Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Bu tür girişmeler içindeki üretici grupla yamyam gruplar arası ilk temaslarda tek taraflı bir sunu vardı. Ve sunu yapan grup böylece mücadele vermeden yamyamlara karşı canını kurtarıyordular. Masallardaki çeşme başında bekleyen devin her ay ya da her yıl çeşmeli köyde yiyecek bir insan almadan suyu vermemesini veya çeşmeye muhtaç olanlardan yiyecek alana kadar çeşmenin irin akıtmasını anlatan masallardaki esbabı mucizeyi şimdi anladık mı? Üretici grubun yamyamlar için dışarı yiyecek bırakmasının birçok yansıması vardı. Bunlardan bir ikisi şöyleydi. Yiyeceğin saldıran yamyam grup için dışarıya bırakılması eylemi bir hediye olgusunu, bir sunuda bulunmayı, bir kurban sunmayı ortaya çıkarmıştı. Bu kurban sunusu sayesinde İki grup az çok birbirine yaklaşıyorlardı. Sunu yapılan yamyam grup sunuculara sempati duyup onları uzaktan denetlemekle üreticileri koruyup üreticilerin koruyucu melekleri oluyorlardı. Sunular, yani kurbanlar veya hediyeler yamyamların aç ve saldırgan öfkesi olan gazabı dindiriyorlardı. Sunular üretici grubun başındaki yamyam belasını defediyordu. İşte kurbanların yamyam tehdidi gibi bir belayı defetme işine saddugu diyorlardı. Kurban sadakası diyorlardı. Yani sadaka verme veya şimdiki deyimle vergi verme, baç verme, haraç verme, komisyon verme vs.denmiş oluyorlardı. Kısacası bir kurban sunusu yansıması içinde birbirini dışlayan düşman grupları birbirine yaklaştırma olayı vardı. Koruyuculuk olayı vardı. Belayı veya tehdidi defetme olayı vardı. Yamyamca açlığın gazabını dindirme olayı vardı. Üreten grubun hediye veya kurban sunusu emeğine karşılık, yamyam grubun koruyucu, savunmacı emeklerinin takas edilme olayı vardı. Tüm bunlar sunu beraberinde belirmişti. Oysaki daha sonra yapılacak olan ilahi ittifaklar dediğimiz temaslar, üreten iki grubun temasıydı. Biri üreten diğeri yamyam grubun kurban sunulu teması değildi. İlk ön ittifaklı temaslar içinde her iki grup da hem üretici gruplardı. Hem birbirinin ürettiklerini tüketen gruplardı. Karşılıklı olarak üreten gruplar birbirlerine ürettikleri totem yiyeceklerin takdim esini (kurban sunusunu) yapıyorlardı. Yani ilahi ittifaklı ilk sunular, somut bir inşai gerçekliktiler. İçinde köleci mülkiyete ait fitne, fesat, aldatma, hile gibi kavramsal mantığa göre davranmanın emaresi yoktu. Hatta ilk girişme olan ekonomik sürecin temelinde doğrudan olmayan ilişkin bir kurban veya hediye sunusu vardı. İlk temaslar ekonomiye temel olacak ilkelerin ifadesiydiler.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |