Tarçın kokulu odaların girişindeyim,
Duvarlara gömülen spotların sıcaklığında,
Dokunuşlarında boğulan bir mevsimi öpmekteyim,
Geceyle sabahın ortası,
Dudaklarının sınırında fırtınalara karışıyorum,
Okyanuslarına dev dalgalar bırakıyorum,
Laciverti eskiz tadında silüetlere boyuyorum,
Tarlalarda buğday tanesi,
Bulutları kovalıyorum,
Paslı bir çiviyle tam orta yerinden mıhlanmış,
Yağlı boya bir tablodan akıyorum,
Çocuklar kesiyor önümü,
Yalınayak yürek taşıyorlar avuçlarında maviliğe,
Belkide şimdi,
Toprağa basan umutların uykusundadır aşk,
Aşk,aranan yüzlerin arkasındadır her gerçeğe,
Bırakmadan kendini hiçbir sessizliğe,
Ve şu karşımda duran gecemidir sence,
Gecedir,
Yırtıp suskunluğun çaresiz ayaklanışını,
Şu içimde hangi dertten kalan yalnızlığın haykırışını,
Yüreğimde yüreksizce unutan herşeydir bence,
Söndür beyazın karanlığını,
Al bendeki sevdanın yağmurlarda ıslanışını,
Yık duvarları,
Anla sevdiğim,
Anla içimde isyana saltanat süren,
Çocukluğumun ağlayışını,
Ve ben seni yaşıyorum ya,
Seni yudumluyorum ya şu kimsesiz hayata,
Güllerin kuruyan yapraklarıyla geliyorum,
Silerken hasreti matemden içimdeki dünya,
Ve bekliyorum tarçın kokusu bitene kadar odalarda,
Biliyorum,
Uğruna öleceğim dilber sensin,
Çek gökyüzünün perdelerini,
Yak ışıkları,
Yüreğim gecelerce seni ezberlesin,
Cümle alem bilsin,
Sen hayatıma,
Hayat veren yüreksin...