"Moda denilen þey o kadar çirkindir ki onu her altý ayda bir deðiþtirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Marconi halen adý Marconi anteni olarak bilinen, cep telefonlarý, el telsizleri ve portatif radyolarda kullanýlan teleskopik ( çubuk ) anteni kullanmýþtý. Ýlk adýmda frekans ile ilgili bir çalýþma yapýlmasý düþünülmemiþti. Bu nedenle, yayýn çok dar bir alanda kalýyordu. Daha uzaklarla iletiþim saðlayabilmek için sadece antene yüklenilen voltajýn yükseltilmesi ise yetersiz kalýyordu. Hertz ise adý Hertz anteni olarak bilinen, eskilerin çok iyi anýmsayacaklarý yatay antenlerdi. Hertz anten ne kadar uzun olursa, yayýnýn daha uzaklara ulaþacaðýna inanýyordu. Hertz de Marconi de bir türlü arzuladýklarý baþarýya ulaþamýyorlardý. Hertz ile Marconi bilgi alýþveriþine girdiler. Marconi’nin yüksek voltajý, Hertz’in uzun yatay anteni bir araya getirildiðinde yayýn biraz iyileþmiþti ama, yinede arzulanan verimlilik elde edilememiþti. Ortak çalýþmalarýnda, araþtýrmalarýný frekans üzerinde yoðunlaþtýrdýlar. Bu çalýþmalarýnda da aþýlmasý güç bir sorunla karþýlaþtýlar. Ýnsan kulaðý, 25 - 30 000 frekansýn üzerindeki frekanslarý algýlamýyordu. Yýlamadýlar. Çalýþmalarýný býkmadan usanmadan sürdürdüler. Osilatörlerde ürettikleri yüksek frekanslarý hamal ( taþýyýcý ) olarak kullanmayý düþündüler. Yüksek frekansa mikser ( karýþtýrýcý ) aracýlýðýyla ses frekanslarýný yüklemeyi baþardýlar. Yayýnlanan frekanslar ses frekanslarýný bir hayli uzaða taþýyabiliyordu. Alýcýnýn osilatöründe ürettiði frekans, yine alýcýnýn mikserinde biri birlerini katlederlerken, ses frekanslarý hiçbir kayba uðramadan 428 - 490 arasýndaki ara frekansýn taþýyýcýðýyla ara frekans trasformotorlarýnda güçlerini artýrarak, sadece ses frekanslarýnýn geçiþine izin veren dedektöre ulaþýr. Dedektör ses frekanslarýný geçirir. Ara frekansýn geçiþine izin vermezler. Hamal frekanslar görevlerini tamamlamýþlardýr. Dedektörün giriþ ucundaki bir kondansatör, hamal frekanslarý þaseye yönlendirirler ve yok olmalarýný saðlar. Ses frekanslarý bir amplifikatörde güçlendirilerek hoparlöre ulaþýr. Ýþte kulaðýmýza gelen o gür sesler, böylesine karmaþýk bir sistemin ürünüdür. Sistem aðýr ve hantal bir sistemdir. Yakýn bir zamana kadar lambalý radyo olarak bilinen radyolarda kullanýlan lambalar ( tubes ) tüm geliþmelere raðmen, bu günkü hýza ulaþmalarý mümkün deðildi. Lambalarda her ne kadar ultra yüksek frekanslara ulaþýlmýþ olsa da yeterli deðildi. Üstelik portatif cihazlarýn üretimine de elveriþli deðildi. 1950 den sonra transistorun keþfi gerçekleþti. Çok kisa bir sürede lambalarin pabucu dama atildi. Transistorun yüzlercesi, hatta binlercesi kibrit kutusu geniþligindeki bir alana, hem de yüzlerce mesai arkadaþlari kondanstorler ve rezistanslarla birlikte sigdirildilar. Bu daracik alanlara sigan entegreler sayesinde, hem cihazlarin boyutlari küçüldü. Hem de ultra ultra yüksek frekanslara ulaþildi. Transistorlarýn sayesinde radyolar, bilgisayarlar, hesap makinalarý, kameralar cebe sýðacak kadar küçüldüler. Duvara tablo gibi asýlacak likit televizyonlar gündemde. Uçaklar hedeflerini gece bile tam isabetle vurabiliyorlar. Telefon santrallarý en az altý buçuk metre yüksekliklerdeki odalardan çanta büyüklüðündeki kasalara girdi. Hem de yüzlerce personelin görev almasý gereken ve hata yapan sistemden arýnýp, tek kiþiyle kontrol edilebilen bilgisayar sistemine geçildi. Robotlar en zor, en hassas ameliyatlarda dahi iþ baþinda. Göz ve beyin ameliyat lari robotlar sayesinde olabildigince risksiz gerçekleþtiriliyor.. D.N.A. larla genlerle çok kýsa bir süre önce tanýþmýþtý bilim adamlarý. Þimdilerde ise hastalýk tedavisinde, kopyalamalarda, cinsiyet yönlendirmelerinde ve babalýk testlerinde hep dijital teknoloji kullanýlýyor. Elektriðin icadýyla, insanlýk yararýna nice icatlar gerçekleþtirildi. Telgraf, telefon, motor, radyo, telsiz telefon, cep telefonu, ampul, içten patlamalý motorlar, bilgisayarlar, hepsi insanlýðýn hizmetinde. 1940 lý yýllarda bir icad var ki; en az tanýnan ve çok az insan tarafýndan bilinen atomun parçalanmasý. Belki de insanlýðýn sonunu getirecek bir icad bu. Yakýn zamanda onu Çernobil faciasý olarak tanýdýk. Daha eskilerde ise Japonya’daki Nagazaki ve Hiroþima þehirlerine atýlan atom bombasý olarak duyduk adýný. Nasýl bir þeydi bu bombalar? Bu iki bomba da bu günkü nükleer bombalarýn yanýnda adeta bir oyuncak. Sadece on kilo tonluk. Þimdikiler gibi megatonluk deðil. Atýldýklarý iki þehirde, düþtükleri yerlerde, yarý çaplarý iki kilometre olan bir dairede, önlerine gelen her þeyi canlý, cansýz sürükleyip götürmüþler. Sonra da patlamanýn neden olduðu hava boþluðu yüzünden, taþýnanlar tekrar geriye sürüklenerek, bombalarýn ayýbýný örtercesine patlama noktasýna yýðýlmýþlardý. Bu bombalarýn en acýmasýz olduklarý etki alanlarýydý. Ýkinci etki alanlarýysa, on kilometre yarý çapýndaki bir alanda tek bir canlýya dahi yaþam hakký tanýmýyorlardý. Üçüncü etkileri de neden olduklarý radyasyondu. Japonlar yýllardýr bu vahþetin yaralarýný sarmakla uðraþýyorlar. Artýk on kilotonluk bombalar müzelik oldu. Günümüzdeki bombalar yüzlerce megatonluk. ( milyon ton ) Atom bombasýnýn vahþetinden utanan Amerika, alternatif olarak, temiz bomba diye tanýmladýklarý Nötron bombasýný gerçekleþtirdiler. Bu bombalar sadece insanlarý öldürüyor. Binalara ise zarar vermiyor. Yeni bomba ne kadar temiz deðil mi? Amaç dünya egemenliði olunca, Nötron bombasý nasýlda temiz bomba olarak tanýmlanabiliyor. Ýnsan hayatýnýn ne önemi var ki? Peki bu korkunç güçteki bombalarýn kullanýldýðý bir savaþ sonrasý ne olacak? Ýnsanlarýn yaþama þansý var mI? Ýnsan yaþamýnýn sürmesi için neler yapýlmasý gerekir? Sýký durun. Yaþama þansý canlýlar içinde sadece hamam böceklerinde var. Ýnsanlar içinse en az altmýþ santim kalýnlýðýnda beton duvarlarý ve tavaný olan korunaklara sýðýnmalarý gerekiyor. Ya sonra ne olacak? Yýllarca sürecek radyasyon etkisinden nasýl korunacaklar? Radyasyonun yok olmasýný onlarca yýl nasýl bekleyecekler? Ne yiyip, ne içecekler? Gerçekçi bir deyimle yaþama þansý sýfýr. Ancak çok yüksek daðlarda, Aðrý, Himaliya, Alp ve Pirene daðlarýnýn maðaralarýnda yaþayan insanlar varsa, onlarýn bize göre biraz yaþama þanslarý var. Ulaþýlan ileri teknoloji ise aslýna geri dönecektir. Yani yeni bir TAÞ DEVRÝ baþlayacaktýr. Dileðimiz böyle bir savaþa insanlýðýn tanýk olmamasý ve teknolojinin insanlýk yararýna kullanýlmasý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |