de kalbime neler olduðunu bilsen?
-Anne biliyor musun? bakýþlarýn bana Wall-E’yi hatýrlattý, hani filmini izlemiþtik ya
- Robot Wall-E...?
Çýktýlar, kýzýmý okula býrakýp, iþe gidecek.
Ben ne yapayým, yatýp dinleneyim mi, geçer mi?
Önce bir aynaya baksam iyi olur. Wall-E ha?

Kýzým haklý, tuhaf bir çift cam var. Gözlerimi istemediðim için mi kapatmýyorum. Hayýr göz kapaklarýmý hareket ettirmeyi istediðim halde olmuyor. Kolumu kaldýrýyorum, aynada kendime bakarken, beynimden organlarýma giden sinyaller eskiden anologmuþ ama þimdi, dijitalmiþ gibi kesik kesik, süreksiz. Wall-E bile benden daha seri hareket ediyordu. Tekli koltuðu pencere kenarýna çekeceðim, sonra da kitabýmla tam karþýmdaki ormana bakacaðým, ara sýra da þu iki kulenin arasýndan sýzan iki metrelik denize. Her gün baktýðýmda bir ileri bir geri savrulurdum zamanda, gözlerim dolardý, þimdi buz gibi yüreðim ne geçmiþim varmýþ, ne geleceðim olacak. Ne çýkar deniz iki metre deðil de görüþ alanýmý kaplasa, ne çýkar gök yüzü mavili beyazlý köpüklerle dolsa, ya da mis gibi bir kokuyla yaðsa, ne çýkar pencereyi açsam da hafif serin bir rüzgar perdeyi dalgalandýrsa… Öylece uymuþum koltukta. Saat 5 olmuþ, akþam yemeði için bir þeyler hazýrlasam iyi olacak. Tarhana çorbasý yapayým, buzlukta tavuk budu vardý, bir de pilav olsa yeter herhalde. Yemek yapmak…

Önce yaðý erit üstüne rendelenmiþ bir iki diþ sarmýsak ekle, sonra minik minik doðranmýþ sivri biberi ekleyip kavur, sonra domates rendesi… Soðuk suda bekleyen tarhanayý ve et suyunu da ekleyip kaynayana kadar karýþtýr. Kaynadýktan sonra ocaðýn altýný kýs ve ara sýra karýþtýrmaya devam et. Robotun düðmesine bastým, ekrana gelen menüden çorbalarý, çorbalardan da tarhanayý seçtim. Sonra açýlan pencereden üç kiþilik olacaðýný iþaretledim. Mutfaktaki her þeyin ama her þeyin yeri yýllar önce bu eve yeni taþýndýðýmýzda, uzun uðraþýlar sonunda hafýzasýna kaydedilmiþti. Erzak dolabýndaki tarhana kavanozunun kapaðýný açýp içinden 150 cc tarhanayý bir kaseye koydu, evyeye yönelip kasenin içine tarhananýn üstünü örtecek kadar yani 250 cc suyu koyup, musluðu kapadý. Kuru sebze raflarýna yöneldi, iki diþ sarýmsak alýp soydu. Yýkama kabýný her zamanki yerinden alýp evyenin musluðunun altýna yerleþtirdi. Sebze kurutma kabýný tezgaha aldý. Buz dolabýndan bir domates bir de sivri biber çýkardý. Defalarca ve kusursuzca her gün yaptýðý gibi sebzeleri evyedeki yýkama kabýnda yýkayýp kurutucuya koydu. Sebzeleri kurutmak için üstüne avuç içinden sýcak ve kuru hava üfledi. Kuruyan sebzeleri ve sarýmsaðý saniyeler içinde minik minik doðrayýp ayrý ayrý kaselere koydu. Göbeðinin üstündeki gizli platformu çekip açýða çýkardý. Platformun üzerinde hazýr malzemelerin konulacaðý sekiz hazne vardý. Hazýrladýðý kaselerdeki malzemeleri haznelere boþalttý. Platformla birlikte yatýk duran tencere de dikleþerek ortaya çýktý. Ýçecek makinalarýnýn musluðuna benzer musluklardan birini açarak tencereye yirmi mililitre sývý yað aldý. Programýna uygun olarak bir diðer musluktan 3g ýsýtýlmýþ tereyaðý ekledi. Isýtýcýsýný 200 °C’ye ayarladý. Bu miktardaki yaðýn ýsýnmasý için 4 s kadar bekledi. Önce sarýmsaklarý ekledi. Sarýmsak 10 s kavrulduktan sonra biberleri, onlar da 20 s kavrulduktan sonra domatesleri ekledi. Domateslerin iyice ölmesi için 3dk piþirmeye programlanmýþtý. Bu sürenin sonunda tarhanayý da ilave etti. Robotun ýsýtýcýsý manyetik karýþtýrýcýlýydý. Çorba sýcaklýðý 100 °C’ye çýkýncaya kadar karýþtýrma devam etti. Bundan sonra ýsýtýcý sýcaklýðý 110 °C’ye düþürüldü ve karýþtýrma hýzý da 300 dv/dk’dan 100 devir/dakikaya indirildi. 10 dk sonra ise ýsýtýcý sýcaklýðý 45 °C’ye düþürülerek, yarým saat sonra yenmek üzere platform içeriye alýndý. Buzu çözdürülmüþ tavuk butlarýný yýkadý. Göbeðinin üstünden yeni bir platform çekti, bu platformda ýsýya dayanýklý cam bir tepsi vardý. Yýkanmýþ butlarý tepsiye dizdi. Sývý yað musluðundan 20 cc sývý yaðý tepsiye ilave etti. Karýþýk baharat musluðunu açtý, haznesi, kekik, karabiber, tuz pul biber gibi baharatlarla doldurulmuþtu. Tepsinin üzeri bir anda rengarenk baharatla süslendi. Sos musluðunun haznesine en çok kullanýlan soya sosu konulmuþtu. Biraz da soya sosu püskürtüldü. 220 °C’de 40 dk piþmek üzere platform içeri alýndý. Benzer bir hamaratlýkla pilav da hazýrlandý. Ýþte mükellef bir akþam yemeði hazýrdý.

Gün bitiyor, kapýdan anahtar sesini duyuyorum. Yerimden kalkýp, kýzýmý görmek için hole yöneliyorum. “Hoþgeldin tatlým.” Yüzüme baktý. “Anne sana ne oldu?” “Bilmiyorum ne olmuþ bana?” “Anne, sen bize þaka mý yapýyorsun, hani küçükken babamýn yaptýðý o robot þakalarýndan… Sen gitmiþsin, robotun gelmiþ, ama iyi ya da kötü robot deðil, çok daha ciddi bir robot…” “Öyle mi?” “Olabilir, ama istediðim için olmadý bu…” Hatta hiç istemediðim bir þekilde yavaþ yavaþ oldu, oluyor. Öptüm caným kýzýmý, tam bir robot olsam bu kadar güzel bir his olmazdý herhalde. Oysa dudaklarýmdan, giren bir elektrik akýmý geçti tüm vücudumu titretti. Ýnanýlmaz bir sarsýntý, þefkat, merhamet, endiþe, kaybetme korkusu bir anda bütün bünyemi doldurdu. 2,5 yaþýndaydý, bir gece uyanýp aðlamaya baþlamýþtý, odasýna girdiðimde beþiðinde ayakta durmuþ aðlýyordu, bir yandan da, “Anne sana ne oldu, ne oldu anne sana?” diye soruyordu. Onu uykusundan uyandýrýp, aðlatan bir þeyler olmuþtu annesine, bana! Soruyu duyuþum ve yüzündeki bakýþý görüþümle büsbütün içime düþtü acýsý. Ona sarýlýp, “Bir þey olmadý, annen burda tatlým, ben burdayým,” derken, bir anda annemi kaybetmiþ çaresiz tek baþýma, uyanmýþ, 2,5 yaþýnda küçücük bir kýz oluvermiþtim.

