Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
HAYRAN Okumaya çok düþkündü. Dört yaþýnda harflerle ilk tanýþtýðýnda ve daha sonrasýnda yazýnýn sihirli dünyasý ile büyülenmiþti. Bu büyü ailesinin tüm çabalarýna karþýn geliþme çaðýnda arkadaþ edinmeyi reddetmesine neden olmuþ, en iyi arkadaþ olarak kitaplarla dertleþmek ona yetmiþti. Her dönemde yaþýtlarýndan çok daha üstün okuma zevki olmuþtu. Ýlkokulda, okuma kitaplarýný sökmeye çalýþacakken, bulabildiði çocuk klasiklerini bitirmiþti bile. Yýllar geçtikçe anne babasý oðullarý için endiþeleniyor, ancak neyin yolunda olmadýðýný tam olarak bilemiyorlardý. Öyle ya oðullarý bir çocuk olarak gayet usluydu. Sabiha Haným'ýn oðlunun eve geç gelmelerinden, kýz arkadaþý yüzünden derslerini aksatmasýndan, hatta bir gece ehliyetsiz içkili araba kullandýðý için nezaretten zorla çýkartabildiklerini dinlediðinde, Oðuz'un annesi bir yandan oðullarý baþlarýna böyle dertler açmadýðý için þükrederken, derinliklerden bir yerden baþ gösteren burukluðu da hayret etti. Evet anne baba olarak oðullarýnýn gençliðini yaþamadýðýna hayýflanýyorlardý. Oðuz'u dýþardan bakan biri dýþ dünya ile iliþkisini kesmiþ olarak algýlardý. Halbuki bunun tam tersiydi. Okuma alýþkanlýðý gözlem yeteneðini geliþtirmiþ, derin bir dikkat kazandýrmýþtý. Baþkalarý kadar çaba sarf etmeden gözlediklerinden sonuç çýkartabilirdi o. Sonuçlarýný birleþtirip doðru yorumlara ulaþýrdý. Ýnsanlarla ilgilenmediði de doðru deðildi. Fakat ilgisi bir deneyin verdiði heyecana benzer heyecanlar nedeniyleydi. Ýnsanlar neyi neden yapýyorlar ve ne hissediyorlar... Neden seviyorlar, sevdiklerine neden ihanet ediyorlar. Oðuz için yazýya dökülen, sözle ifade edilen ve gözlenen þeyler ilginçti. Herþeyi analiz eden beyni yaþadýklarýný, daha yaþarken analiz etmeye baþladýðýnda artýk kendini yaþadýðý dakikalara býrakmasý mümkün olmuyordu. Yaþýndan erken geliþmiþ duygusal dünyasý, yaþamsal heyecanlarý yaþamasýný engelliyordu. Ýþte anne babasýnýn görüp ifade edemedikleri, bunun için de çözüm bulamadýklarý durum bundan ibaretti. Oðuz ise halinden hiç de þikayetçi deðildi. Kimselerin bilmediði kadar çok þey biliyordu. Ona göre herþey incelenmesi gereken dünya akvaryumunun elemanýndan baþka birþey deðildi. Herþeyi okurdu, bilimsel, bilim kurgu, magazin, her tür roman, bibliyografiler, tarih, coðrafya,... Yaþý ilerledikçe seçiciliði artýyor, hayran olduðu yazarlarýn sayýsý azalýyordu. Ancak biri vardý ki... Ne denmek istendiðini anlamadýðý çocukluðunda bile onun kitaplarýný severdi. Ýleriki yaþlarda bile insan iliþkilerine bulaþmayan, dünya kiriyle kirlenmeyen Oðuz'un ruhu orada arýlýk ve duruluðu buluyor, idealizme hayran kalýyordu. Sevgili yazarý gibi kimselerin sayýsý artýnca yaþam daha güzel olacaktý. Büyüyünce sevgili yazarý gibi olan kimselerden ilki kendi olacaktý. 'Atasal Sorkul' adý, yaþýyla birlikte içinde büyüyordu. Yazarýn el atmadýðý hangi konu vardý ki? Oðuz'un, okumadýðý hangi kitabý? Atasal Sorkul'un kitaplarý okunmakla bitmeyecek kadar çoktu. Sanki doðarken yazmaya baþlamýþtý ve elinde bir kalem kaðýt hiç durmadan yazýyordu. Oðuz 'Bu kadar çok yazabilmesi için edindiði birikimi ne zaman edindi?' diye merak ediyordu. Oðuz'un duyduðu hayranlýk boþa deðildi, küçük hayraný onu keþfettikten çok sonra medya yazarý göklere çýkartmýþtý. Zaman geçtikçe içinde büyüyüp duran hayranlýðý yazarýn özel hayatýný meraka kadar varýnca, onunla ilgili medyada çýkan hiçbir haberi atlamamaya çalýþýr oldu. Yýllarca kitaplarýnýn ardýnda resmi neden yayýnlanmýyor diye hayýflanmýþtý. Masasýnýn üzerinde insan boyu kitaplarýn arasýndan zorlukla seçilen, gözlüklü, doðrularý dünyaya yaymaktan baþka hiçbir þey umurunda deðilmiþ gibi görünen adamýn kötülüklerle savaþmaktan zayýflamýþ saðlýksýz bedeninin silüetini yýllarca hayalinde sevmiþti. Anne babasý oðullarýnda eleþtirdikleri yaþýtlarýyla baðdaþmayan umursamazlýðýn, yaþýyla baðdaþmayan kendiyle ilgisizliðin hayalinde yaþattýðý yazara benzemek adýna yaptýðýný nereden bileceklerdi. Oðuz'a göre dünyayý kurtaracak idealleri, kendisinden ve insanlarýn günlük uðraþlarýndan daha önemliydi. Ne renk gömleðin, ne renk pantolonla giyilebileceði ya da yüzünde çýkan sivilcelerin ne önemi olabilirdi? Televizyonda çýkacak ilk röportajýný onun kadar hevesle bekleyen bir hayraný daha var mýydý acaba? Oðuz, tüm dertlerini paylaþtýðý, çýkmazlarýný anlattýðý, onun gibi olmaya özendiðini itiraf ettiði yazarý karþýsýnda görünce, jenerik müziði çalmaya baþladýðýndan beri tuttuðu nefesini koyverdi. Spikerin yanýnda oturan adam o olabilir miydi? Bu atletik yapýlý, renkli gözlü, hücrelerinden hayat fýþkýran adam Atasal Sorkul olabilir miydi? Hiç de hayal ettiði gibi yemek yemeyi unutacak kadar kendini insanlýk idealine kaptýrmýþ biri gibi deðildi. Oðuz'a yabancý gelmeyen tek þey gri gözlerdeki bahsettiði konunun derinliðine bakýyor gibi sabitleþen bakýþlardý. Ancak Oðuz bu bakýþý da sadece zamanýn elverdiði ölçüde derinleþilebilen konularda yakalayabiliyordu. Program boyunca, zaman zaman kelimeler yetmiyormuþ da daha iyi ifade edebilmek için el iþaretlerinden yardým ister gibi arada bir Oðuz'un ona çok yakýþtýrdýðý hareketi ezberlemeye çalýþtý, ayakkabýlarýna kadar her þeyini inceledi. Soru soran dinleyicilere cevap verirken takýndýðý tavýrlarda eleþtirilecek hiçbir yön yoktu. Atasal Sorgul yazmayý seviyordu ve yazýyordu, hepsi bu. Onu gördüðü andan itibaren edindiði izlenimler nedeniyle, hayalindeki sevgili dostunu en baþtan yapýlandýrmak zorunda kaldý. Okuduklarýnýn, sýska saðlýksýz, loþ ve yýðýnla kitap içinde kendine güçlükle yer açmýþ hayalinin kaleminden çýkmadýðýný öðrendiðinden beri yýllarca emekle biriktirdiði ve karakterini oluþturan öz bilgileri sarsýldý. Her þeye yeniden anlam vermek, çocukluðundan beri inandýðý çoðu þeyi içinde yeniden þekillenirmek zorunda kaldý. Onunla yüz yüze konuþmaya ihtiyacý vardý. Ýstanbul'da yaþayan yazarla nasýl tanýþabilirdi? Nasýl ki içindeki karmaþayý oluþturmuþtu, çözmek de ona düþerdi. Ve tanýdýðý Atasal Sorkul'un, Oðuz'un durumundan sorumluluk duyacaðý kesindi. Ankara'da imza günü düzenlediðini öðrenince dünyalar onun oldu. Ýmtihaný olduðu halde fakülteye bile, gitmeden erkenden kitapçýya gidip beklemeye baþladý. Elinde de, içlerinden güç bela tercih edebildiði yazarýn kitaplarýndan biri vardý. Yazarýn yazma hýzýna ulaþamamýþtý, bunun en büyük nedenlerinden biri de okuduðu bir kitabýný iyice içine sindirip, tamamen anladýðýna emin olana kadar tekrar okumasýydý. Belirlenen saatten tam bir saat sonra geldi yazar. Bu Oðuz'un zor hazmettiði ilk þey oldu. Çünkü yazar çoðu kitabýnda zamanýn mukaddesliðinden bahsediyor, baþkalarýnýn zamanýna da en az kendimizinki kadar saygý duymamýz gerektiðini vurguluyordu. Üstelik beklettiði için bir özür bile dilememiþti. Oðuz, yazarýn dediði gibi 'ön yargýlý olmamak' için bunun üzerinde durmamamayý tercih etti. Onunla nasýl konuþacaðýný hiç düþünme gereði duymamýþtý. Çünkü Atasal Sorkul o gün oraya gelen tüm hayranlarýyla tek tek ilgilenecek, konuþacak, kitaplarý hakkýnda tavsiyeler alacaktý. Hatta mümkün olduðu kadar konuþmalarý uzatacaktý. Ne de olsa, onu bulunduðu noktaya getiren okuyucularýydý, o da bunu biliyor ve minnet duyuyordu. Ýþte ilk olarak düzenlenen bu imza günü, ona kitaplarýnda sýk sýk özlemini duyduðunu söylediði karþýlýklý iletiþimle, baþkalarýnýn gözüne bakarak iletiþim kurup, duygu alýþ veriþinde bulunma imkaný veriyordu. Bu gün en az hayranlarý kadar onun için de önemli bir gün olmalýydý. Genç adam, hiçbirþey söylemeden masanýn baþýna geçip, robot gibi, yüzünde bir maskeyle hayranlarýnýn konuþma çabalarýnýn acelesi varmýþ gibi, ustalýkla kýsa kesmeye çalýþýnca, Oðuz buna ne anlam vereceðini bilemedi. Bir müddet sýranýn dýþýnda kalýp, kalabalýktan faydalanarak yazarýn hareketlerini inceledi. Ýmzaladýðý kitaplardan birindeki yazarýn el yazýsýna baktýðýnda abartýlý yazýsýný bile hayalinde yaþattýðý Atasal Sorkul'a yakýþtýramadý. Gerçekten þu karþýsýnda gördüðü adam mýydý, onu günlerce tek bir cümlesiyle düþündüren, yazýlarýyla Oðuz'a idealizm aþýlayan þu adam mýydý, þu...þu karþýsýnda gördüðü kendisiyle sohbet edebilmek için hevesle bekleyen okuyucularýyla deðil de, çevresini saran genç kýz hayranlarýyla flört etmeyi tercih eden adam mýydý? Oðuz'un çatýrdayan hayal dünyasýný duyduðu tek bir cümle paramparça etmeye yetti; "Neden yazar olmayý seçtiniz?" "Size bir sýr vereyim mi? Bu iþte iyi para var."
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Arzu Menteþeoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |