..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Soyut > müge




7 Aralýk 2003
Yanký...  
müge
“Baktýðýn aynanýn buðulu olma olasýlýðýný düþün. Görüntüyü netleþtirmek için birilerini bekleyenler, oturduklarý koltukta kendi nefeslerinde yaþlanýrlar. Çünkü aynayý bulanýklaþtýran kendi nefesleridir.”


:AHDH:
 
“Baktýðýn  aynanýn buðulu olma olasýlýðýný düþün. Görüntüyü netleþtirmek için birilerini bekleyenler, oturduklarý koltukta kendi nefeslerinde yaþlanýrlar. Çünkü aynayý bulanýklaþtýran kendi nefesleridir.”
O’nu ilk, þehrin karanlýðýnda parlayan ýþýklarýn arasýnda gördüm.  
Geceleri milyonlarca göze dönüþen ýþýk kümesi evlerin birinde, dikkatimi çekmesinin nedeni siyah dalgalý saçlarý mýydý, yoksa açýk bir perde arayan gözlerimin buluþtuðu ilk nokta olmasý mýydý bilmiyorum. 
Pencerenin önünde durup, ev ýþýklarýnýn ötesinde süren yaþamlarý merak ediþim ilk deðildi. Tanýk olduðum yaþam kesitlerinde oynanan sahneleri izlemek, içinde rol almak zorunda kalmayýþýmýn getirdiði güvenle, benim vazgeçmezlerimden biri olmuþtu. Baþkasýna ait olanýn gizli kapýsýný aralýyordum kendimce. Tanýmadýðým kiþilerin kavgalarýna katýlýyor, bilmediðim insanlarýn seviþmelerini gözlüyordum. Umutlarýn yeþerdiðini, hayatlarýn söndüðünü, bazen seslerle bazen de suskunlukla seyrediyordum. Zaman zaman verdikleri yemek davetlerine katýlýyor, çocuklarýyla oyunlar oynuyor, aldatmalarýna ve aldatýlmalarýna tanýk oluyordum.
Yaþadýklarýmýn renklerini, yaþayamadýklarýmýn kýskançlýklarýný, sarýldýðým sevaplarý, yok saydýðým günahlarý baþka evlerdeki bilinmedik yaþamlarda buluyordum. Yüzlerindeki detaylar bana uzak olsa da,  ne zaman güldüklerini, ne zaman haykýrdýklarýný ya da aðladýklarýný, gölgelerinden yansýyanlarla biliyordum. Mum ýþýðýnda koklaþan sevgilileri gördüðümde onlara gýpta ediyor, gözlerimi geçmiþe çevirip, umutsuzca, tozlanmýþ anýlarým arasýnda benzer sayfalar arýyor, yakaladýðým hayal karelerini birbiri ardýna ekleyerek yeni anýlar yaratýyordum. Küçük tartýþmalarýn nasýl þiddetli kavgalara dönüþtüðünü izleyip, onlar için üzülürken, yalnýzlýðýmýn bana verdiði bir hediye olan huzuruma þükrediyordum. Ýzlediðim yaþamlar hem benden baðýmsýz sürüyor hem de  benim bir parçam haline dönüþüyordu. Onlar benim, soluksuz seyrettiðim, bir sonraki bölümünü merakla beklediðim, her biri olaðanüstü performans gösteren karakterlerle dolu, sessiz dizilerimdi. Gözlediðim tüm yaþamlarý yakýndan tanýmakla kalmýyor, her biri için ayrý ayrý günlükler tutuyordum. Her bir karaktere kendimce uygun olan adlar veriyor,  kaçýrdýðým bölümler olduðunda tekrar hatýrlayabilmek için bu yazdýklarýma baþvuruyordum.  
Her zaman özlediðim ideal yaþama kavuþmuþtum. Eskiden-yani izlemeye baþlamadan önce- kontrolü benim elimde olmayan kalabalýklar þimdi tamamen benim emrimdeydi. Yaþamlarýný durdurmak ya da kaldýklarý yerden oyunlarýna devam ettirmek, tek bir perde çekiþime baðlýydý. Yalnýzdým -ki bu benim istediðim ve tercihimdi – ama ayný zamanda herkesle birlikteydim; kimse benden bir þey beklemiyordu, talep etmiyordu, enerjimi sömürmüyordu. Sessizdim- zaten sözcüklerimi yöneltmeye deðecek kimse yoktu- ama ayný zamanda onlarýn aðzýndan, konuþmaya deðer bulduðum tek kiþiyle- kendimle- konuþabiliyordum. Mutluydum. 
Ýzlemeyi cazip hale getiren; tel örgülerle çevrilmiþ dünyalara, sessizce adýmýnýzý atabilmeniz, yasaklanmýþ bölgelere elinizi kolunuzu sallayarak girerken kimseden izin almak zorunda kalmayýþýnýz ve tüm bunlara karþýlýk, hiç kimsenin sorumluluðunu üzerinizde taþýmamanýz, gerçek dünyada yaþamlarýna girdiklerinize zarar verme ihtimalinin getirdiði baskýyla karþý karþýya olmayýþýnýzdýr. Mutlak bir özgürlük.  Baþkalarýnýn kolayca ahlaksýzlýk olarak nitelendirebileceði bu eyleme,  izlediðim insanlarýn yaþam akýþlarýnda her hangi bir deðiþiklik yaratmamanýn verdiði huzurla, kýsaca paylaþým diyordum; tek taraflý olsa da. 
Herkesi izlemiyordum elbette. Hatta oldukça seçici davrandýðým bile söylenebilirdi. Her filmi izlememeniz, her kitabý okumamanýz gibi bir þey bu.  Ýçinde bir deðer, bir anlam , kendinizden bir parça ararsýnýz. Bunu derinleþtirmek ya da yozlaþtýrmak sizin elinizdedir. Ýzlediðim yaþamlardan her biri, benim tarafýmdan izlenmeyi hak ediyorlardý. Ve ben, sahip olduðum bir çift gözün ve beyin dalgalarýmýn onlar üzerinde dolaþmasýndan, onlar adýna gurur duyuyordum. Filmleri çok seyredilen bir yönetmenin ya da kitaplarý çok okunan bir yazarýn duyduðu gururu taþýmalarý gerek diye düþünüyordum ve emindim ki izlendiklerini bilseler, izlenmeye deðer bulunduklarýný bilseler, onlar da bu gururu taþýyacaklardý. Sonuçta, bencilliðin kol gezdiði, kimsenin kimseyle ilgilenmediði bir dünyada, birisi zamanýný ve emeðini harcýyordu onlar için. Bu da yeterince onur verici olmalýydý.  
Bu yaþamlarý izleme zamanlarýmda,  onlara müdahale etmenin köþesinden döndüðüm anlar da oldu. Neyse ki kendimi kontrol altýna alarak bundan son anda vazgeçtim. Bir keresinde, gecenin bir yarýsýnda çok uzun zamandýr arþivimde yer alan  genç bir kadýný seyrediyordum. Gözlemlemeye baþladýðýnýzda, (Yaptýðýmýn röntgenleme eylemiyle karýþtýrýlmamasýný rica ederim. Bu eylemi gerçekleþtiren bayaðý ve çirkin insanlarla bir tutulmak, bana ve izlediðim yaþamlara yapýlacak en büyük saygýsýzlýktýr.) bir süre sonra gözlediðiniz kiþinin davranýþlarýna da aþina olursunuz, yabancýlýðýnýz kalkar. Nasýl yemek yediðini, kaç günde bir duþ aldýðýný, hangi kitaplarý okuduðunu, kaçta uyuduðunu, kaçta uyandýðýný bilirsiniz. Kadýnýn yatma saatine yaklaþýk 20 dakika bir zaman vardý. Önce duþ yapacak, sonra baþucundaki lambayý yakacak, uzun zamandýr bitiremediði kitaptan bir sayfa daha okurken uykuya dalacaktý. Ancak, bu olaðan yaþantýyý bozan bir þey oldu o gece. Þaþýrmýþtým. Kadýnýn yataðýndan kalkýp kapýya yönelmesiyle kapýnýn çaldýðýný anladým.  Kapýyý açtý; karþýsýndaki 40-45 yaþlarýnda orta boylu bir adamdý. Kadýn sinirli hareketlerle bir þeyler anlatmaya baþladý ve kapýyý adamýn yüzüne doðru itti; sanýrým adamý tanýyordu. Adam bir ayaðýný kapýnýn arasýna koydu ve o da sinirle kadýna bir þeyler söyledi. Birden kapý aralýðýndan uzattýðý koluyla kadýný hýzla içeri fýrlattý, kendide ardýndan içeri girdi ve kapýyý arkasýndan kapattý. Kadýn sendelediði yerden kalkmak üzereyken adam kadýnýn üzerine çullandý, yerde 5-10 dakika kadar süren bir boðuþma baþladý;  kadýna tecavüz ediyordu. Görebildiðim; vücuduyla kadýný yere bastýrdýðý, bir eliyle aðzýný kapattýðý ve diðer elinin benim göremediðim yerlerde dolaþtýðýydý. Donakalmýþtým. Ne yapmam gerektiðini bilmez bir halde önce camý açtým, sonra telefonu alýp polisi aramak üzere tuþlarý çevirdim. Gözlerim hala dairenin içindeydi. Adam kalktý, fermuarýný çekti ve daireyi terk etti. Kadýn biraz doðruldu ve aðlamaya baþladý.Telefonda polisin sesini duydum, aðlayan kadýna baktým ve telefonu kapattým. Ýþ iþten geçmiþti zaten. Kadýn bir sigara yaktý, yarýsýný içti ve duþa girdi. Duþtan çýktýðýnda 10 dakika önce olanlarý o yaþamamýþ gibi yatak odasýna geçti ve uyudu.
Sonraki günler o adamý bir daha hiç görmedim. Ve bir kez daha iyi ki polisle konuþup olayýn içinde yer almamýþým dedim. Ne de olsa herkes kendi hayatýndan sorumluydu ve her koyun kendi bacaðýndan asýlýrdý. 
Bir keresinde de yeni izlemeye baþladýðým bir ailenin yaþadýðý bir acýya tanýk oldum. Gözlemeye  karar verdiðinizde bilmeniz gerekenlerden biri de,  hep mutlu þeylerin yaþanmayacaðýdýr. Ve acýlara da dayanýklý olmalýsýnýz. Bu benim ilk baþlarda yaþadýðým bir tecrübeydi. 4 kiþilik bir aileydi. Evin babasý olan adam sabah saat sekizde evden çýkar akþam yedi gibi eve dönerdi. Kadýn çalýþmýyordu, hep evdeydi. Nadiren dýþarý alýþveriþe çýkar ve bir sürü poþetle eve dönerdi. 4-5 yaþlarýnda bir kýzlarý ve 16-17 yaþlarýnda bir erkek çocuklarý vardý. Genelde mutlu ve huzurlu bir aile ortamlarý vardý. Onlarý daha çok gergin ve huzursuz anlarýmda, biraz rahatlama bulmak istediðimde seyrederdim.  O gün saat 13.00 sýralarýnda, kadýn kýzýný alarak dýþarý çýktý.Evde yalnýz oðlu kaldý. Çok renkli bir yaþamý olmadýðýný bildiðimden tam seyretmekten vazgeçiyordum ki, çocuk telaþla salondaki çekmeceleri karýþtýrmaya baþladý. Merak ettim. Sonra mutfaða gitti, mutfak dolaplarýna baktý.Mutfaktaki en alt çekmeceden bir ipi eline aldý, evirdi çevirdi , tekrar yerine koydu. Küçük kýzýn odasýna yöneldi. Oyuncaklarýný karýþtýrdý ve kýzýn atlama ipini buldu.  Ýpi alarak kendi odasýna doðru gitti. Seyrettiðim yerden odasý net görünmediði için diðer odaya geçtim. Çocuðun aralýk olan perdesinden içeri baktýðýmda, biraz önce aldýðý ipin bir ucunu tavandaki kancaya, diðer ucunu kendi boynuna geçirdiðini ve  üzerine çýktýðý merdiveni tekmelemek üzere olduðunu gördüm. Elimi uzattým, çocuk merdiveni itti, boþlukta kalan bacaklarý bir süre merdiveni arar gibi çaresizce sallandý, elleri boðazýndaki ipe gitti, sonra 3-4 kez kasýldý, durdu. Yüzünü görememiþtim. Nefesimi býraktýðýmda onun için çok geç kaldýðýmý anladým. Ýçim burkuldu. Ne kadar da gençti oysa.Olacaklarý düþündüm, üzüldüm. Annesinin eve dönmesini beklerken, dolapta yarým kalmýþ çikolatalý pastayý yemeye karar verdim. Ne zaman mutsuz olsam çikolataya ihtiyaç duyuyordu vücudum. 
Kadýn eve geldi, poþetleri mutfaða taþýyýp aldýklarýný yerleþtirmeye baþladý. Küçük kýz önce kendi odasýna girdi, sonra çýkýp çocuðun odasýnýn kapýsýný vurdu. Biraz bekledi, kapýyý açtý. Öylece kalakaldý. Sonra yavaþça annesinin yanýna gitti, elinden tuttu ve çocuðun odasýna götürdü. Sonraki aðlamalarý, haykýrýþlarý duymasam da hissediyordum. Yaþamlarý tam bir dramdý, hayatýn kendisiydi. Perdeyi kapadým. 
Sahip olduðu hiçbir özellik yoktu O’nun. Neden seçmiþtim O’nu bilmiyorum. O kadar sýradan ve bayaðýydý ki bir isim bile yakýþtýramamýþtým. Sadece uzun siyah dalgalý saçlarý vardý. Sanýrým acýmýþtým ona. O kadar deðersiz görünüyordu ki, galiba onu seyretmeye baþlayarak onu yüceltebileceðimi, ona yardým edebileceðimi ve hiçbir zaman sahip olamayacaðý bir deðeri ona baðýþlayarak kendimi tatmin edebileceðimi düþündüm. 
Evini biriyle paylaþýyordu. Sanýrým kocasýydý. Sabah birlikte evden çýkýyorlar, akþam  kocasýndan önce eve dönüyor, yemek yapýyor, sonra kocasý geliyor, birlikte yemek yiyorlar, sonra kocasý televizyonun baþýna geçiyor O’da ya ev iþlerine devam ediyor ya da kocasýna eþlik ediyordu. Zaman zaman misafirleri oluyor, pasta- börek- çay eþliðinde sohbetlere katýlýyordu. 
Günler günleri kovalýyor, ben onu izlemekten sýkýlmýþken onun kendi hayatýndan nasýl sýkýlmadýðýna hayret ediyordum. Ürettiði hiçbir þey yoktu bu kadýnýn; yemek yapmaktan baþka. Hiçbir þeyin farkýnda deðildi; çevresinde olup bitenlerin, yaþamýn, kavganýn... Dört duvar arasýnda yaþamayý, tek bir çizgide ilerlemeyi seçmiþti. Evinin döþenme tarzý da kendini yansýtýyordu. Hoþ bunun  bile kendi seçimi olduðuna dair ciddi þüphelerim vardý; o kadar seçmekten aciz bir görüntü sergiliyordu ki! Hiçbir özelliði olmayan ve insanda ancak tiksinti uyandýran bordo koltuklarýn kenarlarýna serdiði dantel örtüler evdeki tek süstü. Ve tüm kasvetine raðmen evdeki en renkli eþyalardý bordo koltuklar. Eþyalarý o kadar kiþiliksizdi ki, insanýn aklýnda tutabilmesi için her gün tekrar tekrar bakmasý gerekiyordu. Yatak odalarýnýn duvarý soluk bir bej rengiyle boyanmýþtý. Yataklarý, býrakýn huzurla uyumayý, kabuslarý davet eder cinsten; klasik, kahverengi, yer yer boyalarý dökülmüþ bir yataktý. Üstünde yine iç karartýcý kahverengi bir yatak örtüsü vardý. Oda da hiç ayna yoktu; zaten onun da aynaya bakmaya niyeti yoktu. Sabah kalktýðý gibi yüzünü yýkar, eline ne geçtiyse üzerine geçirir ve öylece kocasýnýn ardýndan çýkardý dýþarý. Eve döndüðünde, üzerine hep ayný rengi solmuþ eþofman altýný ve gri pamuklanmýþ kazaðýný geçirirdi. Saçlarýný tek açýk gördüðüm zaman dilimi, banyodan sonra onlarý kurutmasýyla, toplamasý arasýnda geçen süreydi. Saçlarýný tekrar görmek için bir sonraki banyosunu beklemeniz gerekirdi. Bir bayan olarak, kocasýnýn yerinde olsaydým O’nu çoktan aldatýrdým diye düþünüyordum. O kadar silikti ki. Yatak odalarýný merak ettim. Nasýl seviþiyorlardý acaba? Aslýnda bu sorunun yanýtýný vermek, O’nu tanýdýktan sonra hiç de  zor deðildi. Prensip olarak izlediðim kiþilere yabancýlýðým gidene kadar, onlara aþina olana kadar, onlara duyduðum saygýnýn bir göstergesi olarak  yatak odalarýna girmezdim; buda uzun zaman alýrdý.  
Ama O’nun  için durum çok farklýydý. O’nu anlamak o kadar basitti ki. 3.gün kendimi yatak odalarýnda buldum ve tahmin ettiðim gibi 10 dakika süren tek taraflý bir rahatlama seansýyla karþýlaþtým. Sanmayýn ki adam ona karþý duyarsýz. Hayýr tam tersi- O’nu tanýdýðým için söylüyorum- seviþmeyi, çekirdek çitletmenin monotonluðundan ayýrt edemeyen bu kadýn için, adam yine de üstün bir performans sergiliyordu. Gel gelelim kadýnýn yaptýðý, seviþme sonrasýnda üstünü temizlemekten öteye geçmiyordu. Zavallý adam. Gün geçtikçe kadýna duyduðum acýma,  nefret ve tiksintiye dönüþüyordu. Yaþamý bu kadar savurganca harcamasý midemi bulandýrýyor, yaþamayý hak eden onca insanýn göçüp gitmiþliði karþýsýnda, onun bu hakka sahip olmasý beni çileden çýkarýyordu. Bu hakký o ve onun gibilere  verenlere de isyan ediyordum. 
Kesinlikle bir kurum olmalýydý. Herkesi, belirli bir yaþtan sonra teste tabii tutmalýlardý. Testi geçemeyenler, yaþamý israf etme potansiyellerinden dolayý suçlu bulunup, yaþama haklarý ellerinden alýnmalýydý. Testi geçenlere ise bir sözleþme imzalatýlmalý ve yazýlan maddelere uymadýklarý ve israfa yönelik hareket ettikleri takdirde, verilen hakkýn geri alýnacaðý söylenmeliydi. Her þey çok daha güzel olurdu o zaman. 
Acizliðini seyretmek, günden güne içimi daha fazla kinle dolduruyordu. Bir insanýn bu kadar hayatýn dýþýnda kalmasýný yediremiyordum kendime. Ýnsanlar bu kadar sorunla, dertle uðraþýrken, onun bu umarsýzlýðýný kýskanmamak da elde deðildi bir yandan. Bazen, keþke ben de farkýnda olmasam diyordum , keþke görmesem, keþke kapatsam gözlerimi tüm olanlara. Ama sonra tekrar sinirleniyordum O’na. Beni bile zehirleme ihtimali olduktan sonra, kimbilir çevresindeki insanlara duyarsýzlýðýný, silikliðini nasýl aþýlýyordur. 
Artýk kimseyi izleyemediðimi fark ettim. Yalnýzca O’nun, gözümü kapasam her ayrýntýsýný çizebileceðim kadar net ve sönük olan hayatýna odaklanmýþtým. Baþlangýçta tek hayranlýk uyandýran parçasý, saçlarý bile rahatsýz ediyordu beni. 
O’na ve bilinçsizce temsil ettiði tüm yozluklara karþýydým. Her gece,  hayatýnda bir dalgalanma yaþasýn, baþýna tepki verebileceði bir þeyler gelsin, duygularýný dýþa vurma isteði doðuracak bir þeyler olsun diye, dua ediyordum. Ama O, hala ayný tekdüzelikle kahrolasý yaþamýna devam ediyordu. 
Beynimin içini kemiriyordu bu suskunluðu. Nasýl, nasýl olur da bir insan deðiþmeden, “ayný” kalarak, “ayný” davranýþlarý göstererek, böylesine tepkisizce yaþamýný sürdürürdü. Hýrs haline getirdim; mutlaka ama mutlaka bir açýk verecekti. Ya tanýmadýðý biri karþýsýna çýkacak, ona aþýk olacaktý;  ya kocasýný baþka bir kadýnla yakalayacaktý; ya geçmiþinde yaþadýðý bir acý- yaþamýþ olmalýydý, bir acý yaþamýþ olmalýydý!-  onu ziyaret edecekti. Belki sevdiði bir hayvaný olacak, belki de yýllardýr sakladýðý bir korkusu gün ýþýðýna çýkacaktý. Tepki vereceði bir þeyleri olmalýydý. Bir zaafý, tek düze yaþamýný aksatacak bir olay olmalýydý. 
Neredeyse hiç uyumuyordum. O’nun için yaþadýðým kaygýlarýn inadýna, hala bir sürüngen gibi yaþamaya devam ediyordu. Kiþiliksiz, kukla, sünepe, asalak... aklýma ne geliyorsa sayýyordum O’na. Hiçbirinin farkýnda deðildi, hiçbirini umursamýyordu. Beni içine ittiði bu huzursuzluðun cezasýný çekmeliydi! O’na yardým etme isteðimi yok etmiþ, geride sadece O’nu yok etme isteðimi býrakmýþtý. 
Demek ki böyle yapýyordu; etrafýndakileri,  kendi kiþiliksizliði içinde, kendine böyle baðýmlý kýlýyordu. Ben bu tuzaða düþmeyecektim. Karar verdim. Artýk tek amacým O’nu sarsmak ve hiç görmediðim yüzünde, görmek için can attýðým korku, endiþe, þaþkýnlýk, acý izine rastlamaktý. Karar verdim. O’na hiç beklemediði bir þok yaþatacaktým. O’nu, yaþadýðýný sandýðý ölü dünyasýndan dýþarý çýkaracak, savunmasýz býrakacak, ve öcümü alacaktým.  Karar verdim, O’nu gerçekliðime çekmeye karar verdim. 
Ertesi sabah, onlarýn kalkýþ saatlerine yakýn kalktým. Üstümü giyindim, çantamý aldým ve aþaðý indim. Köþede beklerken, uzakta O’nu ve kocasýný gördüm. Artýk geri dönüþ yoktu, takip etmeye baþladým onlarý. Yolun sonunda kocasýndan ayrýldý ve tek baþýna yürümeye devam etti.  Dar bir sokaða saptý. Uygun bir sokak dedim kendi kendime. Kimseler yoktu sabahýn o saatlerinde.  Adýmlarýmý hýzlandýrdým ve O’na yaklaþmaya baþladým. Artýk tam arkasýndaydým. Derin bir nefes aldým, elimi uzattým ve omuzuna dokundum. Durdu, yavaþça kafasýný çevirdi bana doðru. Dehþete kapýlmýþ gözlerim gözleriyle buluþtu, beynimdeki uðultularýn arasýnda söylediklerini duydum; gülümsüyordu: 
“Katýlman gerektiðini biliyorsun, baþka çaren yok”
“NEYE! NEYE...”
“Bu oyuna”
“NE OYUNU! KAHRETSÝN NE OYUNU ALLAHIN BELASI”
“Senin oyunun”
“BENÝM MÝ! BENÝM MÝ!..”
“Senin ve benim, bizim”
“ANLAMIYORUM! ANLAMIYORUM LANET OLSUN!”
“Anlamýyor musun! Anlamamak mý, kabullenmemek mi? Kendini yeterince izlemedin mi?”
 
 
 
 
 
 
 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn soyut kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sýzý
Kýþ'a Düþ - Tüm


müge kimdir?

Kulaklarýmý týrmalayan sözlerinizi duymuyorum artýk, kokuþmuþ düþüncelerinizi uyandýrmamak için, parmak uçlarýmda dolaþýyorum Arkabahçelerinizde. .

Etkilendiði Yazarlar:
oðuz atay, edgar allan poe, gandhi


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © müge, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.