Sihirli Perim benim. Neye dokunsa içine duygu sýzar. Oyuncaklarýn bile. Çamurlardan çýkardýðýmýz, her yaný yosun tutmuþ oyuncak ayý nasýl da mutlu olmuþtu kurtarýldýðýna. Nerdeyse kýzýmla birlikte ben de aðlayacaktým, onu çamurlarýn içinde yemyeþil yosunla kaplanmýþ bulduðumda, ne acýklýydý zavallý Yosun’un hali- adý buydu, ona Yosun adýný vermiþti, kýzým. Her tarafýný defalarca yýkayarak yosundan temizlemiþtik. Zavallý ayýcýðýn aðlamaklý suratýna bir gülümseme gelmiþti.

Akþam yemeði için sofraya oturuyoruz, göbeðinin üstündeki düðmeye basýp, hazýrlanmýþ üç yemeði sýrayla yemek masasýna yerleþtirdi. Üç tabaða ikiþer kepçe tarhana çorbasý koydu. Çorbalar içildikten sonra bir servis kaþýðý ile pilav ve yanýna bir parça tavuk servis edildi. Yemekte kýzým okulda olan komiklikleri anlattý. Gülüþtük. Yemeðini bitiren kýzým sofradan kalktý, ödev için odasýna geçti. XY masanýn toplanmasýna yardým etti, bir kaç tabaðýn kirini akýtýp býraktý. Þimdi kanepeye uzanýyorum, bir çatýrtý geldi sanki, kanepe kýrýlýyor olabilir mi? Vazgeçiyorum, ona yatmak iyi bir fikir deðil. Giriþteki boy aynasýna gidiyorum. Ýnce kemikli biriydim ben, þimdi her þeyim biraz büyümüþ, geniþlemiþ gibi, en çok da ellerim, parmaklarým nasýl da kalýnlaþmýþ. Odama gidip basküle çýkýyorum, gösteremiyor ----,-- OL…Over load, cihazýn kapasitesini aþmýþ aðýrlýðým. Olacak iþ deðil, aylardýr zayýflamaya uðraþýyorum, halime bak. Kötü bir günahýn bedeli olmalý… Yüzüme dokunuyorum, her þeyim sert, cildim pürüzsüz. Robot Sophie’nin çirkin bir versiyonu oldum. Yarýn doktora gideceðim, kýzýmýn ödevlerini kontrol etmek için yanýna gidiyorum.
-Nasýl gidiyor tatlým?
-Ýyi. Sen iyi misin anne, kýzgýn mýsýn?
-Yoo biraz hastayým o kadar. Neden?
-Çok farklý görünüyorsun?
-Boþ ver iyileþince düzelirim. Ne çalýþýyorsun bölünebilme kurallarý mý?
-Evet, bir þeyler yazýyor – 5498627594. “Anne bu sayýnýn 11’e bölünüp bölünemeyeceðini bulabilir misin?”
-Tabi ki tam bölünmez, bölünürse, bölüm 499875235, kalan 9 olur.
Kýzýmýn aðzý açýk kaldý, bunu bu kadar hýzlý nasýl yaptýn anne?
-Doðrusu nasýl yaptým bilmiyorum,
-Asal sayýlarý da biliyor musun?
-Tabi biliyorum, kendisinden ve 1 den baþka hiç bir sayýya bölünemeyen sayýlara denir. Ýlginç deðil mi?
Ýþte bazýlarý, 2, 3, 5, 7, 11, 13, 17, 19, 23, 29 31, 37, 41, 43, 47, 53, 59, 61, 67, 71, 73, 79, 83, 89, 97, 101, 103, 107, 109, 113, 127, 131, 137, 139, 149, 151, 157, 163, 167, 173, 179, 181, 191, 193, 197, 199, 211, 223, 227, 229, 233, 239, 241, 251, 257, 263, 269, 271, 277, 281, 283, 293, 307, 311, 313, 317, 331, 337, 347, 349, 353, 359, 367, 373, 379, 383, 389, 397, 401, 409, 419, 421, 431, 433, 439, 443, 449, 457, 461, 463, 467, 479, 487, 491, 499, 503…,
-Anneee! Sen çok zekisin
-Deðilim hiç sanmýyorum, bir ara ezberlemiþim demek.
Kýzýmý yatýrdým. Ona dokunmadým, dokunursam incitmekten korkuyorum. Yarýn saðlýk ocaðýna uðrayýp kan testi istesem iyi olacak.

Gece uyumadým, baþucumda aylardýr bekleyen Tutunamayanlar’ý bir çýrpýda bitirdim. Sonra Foucault Sarkacý’ný da. Sonra Ýnglizce bir film açtým tabletten, benim Ýngilizcem de sandýðýmdan iyiymiþ. Filmi orjinal diliyle ana dilimmiþ gibi izledim. Sonra sevdiðim bir japon filmini de altyazýsýz izlemeyi denedim. Anlayabiliyordum. Sabah kýzýmý okula arabayla býraktýk. Kýzým benden utandý, onunla yürümemi istemedi. Haklý, yürüyüþüm öyle komik ki. Bu halimle saðlýk ocaðýndayým. Bekleme koltuðuna otururken karþýmdaki teyze, tuhaf tuhaf bakýp, yanýndakine kaþýyla gözüyle,“Bu ne böyle,” diye fýsýldýyordu. Sonradan da, “Allah yardým etsin,” duasýný benden esirgemedi. Doktor odasýndan çýkýp bana baktý, gelebilirsiniz dedi. Þimdi yanýmda, önden o giriyor, ben kesik adýmlarla giriyorum. Bana çaktýrmadan bakmaya çalýþýyor, aldýrmýyorum. Masasýna oturdu, gülmemek için kendini zor tuttuðunu görüyorum.

-Komik deðil mi?

Iýýhýýh diye boðazýný temizleyerek, “Yoo yanlýþ anlmayýn, tutuldunuz her halde,” dedi.
- Tutulmak gibi deðil, bildiðiniz robota dönüþtüm, bir kan testi yapar mýsýnýz? Deðerlerim nasýl acaba? Demirim, vücut, mineral ve metallarim bir anda arttý, eti kemiði sardý galiba, diyerek gülmeye çalýþtým.
O da güldü, “Yaparýz tabii, ben size bir de kas gevþetici tablet ve jel yazayým, düzelmezse, bir de uzmana görünün”.
-Olur, dedim. Belki de makine yaðý yeter.
Hemþirenin yanýndayým. Kan almak için kolumu tuttuðunda, hii diyerek gayri ihtiyari, elini hýzla çekti.
“Korkmayýn,” dedim. “Bir sorun var sertleþtim her yaným demir gibi iðne girer inþallah gerisi önemli deðil”.

Hemþire hazýrlýðýný yapýp damarý bulmayý denedi. Koluma turnikeyi taktý, odundan pek farký olmayan kolumda sýkma iþinin baþarýlý olduðu söylenemez. Sýra enjektörün iðne ucunu damara batýrmaya geldiðinde iyice tereddüt etti. Damar yolu diye bir þeyi bulma imkaný yoktu. Korkmayýn dedim, baþka bir noktadan deneyin, bir kaç denemede tüpe kan geldi. Hemþire de, ben de rahatladýk. Defalarca teþekkür ettim.

Doktora yeniden gelmeye niyetim yoktu, o yüzden internetten test sonuçlarýný görebileceðim numarayý istedim. Hemþire doktordan alýp bana numarayý verdi. Doktorun mizah duygusunu, hemþirenin ise merhamet hislerini canlandýrmýþtým. Bu komik yürüyüþle eve yürüyerek gitmeyi de otobüse binmeyi de istemiyorum. Taksiye mi binsem, yürüyerek ofise mi gitsem acaba? Bir tanýdýkla karþýlaþmamak için dualar ederek Küçüksu Parký’na doðru yürüyorum. “Ýstanbul’da bir Mars’lý,” dedi bir kýz. Olsun tanýdýk biriyle karþýlaþmayayým yeter. Þu kadýn, kýzýmýn okulundaki servislerden birinde hostes deðil miydi? Eyvah iþte korktuðum baþýma geldi. Bana doðru mu geliyor, yere bakýyorum umarým gelmez. Ohh çok þükür görmezden gelip öte yana bakarak gitti. Sað olsun. Þu bankta biraz otursam iyi olur. Oturunca daha az dikkat çekiyorum. Bu kim þimdi yaa, pis pis yanaþýyor, aranýyor bu herif, asýl þimdi boku yedim galiba.

-Yalnýz mýsýn güzelim?

Yolunuza gidin, diye karþýlýk verdim hala dolanýyor etrafýmda. Yanýma oturdu þimdi. Ben kalkýyorum. Kolumu tutu. Býrakýn beni! Baðýrtmadan efendice býrakýn! Herif tehditten etkilenmiþe benziyor, çekiyor kolumu. Kolumu çekerken adamýn yüzüne elim çarptý. Burnu kýrýldý galiba. Hýzla uzaklaþsam iyi olacak. Taksiye bindim. Eve gidiyorum. Þöför sorun çýkarmadan aynadan merakla bakmakla yetindi. Ohh neyse evdeyim artýk. Yorgunluk bitti neyse insanlýktan robotluða geçiþ semptomlarýymýþ demek yaþadýklarým.

Cumartesi moduna geçildi. Banyo ve tuvalet, çamaþýr suyu ve cifle 10 dakika fýrçalanýr. Kahvaltý hazýrlama bugün için programdan silindi. Sýrada bahçe var. Dökülmüþ yapraklar toplanýr. Taþ kýsýmlar su ile yýkanýr, bitkilerin sulamasý yapýlýr, çürümüþ yapraklarý alýnýr. Uzamýþ otlar toplanýr. Çardaktaki kurumuþ sarmaþýklar kesilir, banklarýn tozu silinir. Balkon yýkanýr, duvar üstü tozu alýnýr. Saat 14’de evin dýþý bitirilmiþ olmalý ve içerdeki temizliðe baþlanmalýdýr. Programdan takvim kontrolü yapýlýr. Eðer önceki cam silimi üzerinden dört hafta geçmiþse cam silimi gerçekleþir. Camlarýn yerleri ve hangi sýra ile silineceði kroki tanýmlarda mevcuttur. Cam silme kovasýna su alýnýp, cam silme deterjaný ile silinecek camýn karþýsýna geçilir. Teleskopik kollar devreye alýnýr. Cam yüzeye sprey deterjan sýkýlýr. Mikrofiber cam silme bezi ile silme iþlemi yapýlýr. Cam yüzeyi ýslaklýðý ve toz parikülü ölçümleri yapýlýr. Sonuçlar önceden girilmiþ kriterlere uygunsa iþlem tamamdýr. Yeni cama geçilebilir. Eðer evde insan yoksa, silinen camlar havalandýrma ve mikroptan arýndýrma amaçlý bir saat boyunca açýk býrakýlarak havalandýrma saðlanýr. Evin balkona açýlan ucundan baþlanýp, sýralý olarak diðer uca kadar tüm odalar, süpürülür. Süpürgelikler, karyola altlarý, cam önleri atlanmamalýdýr. Bir oda bittiðinde kapýsýndan düz ilerlenir, sensörler diðer odanýn açýk kapýsýndan gelen hava akýmýný sezer, o yöne doðru hareket baþlar. Süpürge öncelikle açýk zemin üzerinde yol alýr. Her oda için program doðru yapýlmýþtýr. Hafýzaya odanýn krokisi girilmiþ zeminin halý ve açýk bölümleri açýkça tanýmlanmýþtýr. Kroki esas alýnarak önce açýk alan süpürülür. Halý ile kaplý zemin için süpürge ucu deðiþir. Ustalýkla her bir iplikçiðin aralýðýnda zerre býrakmayacak þekilde emiþ yapýlýr. Koltuk altlarýna gelindiðinde, hareketli eklemler yere kadar eðilir. Süpürge ucunun zemine tam yapýþmasý için açý sensörleri devrededir. Tüm oda süpürüldüðünde, toz örnekleme ölçümü ve koku sensörleri açýlýr. Ölçümler ortamdaki toz seviyesini limitler içinde göstermiyorsa, toz depolarý boþaltýlarak temizlik yenilenir. Tüm odalar bu þekilde süpürüldükten sonra. Paspas kovasý açýlýr. Yeterince deterjan ve su ile doldurulur. Paspas programý süpürgeninkine benzer. Yalnýz toz yerine zemin nemi ölçülür. Halý kaplý zemin pas geçilir. Çamaþýr sepeti kontrolüne sýra gelmiþtir. Kirli sepetindeki çamaþýrlarýn renk ve materyal ölçümleri yapýlýr. Beyaz ve pamuklular, renkli ve pamuklular ve koyu renkli ve pamuklular, beyaz ve yünlüler, renkli ve yünlüler, koyu ve yünlüler þeklinde altý gruba ayrýlýr. Her grubun tartýmý yapýlýr. Söz konusu grupta üç-beþ kg arasýnda kirli çamaþýr mevcutsa, kirliler çamaþýr makinenin haznesine alýnýr. Önceden tesbit edilen özelliklere uygun deterjan ve yumuþatýcý ilgili gözlere konulur. Önceden tesbit edilmiþ özelliklere uygun makina programlamasý yapýlarak start verilir. Saat 17 olduðunda yemek hazýrlýðý için vakit gelmiþtir. Menü ve malzeme hafta baþýnda bellidir.

Genel Menü
Pazartesi : Tarhana Soslu makarna, salata ve tatlý,
Salý : Mercimek çorba, tavuk yemeði, pilav salata
Çarþamba : Tavuklu þehriye çorbasý, sebze yemeði,
makarna/börek, salata
Perþembe : Yayla çorbasý, etli kuru bakliyet yemeði, bulgur pilavý, cacýk/turþu/hoþaf
Cuma : Domates çorbasý, köfte türevleri, makarna, salata
Cumartesi : Mercimek/ezogelin çorba, et yemeði, pilav, salata, tatlý
Pazar : Balýk, patates kýzartma, salata, helva

Temizlik sýrasýnda Cumartesi moduna geçilmiþti. Bu moddan çýkýlmasý diðer konularda aksamaya neden olacaðý için kalmaya karar veriyorum. Cumartesi günü de Çarþamba moduna geçerek durumu düzeltirim. Malzemeler yeterli ve tanýmlý…Çorba piþmeye býrakýldý, rosto fýrýn aþamasýna geldi, pilav için pirinç suda bekliyor. Salata malzemelerinin yýkanmasý tamam. Çamaþýr makinesi durdu. Kurutmaya geçildi. Açýk camlar kapatýldý. Taze hava miktarý ölçülerek kontrol edildi.
Saat 18:30, test sonucu çýkmýþ olabilir. Bilgisayarý açýp, karþýsýna yerleþiyorum. Takip numarasý aklýmda. Google’a girip “labim” yazýyorum. Hemen listede en üst sýrada web sayfasý. Týklýyorum. TC Kimlik No ve Kayýt no istiyor. Giriyorum. Hemogram, Biyokimya ve Hormon testi yapmýþlar. Hiç bir deðerim normal deðerde deðil, bazýlarýnýn ne anlama geldiðini bilmiyorum ama, bazýlarý limit deðerlerin altýnda bir çoðu üstünde. Kolestrolüm yüksek, tiroid hormonlarým normalden hýzlý Ama T3 ve T4 deðerleri ve TSH sonuçlarý bilinen kombinasyonlara uymuyor. Prolaktin aþýrý yüksek. Demir depolarý görünmüyor büyük iþaretine bakýlýrsa ölçülebilir deðerlerin üstünde. Kalsiyum da öyle.
“Not : Tüm deðerler, refens aralýklarýn dýþýnda, bozulmuþ kan…” Yani alýnan kan numunesinin taþýma sýrasýnda veya baþka nedenlerle saklama þartlarýnýn dýþýna çýkýlmasý nediyle bozulduðunu sanýyolar.
Hemþire kan alýrken tüpe kan gelmesine bile þaþýrmýþtým. Aldýðý þey kan deðilmiþ. Referans aralýklarýn dýþýnda…

Hiç bir þey hissetmiyorum. Sýradaki iþ neydi? Eve gelmeleri yakýn mý? Evden çýkmalýyým, beni görmelerini istemiyorum. Daðýlacaðým hissediyorum. Ýçimde birþeyler kýrýlýyor. Evden çýkmalýyým. Merdivenleri inebildim, daðýlmadan sessiz bir park bir köþe bulmalýyým, yakýndaki parkta bulurum boþ bir köþe dayan, dayan daðýlma taþý bacaklarým. Lütfen dayan!

-Evet ne var, neye bakýyorsunuz, parçalanan kadýn görmediniz mi daha önce? Ýþinize bakýn, robot da mý görmediniz ekran da?
Geldim, parka geldim. Güvenlik görevlisi durdurmasa bari.
-Hanýmefendiii!
-Biraz oturup çýkacaðým. Yürümeliyim, yürümeliyim, durup konuþamam!
-Hanýmefendiii, biraz durun, durun hanýmefendiii!
-Duramam…Telefona sarýldý. Allahkahretsin! Þu dallarýn arasýndan aþaðýya yöneleyim, alaca karanlýkta, kuytuda bulamazlar inþallah.

Çimlere oturabildim, omzumdan sol kolum düþtü, ayaðým da bilekten çýktý, çok koyu, viskoz bir þey damlýyor ara sýra. Sað kolum, sað ayak, sol omuz, sað omuz… Yanýk yað kokusu tanýyorum bu kokuyu. Dilovasý’ndan geçerken fabrikalardan gelen koku…Vücudumdan akan bordo renkli balçýk etrafýmý sardý. Ilýk. Belim ayrýlýyor, yana doðru düþüyorum. Çoban Yýldýzý yukarýda. Benim bir ruhum olduðunu sanmýyorum, makinelerin ruhu olmaz, benim yýldýzým da olmaz deðil mi? Baþým düþüyor, yokuþ aþaðý yuvarlanýyorum çimlerde. Bir gök, bir kök, bir dal. Bir gök, bir kök, bir dal. Bir gök, bir kök, bir dal. Bir gök, bir kök, bir dal… Durdum. neyseki yüzüm göðe dönük kaldým.

Bulutlar hýzla yer deðiþtiriyor, þu gri olan küçük bir kýza benziyor, gülümseyen, lüle saçlý, elbiseli, kurdelalý ayakkabýlý... Aðaç gibi yakýndaki bulutlar, bahçeye girdi þimdi kýz, kollarýný kaldýrdý, aðacýn dalýný tuttu, týrmandý, oturdu dala. Dut yiyor. Büyüdü kýz, ders çalýþýrken aðlýyor, aþýk, o bilmiyor. Kara bulutlar arttý, þimþekler sýklaþtý, rüzgar kuru yapraklarý yüzüme yapýþtýrýyor, güzel kokuyorlar. Karýncalar üstümden geçiyor, acele yetiþmeleri lazým, yaðmur geliyor. Ýþte yine çýktý, küçük kýz. Güzelleþmiþ, þýk giyinmiþ, dik duruyor, gülümsüyor, çalýþýyor, mutlu. MÜzik sesi geliyor uzaktan. Tanýyorum ben bunu, bir belgesel vardý onun müziðiydi bu. Evlenmiþ, yemek yapýyor, kýyafetleri ucuz, saçlarý daðýnýk, rengi solmuþ, yýrtýk terlikler var ayaðýnda. Bebeði kucaðýnda, elinde biberon var, kilo almýþ. Üstü baþý periþan. Þimþekler çakýyor. Birileri geliyor, sesler yaklaþýyor, bedenimi buldular. Baþka da hiç bir þey bulmazlar.
Yýldýrýmlar, sahibim geldi, gidiyorum…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yeni Gün

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fýrtýna
Büyümek
Azurit Yolu
Naturel

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbrahim [Þiir]
Aydan [Þiir]
Lgs - Liselere Geçiþ Saçmalýðý [Ýnceleme]


YILDIZ AKA kimdir?

Ýnsaný ve hayatý aþaðýdaki yöntemleri kullanarak öðrenme çabasý, bir çeþit ders çalýþma. . . Kalemle vurgulama tekniði Anahtar kelime tekniði Özet çýkarma tekniði Zihinsel þema tekniði Pratiðe dökme tekniði Aralýklý çalýþma tekniði

Etkilendiði Yazarlar:
Franz Kafka, Fyodor Dostoyevski, Harper Lee, Lev Tolstoy, Ývan Gonçarov, Sabahattin Ali, Oðuz Atay


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © YILDIZ AKA , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.