Evet, evet belki böyle bir kelimeyi daha önce hiç duymadýnýz. Bilimsel bir terim olarak ya da ne bileyim bir kýsaltma olarak da düþünebilirsiniz... Belki de yeni bulunmuþ bir bakteri ya da element adý, o da olmadý bölücülük faaliyetleri yapan gizli bir oluþum diye de aklýnýza gelmiþ olabilir...

Bu aslýnda dünyanýn en büyük þirketlerinden birisi. Sýnýrsýz sayýda elemaný ve her ülke de çok fazla çalýþaný var. Elemanlarýnýn sayýsý kesin olarak ortaya koyulamýyor. Bir nevi duygu imparatorluðu da diyebilirsiniz bu oluþuma... Duygu imparatorluðu deyince aklýnýza da þiir yazýyor, þiir okuyor ya da aþk filmleri çeviriyor bunlar, þarký söylüyorlar, diye de bir þey gelmesin. Öyle bir þey deðil yaptýklarý ve bundan sonrada yapacaklarý...

Sýký durun o zaman açýklýyorum. Araþ, yani Allah Razý Olsun Anonim Þirketi... Yaptýklarý iþi þimdi söylememe bile gerek duymadan, hemen anladýnýz, bildiðiniz dilencilik... En büyük sermayeleri de el açmak ve Allah razý olsun demek... Tabi bu sadece Allah razý olsun ile de kalmýyor. Bu konuda Araþ üyeleri son derecede yaratýcýdýrlar... Örnek mi istiyorsunuz? Ýþte geliyor, bekar bir oðlan gördüler mi ’’Allah sana badem gözlü bir kýz versin abim.’’ ya da bekar bir kýz gördüler mi ’’Allah sana civan gibi pazýlarý þiþkin cebi dolgun bir delikanlý versin de boy boy çocuklarýnýz olsun.’’ Küçük çocuk gördüler mi annesi ile birlikte ’’Allah anana babana baðýþlasýn seni.’’ Yan yana yürüyen karý koca gördüler mi ’’Rabbim evlatlarýnýn mürüvvetini göstersin, boy boy torunlarýn olsun da onlara da bol bol oyuncaklar al.’’ bellidir konuþulan kelimeler üç aþaðý beþ yukarý...

Dünyanýn her yerinde, en müreffeh ve geliþmiþ ülkesinde bile bu þirketin kadrolu, kadrosuz, yarý emekli, genç, orta yaþlý, ihtiyar, elden ayaktan düþmüþ, hatta elden ayaktan yalancýktan düþmüþ bir dolu elemanýna rastlamanýz olanak dahilindedir...

Bazýlarý ise kendilerine ar edip hizmet karþýlýðý para talep ederler ki bunlarýn çoðu da müzisyendir. Dilenci demek ne derece doðru bilemedim? Öbürlerinden ayýrmak lazým bir parça... Ellerinde bir gitar, bir klarnet bazý zaman, kimi zaman bir kaval yanýnda bir darbuka veya bir aðýz mýzýkasý, dýmbýrdatýr dururlar... Hiç de sesleri çýkmaz þapkalarýna eðer para atmazsan. Atarsan da memnuniyetleri gözlerinden okunur...

Bazý zaman zabýtalar yakalar ve karakola çekerler. Bir de bakmýþsýn cebinde bozukluklar ile beraber 6.500.00 Türk Lirasý para var. Sorarsýn karakolda ’’Hemþerim elin ayaðýn tutuyorken, hiç bir yerinde sakatlýk yokken, niye duygu sömürüsü yapýp, dileniyorsun, insanlarýn merhamet duygularýný ayaða kaldýrýyorsun?’’ Sorarsýn sormaya da, çoðunun verecek cevaplarý ya yoktur ya da ’’Dünyada bu kadar keriz varken aç mý kalalým aðabey?’’ derler ve konuyu kapatýrlar...