..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Yûþa Irmak




17 Mart 2022
Anlatmak Bir Armaðandýr  
Yûþa Irmak
Hele hele bir insanýn sevdiðini söylemesi, içindekilerini anlatmasý, hislerini bilmek, yüreðindekini hissetmek seven için en güzel armaðandýr deðil mi?


:FBF:
Hele hele bir insanýn sevdiðini söylemesi, içindekilerini anlatmasý, hislerini bilmek, yüreðindekini hissetmek seven için en güzel armaðandýr deðil mi?

***

Javier Marías’ýn “Yarýnki Yüzün” baþlýklý üçlemesini okudunuz mu bilmiyorum, onun bir de son cildi olan “Zehir, Gölge, Veda” kitabýný da okudum bitirdim þimdi… Yazar, ilk ciltten itibaren olduðu gibi bütünlüklü üslubundan taviz vermeden yine kendisiyle ve dünyayla kavga ediyor, yetmiyor dalgasýný geçiyor, yetmiyor beni de kendini de yoruyor, bazen sarsýyor! Ýnanýn kitap bitene kadar insaný hiç mi hiç rahat býrakmýyor… Tam 512 sayfalýk bir kitap! Metis yayýnlarýndan çýkmýþ, çevirisini Özge Duygu isminde bir kardeþimiz yapmýþ ve ben gerçekten çok beðendim bu kitabý.

Çünkü, yýllarca emek verilmiþ, üzerine düþünülmüþ, incelikle tasarlanmýþ. Hani “nehir romanlarý”ný okuyanlar bilirler, okuyucular da bu kitabý okurken yazarý gibi bir yol haritasý çizmeli kendine. Çünkü hikâyelerin de onlarý yazanlarla okur arasýnda þekillenen ortak, tuhaf bir kaderi var bence. Javier Marías’ýn “Yarýnki Yüzün” üçlemesinin ilk cildini okuduðumda yazarla ilk kez tanýþmýþtým. Bu yüzden bu kitabý öyle karþý bir önyargý beslemeden alýp okudum. Hem de iki günde! Gerçekten eserin keskin bir dili, iç içe geçen hikâyelerle derinleþen kurgusu bir okur olarak bana bu kitabý bitirmeden kalkmama sorumluluðu yükledi.

Zehir, Gölge, Veda’yý okurken dönüp ilk kitaba dair aldýðým notlarýma bakmak, unuttuklarýmý yeni tecrübeler, bilgiler ýþýðýnda anlamama yardýmcý oldu. Bana kalýrsa bu hacimli romanlarýn (toplamda bin beþ yüz sayfa kadar) meselesi kendi merkezini zorlayan inatçý bir pergel gibi hep ayný ‘takýntýlara’ iþaret ediyor oluþudur… Marías, kitabýn daha en baþýnda þu cümlelerle okuru karþýlýyor: “Ýnsan asla hiçbir þey anlatmamalý, bilgi de vermemeli, hikâye de aktarmamalý; hiç var olmamýþ, yeryüzüne ayak basmamýþ, dünyayý dolaþmamýþ ya da bu dünyadan geçmiþ ama tek gözü kör, kararsýz unutuþa gömülerek yarý yarýya kurtulmuþ varlýklarý da insanlara hatýrlatmamalý.” diyor…

Biraz küstah, azýcýk geveze ve o kadar da gerçekçi

Peki, neden yazýlmasý, çevrilmesi böylesine meþakkatli olan bu üçlemeye, hikâye etmenin imkânsýzlýðýný ve ayný zamanda kýymetini anlatmýþ sizce yazarýmýz? Bu sorunun cevabýný da yine kendi anlatýsýnda izah etmiþ: “Anlatmak her zaman bir armaðandýr, anlatýlan hikâye zehir taþýsa ve saçsa bile, ayný zamanda bir baðdýr, güven duymaktýr; er geç ihanete uðramayan güven ise nadirdir.” Ýþte ben O’na bu cümleleri söyleyemedim…

Marías, okuru memnun etmek, ona ‘hoþça’ vakit geçirtmek için kalemini eðip büken yazarlardan deðil bence. Hatta iyi ki de deðil. Bugün eserleri milyonlarca satan, kýrktan fazla dile çevrilen bu yazar, biraz küstah, azýcýk geveze, bir o kadar da ‘gerçekçi’, oldukça alaycý tavrýyla çaðdaþlarýndan ve geleneksel Ýspanyol edebiyatýnýn önde gelen isim ve konularýndan ayrýlýveriyor. Onu diðerlerinden farklý kýlan tekrara düþmemesi, ayrýntýlarda boðulmamasý insanýn zaaflarýný anlatma tutkusu sanýrým…

Yarýnki Yüzün’ün ilk cildinde insanlarýn iç seslerini hissedebilen gizli servis ajaný Deza’nýn vaktiyle sevdiði karýsýndan uzaktaki ‘sürgün’ hayatý onu dünyaya yabancýlaþtýran sert kabuðuyla anlatýlýyordu. Yazar, babasýnýn hapis yatmasýna sebep olan Franco rejimini, darbeleri, savaþlarý sorguluyor; siyaseti ironik bir dille tartýþýyordu. Hiç bitmeyecekmiþ gibi tirelediði, noktalý virgüllerle ayýrdýðý cümleleriyle hayallerini, düþüncelerini çoðaltýyordu. Bir yýl sonra üçüncü cildi okurken bu tavrýndaki inatçý devamlýlýðý fark edince roman sanatýndaki zanaatýn karþýlýðýný da daha iyi idrak ettim. Aynen baþlangýçta olduðu gibi bütünlüklü üslubundan taviz vermeden yine yoruyor, sarsýyor, itiyor, çekiyor, kendisiyle ve dünyayla kavga ediyor, dalgasýný geçiyor, hýrpalýyor, kýzdýrýyor ama biz okurlarý hiç rahat býrakmýyor…

Marías, romancýlýðýnýn yaný sýra çevirileri, biyografileri, denemeleri, Amerika’nýn önemli üniversitelerinde verdiði edebiyat dersleri ve El Pais’deki haftalýk yazýlarýyla da tanýnýyor. O röportajlarýndan birinde, romanýn bildiðimiz ‘gerçekler’ karþýsýnda çocukça kaldýðýndan bahsediyordu. Edebiyat sadece uydurulan hikâyeleri anlatmalýydý. Ancak týpký bu romanlarýn kahramanýnýn babasý gibi kendi babasý da Franco rejiminin baskýlarý nedeniyle tutuklu kalmýþ ve zor yýllar geçirmiþti. Kitapta dolaþan kahramanlarýn pek çoðuyla baþka ortak özellikler de taþýyor Marías. Yani o da diðer Latin Amerika ve Ýspanyol edebiyatçýlarý gibi gerçek kiþileri kurgusal karakterlere dönüþtürüyor. O halde neden ýsrarla edebiyatta hayatý olduðu gibi anlatmaktan ziyade düþlemenin zorunluluðundan bahsediyor olabilir hýrçýn yazarýmýz?

Bunun cevabýný da yine üçüncü ciltte, insanlarýn ‘yarýnki yüzlerini’ tahmin etme görevini sürdüren Desa, ölümün katý gerçekliðini yine hikâye etmenin erdemiyle ancak onu estetize etmeden veriyor: “Bazýlarý dünyanýn anlatýldýkça döndüðüne, olaylarýn anlatýldýkça var olduðuna inanýr; oysa olaylarý, en azýndan belirli olaylarý, yani tek tek her insanýn baþýndan geçenleri anlatma zahmetine katlanacak birinin çýkmasý pek düþük ihtimaldir. Olaylarýn pek çoðu olup biter, kayda geçmez; bizim kulaðýmýza gelenler, olanlarýn inanýlmaz derecede küçük bir yüzdesidir. Hayatlarýn ve elbette ölümlerin çoðu zaten baþlangýçtan itibaren unutulmuþtur ve en ufak bir iz bile býrakmazlar ya da kýsa bir sürenin, birkaç yýlýn, birkaç on yýlýn, bir yüzyýlýn sonunda unutulurlar; senin de bildiðin gibi bir yüzyýl aslýnda çok kýsa bir süredir”.

Edebiyatla hayatlarý deðiþtirmek

Marías’ýn üçlemesini okumak kabul edelim ki öyle kolay bir iþ deðil demiþtim. O, bu yüzyýlda yaþayýp hatýrlanmanýn iklimini kendi diline tercüme ediyor. Deneme, hikâye, roman, felsefi makale, yeniden tarih yazýmý gibi farklý anlatý türlerinin bileþimi olan Yarýnki Yüzün klasik roman okurlarýný biraz yoracaðýný rahatlýkla söyleyebilirim. Ama hakkýyla anlamak, sindirmek için emek verebilenler bu son ciltte, reddetmesine raðmen bir yazarýn ‘ölümsüz’ olmak isteyen güçlü sesini duyacaktýr kuþkusuz. Onlar da tekinsiz Madrid sokaklarýnda dolaþan kahramaný Desa gibi baþkalarýný anlatarak kendilerini daha iyi kavrayacak muhtemelen de: “Dünya böyle, derdi birçok olay ve durum karþýsýnda: Ýhanet ve sadakatle, endiþe ve kalp çarpýntýsýyla, ani deðiþimler, baþ dönmesi, bocalama, azap ve istemsiz belalarla, sýyrýk, ýstýrap, ateþ ve onmaz yarayla, dertlere ve hepimizin irademiz tarafýndan yönetildiðimiz, en azýndan irademizin müdahale ettiði zannýyla attýðýmýz sonsuz adýmlarla karþýlaþtýðýnda…” sözleriyle tasdik edecektir.

Javier Marías, “Ben hayatýný düþlediði ve yazdýðý için hayatý zenginleþen ya da kýnanan ne ilk yazarým ne de son olacaðým.” demiþ bir konuþmasýnda.

Bu mütevazý cümlelerine bakmayýn siz onun. O edebiyatýn baþkalarýnýn hayatýný da nasýl deðiþtirebileceðini iyi biliyor da söylemiyor kerata!

Kalýn saðlýcakla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Tufandan Önce" Kitabý Üzerine Notlar
Sefil Tarihçilerimiz!
Tarihimizi Aydýnlatan Bir Kitap
Sadettin Kaplan’ý Kimler Tanýyor?
Cahit Sýtký Bugün de Yarýn da Okunacaktýr
Elem Çiçekleri
O, Gariplere Ne Mutlu…
Prof. Dr. Ahmet Yaþar Ocak Kimdir? Eserleri Nelerdir?
Kum ve Köpüðü
Sözü Þiir Olan Sultanlar

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Edebiyat Düþüncesi Üzerine…
Kýlýçdaroðlu Tayyip Erdoðan’ýn ‘muhalif’i mi, Yoksa, ‘mefhum - U Muhalif’i mi?
Baþörtülü Cadýlar
Þiirin Þifresi Nasýl Çözülür?
Büyük Þairlerin Þiirleri Nasýl Okunur?
Dilin Düþündürdükleri
Pavese’nin Yaþama Uðraþý
Hasretin Sebebi: Ýlham
Cihan Harbi Yahudiler ve Türkler
Portrait Of May Sartoris Tablosu'nun Düþündürdükleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.