"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
Gelelim esas konuya yani demokrasi yalanına… Bugün Suriye halkı nedenini bilmeden kutlamalar yapıyor. Neden kutlama yapıyorsunuz diye sorduklarında Esad düştü diyorlar. Tamam Esad düştü de sonra ne olacak? Sonrası hakkında bilgileri ve ya da öngörüleri yok. Sadece yeni bayraklarını sallayıp dans ediyorlar. Bugün pek konuşulmuyor ama kaç yıllık senaryoyu 14 günde bitiren muhalifler; çok tehlikeli bir açıklama yaptı. İslam devleti kuracaklarını bildirdiler. Haliyle daha halk kendince kutlamalar yaptığı ‘’demokrasi’’sine kavuşmadan onların seçecekleri ‘’demokrasi’’ nin çoktan altyapısı oluşturuldu. Bu ne demek? Bu şu demek… Güce birbirleriyle muhalifmiş gibi davranacak bir iktidar bir de muhalefet partisi yaratılacak. Vergi ve fonlama bu esas iki partiye akacak. Bunlar da kendi aralarında laf dalaşı yaparak devletin ‘’demokratik bir şekilde’’ nasıl ilerlemesi hakkında esas güç sahibinin emirlerini bekleyecekler. Halk da propagandalardan etkileneceklerinden ve yeni açılan partileri destekleme cesaretinde bulunamayacaklarından, tabiri caizse her seferine tıpkı bir koyun gibi bu partileri destekleyecek ve demokrasileri var sanacaklar. Canlarım benim. Haliyle… Bazılarının aksine ben göç etmiş Suriyelilerin kendi topraklarına döneceklerine inanmıyorum bu bir… İkincisi, Arap baharını hatırlarsanız, özellikle Libya çok pişman oldu Kaddafi’yi kaybettiğinde. Esad’ın gitmesi eski Suriye’yi özletebilir. Demek ki buradan nereye geliyoruz? Gerçek değişimin ve gerçek demokrasinin olması için işin ehli, vatansever, helal süt emmiş ve devleti için bir ideolojisi, vizyonu ve de ülküsü olan insanlar; güce halk tarafından istenerek getirilmediği sürece, parti adlarında demlemen, hiçbir şeye yaramayan, tamamen popülasyon odaklı bomboş insanlar karar verse ne olur, karar vermese ne olur? Bunlar seçilse ne olur, seçilmese ne olur? Niye? Çünkü bunun adı demokrasi değil, aksine çoğunluk bende, ben ne dersem o olurdur ve tek adamcılıktan çok daha tehlikelidir. Çünkü tıpkı sabah uyandığında makyajsız bir kadın gibi gerçeği sana çok daha sonra gösterir, hayallerini kırar ve üzülürsün. Konuyu toparlamam gerekirse, esas suçlu hiçbir zaman yönetim biçimi olmadı fakat hep öyleymiş gibi gösterildi. Halbuki biraz tarihe bakar ve biraz politikayla da ilgiliysen esas suçluların; yönetmeye layık olmayan insanların başta olmasıyla alakalı olduğunu anlarsın… Eğer öyle olmasaydı, tarihte başarılı ve halkına adil yaşama şansı sunan krallar, şahlar, padişahlar ve devrimciler olmazdı. Özetle; Suriye’de yeni bir süreç başlayacak ve bu süreçte olacaklar hakkında dilerim ben yanılırım, Suriye halkı da çok mutlu olur fakat öyle olmayacak gibi görünüyor demeden de edemeyeceğim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |