..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Moda denilen þey o kadar çirkindir ki onu her altý ayda bir deðiþtirirler." -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk > Yûþa Irmak




26 Nisan 2023
Tesirsiz Sözler 7  
Yûþa Irmak
Keþke þu dünyada herkes birbirinin sýkýntýsýný omuzlasa da kimsenin sorunu, sýkýntýsý kalmasa.


:BDE:
Korkuyorum yine baþlamaya.. Yazma korkusunu hissetmeye gene baþladým.. Elbette sana deðil, genel olarak… Peki ne oldu dersin bana? Korkunç bir anlamsýzlýða doðru dalýp gidiyorum. Belki de kiþiliðimin yerine oturduðu bir zaman dilimine denk geldim, kim bilir… Ama durumum nasýl olursa olsun, kendimi toplamaya yetecek kuvvetten yoksunum. Bu halimin týpta bir karþýlýðý var mý diye bakýndým. Sanýyorum “Nevrasteni”yim. Peki olursam ne olur? Bilmiyorum ne olur…

“Benden sana yar olmaz” diyorsun. Saðlýðýnýn iyi olmadýðýný, tedavilerin hiç bir iþe yaramayacaðýný, hayatýnda dokunduðun ne varsa hepsini yýktýðýný söylüyorsun. Hatta içindeki karanlýðý kör bir býçakla kesip atmak istiyorsun. Halbuki bu dünyada sýkýntýlarý olan bir tek sen deðilsin. -ben bile deðilim- Anlattýðýn rahatsýzlýðý sen söylemeden de biliyordum… Adý ne olursa olsun benim için her zaman bir çiçektin öyle de kalacaksýn. Bu sebepten her zorluða raðmen; incitmemeye, güzel hatýralar biriktirmeye çalýþtým. Sevginin, muhabbetin, samimiyetin ve þefkatin iyileþtirmeyeceði hiç bir þey yok. Sana her zaman, bir çocuðun hayretle bakan o gözleriyle baktým. Olumsuz ne yaþanýrsa yaþansýn hiç bir zaman ne ilgimde ne de sevgimde zerre kadar azalma olmadý. Senden þikâyet ettiðim tek bir cümlem yok. Gönül koyduðum birkaç mevzu hariç, bir gün bile sana “öf” demedim. Her daim yalýn, net ve tatlý sözlerle içini ýsýtmaya çalýþtým. Peki, bir anlamý oldu mu? Sanýrým yüreðinde hissettiklerini paylaþmaya baþlarsan bir anlamý olup olmadýðýný öðrenmiþ olurum…

Keþke þu dünyada herkes birbirinin sýkýntýsýný omuzlasa da kimsenin sorunu, sýkýntýsý kalmasa. Sen de sýkýntýlarýný paylaþtýkça rahatlýyordun.. Þimdi sana iyi gelen ne varsa uzaðýnda tutuyorsun. Sanýyorsun ki hissettiklerini öðrenince bunlarý baþýna kalkacaðým. Komik deðil mi bu? Ben sýradan bir insana bile ahir ömrümde böyle bir muamelede bulunmadým…

Her ne ise… o gün senle konuþtuktan sonra hemen sokaða attým kendimi… Sokak ne? Esasen nicedir bilmiyorum ben nereye gittiðimi, gideceðimi… Gitmeye hevesliysem bir akýntýyý kolluyorum… Beynim bu kalabalýðýn içinde gidiþ istikametini belirler belirlemez yürümeye baþlýyorum düþünceli bir þekilde… Evet, düþünmelerim bitince baþka bir yere doðru fýrlýyorum. Nereye? Ne bileyim nereye! Sonra pencerelere bakýyorum, sarý, kýrmýzý, beyaz ýþýðý olan pencerelere; seviyorum ýþýklý pencereleri. Hani çocuðu olmayan kýsýr kadýnlarýn çocuða olan düþkünlüðü gibi, ben de ýþýklý pencereleri seyretmeye düþkünüm… -Ey yalnýz Yuþa! Ey kimselerin hiç yalnýz býrakmadýðý ama özdeki en yalnýz adam! Ey gýcýrdayan koltuðum, tozlanmýþ kitaplarým ve on beþ senelik tül perdem! Ey kendine mutfakta kahve hazýrlayan adam! Ey baþ döndürücü odam, bütün gezmelerimin, okumalarýmýn, sindirip, sindiremediklerimin toplamý! Ey kanýma giren çaresizlik! Ýçimin dökülüþünü, adýmýn yazýlýþýný okþayan F klavyem! On parmaðým. Ey küçük odam, çekyatým, balkonum, çöp tenekem. Ey üst kattan gelen ergen sesleri! Ey ipin ucundaki sepet ki, içinde iftarlýk sarma, dolma, çorba, zeytinyaðlý yemek bulunan! Ey balkondan balkona seslenen kadýnlar! Ve sokakta annelerin dikkatini çekmeye çalýþan çocuklar! Telefonlar, tabletler, oyunlar, tuvaletteki bozuk musluk, çiçekli mektup ipi, zarfý ve bir þiir kitabý. Ve ey ziyaretlerden dönüþler, bir bardak su içmeler sonrasýndaki o tuhaf sükun!–

Yalnýz pencereler mi? Not defterimi çýkarýyorum montumun iç cebimden; bir yandan sayfalarý çeviriyor, bir yandan hatýrlamaya çalýþýyorum kime gidebilirim diye. Yok! Gidecek bir yer yok iþte! Var ama yok! Yaþlý bir abim, hasta bir yengem var baba-ana yarýsý… Belki.. Çünkü onlar yaþanmayaný anlarlardý birlikte yaþadýðýmýz taþ evde. Oysa herkes yaþamýna bir ses, bir renk katmak istiyor. Ev yok! Kesin olarak yok ev! -Japon pazarýnda kapýlarý kapalý dükkanýn içinde, yüzünü bir türlü aklýmda tutamadýðým bir adam, kadýn gibi temizlik yapýyor. Marketteki kasiyer kýz parmaðýna taktýðý niþan yüzüðüne bakýlýp bakýlmadýðýný süzüyor. Karþý lokantada mahkeme suratlý, uykusuz, yorgun bir garson masaya sökeniyor! Bir kadýn durakta yarý çýplak otobüs bekliyor. Kafelerden dünyaya karýþan insan sesleri… Iþýklar, karanlýk, çokça ýþýk… Çikolataya uzanan çocuk elleri… Avcýlar meydan soðuk, rüzgarlý ve yaðýþlý. Sert rüzgâr esiyor. Aþaðýda yýkýlmýþ camii. Giriþte köþede bir çiçekçi; sevgililer, gönül almalar, hassas duygular… Meydanýn aþaðýsýnda karý satan pezevenkler; “Abi merhabalar”, bir gecelik moteller, oteller… motelin ön tarafýnda beyaz giyinmiþ esmer yüzlü bir kýz… hani atýna bindiði gibi…-

Atýna bindiði gibi… ardýnda da yok oluþtan çizilen garip bir iz.. Dursana, diyorum. Bana mý dediniz, diyor bir oðlan. Hayýr, sana demedim… Oðlan çevresine göz atýyor, hafif sesli bir þekilde: “bütün tuhaflýklar da beni buluyor amk” cümlesi beliriyor gecenin içine… Alýp baþýmý Üsküdar’a gidiyorum. Çünkü Üsküdar iyidir her zaman. Ne de olsa orasý Üsküdar. Ama bana kalýrsa Sarýyer daha iyi. Bir sürü hatýra. Bir sürü… Sarýyer sahilde toplanmýþ, yýkanmýþ balýkçý tablalarý. Balýkçý lokantalarý, köþeden dönünce tekel bayi… Dünyadaki bu gariplikler ne kadar saçmaysa gezip görmek, yollarda olmakta bu saçmalýðý bertaraf ediyor… Gezmek yaþama dair bir iþaret bana göre. Belki de bir arayýþ, bir bekleyiþ, belki de bir hasretin bitmesini dilemek… Ama ben en çok birlikte konakladýðýmýz Kadýköy rýhtýmdaki o küf kokan binayý unutamýyorum. Dar ve kýsa merdivenleri, nemli odalarý, filmlere konu olmuþ sokaðý, bürolar, þirketler, hiç ölmeyecekmiþ gibi yaþayan þiþko insanlarý ve þiþko kedileri… Sabahladýðýmýz o ev benim için gerçekten çok baþka! Bence Ýstanbul’da eþini bulamayacaðýmýz güzel bir bina, bence.. Ýki kiþilik bir asansörü bile vardý.. Bir ilkyaz uçurtmasý gibiydi odaya giriþimiz… Sahipleri de misafirlerine çok naif davranýyorlardý. Sanki kötülükten hiç anlamayan adamlar gibi… Duvarlardaki çatlaklar, yeni boyanmýþ koridordan yayýlan yaðlýboya kokusu. Perdeleri kirli olmasýna raðmen nedense kirli de deðildi. Belki de kadife renginde olduðu içindir. Sabahladýðýmýz mý dedim? Ya sokak arasýna park ettiðimiz arabanýn yok oluþuna ne demeli? O gün zaman, insanlýk adýna durmuþtu Kadýköy’de… Ödümüzü koparmak adýna herkes parmaðýyla hesap yapýyordu. Ve ben, görünmeyen, bilinmeyen, önemsenmeyen yapýþ yapýþ ne kadar konu ve olay varsa hepsinin lanet bir tarihçisi gibiyim.

Biliyor musun, keþke seni ilk gördüðüm o yaþýmda olsaydým. Ve ilk gördüðümde kolundan tuttuðum gibi sana vurulduðumu ve tutuklu kaldýðýmý söyleyebilseydim. Sonra birlikte yürüseydik… Sana dondurma ýsmarlasaydým… Dondurmayý yerken üstümüze dökseydik. Seni almak için her gün EyüpSultan’a gelebilseydim. Her gün okuldan çýkýþýný bekleseydim. Sonra; “sanki burada bir sevdiðim vardý, hatta bugün sýnavdan çýkar çýkmaz Mecidiyeköy’e sinemaya gideceðiz” diye kursaydým kendimi! Keþke ama keþke seni ilk gördüðüm o gün ki yaþýmda olsaydým… Annem deseydi ki, “neyin var a oðul? aþýk mýsýn?” Babam deseydi ki, “Bilgisayara bakmaktan gözlerin bozulacak kalkta gez biraz!”…



Hani Kadýköy meydanda beni beklerken altýnda serinlediðiniz o aðaç ve sonrasýnda geliþim uzayýnca yemeðe gittiðiniz lokanta orada duruyor. Beni ilk gördüðünde gülümseyen garson iþinin baþýnda. Ama 2009 yýlýndan bu yana tam on dört yýl geçti. Bugün sen benden altý yaþ küçük olmana raðmen bir takým hastalýklara sahipsin…
Bir de “kahvaltýya yine gelelim buraya” dediðin mekânýn görünür ormanlýk alanýný dün göremedim… Yeni yeni dükkanlar açýlmýþ yol üzerindeki caddede. Sence daha yeni dükkanlar açýlýr mý dersin? Bilmiyorum. Belki. Rumeli hisarýndaki köfteci çýldýrmýþ gibi iþ yapýyordu iftar saatinde. Önce ekmek arasý köfte, sonra ayran ve kola sel gibi akýyordu insanlarýn midelerinden… Oyuncak klarnet çalan o roman çocuðu yoktu bugün. Acaba o da Kovid 19’dan ölmüþ müdür? Caminin imamýyla göz göze geldim. Adamýn saçlarý jöleli ama siyah ceketinin omuzlarý kepekle dolmuþ… Sigara, içecek ve atýþtýrmalýk aldýðýmýz büfeci nefes nefese kalmadan istediklerimi verdi bu sefer. Burada, unutulmuþ güzelliklerin sesini duymaya çalýþýyorum ama duyamýyorum… Belki de sözlerimize sinen bu çekimserlik, okþayýþlarýmýza da kendini bulup, bilinçlendiði içindir… Hani aynadan fotoðraf çektiðin yer var ya! Oradan sarý bir papatyayý kopartýp göðe tutaraktan haykýrdým… Dedim ki: Ey doða!!! Ne Rumeli ormanlarýnýn kokusu, ne Anadolu Feneri’nin mis gibi deniz kokusu! Hiç biriniz onun gibi missss kokamaz. Deniz mi? Orman mý? Hiiiç, sadece bir avuntu… Biliyor musun buradaki hatýralarýn hepsi içimi umutla dolduruyor.



Ýþte günün sonunda bir þeyleri yazmak zorunda gene ben kaldým. Sen yazma lütfen, hiç bir zaman rütben küçülmesin. Ah ben, nereden bilecektim ki seni böylesi seveceðimi… Seni aklýmla, gönlümle, mantýðýmla, ruhumla sevecekmiþim nereden bilebilirdim… Seni sýrf sen olduðun için sevmiþim. Ne olursan ol sevmiþim iþte. Kim bilir, belki de sen olmak için böylesi sevdim…

Bugün mesaj yok. Hiç aranmayan, özlenmeyen bir kaya parçasý gibi hissediþimin üzerinden bir hafta daha geçti. Hava gene soðuk. Mide aðrým yok, halim iyi. Sadece sað kolumda baþtan sona garip bir aðrý… Mesaj yok. Üstümde siyah eþofmana kur yapan, kýsa kollu beyaz bir tiþört. Uzanmýþým çarký çýkmýþ sarý çekyata. Mesaj gene yok. Saat üç. Mesaj yok. Pazartesi, Salý, Çarþamba, Perþembe, Cuma, Cumartesi, Pazar. Yok hiç mesaj. Mesaj… Yok! Ne dersin, perhizi bozup mide kanamasýndan öleyim de öyle sevdiðini söyle sen en iyisi..

Kal saðlýcakla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sevgi ve aþk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sevgili
Mutluluk
Seni Solumaktan Baþka Hiçbir Þey Gelmiyor Elimden
Sükût Suikasti
Tesirsiz Sözler 6
Geri Dönmemek Üzere Gitmek
Günlere Yerleþen Solgunluk
Rehberinde Deðil Kalbinde Yer Ver
Tasvir-i An
Tesirsiz Sözler 5

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Bu Dünya Ýþi Oyundur Oyun"
Ýki Burçlu Bir Kale: Zaman!
Sözcükler Ýçindeki Evren
Üç Elma, Üç Yýldýrým
Bir Çýðlýk
Kendini Anlatma Þekli
High – Rise (Gökdelen)
"Ýyi", "Kurt", "Ceberrut", "Sosyal" Deðil "Kerim Devlet"
Yürek Evinde Oturmak
Dünyaya Açýlan Yol

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.