Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Bugüne geldiğimimde o tek kullanımlık ürünler ülkemde de çok kullanılıyor. Geri dönüşüme gitsin ya da gitmesin maalesef ne güzel diye geçiremiyorum içimden. Zira koskoca yerküreyi koca bir çöplüğe çevirdik. Kendime çok kızıyorum ama ne yapmalı? Çocukluğuma gidiyorum. Ben çocukken plastik poşetler yoktu. İlkokula giderken çıktı ve yaygınlaşmaya başladı. Aslında pek market olayı da yoktu. İnsanlar alışverişini mahalle bakkalından ve ihtiyaca göre alır fazla ürün alınmazdı. Alışveriş çılgınlığı yoktu. Bu manada çocuklar cankurtarandı anneler için. Git şunu al, git bunu al dendiğinde koşar alır getirirdik. Bu aynı zamanda sokağa çıkmak için bahaneydi. Benim çocukluğumda Ankara'da sütler sadece AOÇ markaydı ve sütler kırmızı aluminyum kapaklı şişelerde ve yoğurtlar yeşil aluminyım kapaklı şişelerde idi. Deposite alınır ve bakkala geri götürdüğünüzde deposite paranızı geri alırdınız. Bu deposito paraları çocuklar içinde harçlıktı aynı zamanda. Böylece geri dönüşüm halkası içinde görev yerine getirilirdi. Çamaşır deterjanları karton kutulardaydı. Peynir zeytin bakkallara teneke ile gelir ve kilo ya da gram ile alınır zeytinler kesekağıtlarında peynirler ise önce yağlı kağıda sarılır ardından paket kağıtlarına ya da gazete kağıtlarına sarılırdı. Çay dahil pek çok şey teneke kutularda idi. Zaten sebze ve meyve kese kağıtlarındaydı. Aynı şekilde etler önce yağlı kağıda sarılır ardından paket kağıtlarına sarılırdı. Kısaca çöpler organikti ve o manada çok fazla geri dönüşüm ihtiyacı yoktu. Alışveriş çılgınlığı da yoktu. Alınanlar ihtiyaçtı. Hemen hemen herkesin yaşam tarzı ve evi biribirine benzerdi. Çöpler mahallelerde önce çöp varillerde toplanırdı. Kedilere o yüzden varil kedisi de denirdi. Kediler kedi maması ile değil varillerden beslenirdi. Variller organik çöp doluydu, poşet değil. Daha sonraları her apartmanın önüne kocaman betonarme konteynerler yapıldı daha sonrasında poşetler çıkınca herkes evinden belirli saatte yola çöplerini çıkarır belediye görevlileri gelir toplardı. Biraz kediler dağıtırdı aslında. Şimdi bulunduğunuz bölgeye göre farklı konteynerler var. En acayibi Yenimahalle Belediyesinin, zira koca koca plastik konteynerler topraga gömülü! Evimizin çöpü ne az çıkardı çocukluğumda bugüne gelip baktığımda ne çok poşet çöp üretiyoruz. Hep bir kapitalizm çılgınlığı, tüketme arzusu. Sular çeşmeden içilirdi. Elimizi çeşmeye dayar kana kana içerdik. Yolculukta hep bir hayratla karşılaşmak mümkündü. Şimdi ise pet şişeler ki adı şişe aslında plastik her yerde. Hergün çöpümü kapının önüne bırakırken gelecekteki çocukların neden dünyamızı çöpe çevirdiniz diye bize bağrışlarını duyar gibiyim. Devamı yakında (16 Ocak 2024)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |